Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b) Kişisel Verileri Koruma Kurumu c) Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu ç) Türkiye Adalet Akademisi d) Hâkimler ve Savcılar Kurulu e) Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu f) Anayasa Mahkemesi g) Yargıtay ğ) Danıştay |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 21 .11.2023 |
ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Sayın Başkanım, arada sırada hata yapabileceğini kabul eden Hükûmete mensup bir milletvekili görmek bizim için mutluluk verici.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben Meclise mensubum, Hükûmete değil.
ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Düzeltme için de teşekkür ediyorum.
Değerli hazırun, Adalet Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, ülkemizin, yurttaşlarımızın ekmek gibi, su gibi temel ihtiyaçlarından olan adaletin bağımsız, tarafsız ve kesintisiz tesisi için kullanılmasını temenni ediyorum.
Buradaki herkesin bildiği Yargıtay 3. Ceza Dairesinin almış olduğu bir karar var; bu karar, ötesi berisi, aması fakatı olmadan açık bir Anayasa katli, açık bir hukuk cinayeti. Karar, hem Can Atalay'ın mağduriyetlerini artırmakta hem Anayasa Mahkemesi üyelerini alenen hedef göstermekte hem de Anayasa'yı hiçe sayarak anayasal toplum düzenine darbe yapmayı hedeflemektedir.
Bir yandan gazeteciler, "tweet" atan gençler, ses yükselten muhalifler, seçilmiş milletvekilleri içeride tutsakken gazeteci katillerinin serbest bırakıldığı, mafyaların sokak ortasında silahlı çatışmalara girdiği kara bir düzen inşa ettiniz ne yazık ki. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar HSK'ye adliyedeki rüşvet iddialarını içeren bir dilekçe veriyor, sizin Adalet Bakanı olarak yeri göğü inletmeniz gerekirken, ne oluyor? Dilekçede adı geçen İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun kendisiyle ilgili bu haberlere erişim engeli getirtiyor. Bizim mahkemelerimizde yazan "Adalet mülkün temelidir." sözü sırf yer kaplasın diye konulmuş bir söz değildir. Bu sözü biz bütün mahkemelerimize asıyoruz çünkü Türkiye anayasal bir hukuk devletidir ancak AKP'yle geçen yirmi bir yılda yargı ve adalet en çok hasar alan kurumlarımızdan oldu.
Değerli milletvekilleri, 25 Nisan 2022'den beri Gezi davası kapsamında Silivri'de tutsak edilen Tayfun Kahraman'ın eşi ve meslektaşı Meriç Kahraman dün sosyal medya üzerinden bir paylaşımda bulundu. Sürem yettiğince Tayfun Kahraman'ın, Meriç Kahraman'ın ve Vera Kahraman'ın uğradığı hukuksuzluğa değinmek istiyorum. 2013 yılında yaklaşık 10 milyon Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı Gezi Parkı eylemlerine katıldı ki Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Gençlik Kolları Başkanı olarak ben de gençlik örgütümüzle birlikte oradaydım. Barışçıl bir protestoyu kaosa çevirmek isteyen güçler çadırları yakarak, şiddet uygulayarak olayların çığından çıkmasına yol açtı; aynı güçler 15 Temmuzda millî iradeye karşı darbe yapmaya kalkıştılar. Sonradan birçok kumpasın planlayıcısı olduğu açığa çıkan ve bugün "FETÖ" diye andığınız örgüt, o gün de karanlık bir oyun tezgâhladı. Tayfun Kahraman, o dönemde konunun hukuk çerçevesinde diyalog yoluyla çözülmesi ve kaosun önlenmesi için çalışanlardan birisiydi. Kendisi, 5 ve 13 Haziran 2013 tarihlerinde sırasıyla dönemin Başbakan Vekili Bülent Arınç ve Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'la yapılan, katılacak heyetin bizzat dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından belirlendiği görüşmelerde dönemin "TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı" sıfatıyla anayasal görevini yerine getiren bir meslek insanı olarak yer almış, bu toplantılar öncesinde ve sonrasında tüm Gezi olayları esnasında sağduyuya ve sükûnete çağrıda bulunmuş, seçilmiş Hükûmetle diyalog kurularak olayların yatışması ve sonlanması için çaba sarf etmiştir. Ancak, bugün geldiğimiz noktada Gezi'deki barışçıl eylemlerden kaos çıkarmaya çalışan FETÖ mensubu savcı ve polislerin düzmece delillerle hazırladığı cebir ve şiddete ilişkin hiçbir unsur içermeyen bir iddianameyle, Tayfun Kahraman on sekiz yıl hapis cezasına mahkûm edildi. Şimdi, buradan Meriç Kahraman adına Sayın Bakana sormak istiyorum: Bu hukuksuzluğu kim, ne için yapıyor, bundan ne kazanıyor ve ülkemiz ne kaybediyor? Bu yanlıştan dönülmesi için lütfen ama lütfen herkes Gezi davası dosyasını incelesin. Yargı içindeki grupların devlet krizi çıkartmak pahasına masumlar üzerinden yürüttüğü bu kirli oyuna bir "Dur!" deyin. Meclisin saygınlığını, Anayasa'nın üstünlüğünü, vatandaşların hukuki güvencelerini sağlamak bu Meclis çatısı altında bulunan hepimizin görevi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gökçek, bir dakika ekliyorum.
Buyurun.
ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan, 4'üncü yüzyılda Augustinus "İçinden adaleti çıkarırsan, devlet büyük bir çeteden başka nedir?" der. Devletin içinden adaleti çıkarmak isteyenlerin karşısında bugün durmayacaksak ne zaman duracağız?
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.