KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER İLERİ (Ankara) - Sayın Başkanım, öncelikle çok teşekkür ediyorum. Ben bugün burada bir misafir olarak bulunuyorum tabii ve katıldığım ilk Dijital Mecralar Komisyonu toplantısı.

Emir Bey'e de ayrıca teşekkür ediyorum, bilgilendirmeleri alıyoruz. Gerçekten değerli tartışmalar olduğunu görüyorum, milletvekillerimize de ayrıca, bu anlamda saygılarımı sunuyorum.

Tabii, açıkçası konu çok geniş kapsamlı bir konu, ben de bunu çeşitli vesilelerle her zaman gündeme getiririm. Konu aslında dünyanın genel itibarıyla pazar ekonomisindeN platform ekonomisine geçme sürecinin sancılarıdır ve çok boyutludur; ekonomik boyutu var, toplumsal boyutu var, dezenformasyon boyutu var vesaire ve dolayısıyla regüle edilmesi gereken bir alan ve regüle ediliyor. Emir Bey de gündeme getirdi, gerek ülkemizde -bizim partimizin yaptığı, Meclisimizin yaptığı çalışmalar sonucu- gerek dünyada regülatif ve idari tedbirlerin alındığını görüyoruz. Ama bunların da ötesinde ve bunların yanında, tabii ki o "self regülasyon" dediğimiz konu da çok önemli ki zaten TikTok da elinden geldiğince "self regülasyon" noktasında ne yapmaya çalıştıklarını anlatmaya çalışıyor. Benim bir iki sorum olacak bu noktada ama öncelikle şunu söylemek istiyorum: Bir misafir katılımcı olarak ve ilk defa bu toplantıya katılan bir vekil olarak çok odaklı konuya sahip bir toplantıda "Dijital Mecralar" isimli bir Komisyonda TikTok'la ilgili konuşurken konunun bir noktada yargıya gitmesi, Türkiye'nin içinden geçmekte olduğu ekonomik sürece gitmesi beni açıkçası şaşırttı, bunun altını çizmek istiyorum.

Yine, gündeme gelen konulardan bir tanesi hassasiyet konusu. Bir sayın vekilimiz "Hassasiyetler kriter olamaz." dedi, ben bu cümleyi kendi içinde de çelişkili görüyorum çünkü bu cümlenin söylenmesine sebep olan da bir hassasiyettir aynı zamanda, dolayısıyla çelişkili bir cümledir. Hassasiyetler tabii ki kriterdir ancak sayın vekilimizin de bahsettiği gibi, mühim olan, bu kriterleri doğru ve kapsayıcı bir şekilde teşhis etmektir, olay budur dolayısıyla hassasiyetler önemlidir.

Ben bu noktada sorularıma gelmek istiyorum çok kısaca çünkü gerçekten güzel sorular soruldu, çok uzatmak da istemiyorum, tekrara düşmek de istemiyorum. Topluluk kurallarından bahsettiniz ve kültürel adaptasyon noktasında alınan bazı tedbirlerden bahsettiniz; ben şunu sormak istiyorum: Bu topluluk kuralları firma içerisinde nasıl belirleniyor? Nasıl bir birim belirliyor? Bu birim nerede? Kültürel adaptasyon noktasında akademisyenlerle konuşulduğundan bahsedildi, burada süreklilik arz eden bir mekanizma var mı yoksa bunlar münhasıran gerçekleşen görüşmeler mi? Bu konuda biraz daha şeffaf olunabilir mi? Ayrıca, yine bu konuyla ilintili olarak, bu süreçte global yönetimin etkisi nedir? Yani topluluk kuralları noktasında, o alt kırılımlarda -herhangi bir ülke bazında soruyorum bunu, sadece Türkiye değil- bir ülkeye spesifik olarak bir tedbir düşünüldüğü noktada globalin onayına gider mi, global bu noktada itiraz eder mi, itiraz etmiş midir? Paylaşabileceğiniz bilgiler dâhilinde soruyorum bunu tabii ki.

Ve son sorum, üçüncü sorum: Sıklıkla, yapay zekâ tabanlı tedbirlerden bahsediyorsunuz; bu yapay zekânın eğitimi nerede yapıldı, hangi verilerle yapıldı? Yapay zekânın yetkinliğinden emin misiniz, test ediyor musunuz? Buradaki yaklaşım nedir? Çünkü biliyorsunuz, yapay zekâ da kendi içinde çok önemli bir tartışma alanı ve nasıl eğitildiği de çok önemli, etik açısından da çok önemli. Bu konuda da bizi biraz aydınlatabilirseniz...

Çok teşekkür ediyorum.