KOMİSYON KONUŞMASI

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum.

İddiaların aksine Bakanlığın genel bütçeden ayrılan payının yıldan yıla azaldığını bizzat resmî rakamlar ortaya koyuyor, Bakanlığın kendi içindeki payları ise çok daha vahim; ailenin korunması için yüzde 3, çocukların korunması için yüzde 7, kadının güçlenmesi için binde 9. Aslında sadece rakamlarda değil gerçeklerde de ne ailenin korunması ne çocukların korunması ne kadının güçlenmesi var ve kadının güçlendirilmesi... Bu binde 9'un içerisinde bir sürü proje ve farkındalık eğitimleri anlatılıyor, hepsi göstermelik.

Gerçeklerin kanla yazıldığı bir memlekette olduğumuzu buradan hatırlatmak istiyorum. 2023 yılının ilk on ayında 350 kadın erkekler tarafından katledildi; beş gün önce Balıkesir'den Ayşe, Diyarbakır'dan Hasret bu listeye eklendi, her gün yeni kadınlar ekleniyor ve kadınları korumayan iktidarınız resmî bir veri bile tutmuyor. Ayşe Hanım "Rakamlarla konuşun." diye bas bas bağırdı, buyurun efendim: Ortaya konulan uluslararası verilere baktığımız zaman Türkiye yüzde 38 oranla kadınların en fazla şiddete maruz kaldığı OECD ülkesi olarak 1'inci sırada. Şiddet sarmalındaki kadınlar hukuki yollara başvurabilmek için, barınacak yer için; çocuklarının canları, sağlıkları, eğitim hakları için mücadele ediyorlar ama bütçenizde bağımsız, eşit yurttaşlar olarak kadınlara asla yer vermiyorsunuz. Kimin yanındasınız peki? Övünerek bahsettiğiniz Aile Çalıştayları'nı alelacele yaptığınızı biliyoruz Sayın Bakan. Bu çalıştayda ilahiyatçılar vardı ama kadın örgütleri yoktu, barolar yoktu ama karma eğitim düşmanları, LGBTI düşmanları vardı. Bazı çalıştayların açılışları "Kız beşikte, çeyiz sandıkta." cümleleriyle yapıldı. Bunun için bir açıklama bekliyoruz sizden.

Kadın cinayetinin bu kadar arttığı bu ortamda kadın konukevi sayısını arttırmanızı beklerdik. 2024 hedefiniz sadece 5 konukevi daha açmak. Hakikaten kadın sığınağı açmamanın tek sebebi buna bir ihtiyaç bırakmamak olabilirdi; bakıyoruz, bakıyoruz, böyle bir etkili eylem planı filan ortada yok.

Siz sunumunuzda bir şey daha söylüyorsunuz, "Kadına yönelik şiddetle mücadelede dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki düzenleme." diyorsunuz 6284'le ilgili. Buradan açık açık şunu açıklamanızı bekliyoruz: Siz 6284'ü, nafaka hakkını, medeni hakkını pazarlık konusu yapan güçlerle ittifak yaptınız. Söyleyin, bekliyoruz, "Biz bu ittifak ortaklarımıza 6284'ü dokundurtmayacağız." demenizi biz buradan kadınlar olarak bekliyoruz, bu yasayı etkin uygulamanızı. Ayrıca, bu yasanın kaldırdığınız İstanbul Sözleşmesi'yle bağlı bir yasa olduğunu da size yeniden hatırlatmayı da görev biliyorum.

Sunumda da istihdamı arttırmakla övündünüz. Türkiye'de 12 milyon kadın bakım emeği, ailevi sebeplerden ötürü çalışma hayatının dışına itilmiş durumda. Çalışan kadınların da durumu çok vahim Sayın Bakan; kadınların yüzde 32,5'u kayıt dışı çalışıyor, 3,3 milyon kadın sosyal güvenceden tamamen yoksun bu ülkede ve çalışan kadınların, aynı zamanda tam zamanlı çalışan kadınların her 4'ünden 1'i, yarı zamanlı kadınların yüzde 68,1'i kayıt dışı, kayıt altında bile değiller. Bunlara ilişkin de bir açıklama bekliyoruz çünkü siz kadınların esas kariyerinin annelik olduğunu dikte eden bir anlayıştan geliyorsunuz, bu açıklamanın esasının burada olduğunu düşünüyoruz. Ama bir de aileyle uyumlu iş yaşamı aldatmacanız var; bu, kadınlara aslında güvencesiz, kayıt dışı, esnek, parça başı, sendikasız, sigortasız, düşük ücretle esnek çalışma anlamına geliyor. Gelin Antep'e, gelin Malatya'ya, gelin Maraş'a, bunun ne demek olduğunu size anlatsın kadınlar. Kadınların istihdama katılımını aile bütçesine katkı olarak tanımlamakta ısrar ettikçe siz, aslında kadınları bir yandan sermayeye, öte taraftan aileye köle etmeye devam edeceksiniz; bunun karşısında duruyoruz.

Aynı zamanda gençlerin yaşam ve eğitim hakkını da gasbettiğinizi bas bas bağırıyor KYK yurtlarında kalan gençler. Siz maalesef gençleri erkenden evlendirip çocuk doğurtmaya çalışıyorsunuz.

Genç kadın işsizliğinde arşa vardık; rakam vermeyeceğim, TÜİK rakamlarına bakmanız yeterli.

Aynı zamanda Bakanlığın bütçesinin en büyük harcamalarını sosyal yardımların oluşturduğunu söylüyorsunuz. Çocukların korunmasının en büyük kalemini SED oluşturuyor. Bakın, sizin kendi iç denetim raporunuz bile, Sayın Bakan, iç denetim raporunuz bile SED desteği alan çocukların izlenmediğini, çocukların okula devam durumunun muğlak olduğunu söylüyor; yardımların muğlak bir biçimde dağıtıldığını, kesilmesinde keyfiyet olduğunu bizzat sizin iç denetim raporlarınız söylüyor. Bunları açıklamanızı bekliyoruz.

Bakım altındaki çocuklar, çocuk evlerinde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Süre doldu, lütfen toparlayın.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Yurtlarda kalan kız çocuklarının emniyet görevlilerince fuhuşa sürüklendiği haberleri geliyor ve ayrıca biz sizden deprem bölgesindeki çocukların tarikat ve cemaatlerin evlerinden çıkıyor olmasından bir tek doğru düzgün cevap alamadık. Buna ilişkin de bir açıklama yapmak durumundasınız.

Bir kitap göstereceğim size, bakın, çocukların hâli ortada. Bir öğün ücretsiz yemek bile sağlayamamışsınız ama siz kafayı çocuk kitaplarına takmış durumdasınız. Bu kitabı yasakladınız, poşete koydurdunuz. Bu kitap tüm dünyada farklılıklara saygı, kabul, öz güven temasıyla ödüllere layık görüldü. Siz, Çıtır Çıtır Felsefe serisini, Diktatörlük ve Demokrasi kitaplarını nasıl poşete koydurduysanız bunu da koydurdunuz. Ne var bu kitaplarda? Ne istiyorsunuz farklılıkları anlatan kitaplardan? Buna ilişkin bir açıklama bekliyoruz. Lütfen bize bununla ilgili masallar anlatmayın, bize gerçekleri söyleyin. 25 Kasımda ülkenin her yanında, bugün burada...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - ...söyleyebildiğimiz ve söyleyemediğimiz her şeyi kadınlar ifade edecekler sokaklarda...