| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b) Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu c) Türkiye Adalet Akademisi ç) Anayasa Mahkemesi d) Yargıtay e) Danıştay f) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu g) Kalkınma Bakanlığı h) Türkiye İstatistik Kurumu ı) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı i) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı j) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı k) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 15 .02.2016 |
KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Komisyonumuzun değerli üyesi arkadaşlarım, Sayın Bakanım, saygıdeğer bürokratlarımız, basınımızın değerli temsilcileri; görüşmekte olduğumuz bütçenin ülkemize hayırlı uğurlu olmasını dileyerek başlıyorum ben de.
Sayın Bakanım, şöyle bir baktığımızda illerdeki valilerimiz siyasalcı, kamu yönetimci, emniyetçi, böyle ağırlıkta, çok az böyle hukukçu valimiz var. Beklenti günümüzde hep yörelerin kalkınması ve ülkemizin de içinde bulunduğu durum gereği tarım ve tarım ürünlerine dayalı kalkınmadır. Diğer yer altı zenginlikleri, enerji sektörü, farklı para ve üretim kaynaklarını özel sektör zaten şu anda eline geçirmiş durumda ya da bir bölümü de dış kaynaklarda. Ama tabii valilerimiz genelde olayın teknik boyutuna vâkıf değil. Bu, sizin hep planlamadan söz ettiğiniz gibi, illerimize de bir beş yıl, on yıl ya da Dokuzuncu Kalkınma Planı, Onuncu Kalkınma Planı gibi, buna böyle çok az sivil toplum örgütleri alışık ve planlarını yapmışlar. Bunların birçoğu uluslararası ticaretin yapılacağı merkezlerden uzak, bir çoğunun demir yolu yok, hava yolu yok, limanı yok, gümrük kapısı değil, belli mantaliteler de buna bağlı gelişemiyor. Tabii, mesela şu olabilir: Her ile, işte nedir, Anadolu'da havzaları sınırlamışsınız, aşağı yukarı sayıları 30'a yakın; Marmara havzası, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova... Bu bölgelerde biraz daha üretime dayalı, yatkın; işte vali idareten yine siyasalcı, hukukçu olsun ama bir ziraat mühendisi ya da bir endüstri mühendisi gibi bu projeleri çok rantabl hâle getiren ya da kolay yerleri değişmeyecek böyle siyasiden öteye eskiden olduğu gibi Devlet Planlama Teşkilatında devlet sorumluluğu ciddiyeti, devlet adamlığı vasfıyla bu projeleri uzun soluklu takip eden ve kentlerin önüne de hedefler koyar. Atıyorum Tokat, on beş yılda aşağı yukarı 400 bin nüfus kaybettik, 7 milletvekilimiz 5'e düştü, son üç dört yılın göç şampiyonuyuz, kent merkezimiz bile Hakkâri'den daha çok göç veren il olduğumuz yıllar oldu. Ama bizim 3 tane ovamız var, 180'den başlayan rakımı 1.500'e kadar giden ovalara sahibiz ama planlamada, hedef koymada, bunu kararlı bir şekilde takip etmede zafiyetlerimiz var. İşte, sembolik olarak bir kente vali geliyor, o kentin dinamikleri gidiyor: "Sayın valim, şehrimize hoş geldiniz. İşte bu şehir şöyledir, böyledir." Vali bey yeni gelmenin verdiği bir enerji değişikliğiyle, hele hele böyle vali yardımcısıyken vali olmuş, genç bir kaymakamken vali olmuşsa, topluyor brifingler, dosyalar ama hayata geçireceği anda bakıyorsunuz birtakım sıkıntılar var. Yardımcılarına bakıyorsunuz, aynı bilgilerle donanmış insanlar. Bunu yeni bir örgütlenme modeliyle... Bunu derken de şimdi yeni bir kadrolaşmanın da işaretini veriyoruz size- ama bu anlamda ülkemizin çok ciddi ihtiyacı var.
Dünyada akaryakıt fiyatları düşüyor, hikmetiilahî bizim Türkiye'de bir türlü düştüğü yok. Yani, Hükûmetimiz de harcama kalemlerine akaryakıtta verilen ÖTV'nin dışında bir şeyleri bulsun artık. Yani, üretim yapan köylü ya da Tokat'ta organize sanayide ya da Tokat'ta üretilen bir sebzeyi, meyveyi, bir başka ürünü Ankara'ya, İstanbul'a, İzmir'e, limanlara taşıyacak nakliyeci de ucuz mazotu alsın üreten köylü gibi. Ama bu bizim en büyük bağımlılık kaynağımız enerji, dünyada düşüyor ama bizde bir türlü tüketiciye yansımıyor, dolayısıyla üreticiye de yansımıyor, öyle olunca da köylerde insanlar arazilerini ekmiyorlar.
Sayın Bakanım, Tokat'a geldiniz mi, bilmiyorum. Evet, yani o can biten Kazova'da, o can biten Erbaa, Niksar, Kelkit Ovası'nda, insanlar o köylerden göçüyor. Yani, buradaki hiçbir arkadaşımız 1 liradan aşağı domates yememiştir, bizim orada köylü de 40 kuruştan yukarıya domates satmamıştır. Bu, birçok ürüne aynı şekilde yansıyabiliyor ama bunun yolu, yöntemi; doğru hedef konacak, bu hedeften de sapmadan, hangi vali geliyorsa, hangi kurum amiri, müdürü geliyorsa mutlak bir şekilde liyakat sahibi insanlar da gelecek. Bu, kesintisiz on dört yıllık iktidarınız döneminde liyakatten uzak, politikacılara yakın birçok arkadaşımız kamu kurum kuruluşlarına müdür oldu, amir oldu, eşini sizin kadın kollarına yönetici yaptı, baktınız ki hemen seçim bitti yerini aldı ama bunlar bu kentte bir şey üretmediler, bu ülkeye bir şey üretmediler. Bu noktada, artık biraz daha bununla oynamadan... Vebaliniz var, sorumluluğunuz var, bu halk size girdiğiniz her seçimde arzu ettiğiniz oyu verdi, hele bizim yöremizde Türkiye ortalamasının üzerinde verdi. Ama bir ilçemize giden bölünmüş yolumuz yok ama birçok projede de doğru bir hedef yok, yani Tokat olsun, farklı yöreler de olsun. Yani, bu ülke kaynaklarını doğru, rantabl, verimli kullanma adına. Hatta, şunu diyorum, hep yıllardır hayal ederdiniz, birçok sivil toplum örgütlerinde de görev yaptım, şöyle diyelim: "Ya, Hükûmet Tokat'a vali gönderiyor, biz gücümüzü kullanalım, araştıralım, yöremiz tarım ve hayvancılıkla kalkınması gereken bir il. Çünkü sanayi bölgelerinden uzak, organize sanayide de tarıma dayalı endüstriyel bitkilerin ve benzeri üretimlerin devam etmesi lazım. Bir vali bulalım, üretimci ve bunu takip eden kararlı bir vali ve burada ayak uyduracak kaymakamları transfer edelim, belki ilimizi böyle kurtarırız." dedim. Ama bu noktada da bir şey yok, çaba yok, anlattığınız zaman muhatabınız yok.
Ben sizin CV'nizi de okudum. Yani, her bakanımızın bütçesi görüşülürken prensip olarak herkesin böyle bir özgeçmişini araştırıyorum, basında çıkan demeçlerine bakıyorum, her türlü araştırmayı yapıyorum. Siz bu planlamayı yapabilirsiniz Bakanlar Kurulunda. Artık valiler kendilerini yetiştirmeli, geliştirmeli, sadece kanunu, tüzüğü, yönetmeliği "bu kanuna aykırıdır", "bu değildir" boyutuyla değil, dersine çalışıp ertesi gün bir şey üretmeli. Resmî kurum ve kuruluşlarda o koltuğa katma değer üretmeyecek hiç kimse de artık olmasın, yani bizim ülkemizin daha tahammülü kalmadı. Bizim bu ülkeyi birbirimizi severek, dayanışarak, hak ettiği noktaya taşımamız lazım.
Bir cümle de TÜİK'ten söz edeyim.
Sayın Başkanım, sürem var değil mi?
BAŞKAN - İki dakika var.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Tamam.
Geçen gün gittim, bütçe görüşmeleri başlamasına yakın ama yoğun bir güvenlikçi bolluğu var TÜİK'te, kapının önünde birkaç tane, içeriye giriyorsun camın orada birisi falan. Dedim ki "Arkadaşlar, ben Tokat Milletvekiliyim, TÜİK verilerini edinmek istiyorum, eskiden beri de meraklıyım, gelir buradan satın alırdım kitapçıkları falan..."
AHMET YILDIRIM (Muş) - "Hangi partiden?" demedi mi?
KADİM DURMAZ (Tokat) - Zaten iktidar partisinden olsam telefon giderdi, bizi kapıda karşılarlardı, belli muhalefetten gittiğimiz.
Dedim "Şu yandaki odadan ben girip oradan seçiyordum CD'dir, kitaptır alıyordum." Yine önüme düştü arkadaşlar, o odaya gittim. Odada 3 ya da 4 tane masa, Sevgili Genel Müdürüm, sağ taraftaki odada, "Ya, arkadaşlar, bu şekilde..." dedim. Biri dedi ki: "Yok, hem bir de inşaatımız var artık, matbaamız da basmıyor." O arada işte orta yaşta, yanılmıyorsam bir ayağı da engelli bir arkadaş dedi ki: "Ya, ağabey, bodrumda var, beyefendiye getireyim vereyim mi?" Biri başka şeyler konuşmaya çalışıyor. Dedim ki: "Ya, benim işimi görüyorsa verin, ben onları birleştirir bilgi edinebilirim." Ama bu anlamda, günümüzde ciddi hedefleri olan bir ülkede böyle şeylerin de yaşanmaması lazım. Yani Türkiye'de bu ülkeye katkı sunma adına bulunan bir kabinemiz var, 550 kişiden oluşmuş bir Parlamentomuz var bu ülkenin geleceğini planlamak isteyen ya da 81 ilde valimiz var. Yani bu anlamda bu eksikliklerin olmaması lazım.
Tokat 5'inci grupta Sayın Bakanım, Tokat'ın 6'da olması lazım. Bakın, siz burada havzalar bazında planlayınca yani bizim 150 rakımdan 1.500 rakıma kadar var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Kadim Bey, bir dakika daha ilave süre vereyim de toplayalım lütfen.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Hemen, eyvallah Sayın Başkanım.
O ile yatırımcı ya da bir şey üretecekler, o dediğimiz planlamayı yaptığınızda o 1.500'lük rakımda da ne gidecekse onu bulur, para kazanacaksa bir şey üretecekse yapar. Ama en önemlisi yani yörelerde bazı haksızlıklar da var, ben o şeyi inceledim, baktım ama Türkiye'nin üretimi sanayi devrimini yapmış bir ülke değiliz, mutlak dünyadaki marketlerin gıda reyonlarına doğru ürünlerle gireceğiz. Bunun yolu da Anadolu'daki şu sizin planladığınız ovalarda doğru gıdaları düzgün tarım yaparak üretmek ve üreticinin yüzünü güldürmek ve Tokat'tan göçmüş 700 bin insanı yeniden imrendirip Tokat'a döndürmemiz lazım. Öyle köyler var ki kışın parayla komşu köyden bekçi tutup köyleri bekletiyorlar.
BAŞKAN - Kadim Bey, yola çıkmak lazım Tokat'a doğru.
Teşekkür ediyorum.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Ben tekrar bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum ama söylediğimiz şeyler de afaki şeyler değil, hayata geçmesini diliyorum.