KOMİSYON KONUŞMASI

ERSAN AKSU (Samsun) - Sayın Başkanım, Değerli Komisyon üyelerimiz ve Varlık Fonunun yöneticileri; ben herkesi saygıyla selamlıyorum öncelikle.

Öncelikle şunu paylaşmak isterim: Ülkemize hakikaten haksızlık yapıyoruz bazı beyanlarımızla, ifadelerimizle diye düşünüyorum. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamayan bir ülke durumunda Türkiye'yi tanımlamak ülkemize çok büyük bir haksızlık. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının icrasını takip eden Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesidir ve bunun her yıl verdiği istatistikler var. Bu istatistiklere göre Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulama oranı yüzde 89'la Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına tabi olan ülkeler ortalamasının en az 10 puan üzerinde ve bu noktada diğerleri yüzde 80'ler nispetindeyken Türkiye bu noktada fevkalade başarılı bir süreç yönetiyor ve insan haklarına, hukuka uygunluk noktasında hiçbir tereddüt ve tartışma yok.

Açıkçası yirmi beş sene avukatlık yapmış olan bir Komisyon üyesi olarak paylaşmak isterim ki burada usul tartışması olarak belki başlatıldı konu ama neticede Anayasa'mızın 165'inci maddesi Varlık Fonunun denetimiyle ilgili raporların görüşülmesi noktasında Komisyonumuzu yetkilendiriyor ve Komisyonumuz da Anayasa'dan yetkisini alan teknik bir Komisyon niteliği itibarıyla. Bu hukuki konunun mahkeme kararının Genel Kurulda da okunmasından bahsediyoruz. "Mahkeme kararı okunur." demiyor zaten Anayasa'mız. Anayasa'mızın 84'üncü maddesinin ikinci fıkrasında milletvekilliğinin özellikle düşmesi tabloları ne şekilde cereyan eder derken kesinleşmiş mahkeme kararının, kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesinden bahsediyor, hükmün okunmasından bahsetmiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

ERSAN AKSU (Samsun) - Anayasa'mızın 84'üncü maddesinin ikinci fıkrası da sadece bildirilmesinden bahsediyor ve bir oylamaya da tabi olmaksızın bildirinin, ifade edilen bildirme işleminin Genel Kurulda okunması suretiyle, sadece bildirimin okunması suretiyle, mahkeme kararı da değil... Benim de meslektaşımdır Can Atalay. Açıkçası 2022'nin Nisan ayında on sekiz yıla mahkûm edilmiş bir zanlı durumundayken neticede süreçler başlatılmış ve yürütülmüş.

Ben bu noktada teknik komisyon niteliğindeki gündemimizin dışında olan bir mevzu olduğunu, biraz önce Değerli Milletvekilimiz İsmail Bey'in ifade ettiği hususlara da katılarak gündemimize devam etmemiz gerektiği hususunu takdirlerinize arz ediyorum.

Teşekkür ederim.