Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 6741 Sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Uyarınca, Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonunun 2022 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetleri ile İlgili Denetim Raporlarının Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi (3/834) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 01 .02.2024 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bu Türkiye Varlık Fonu Kanunu'nun 6'ncı maddesi denetimin ne şekilde yapılacağından bahsediyor. Buna göre, bağımsız denetim şirketi bu Fonun mali tablolarını ve Fona ait iştiraklerin mali tablolarını inceliyor, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu da bağımsız denetim şirketinin denetlemiş olduğu mali tabloları denetliyor, daha sonra da "Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu, Cumhurbaşkanı tarafından gönderilen raporları görüşerek denetler." diyor.
Şimdi, biz burada denetim görevi mi yapıyoruz, yoksa görüşüyor muyuz? Esasında, ben geçen tutanaklara baktım, geçtiğimiz yıllardaki tutanaklara baktım, en önemli tartışma konularından bir tanesi bu. Yani bugün burada toplandık, yapmış olduğumuz faaliyet bir denetleme mi, yoksa bize gelen raporlar üzerinde görüş mü bildiriyoruz? Hakikaten çok ciddi tartışma olmuş yani çıkamamışlar. Yani, mesela, kimler var? O zamanki Komisyon Başkanı şu anki Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Yılmaz'mış, Merkez Bankası Başkanı var, eski Merkez Bankası Başkanı var, DPT'den bir sürü insan var; bu kadar insan bir araya gelmiş, burada yapılan işlemin ne olduğu konusunda herhangi bir fikir birliğine varamamış, en son -ben baktım tutanaklardan- Cevdet Yılmaz şöyle demiş: "Bu bir denetim ama denetimin değişik türleri var, bu son derece kıymetli bir Meclis denetimi, yol gösterici bir denetim." Yani bizim burada yaptığımız -değişik bir tabir var- şey yol gösterici bir denetim. Yani umarım önceki denetimler size kılavuzluk yapmıştır, yol gösterici konumda olmuştur. Yani esasında yaptığımız şey, amiyane tabirle derler ya, işte, deve kuşu gibi yani deve desen deve değil, kuş desen kuş değil; şu an yapmış olduğumuz şey bu.
Biraz evvel arkadaşlarımız bahsetti, milletvekili arkadaşlarımız da bahsetti, yani, şimdi Yönetim Kurulu Başkanı Cumhurbaşkanı, denetleyen kurum Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu. Şimdi, başka şey de var, bu Devlet Denetleme Kurulu üyeleri arasında aynı zamanda Türkiye Varlık Fonu iştiraklerinde yönetim kurullarında görev alanlar da var. Yani, mesela, Yunus Arıncı, Cumhurbaşkanı Devlet Denetleme Kurulu Başkanı aynı zamanda Fon iştiraki olan Borsa İstanbulun Yönetim Kurulu üyesi; bu da bir sakınca. Mehmet Emin Baysa, Devlet Denetleme Kurulu üyesi, aynı zamanda Vakıfbank Denetim Kurulu üyesi. Yani esasında burada yapılması gereken şey, benden önceki hatiplerin de belirttiği gibi, şu: Burada bu denetimin Devlet Denetleme Kurulu tarafından değil de Sayıştay tarafından yapılmış olması lazım çünkü yapılan denetlemeler mali tablolar üzerinde. Yani bu faaliyetlerin kamuya faydası var mı, yok mu; bunlar denetlenmiyor sonuç itibarıyla.
Şimdi, bir de şey deniliyor, yani, burada sunumda siz de bahsettiniz, iktidar milletvekilleri de bahsetti: "Ya, zaten bizim iştiraklerimiz..." Ki bu iştirakler de yani 30 tane şirket, 46 gayrimenkul, 2 tane lisans, duran varlık büyüklüğü 2 trilyon 835 milyar lira yani korkunç rakamlar bunlar baktığınız zaman, büyük rakamlar ve "Bunların yüzde 90'ı, yüzde 82'si -bilemiyorum- zaten işte, çeşitli Sayıştay denetiminden geçiyor, işte, BDDK denetiminden geçiyor, SPK denetiminden geçiyor." diyorsunuz, "Denetleniyor." diyorsunuz ama ayrıyeten de sizin kurmuş olduğunuz şirketler var. Yani nedir bunlar? İşte, Türkiye Varlık Fonu Finansal Yatırım AŞ, Bilgi Teknolojileri AŞ, Elektrik AŞ, Enerji AŞ, Maden AŞ, bu şekilde gidiyor yani 7 veyahut da 8 tane kendi kurduğu şirket var. Bu şirketlerden mesela biraz evvel sunumunuzda da bahsetmiş olduğunuz İstanbul Finans Merkezi Gayrimenkul İnşaat ve Yönetim AŞ'nin, şimdi bu şirketin toplam yatırım tutarı 10,7 milyar lira, öz kaynağı 22 milyar lira yani böylesine büyük bir şirket yani bu da bir kamu iktisadi teşekkülü statüsünde ama bu Sayıştay denetimine tabi değil, bu sadece sizin biraz evvel yapmış olduğunuz denetime tabi yani bakıldığı zaman burada mutlaka Sayıştay denetiminde olması lazım. Zaten bu Avrupa Birliği ilerleme raporuna, daha doğrusu ülke raporlarına da yansıyor yani "Türkiye Varlık Fonunun hesap verebilirliği ve şeffaflığı bulunmamaktadır." deniliyor, önemli bir eleştiri getiriliyor burada size; bunun da göz önüne alınması lazım.
Şimdi, benim bazı gözlemlerim de var yani sizin raporlarınıza bakıyorum, daha doğrusu Devlet Denetleme Kurulunun raporlarına baktığımız zaman 5 tane alt fon olduğundan bahsediliyor, bunların 3 tanesinin faal işlem görmediği raporda yazıyor. Bakıyorsunuz, burada alt fonlardan sadece Piyasa İstikrar ve Denge Alt Fonuna ait mali bilgiler var. İstanbul Finans Merkezi Gayrimenkul Yatırım Alt Fonuna ait mali bilgiler yok. Bu fon daha sonra şirkete mi döndü? Şirkete döndüyse niye hâlâ bir alt fon olarak raporlarda yer almakta?
Bir de enteresan bir şey yani esasında sevindim, sizin faaliyet raporunuza baktım, faaliyet raporunda özellikle sürdürülebilirlikten bahsediyorsunuz, yenilenebilir enerjiden bahsediyorsunuz. Yani mesela burada işte -nedir- Türk Hava Yolları 2050 yılında karbon nötr hava yolu olma taahhüdü vermiş, işte, Halk Bankası için "2032 yılına kadar yüzde 51 azaltım..." gibi hedefler koymuşsunuz. Bir taraftan böyle çevreci yaklaşıyorsunuz konuya; bu güzel, iyi bir şey ama diğer taraftan da enerji şirketiniz de bildiğim kadarıyla Afşin C Türkiye Varlık Fonu AEL Elektrik Anonim Şirketi, bir taraftan da Afşin'de bir termik santral kurmaya çalışıyorsunuz. Yani bu bir çelişki değil midir? Bir taraftan "İşte, karbon ayak izini şu kadar azaltacağız, şunu yapacağız ve işte, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıfbank gibi bankalar eliyle özellikle yenilenebilir enerjiye, karbon ayak izini azaltmaya yönelik projelere kredi vereceğiz." diyorsunuz -ne kadar veriyorsunuz, onu da sormak lazım esasında, bu kredilerin büyüklükleri ne- bir taraftan da yani dünyada kimse artık termik santrallere kredi vermezken, dünya termik santralden koşar adım giderken termik santral kuruyorsunuz. Yani bu bir çelişki değil midir? Onu sormak istedim.
Bir de yönetici şirketin stratejik plan hazırlaması... Bu, işte, daha önceki kanunda Bakanlar Kuruluna veriliyordu, şu anda Cumhurbaşkanına veriliyor herhâlde ve bu üç yıllık stratejik plan üzerinden siz çalışmalarınızı sürdürüyorsunuz; bu stratejik plana biz herhangi bir yerde ulaşamadık. Nedir bu stratejik plan? Onu görmek istiyoruz. Yapılıyor mu, yapılmıyor mu? Onu görmek istiyoruz.
Bir diğer husus -biraz sorularım var- mesela doğrudan yabancı yatırımcıların potansiyel ortağı olarak tanımlamışsınız kendinizi, Türkiye Varlık Fonu. Türkiye Varlık Fonu, enteresan bir şey, 2016 yılında kuruluyor. 2015 yılında bu ülkede 19 milyar 263 milyon dolarlık doğrudan yabancı yatırım varmış, 2016'da bu 13 milyar dolara düşmüş, 2022 rakamı 13 milyar 601 milyon dolar, 2023'ün Ocak-Kasım rakamı ise 9 milyar 232 milyon dolar. Yani siz "Doğrudan yabancı yatırımcının potansiyel ortağı olacağım." diyorsunuz ama öyle bir doğrudan yatırımcı gelmiyor artık ülkemize.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Yüzde 80'i gayrimenkul.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bunların da büyük bir çoğunluğu gayrimenkul bakıldığı zaman, sermaye yatırımları ne yazık ki yok. Peki, hangi doğrudan yabancı yatırımcıyla ortaklık yaptınız bugüne kadar, onu da sormak istiyorum size.
Bir diğer mevzu, 2022-2023 yıllarında gerçekleştirilen özelleştirmelerden Türkiye Varlık Fonuna herhangi bir kaynak aktarılmış mıdır, onu öğrenmek istiyoruz. Vizyoner projelerden bahsetmişsiniz 2053-2071... Yani ismi geçiyor ve bu vizyoner projeler yok. Nedir bu vizyoner projeler? 2053-2071 hedeflerine ulaşmak için hangi vizyoner projeleriniz var? Mesela, Kanal İstanbul Projesi "çılgın proje" olarak lanse edilmişti, bu vizyoner projelerinden bir tanesi olabilir mi? Biraz evvel borçlardan bahsettiler, Fonun ciddi borcu olduğundan bahsedildi. Peki, Fonun dış borcu ne kadardır? Peki, başka bir soru, Yönetim Kurulu üyeleri huzur hakkı almakta mıdır? Ben aldıklarını tahmin ediyorum, almakta mıdır? Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri ne kadar huzur hakkı almaktadır, yıllık ne kadar buraya huzur hakkı verilmektedir, onu öğrenmek istemiştim.
Başka -notlarıma bakıyorum- bir de şu dikkatimi çekti: Tabii, gayrimenkulleriniz var, ciddi gayrimenkuller var bakıldığı zaman, bir çoğunluğu Antalya'da 5 yıldızlı, 4 yıldızlı oteller, işte tatil köyleri falan. Şimdi konunun yabancısıyım, aydınlatırsanız sevinirim. Mesela neyi örnek verelim, burada diyorsunuz ki: Limak Limra Park Hotel. Burada da karşımıza çıktı Limak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - 31/12/2022 tarihi itibarıyla 323 milyon liralık bir değeri var bu taşınmazın, yıllık geliri 5 milyon 942 bin lira yani neredeyse ellide 1'i, altmışda 1'i yani şimdi, biraz ucuz değil mi? Mesela, benim 323 milyon liralık bir gayrimenkulüm olacak, bir iş yerim olacak, otelim olacak ve ben bunu kirayı veriyorum 5 milyon 942 bin liraya, bu rakamlar düşük değil mi? Buna benzer rakam da var, toplam yapmışız. Kümülatife baktığım zaman da 31/12/2022 tarihi itibarıyla bu taşınmazların piyasa değeri 12 milyar 225 milyon lira, 2022 yılında elde edilen gelir 167 milyon lira yani yetmiş ikide 1'i. Mesela, bu rakamlar bana çok düşük geldi, bizim bilmediğimiz başka bir şey mi var, aydınlatırsanız ve neden bu kadar düşük olduğunu burada Komisyonumuza belirtirseniz sevinirim.
Teşekkür ederim.