KOMİSYON KONUŞMASI

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, Değerli Komisyon üyeleri, teklif sahibimiz, çok Değerli Bakan Yardımcımız, bürokratlar; ben de sizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

2024 yılının...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Başkan, simit-peynir hesabı mı yapacağız emeklinin durumuyla ilgili; onunla ilgili mi geldi?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hayır, bu bizim size ikramımız.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Öyle mi? Ben herhâlde simit-çay hesabı dedim.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bu, bizim Başkanımızın cömertliğinin göstergesi.

Evet, bugün teklif sahibimiz Resul Kurt Milletvekilimiz ve Zeynep Yıldız Vekilimizle birlikte milletvekili arkadaşlarımız tarafından hazırlanan 10 maddelik teklifi görüşüyoruz. Ben öncelikle teklifi hazırlayan arkadaşlara, emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.

Teklifin özellikle 1'inci maddesi kısa çalışma ödeneğinin yararlanma koşullarının değiştirilmesi ve iyileştirilmesi yönünde. Kısa çalışma yapabilecek sebeplere ayrıca genel salgın hâlini de ekliyoruz teklifle. Yine kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için gereken asgari prim ödeme gün sayısı 600'den 450 güne indirilmiş durumda. Bunu da aslında çok olumlu olarak buluyoruz. Böylece daha fazla kişi bu kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilecek. Zaten kısa çalışma ödeneği, biliyorsunuz, bizim hani uyguladığımız bir ödenekti fakat pandemiyle birlikte biz bunu daha çok duyduk; pandemi sürecinde daha çok uygulanmıştı ama şimdiki şartlarda da ben de bunu olumlu olarak görüyorum. Özellikle de şöyle bakıyorum: Hem işte genel salgın hâlinin eklenmesi hem de aynı zamanda yani biliyorsunuz bulunduğumuz coğrafyada, Avrupa'da yaşanan, yavaş yavaş dünyada yaşanan bu ekonomik daralmalarla birlikte, işte hemen Filistin'de yakın coğrafyamızda yaşanan savaşla birlikte, soykırımla birlikte gerçekten bir belirsizlik söz konusu ve bu, biraz da olsa insanların tüketim eğilimlerini etkilemekte. Bu süreçte aslında bu kısa çalışma ödeneklerinden olması, kullanım şartlarının iyileştirilmesi hem çalışanlar için hem de işverenler için çok önemli. Çünkü biz işverenler yetiştirdiğimiz kalifiye elemanlarımızı, çalışanlarımızı bazı böyle kısa süreçli yaşanan sıkıntılarda kaybetmek istemiyoruz. Bu anlamda da hem onların iş hayatına devam etmesi açısından hem de işverenlerin o yetişmiş elemanlarını kaybetmemesi, yetişmiş çalışanlarını kaybetmemesi açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Yine, 2'nci maddemizde kadın ve genç, mesleki yeterlilik belgesi sahibi olan işsizlere verilen prim teşvikinin süresini uzatıyoruz. Biz son altı ayda biliyorsunuz 500 lira olarak uyguluyorduk; 2016 yılından beri uyguladığımız bir teşvik. Bunun da aslında İşsizlik Sigortası Fonu'ndan kullanılması eleştiriliyor ama bu, aslında tamamen istihdamı desteklemek amacıyla teşvik... Yani aslında İşsizlik Sigortası Fonu sadece işsizlik sigortası değil, istihdamın teşvik edilmesi amacıyla da oluşturulmuş bir fondur. Dolayısıyla da bu Fon'dan karşılanması, aynı zamanda buradan işte işverenlere verilecek 700 liralık prim teşviki insanların işten çıkarılmaması için de bence bir teşviktir. Bu, tamamen sermayeye destek değildir yani buradaki 700 liralık rakamı sermaye desteği olarak görmüyorum.

Biliyorsunuz, pandemi sürecinde istihdam oranlarımızla ilgili OECD ülkeleriyle kıyasladığımızda ciddi artışlar yaşandı ve 2022 yılı istihdam verilerimize de baktığımız zaman orta vadeli planının üzerinde bir istihdam gerçekleştirdik. Bu orana şöyle bir baktığımızda, 2022'de 1 milyon 519 bin artış sağlandı istihdamda; bu da önemlidir. Dolayısıyla, bu teşvikler, bu primler önemli, özellikle kadınlar açısından çok önemli olduğunun altını çizmek istiyorum. Kadın ve genç istihdamı; mesela, 2022 yılında istihdamda 1 milyon 519 bin artış var, bunun yüzde 56,4'ü kadın istihdamından kaynaklanan bir artış; erkeklerden daha fazla. Açıkçası bu teşvikin de bunda etkili olduğunu düşünüyorum.

Tabii ki diğer; 4, 6, 7 ve 8'inci maddelerimiz de yine iş sağlığı güvenliği denetim maddesinin teftişten ayrılması yani farklı kanunlarda yer alan iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin benzer hükümlerin tek bir maddede düzenlenmesine dair teknik bir düzenlemeyi içeriyor.

Aslında baktığımızda genel olarak bu düzenlemeyle ben konuşmacılara da değinmek istiyorum. "Yirmi bir yılı çarçur ettiniz." denildi. AK PARTİ olarak biz yirmi bir yılı çarçur etmedik, biz yirmi bir yıldır, iktidara geldiğimiz günden bu yana memleketimize, ülkemize, vatandaşımıza hizmet etmek için birçok önemli uygulamaları hayata geçirdik yani bu İş Kanunu'ndan tutun Engelliler Kanunu'na... Türkiye'nin ilk Engelliler Kanunu'nu biz yaptık. Yine kadınlara yönelik kanunlardan tutun her alanda birçok önemli kanuna imza attığımızı düşünüyorum. Onun haricinde, yine yaptığımız yollar, projeler, hastaneler, sosyal güvenlik sistemi...

Şimdi, biliyorsunuz, yine bir önerge verdik emeklilerimizin maaşıyla ilgili. Bugün Türkiye, herhâlde dünyada sosyal güvenlik sistemi kapsamı en geniş olan ülkelerden biri. Ben biliyorum, daha öncesinde, AK PARTİ iktidara gelmeden önce emeklilerimizin sosyal güvenlik sisteminden yararlanma şartları böyle bir sağlık karnesindeki yapraklara bağlıydı, o sağlık karnesindeki yaprakları kadar gidip tedavi olabilme şartına sahipti. Bugün geldiğimiz noktada ülkemizde yaşayan vatandaşlarımızın yüzde 99,9'u sosyal güvenlik sisteminden yararlanabiliyorlar, hastanelerde tedavi olabiliyorlar. Peki, yüzde 1 niye? O yüzde 1 de özel sağlık sigortasını yani özeli tercih eden vatandaşlarımız. Bugün baktığınızda dünyada belki birçok ülkede yok; diş tedavisi, dental tedaviyi de biliyorsunuz sosyal güvenlik kapsamı içerisine aldık.

Yine, emeklilerimizin maaş artışıyla ilgili, en düşük emekli maaşımızın 10 bin liraya çıkartılmasıyla ilgili... Tabii, çok zor süreçlerden geçtik ve şöyle baktığımızda, pandemi, işte pandeminin üzerine denk gelen depremler... Biliyorsunuz, sadece 2023 yılı bütçemizden depremlere yönelik 865 milyar TL ödeme yaptık, bu yılki bütçemizden 1 trilyon 85 milyar TL'lik ödeme yapmayı... Yani oradaki vatandaşlarımızı bir an önce normal hayatına döndürmek için bir bütçe ayırmış durumdayız.

EYT'yi, evet, hayata geçirdik; geçen yılki 2023 yılı bütçesinde olan tutar 236 milyar, bu yılki bütçeden, 2024 yılı bütçesinden 500 milyar TL yapıyor. 16,5 milyon emeklimiz var yani hani bu rakamları böyle üst üste koyduğumuzda... Tabii ki bütçenin de bu yönde elimizdeki tüm imkânları... Tabii ki vatandaşımızın alım gücünü arttırmak, emeklimizin çok daha iyi şartlarda, çok daha iyi sosyal imkânlara sahip olmasını hayata geçirmek için çalışacağız ama şöyle söyleyenler de oldu: "Bu oran yüzde 33'e tekabül ediyor." Biliyorsunuz, yüzde 42,5 kök maaşa geldi, biz o hani sabitlemeyi kanunla yapmıştık, en düşük 7.500'dü. Ki biz buna baktığımızda biliyorsunuz 2022 yılı Aralık ayında 3.500 liraydı en düşük emekli maaşımız, bugünkü orana baktığımızda bu oran yüzde 185 yapıyor.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - O zaman alım gücü daha fazlaydı, daha rahat alım gücü vardı.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yani tabii yeterli mi? Değildir, bunu hep beraber tartışırız, inşallah daha sonraki süreçlerde bütçelerimizin imkânları dâhilinde emeklimize, çalışanımıza, vatandaşlarımıza, işte memurumuza, işçimize, kamu işçimize her türlü kaynağı aktarmak için çalışacağız ama olağanüstü süreçlerden geçtiğimizin de ben bir kez daha altını çizmek istiyorum. Yine işte, dolayısıyla o hani 7.500'ün üzerine koyarak o 10 bin lirayı hesaplamayacağız, öyle yapınca yüzde 30 oluyor ama kök maaşa bakarak bunun hesaplamasının yapılmasının çok daha doğru olduğunu düşünüyorum.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ben cebime giren paraya bakarım; 7.500 liradan 10 bin lira olacak.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Tabii, Başkanım, evet, süremiz de doldu.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Süreniz de doldu zaten.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bu kanun teklifimizin hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Kanun teklifini hazırlayan arkadaşlara, bürokratlarımıza da teşekkür ediyorum, sağ olun.