| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .11.2023 |
ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, Değerli Komisyon üyeleri ve milletvekili arkadaşlarım, kıymetli bürokratlar ve basınımızın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın 2024 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.
Sabahın erken saatlerinden itibaren Komisyonu ve konuşmacıları dikkatle takip ettim. Belki farklı şeyler konuşacaktım ama söylediklerinin doğruluğu bir yana, yapıcı muhalefet örneğine de rastladık; doğru ve yararlı olanları takdir eden ve olması gerekene dikkat çeken bir yaklaşım arzu ettiğimiz ve daha iyiye bizi hep birlikte ulaştıracak bir çabadır. Faaliyetleri ayrıntılı inceleyip içinde eksiklik bulmakta epey zorlandıklarına da şahit oldum, bu da memleketim ve Bakanlık adına beni mutlu etmiştir ancak bazı vekillerimizin -bizlerin faaliyetlerini takip etmesini beklemiyoruz ama- kadın duyarlılığıyla en azından uygulamalardan haberdar olmalarını ve toplumsal rolü gereği farkındalığı artırmaya destek olmalarını beklerdim çünkü gerek yasal mevzuat gerek Bakanlığın faaliyetlerinden bihaber söylemlere de şahit oldum.
Dünkü oturumlarda da bugünkü eleştirilerde de bağımsız ve tarafsız olması istenen yargı kararları üzerinden eleştiriler yapılmasını da anlamakta zorlanıyorum. Yirmi yılı aşkın meslek hayatımda avukat olarak kadın ve çocuk olan davalarda yoğunlukla geçen bir mesaiyle Bakanlığımızın bu davalara müdahil olduğunu ve sadece kâğıt üzerinde değil sürecin tamamında aktif rol aldığının şahidi olarak ifade etmek isterim.
Diğer yandan, engelli çocukların annelerine yönelik Bakanlığın faaliyetlerinin yanı sıra AK PARTİ belediyelerinin de birçok faaliyeti olduğunu ifade etmek istiyorum.
Hep samimi olmamak ve "-mış" gibi yapmakla itham edildik ama suçlayan, tahkir eden bir dili, ayrımcı bir dili bir kadın olarak ve bu konuya duyarlı bir fert olarak reddediyorum. Milletvekilliğinin üzerimize yüklediği sorumluluğun gereği, bu kadar evrensel ve akut meseleleri, kadın ve çocuk gibi çok önemli meseleleri siyasi malzeme olarak kullanmanın yanı sıra ortak paydada çözümün bir parçası olma katkısı ve niyetiyle yaklaşıp doğru yapılanları takdir etmenizi, eksiklerimiz varsa daha iyisini nasıl yapabiliriz noktasında bize yol gösterici olmanızı bu ülkenin bir ferdi olarak sizlerden istirham ediyorum. Dolayısıyla birbirimizi suçlayan dil yerine "Bunu birlikte nasıl çözebiliriz?"e kafa yormamız çok gerekli.
Yine, kadının tüm rolleriyle hayata katılmasını sağlayacak imkânların yasal dayanağa kavuşturulduğunun farkında olmayan ithamlara da maruz kaldık ancak bu konuda gerek Medeni Kanun gerek İş Kanunu gerek Sosyal Güvenlik Kanunu gerekse Ceza Kanunu'nda sayısız düzenleme var. Tarihler göreve geldiğimiz, iktidara geldiğimiz yıllardan başlar ama eşit işe eşit ücret; cinsiyet, medeni hal ve aile yükümlülüklerinin, hamilelik ve doğum gibi iş akdinin feshi için geçerli sebep olmayacağı; iş sözleşmesinin yapılması, uygulanması ve sona erdirilmesinde cinsiyet ve gebelik nedeniyle doğrudan farklı işlem yapılamayacağı; ücretli veya ücretsiz doğum izni, süt izni gibi süremin yetmeyeceği ve sayacağım o kadar çok konu var ki bir çırpıda bütün bunların hepsini saymam çok mümkün değil. Bunlar bir yana, insan hakları temelli yaklaşımımızın bir gereği olarak kadının statüsünü güçlendirmek, kadının toplumsal hayata katılımının önündeki engelleri kaldırmak, kadın istihdamını teşvik etmek, kadına yönelik şiddeti önlemek, kız çocuklarının eğitimde fırsat eşitliğine sahip olmasını sağlamak başta olmak üzere kadınların hayatının her alanında karşılaştığı ayrımcı uygulamaları sonlandırmak amacıyla reform niteliğinde değişiklikler yaptık. Velayette babanın reyinin üstün olacağı hükmünü kaldırdık, birlikte velayet getirdik, mal ayrılığı rejimini edilmiş mallara katılım rejimine çevirdik, evlenme yaşını yükselttik, aile konutu şerhini getirdik, aile mahkemelerini kurduk, namus saikiyle işlenen cinayetleri ağırlaştırıcı sebep yaptık. O kadar hızlı sayarak birçoğunun dikkatten kaçmasını istemem ama bütün hepsi mevzuatımızda mevcut ve iktidar olduğumuz sürece bunlar uygulanmakta.
Şiddete uğrayan ve şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla 2012 tarihli 6284 sayılı Kanun'la yasal altyapı güçlendirildi. Türkiye, kadına yönelik şiddetle mücadele alanında gerek yasal altyapı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Karslı, mikrofonunuz kesildi, bir saniye...
ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Son cümlelerim müsaade ederseniz Değerli Başkanım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun, toparlayın lütfen sözlerinizi.
ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Bu anlamda büyük bir deneyime sahibiz. Mağduru koruma ve önleme mekanizması, 2012 yılından bu yana yürürlükte bulunan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'la hâlihazırda mevcuttur.
Toplumsal hayatımızın her noktasında ve hayatımızın her aşamasında ihtiyaç duyacağımız destekleri sunan Bakanlığımızın çok geniş hizmet alanının yanı sıra tüm dünyanın ortak sorunu olan kadına şiddet meselesinde, elverişli bir malzeme gibi yaklaşımdan öte, topyekûn birlikte mücadele niyetiyle yapıcı ve yol gösterici yaklaşımlara hepimizin ihtiyacı var. Bu manada burada saymakla bitiremeyeceğim tüm hizmet alanlarında ve kadına yönelik şiddet, aile içi şiddet mağdurlarının korunması ve bu mağdurlara yardım edilmesi alanında kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler geliştirmek amacını devlet politikası hâline getirmiş Hükûmetimize ve Bakanlığımıza destek vermeliyiz diyorum ve yüce heyeti selamlıyorum.