Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
Konu | : | TikTok Temsilcisi Emir Gelen'in, TikTok'un Türkiye'nin ekonomik ve toplumsal gelişimi için nasıl kullanılabileceği, gerçekleştirdikleri projeler, platformun güvenliği için yapılanlar ve TikTok'un Türkiye'deki faaliyetleri hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 07 .12.2023 |
ELİF ESEN (İstanbul) - Değerli Başkanım, teşekkür ediyorum.
Ben misafir olarak katılıyorum bugün, hassas olduğum bir alan.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Bizim Komisyonumuz hep misafirlere açık; hem kapımız açık hem de yüreğimiz açık.
ELİF ESEN (İstanbul) - Sağ olun, çok teşekkür ederiz.
Hem sizi hem Değerli Komisyon üyelerini, kıymetli vekillerini hem de sosyal medya platformundan gelen misafirlerimizi saygıyla selamlıyorum, hoş geldiniz diyorum onlara da.
Çok güzel yorumlar geldi, çok güzel sorular oldu. Konu çok teknik ama bu teknik konunun kapsadığı alan, toplum ve toplum sosyolojisi, toplumun zarar gören kesimleri diyebiliriz; biraz o açıdan yaklaşmak istiyorum ve belli başlıklarım var. Konunun da çok uzamaması için o başlıklar üzerinden hem kısa yorumlarımı, başlıklarımı hem de sorularımı iletmek istiyorum. Öncelikle, bu konunun gündemimize gelmesi ve belki böyle bir Komisyonun varlığı da küreselleşme ve beraberinde dijitalleşmenin etkisiyle, bu yüzden biz bugün burada bunları konuşuyoruz.
Teknolojinin dev adımlarla ilerlemesi ve dijitalleşme sosyal medya ağlarıyla vatandaşların bir tıkla bütün dünyaya erişimleri aslında hem büyük avantaj kapılarını hem de dezavantajlı alanları bizlere, bütün toplum bireylerine açmış oluyor. Belki burada en kırılgan kesim çocuklar. Ben de bir anneyim; arkadaşlarımın, kıymetli vekillerimizin, Büşra Hanım'ın, Selva Hanım'ın yorumlarına kısmen ben de katılacağım ama ilavelerim de olacak. Kadın biraz daha çocuğa hassas yaklaşıyor olabilir. Annelik kavramında bir yaklaşımdan ziyade ebeveynlik kavramında yani kadın-erkek eşitliği, ebeveynliğin eşit paylaşılması anlamında yorumlarım olacak. Ancak belki tam da bu noktada aile kavramına değinmeden geçemeyeceğim.
Ben DEVA Partisi İstanbul Milletvekiliyim ve partimin de kadın politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısıyım. Tam da bizim üzerinde durduğumuz bir konu, aile. Evet, toplumumuzda aile çok çok kıymetli ve ailenin korunması çok farklı basamaklarda sağlanabilen bir konu. Bu konuya hiç girmeyeceğim, çok ayrıntılı ki bunun en başında yoksullaşmanın ailelere verdiği zarardan da bahsedilebilir; ancak dijital platformları konuşuyoruz bugün. Şimdi aile dediğimizde, çekirdek aileyi baz aldığımızda hatalı olabiliriz. Kıymetli hocamız, vekilimiz tek ebeveynli ailelerin olabileceğinden ya da yetkili yetişkinlerin olabileceğinden bahsetti. Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimize geçtiğimizde de kalabalık, büyük aile yapılarından bahsediyoruz. Dolayısıyla bunun mutlaka dikkate alınması gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Şimdi, bu güncel sorun ve ihtiyaçlar bize bir ihtiyaç alanı doğuruyor. Bu ihtiyaç alanı da sizler gibi sosyal paylaşım ağlarını yani kurumları, devlet tarafını, yine sivil toplum tarafını ve akademi ayağını yani bir paydaş yönetimi gerekli kılıyor. Bu paydaş yönetiminde yani kısmen ara ara size atıfta bulunarak "Niye öyle yapmadınız? Niye böyle yapmadınız?" diye soruluyor ama ben bu tarafta devletin de yani devlet kurumlarının da, ilgili devlet kurumlarının da önemli sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. Belki küçücük bir sorun -burada parantez içinde- şu olabilir; ya biz Bilgi Teknolojileri Kurumundan burada hiç bahsetmedik. Neden bahsedilmediğini merak ediyorum çünkü tamamen ilgili bir alan olduğunu düşünüyorum. Yakın bir zamanda biz Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Uraloğlu'na bir soru önergesi verdik "Meta"yla ilgili bir soru önergesi ve "Meta"da çocuklar ve gençlerin hangi yoğunlukta bulunduğu, maruz kaldıkları siber zorbalık, taciz ve istismarlar üzerine bir soru önergesiydi bu. Hatta şu anda Komisyonumuzda görevli olan ve telefon bağlantımın olduğu değerli vekillerimize de ilettim soru önergemizi. Şu tarafından bakıyoruz: Kontrolsüz güç her zaman dezavantajları ve sorunları beraberinde getirebilir diye düşünüyoruz. Bunun da bu sorumluluk, yetki ve sorumluluk alanlarının sizler tarafında, devlet tarafında, akademi ve sivil toplum tarafında bir paydaş yönetimiyle güncellenerek yönetilmesi gerektiğini... Evet, biz sizleri sorguluyoruz ama bizim de bu tarafta güncellenmesi gereken bir bürokrasi ve devlet yapısı tarafının olduğunu da burada ifade etmek istiyorum. Çünkü dijitalleşme, dediğim gibi, yeni sorun ve ihtiyaç alanlarını beraberinde getirdi ve dayandığımız noktanın da hukuk devleti olması, adalet olması ve beraberinde de "Kime, neye dayalı?" diye sormadan evrensel etik ve ahlaki değerlere ve hukuka dayanarak bu yapılanmanın gerçekleştirilmesi gerektiği son derece önemli. Çünkü kontrollü, belli kriterlere dayalı -bu bahsettiğim evrensel değerler- hukuk kriterlerine dayalı bir denge ve denetleme mekanizmasının olması ancak toplumu koruyabilecek en üst çatı diye düşünüyorum. Temel alınması gereken -çocuklar tarafından- çocuğun üstün yararı. Bu noktada bizler, ebeveynler kendi aramızda konuştuğumuzda bazı dijital oyun platformlarında bile kademeli, yüz tanımalı bir kontrol sistemi varken... Evet, Büşra Hanım'ın da dediği gibi, TikTok'ta böyle bir eleme sisteminin olmaması büyük sorun diye düşünüyorum ama bu benim sorularımın arasında yer alacak zaten; geliyorum sorularıma, size soracağım.
Şimdi "Çocuğun üstün yararı" dedik. Belki burada kategorize edilmiş kırılımlı bir yaş platformu olabilir; 3 yaşındaki çocuk ile 14 yaşındaki bizim reşit olmayan "ergen" dediğimiz ama yetişkin saymadığımız kitle, çocuk kitlesi bir tutulmayabilir. "Çevrim içi siber taciz ve zorbalık" dedik. Çocuklar daha çok bunlara maruz kalıyorlar ama bazen ebeveynlerinin de bu alanı açmasıyla ne yazık ki maruz kalıyorlar. Bu taraf da önemli diye düşünüyorum yani sadece çocuğun dahliyle olmayabiliyor bu olay. Teknoloji firmalarının bazı politikaları var, bu politikalar, bu etik değerler size soruldu ama gerçekten çok kıymetli, özellikle çocuklar tarafında ve kadınların yine... Ya, kadınların korunması olarak geçmeyeceğim ben bunu ama doğru bulmuyorum, yani yetişkin olduktan sonra kadın-erkek ayrımı yapılmamalı ama yine de belli bir kriterin. Çünkü büyük bir coğrafyayız biz, işte o da konuşuldu Avrupa Birliği mi Orta Doğu mu, size bu da soruldu, o büyük coğrafyanın etkisi diye düşünüyorum ama önceliğim çocukların üstün yararı.
Bu doğrultuda, sorularım: Algoritmik sansür kriterleriniz nelerdir? Bunları ayrıntılı olarak duymak istiyorum çünkü burada verdiğiniz cevapları ben de çok muğlak buldum. Bizim soru önergemize de ne yazık ki biz cevap aldık, bazı soru önergelerimize cevap alamıyoruz çok teknik sorduğumuz hâlde ve usulüne uygun sorduğumuz hâlde ancak bu soru önergemize yanıt geldi fakat sayılarla, oranlarla, kriterlerle sorduğumuz hâlde ne yazık ki ilgili Bakanlıktan ve BTK verilerinden de bize çok muğlak "Gerekli önlemleri alıyoruz. Gerekli kriterleri alıyoruz..." İşte biz size bunları soruyoruz yani bu konuda gerekli önlem ve kriterleriniz, düşündüğünüz, planladığınız, stratejik hedefleriniz nedir diye. Bu algoritmik sansürden sonra da çocuğun üstün yararını koruyan, evrensel etik değerlere bağlı kaldığınız... Az önce saydınız, kıymetli buluyorum o saydığınız kategorileri de ama çocuğun üstün yararını koruyan öncelikli kriterleriniz nelerdir diye soruyorum. Ben de yazılı bir cevap bekliyorum sorularıma.
Teşekkür ediyorum.
Sağ olun.