Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 22 .11.2023 |
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Bakan Yardımcılarım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli bürokratlar, basın mensupları; sizi de sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, sunumunuzu dikkatlice dinledim. Gerçekten çok kapsamlı ve hassas konuları da içeren bir Bakanlığınız var. Öncelikle hem Bakanlığınızın hayırlı uğurlu olmasını diliyorum hem de başarılar diliyorum. Bütçeniz de şimdiden hayırlı uğurlu olsun.
Tabii, Sayın Bakanım, aslında baktığımızda aile... "Bizim Türk toplumunun en önemli özelliği ne?" derseniz, "En güçlü yanı ne?" derseniz... Aslında bizim aile yapımız.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayenizde o da kalmadı.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Dolayısıyla güçlü aile, güçlü aile yapısıyla birlikte güçlü bireyleri, güçlü kadını; dolayısıyla daha müreffeh bir toplumu, aile ve toplum refahını artırma çerçevesinde tüm toplumu kapsayan katılımcı bir anlayışı, dolayısıyla adil ve arz odaklı bütüncül sosyal politikaları özellikle önemsiyoruz.
Sayın Bakanım, sunumunuzda özellikle dediniz ki: "Mahalle odaklı kreş modelini hayata geçireceğiz." Ben bunu gerçekten çok önemsiyorum, çok dikkatimi çeken... Çünkü özellikle kadınların iş hayatına katılabilmesi için kreş çok önemli, 0-3 yaş arası... Bunu hayata geçirirken bir de çalışma saatleriyle ilgili bir düzenleme var. Benim şehrim Denizli de çok kadın emek yoğun çalışan bir şehir. Maalesef, bu saatleri... Mesela, saat dört buçuk, beş gibi bitiyor fakat işte, fabrikalardan çıkış ya da mesai saatimiz beş gibi oluyor. Ben bu kreşleri yaparken kreş çalışma saatleriyle de ilgili düzenlemeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bir kez daha tebrik ediyorum, çok önemli.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Sanayilerde...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ya, lütfen, rica ediyorum; daha bakın ben görüşlerimi ifade ederken...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ök, siz konuşmanıza devam edin.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Lütfen, siz oradan... Ama insicamım bozuluyor, istemiyorum yani böyle bir şey olmasını, yapılmasını.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın milletvekilleri...
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - O size cevap veren...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Cevap vermesini gerektiren bir şey söyledim mi? Şu an cevap vermesi gereken bir şey söylemiyorum. Bakın, bir görüş ifade ediyorum; çok güzel, kreş diyorum ve bununla ilgili...
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bir not ekledim sadece, belki bir şey söylemek istersiniz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, görüşmelere...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Süreme ilave isterim.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye Sayın Ök.
Değerli arkadaşlar, lütfen hatipleri dikkatli dinleyelim. Söz sıranız geldiği zaman görüşlerinizi ifade edin.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Kendisi açmak isterse...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Böyle bir şeye ihtiyaç duyarsa bizden yardım ister. Böyle bir ihtiyaç olmadığına göre söz hakkınızı bekleyin lütfen.
Buyurun Sayın Ök.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Keza, yine sunumunuzda "Aile yapısının ve değerlerinin yükseltilmesi bilim kurulu kuracağız." dediniz, onu da kesinlikle çok önemsiyorum Sayın Bakanım, önemli buluyorum çünkü en güçlü yanımız ailemiz. Tabii ki burada "aile" denince, işte "Güçlü aile dediğinizde kadının üstü çiziliyor." gibi söylemler oldu. Öyle bir şeye kesinlikle katılmıyoruz. Birazdan açıklayacağım kadınla ilgili neler yapmışız.
Engelliler konusu var, gerçekten ilk defa 2005 yılında Engelli Kanunu'nu biz yaptık. Engelli ve dezavantajlı vatandaşlarımız için evde bakım hizmetlerini getirdik ilk defa. Bu kapsamda -sunumunuzda söylediniz- 562.267 kişi yararlanıyor, çok ciddi bir oran.
ASDEP'ler çok önemli Sayın Bakanım çünkü ASDEP'ler evlere giriyor ve bire bir giriyor. Zannedersem, bu yıl 6,5 milyon kişiye ulaşmış, depremle birlikte bu sayı artmış. ASDEP'ler bence çok önemli çünkü sorunu kaynağında, temelinde evde görebiliyorlar. Ben her bütçe sunuşumda da söylüyorum bence oranın genişletilmesi lazım, sayılarının artması lazım çünkü uzman kişiler bu ASDEP'teki çalışanlarımız yani giden personel. Dolayısıyla önemsiyorum.
"Kadının üstü çiziliyor..." Evet, kadınla ilgili bugüne kadar AK PARTİ ne yaptı? İşte, kadın hep bir söylem oldu; "Eve kapattınız, karar alma mekanizmalarında değil..." Öyle değil; tam tersine, yirmi yıldır uyguladığımız politikalarla, hayata geçirdiğimiz yasalarla birlikte kadının sosyal hayatta, ekonomik hayatta, her alanda yer alması için birçok, hatta bazıları reform niteliğinde kanunları devreye aldık. Yani hep derler ya işte "AK PARTİ bağnaz vesaire, iktidara geldi." Düşünsenize ev içi cinsel şiddeti tanımladık biz, aile içi. Kocası tarafından...
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Tanımlandı zaten ya.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama bakın, kanunla... Eğer biz bunu kanunla...
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Kadın örgütleri tanımladı zaten, yetmiş yıl sonra tanımladınız.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Keşke 2005 yılına kadar, daha önceki yıllarda tanımlansaymış arkadaşlar. Yani ne var? Bunu biz getirdik; tanımlandı ve suç hâline getirdik.
Kadınların hukuki olarak güçlendirilmesi için yani Medeni Kanun'dan Türk Ceza Kanunu'na kadar birçok konu... Anayasa'ya pozitif ayrımcılık getirdik. Bakınız, sadece bu pozitif ayrımcılığı bile kurmanın birçok kurumda artıları oldu. Pozitif ayrımcılığı getirmemizle birlikte ne yaptı? KOSGEB gibi kurumlar kadınlara ekstra puanlar verdi, ekstra rakamlarda erkeklere kıyasla daha fazla rakamlar verdi. İŞKUR'daki kadınların meslek edindirme kurslarından yararlanmasının önü açıldı. Yine, TKDK'deki kadınların, pozitif ayrımcılığa, Anayasa'daki pozitif ayrımcılığa dayandırılarak aynı projeyi veren erkeklere nazaran 20-25 puan daha fazla alarak listenin üstüne çıkmaları sağlandı. Bu anlamda -ben biliyorum- sadece TKDK'den 5.600 kadın çiftçinin yararlandığını biliyorum. Yine, keza öyle, Tarım Bakanlığının yapmış olduğu projeler de öyle. Şimdi, baktığımızda, kadın kooperatifleriyle ilgili -kadın kooperatifleri yoktu 2018-2021 yılında- daha doğrusu kadın kooperatiflerine güçlendirilmesiyle ilgili bir iş birliği planı hazırlandı ve 2021 yılından itibaren kadın kooperatiflerini -bu yılki rakamları söylüyorum- 400 bin liraya kadar destek programını... Ha, yeterli mi? Değildir, orası tartışılır ama bunları getiren, kadınların iş hayatına, ekonomik hayata katılması için önünü açan yine bizler olduk ve bununla ilgili destek programlarını bir bir açıkçası hayata geçirdik.
Yine, ailenin korunması, kadına yönelik şiddetle ilgili 6284 sayılı Kanun'umuz var. Aile mahkemelerini kurduk. Aile içi problemlerin evli hâkimler tarafından, ihtisas mahkemeleri tarafından görülmesi sağlandı. Töre, namus cinayetleriyle ilgili, gerçekten... Ki düşünün yani baktığınızda, hani o AK PARTİ'yi koyduğunuz bir yer var ya, işte "Kadın evde kalsın..." Gelmişiz; töre, namus cinayetleriyle ilgili çok ciddi bir karar almışız, bunun en yüksek cezayla cezalandırılmasının önünü açmışız. Bence bu da çok önemli.
Yine, biliyorsunuz, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu var. Yine, yasaklarla aslında mücadele eden, kadınlar açısından da mücadele eden bir AK PARTİ var. Bakın, şöyle: Kadının iş gücüne katılım oranı, işte, yüzde 36 civarlarında. Yeterli mi? Değil ama ben de bunun böyle olmasının altında yatan nedenlerden birinin de yasakçı politikalar olduğunu da düşünüyorum. Bu ülkede gerçekten insanlar hem kamuda hem de... Kamuda olduğu için aslında özel sektör de bundan etkilendi. Özel sektörde bir işveren olarak o yılları ben de açıkçası biliyorum ki şöyle kendi şirketimize kıyasla etrafa baktığımızda insanlar kılık kıyafetlerinden dolayı ya da işte başörtüsünden dolayı kamuda çalışamıyordu, okullara gidemiyordu. Bu yasakları kim... Kadınlar tam anlamıyla...
CAVİT ARI (Antalya) - Çok abarttınız, kaç kişi olabilir?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama bakın, bunun etkisini göreceksiniz. Kadınlar tam anlamıyla bu şekilde eğitim alamıyorlardı.
CAVİT ARI (Antalya) - Ya, kaç kişi olabilir? Çok abartmayın lütfen.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yani biz kadınların eğitime ulaşma haklarına engel olmuştu. Şimdi bu orana baktığımızda kadın kılık kıyafet özgürlüğü serbestisiyle birlikte...
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Valla biz hiç görmüyoruz özgürlüğü.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Söz vereceğim sizlere, biraz sabır.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Tamam, alacağım sözü.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Meclise bile giremiyorlardı, birlikte ne yaptılar? Eğitim alma hakkını... Yani kız çocuklarının üniversiteleşme oranı yüzde 13,5'lardan bugün gelmiş yüzde 48'lere, yüzde 49'lara; çok büyük bir başarı. Kamudaki kadın istihdam oranını burada bir konuşmacı söyledi yüzde 25 diye; hayır, değil, kamudaki kadın oranı yüzde 42. Keşke çok daha önce de olsaydı belki yüzde 50'lerin üzerine geçecektik. Yine, kadının iş gücüne katılımı... Eğer bu yasaklar olmasaydı, kadınlar eğitim donanım haklarına eşit olarak sahip olsalardı belki kadının iş gücüne katılım oranı daha da fazla olacaktı. Ama şu geldiğimiz süreçte açıkçası burada da kadın vekilleri görüyorum -gerçekten erkekler üzerine alınmasın- kadın vekillerimizi çok daha mücadeleci ve çok donanımlı görüyorum, erkeklerde de var ama öyle. Dolayısıyla bizim gibi, bizim sayılarımızın artması, işte, eğitime ulaşmakla, bu hakların bilinciyle ortaya çıkıyor ama şunu da asla kabul etmiyorum: "Siz geldiniz, baskıcı politikalarınız..." Efendim "Kadın düşmanı..." Asla kadın düşmanı değiliz, kadının her alanda yer alması için elimizden geleni yapıyoruz ve bunu açıkçası bas bas da bağırıyoruz.
Yine, kadına yönelik şiddet... Kadına yönelik şiddeti açıkçası ben bir siyasi malzeme olarak görmüyorum, bunun da öyle olmadığını düşünüyorum. Kadına yönelik şiddet bugün sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde sorun. Bununla sonuna kadar mücadele etmemiz gerekiyor, bunda kararlıyız. Zaten getirdiğimiz yasalarla ilgili düzenlemeleri de yavaş yavaş hayata geçiriyoruz. Şimdi baktığımızda bununla ilgili ne yaptık? En son yaptığımız yasal düzenlemeleri size anlatmak istiyorum. İşte, kamuoyunda sıkça bilinen kravat indirimini, iyi hâl indirimini kaldırdık. Gerçekten çok önemliydi. Erkekler ne zannediyor, biliyor musunuz? Buradan da duyuralım, zannediyor ki ben kadını giderim öldürürüm, keserim, döverim; beş yıl yatar çıkarım. Yok öyle bir şey.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Kaç tane kadın cinayeti davası izlediniz?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yok öyle bir şey, artık müebbet...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Biz yüzlerce izledik, gidip, kaç erkeğe cezasızlık politikası yapıldığını gördük biz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri... Değerli arkadaşlar...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama bakın, en son 2022 yılında düzenlemeleri...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ök... Değerli milletvekilleri... Lütfen...
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Gerçekten hangi ülkede yaşıyorsunuz?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Lütfen değerli arkadaşlar...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Aynı ülkede yaşıyoruz, kanunlardan bahsedeceğim ben size.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye Sayın Ök, bir müsaade eder misiniz.
Değerli arkadaşlar, bu kadar tahammülsüz olmayalım lütfen. Her biriniz söz hakkınız gelince görüşlerinizi ifade edersiniz.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Kadın cinayetlerine tahammülsüzüz, gerçekten tahammülsüzüz, sizin gibi değiliz yani.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Kadın cinayetlerinden bahsediyorum, bana tahammül edemiyorsunuz arkadaşlar.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ök, bir saniye.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Tepkimiz de çok doğal kadın olarak.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Otlu, tahammül, bir başka milletvekilinin konuşmasına göstermektir, tamam?
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Konuşmasına tahammülümüz var.
BAŞKAN MEHMET MUŞLU - Yani, böyle bir usulümüz de yok, burası stat değil; birisi konuşunca böyle yapmak olmuyor ya, vallahi olmuyor yani.
Sayın Ök, ilave bir dakika süre veriyorum.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Valla erkeklerin olduğu yerde yaparız.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Lütfen müsaade eder misiniz.
Buyurun, toparlayın sözlerinizi.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - En son Türkiye Büyük Millet Meclisinde 2022'de yaptığımız yasal düzenlemeden bahsediyorum, sözüm kesildiği için tekrarlıyorum. İnanın, işte, zannediliyor ki beş yıl yatarım... Müebbet hapis; bilerek, isteyerek, kadına karşı vahşice işlenen cinayetle ilgili bunu getirdik. Hatta ne yaptık mesela? Nikahlı eşe uygulanan şiddete karşılık ceza oranını boşanmış eşe de uyguladık. Mesela birçok ülkeye baktığımızda... İtalya'ya bu konuda bir ziyaretimiz olmuştu, onlar dediler ki " Aa, bu bizde boşanmış eş değil..." Ama bizde boşanmış eşlerden de maalesef kadınlarımız şiddete maruz kaldığı için bunları getirdik. Her türlü önlemi alıyoruz inanın. ŞÖNİM'ler var, KADES var -KADES'in çok başarılı bir uygulama olduğunu söylüyorum- yine, Alo 183 var, elektronik kelepçe var. Kadınlara yönelik şiddetle mücadele konusunda birçok kanunu hayata geçirdik. Tabii ki tek kanunla olmaz, Sayın Bakanımız sunumunda da söyledi, toplumun bilinçlendirilmesi ve bu konuda eğitimden kesinlikle geçiyor bu. Kolluk kuvvetlerini eğitiyoruz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ök, süre bitti.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Tamam, bitiriyorum, toparlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Süre bitti.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Tamam, toparlıyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Son teşekkürünüzü yapın.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Tamam.
Biliyorum ki bu yönde de birçok bakanlığımız bir araya gelerek bilinçlendirme çalışmaları yapıyor.
Şuna inanın, herkes lütfen kadına yönelik şiddet konusunda ve kadın konusunda bizim yaptığımız samimi politikalarımızı kabul etsin. Bunu etmelerini bekliyorum.
Teşekkür ediyorum.