Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş'un; Kuzey Atlantik Antlaşmasına İsveç Krallığının Katılımına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1706) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 26 .12.2023 |
CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Teşekkür ederim Başkanım.
Şimdi, daha önceki toplantıda da ben buna benzer bir şey söylemiştim yani bizim muhatabımız İsveç mi, Avrupa Birliği mi yoksa Amerika Birleşik Devletleri mi? Eğer muhatabımız İsveç'se yani sadece İsveç'se iş kolay; bence değil. Yani iki üç PKK'lı ya da FETÖ'cünün iadesiyle ya da Momika'nın sınır dışı edilmesiyle bizi mutlu edecek bir durum yok ortada. Bu stratejik bir karar ve bu stratejik kararda bizim muhatabımız öncelikle Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri. Niye? Çünkü dikkat ederseniz, başka konularda İsveç Avrupa Birliğinin kararlarına -ki üyedir- doğrudan uyuyor. Mesela, bir örnek vereyim: İsveç Gazze konusunda aslında normalde, genelde, geleneksel olarak "pro-Plastine" işte "pro-Filistin" bir pozisyonda olmasına rağmen "İsrail'in kendini savunma hakkı" denen o söylemi tekrar etti. Bu, aslında Avrupa Birliğinin ortak söylemi, zaten Ursula Von Der Leyen'in ilk söylediği şey. Dolayısıyla bu ortak söylem eğer bu söylemin parçasıysa bizim burada muhatabımız sadece İsveç olamaz. Zaten şunu söyleyeyim: Bu konuda, bu kadar stratejik bir konuda... Yani işte "Aman, İsveç şunu sınır dışı etti, şu kanunu değiştirdi..." Bunlar ufak işler. Bu NATO uluslararası bir kurum ve uluslararası bir kurumun üyeliği de o uluslararası kurumun önde gelen ülkeleriyle açıkçası bir pazarlık "negotiations" sonrasında olabilir. Burada, Avrupa Birliğinde, peki olumlu bir gelişme var mı? Avrupa Birliğinden bize yönelik son zamanlarda -eğer ben kaçırdıysam söylesinler arkadaşlar - en ufak bir olumlu gelişme görmedim. Yani mesela, üyelik sürecinin canlandırılması konusunda veya Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesi konusunda, daha önce kıyısına kadar geldiğimiz -vize muafiyetinden artık vazgeçtik- vizelerin en azından kolaylaştırılması konusunda en ufak bir adım var mı? Yok yani sıfır. Peki, Amerika Birleşik Devletleri... Biz F-35'i zaten S-400'ler yüzünden kaybetmişiz. Bakın, Belçika F-35 aldı, Yunanistan sırada ama onu kaybetmişiz. Tamam, yerine hadi F-16 alalım; neymiş? "Biden Kongreye söyleyecek." Tamam, olumlu gelişme Kongreye... Arkadaşlar, biz bu filmi gördük daha önce, 1980'de asker sözüyle kandırıldık, Kıbrıs konusunda Türkiye'nin elinde daha çok koz varken Yunanistan'ın NATO'ya dönüşü konusunda, gene asker sözüne güvenip -affedersiniz- kazığı yedik ama şimdi bir siyasetçi sözüyle yani "no offense" -sözüm Meclisten dışarı- vereceğiz bu kararı. Ben Biden'in vereceği sözün hiçbir değeri olduğu kanaatinde değilim. Seçim yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde Biden'in Kongreyi etkileyebileceği ve bu kararı çıkarttırabileceği konusunda çok şüpheliyim. Biliyorsunuz, Avrupalıların, Amerikalıların huyudur, olmadığında da "sorry" diyecekler "Kusura bakmayın, Kongreden geçiremedik..." Madem öyle biz de geçirmeyelim Meclisten yani bu konuda eğer somut adımlar atılmazsa açıkçası bugün oylamada benim oyum "ret"tir. Somut adımlar sonrasında, F-16'yla ilgili ya da Avrupa Birliğinin birtakım konularda somut adımlar atması neticesinde ancak bunun olumlu olabileceğini söylüyorum.
Teşekkür ederim.