KOMİSYON KONUŞMASI

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli Komisyon üyeleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İşsizlik Fonu'nu konuşmak üzere buradayız ama önce Fatma Nine'nin selamını size bir ileteyim. Geçen yıl itibarıyla Kırsal Kalkınma Programı'nda çay topladıkları makasın yüzde 50 hibe yoluyla verilmesini Fatma Nine'den kaldırmışsınız. Yazıktır günahtır, çok büyük bir bedel değildir, lütfen bunun iadesini yapın; bu bir.

Gelelim İşsizlik Fonu meselesine. İşsizlik Fonu meselesiyle ilgili, tabii, biliyoruz, 2002'de kurulan bu Fon nedeniyle -ne oldu- iktidarınız döneminde aslında Fon'un amacı dışında kullanıldığını diğer hatip arkadaşlarımızın da çoğu söyledi. Ülke zor durumda aslında, hani bu Fon'un kurulduğu tarihte 2002'de bir çeyrek altın 23 lirayken şimdi ne yazık ki bir marul bile alamıyoruz, marulun bile 35 liraya geldiği bir hâle getirdiniz ülkeyi.

Şimdi, bir kere, uygulanan yanlış ekonomi politikalarıyla milyonlarca insanı işsiz bıraktığınız yetmiyormuş gibi, bu insanlara işsiz kaldığı süre boyunca maddi destek sağlamak amacıyla oluşturulan İşsizlik Fonu'nun patronlara kullanıldığını itirazınıza rağmen biliyoruz. Nerelere kullanıldı bunlar? GAP projelerine kullanıldı. Nerelere kullanıldı başka? Enerji şirketlerinin işlerinde kullanıldığını, enerji santralleri yapımında kullanıldığını, Ücret Garanti Fonu vesaire gibi yerlerde kullanıldığını biliyoruz. Dolayısıyla bugüne kadar yol, enerji santrali yapımında, işverenlerin sigorta primi paylarının ödenmesinde, Ücret Garanti Fonu gibi birçok ilgisiz alanda bu Fon'da işsizlere destek olma amacıyla biriktirilen parayı kullanmaktan ne yazık ki geri durmadınız, çekinmediniz. Şimdi, bu getirdiğiniz düzenlemeyle de bu fonları patronların hizmetinde kullanmaya devam etmek için yeniden düzenleme istediniz. İşsizlik Fonu'nun işsizlere değil patronlara teşvik vermek için kullanılmasına devam ediyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, Fon'da biriken para 9 Ocak 2024 tarihi itibarıyla 193 milyar 717 milyon. Aralık 2023'te Fon'dan işsiz kalanlara ödenen tutar ise 1 milyar 967 milyon, yani Fon'un yüzde 1'i kadar. İşsizlik sigortasından yararlanmak isteyenlerin, bin dereden su getirip o şartlara nail olmasını zorlaştırırken işsizlere vermediğiniz Fon'daki bu parayı patronlara hâlâ aktarmaya devam ediyorsunuz.

Teklifin 1'inci maddesi, İşsizlik Fonu'ndan yararlanmak için gereken prim ödeme gün sayısını 600 günden 450 güne düşürüyor. Bu -açık söyleyelim- teklifin iyi olan tarafıdır, hiç itirazımız yoktur ama yetersizdir bu, mademki bir şey yapacağız, o zaman gelin, bu İşsizlik Fonu'nun amacı dışında kullanılmasını kesin olarak ortadan kaldıracak düzenlemeler yapalım. Gelin, bu Fon'un tamamını işsiz kalanlara destek olarak verecek düzenlemeler yapalım. Bugün Türkiye'deki işsiz sayısı TÜİK'in düzenlediği gibi 3,1 milyon falan değil, maalesef bunun yaklaşık olarak 3 katı; 8,7 milyon civarındadır. İşsizlik Sigortası Fonu'na bakalım: Geçtiğimiz aralık ayında 382 bin kişinin yararlandığı... Bu ne demektir biliyor musunuz? İşsizlerin sadece yüzde 4'ünün yararlanabildiği işsizlere destek amacıyla kurulan Fon'u amacı dışında kullanmaya devam ediyorsunuz yani müflis tüccarlar gibi davranıyorsunuz; bunu yapmamanız gerekiyor.

Şimdi, eğer bir yere vereceksiniz yani eğer amacı dışında kullanılacaksa gerçekten de 10 bin TL'yle açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilen emekliler için kullanılmalı, ÇAYKUR'da kadro sözü verildiği hâlde kadro verilmeyen işçiler için kullanılmalı, engelliler için kullanılmalı, belediye işçileri var, sayabileceğim bir sürü yer olabilir. Dolayısıyla amacı dışında kullanmak doğru değildir. Zorlandığınızda aklınıza ilk olarak neden emekçinin, emeklinin haklarına saldırmak geliyor, gözünüzü hemen buralara dikiyorsunuz? Kuldan utanmıyorsunuz, Allah'tan da mı korkmuyorsunuz?

OHAL döneminde, Cumhurbaşkanının 12 Temmuz 2017'de TOBB'da yapılan Uluslararası Yatırımcılar Derneği Toplantısı'nda patronlara söylediği şu cümleleri hatırlatırım: "Biz OHAL'i iş dünyamız daha rahat çalışsın diye getirdik. Grev tehdidi olan yere OHAL'den istifadeyle anında müdahale ediyoruz, diyoruz ki 'Hayır, burada greve müsaade etmiyoruz çünkü iş dünyamızı sarsamazsınız.' Bunun için kullanıyoruz biz OHAL'i." Bu cümleler Sayın Cumhurbaşkanına aittir; grevi yasaklamak için OHAL ilan etmişsiniz. İşçi, emekçi düşmanı olduğunuzu Sayın Cumhurbaşkanı itiraf etmişken siz neyi anlatıyorsunuz, kime anlatıyorsunuz?

Hepimiz biliyoruz, TÜRK-İŞ'e göre açlık sınırı 14 bin TL, yoksulluk sınırı 47 bin TL. Asgari ücreti 17 bin TL, emekli maaşını da 10 bin TL yaptınız. İnsanlar ucuz ekmek alabilmek için, 10 TL olan ekmeği alabilmek için her yerde, Halk Ekmeklerde -her belediye Allah razı olsun ucuz ekmek vermek için uğraşıyor- kuyruğa giriyorlar soğukta. "Sadece çay ve simitle yaşayacağım." dese bu para on günde yetmiyor; emeklilerin parasının on günde sıfırlandığı bir sonuç getirdiniz. Biliyoruz para sıfırlama konusunda epeyce maharetiniz var ama işin doğrusu, milyonları açlığa mahkûm etmekten nasıl olup da sıkılmadığınızı anlamak istiyorum ve bilmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Türkiye saat başına 3 milyon dolar faiz ödenen bir ülke hâline geldi. Bize, On Birinci Kalkınma Planı'nda dediniz ki: "Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girecek, 25 bin dolar millî gelire sahip olacağız." İşsizlik yüzde 5 olacaktı ama şimdi Türkiye'nin geldiği noktada enflasyon uçtu, ücretliler ezildi, faizler inanılmaz yerlere geldi, hepimiz biliyoruz ve geçinemiyoruz.

Şimdi, iktidarın yapması gereken bir tane şey var değerli arkadaşlar: Önce, şu emeklilere yapılan haksızlığı giderecek, 10 bin TL'yi asgari ücret seviyesine çekecek, "Bunun için bütçe yoktur." demeyecek, İşsizlik Fonu'ndan yararlandırılan şirketlere ya da başka yerlere olan kaynaklar kesilecek. Türkiye'de artık emeklilerin rahat edebileceği bir düzeni, adil bir ücreti getirmek zorundayız; asıl gündemimizin bu olması gerekmektedir. Böyle olmadığı için de eğer bunu mart ayına kadar yapmazsanız Türkiye'de emekliler iktidarınıza çok büyük ders verecektir, yerel seçimlerde sizi cezalandıracaktır; bunu şimdiden söylüyorum.

Arkadaşlar, Türkiye'de 3 milyon 700 bin hektar alanda tarımdan vazgeçilmiş, tarım desteklemelerinin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı yüzde 1 olması gerekirken, amir hükümken bunu 0,6'ya kadar düşürmüşsünüz. Tarımda vazgeçilen alanı tekrar hatırlatıyorum: 3 milyon 700 bin hektar ama gitmişsiniz siz Sudan'dan 700 bin hektar tarım için yer kiralamışsınız. Tarım politikalarında yanlışlık var; tarımda üreticiler eziliyor, tarımda üreticilerin hakkını vermemeye devam ediyorsunuz.

Türkiye'de işsizlik oranı yüzde 15, bu Fon'dan mutlaka işsizlere para aktarılmalıdır. Eğer bunu yapmaz, amacı dışında kaynakları kullanmaya devam edersek Türkiye'nin önü açılmaz. Yapılacak olan şey budur. Tekrar ediyorum: Özellikle bütçe içindeki payı çok küçük olabilecek, çay toplamak için insanların kullandığı çay makasını Tarım Bakanlığı yüzde 50 hibe programına tekrar almalıdır. Bu, Ziraat Odaları tarafından 1,5 milyon çiftçi için talep edilen bir şeydir. Bu kadar basit bir şeyi bile eğer iktidar gündemine alamazsa yazık eder.

Herkesi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.