KOMİSYON KONUŞMASI

SADIK BADAK (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemizin hedefi, sanayileşme ve ileri teknolojiye sahip olma. Bu hedefi gerçekleştirme konusunu kuruluşundan bu yana misyon edinmiş Bakanlığımızın bütçesini bugün müzakere ediyoruz. Bugüne kadar gerçekleştirdikleri bürokratik faaliyetlerle beraber, Sayın Bakanımızın liderliğinde son dönemde yapmakta oldukları atılımlara da şahsen teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum. Özellikle elektrikli otomobil konusundaki çalışmaları beni heyecanlandırıyor. İçten yanmalı motorları bırakıp doğrudan doğruya yeni teknolojiye yönelmiş olmalarını son derece isabetli buluyorum. Benzer bir atılımı Türkiye, 1980'li yıllarda telekomünikasyon yatırımını -en yeni teknolojiyi- yapmak suretiyle gerçekleştirdi. Bugünkü ileri teknoloji haberleşmemizi bugün merhum olan kişilere borçluyuz, Allah onlara rahmet etsin. Elektrikli otomobili inşallah beş yıl sonra hep beraber görebileceğiz.

Ülkemiz, sanayileşme konusunda pek çok yapısal problemlerine rağmen önemli mesafeler katetti. 80'li yıllarda ilk kademe sanayi vardı, un yapıyorduk ama bugünkü gibi kaliteli bisküvi yapamıyorduk, un ihraç ediyorduk. Bugün orta kademe sanayiye geldik, artık iyi bisküvi yapabiliyoruz. Hatta bu şirketlerimiz yabancı, dünyadaki en iyi markaları satın alabilir pozisyona geldi. Makine sanayimiz çok ilerledi. 200'e yakın ülkeye Türkiye makine satabiliyor. Bakınız, tekstil satmak üç aylık, beş aylık bir tüketim ürünüdür, iyi bir şey; mobilya satmak öyle, bir yıllık, iki yıllık kullanılan malzemedir; beyaz eşya satmak doğru. Fakat, makine satmak çok farklı bir şey. Değerli arkadaşlar, eğer sizden bir ülke, bir ülkenin firması makine alıyorsa, sizin gelecek on yılda, on beş yılda, yirmi yılda o makinenin bakımını yapacağınızı garanti ediyor demektir. Kendi devletinin bankalarının birimleri onlara bu bilgileri akıtıyordur. Bursa'dan bu firmadan, Gaziantep'ten, Konya'dan bu firmadan makineyi alırsanız gelecek beş yılda, sekiz yılda, on iki yılda bunun bakımını bu firma yapabilir. Bu konuda Türk firmasına, Türkiye'ye güvenebilirsiniz demektir. Makine imalatı, ihracatı son derece önemli bir göstergedir. Bu bakımdan, ben hem sektör mensuplarını hem bu konuda emeği geçen Bakanlık mensuplarını tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum.

Tabii, hedefimiz yeni teknoloji, ileri teknoloji, ileri kademe sanayi. Bazı iş kollarında buraya yöneldiğimiz görülüyor fakat daha çabalamamız lazım, çaba göstermemiz lazım. 8'inci Beş Yıllık Kalkınma Planı, 9'uncu Beş Yıllık ve şimdi 10'uncu Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın bu hedefe doğru adım adım ilerlemekte olduğunu görüyoruz fakat adımları biraz daha hızlandırmak istiyoruz. Bu hızlandırmada insan kaynağını güçlendiriyoruz. Organize sanayi bölgeleri Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının geliştirdiği modelle artık kendi personelini eğiten eğitim kurumlarına kavuştu. Bu modelin biraz daha geliştirileceğini görüyoruz. Sanayi verimliliğinin artmasında bunun rolü olduğu kanaatindeyim. Bu bakımdan, bu konuyu geliştirenlere teşekkür ediyorum.

KOBİ'lerin verimliliğinin artırılması, Türkiye'de imalat sanayindeki 100 bin, 150 bin civarındaki KOBİ'lerin üretim verimliliğinin, yönetim verimliliğin artırılması ileri sanayiye geçişte şüphesiz önem arz ediyor.

Burada sermaye gerektirmeyen bir başlık açmak istiyorum. Bizimle aynı yolları geçen -1960'lı, 70'li, 80'li yıllarda- ülkelere baktığımızda, bunlardan Japonya'yı incelediğimizde, 60'lı, 70'li yıllarda son derece verimli görünmeyen mallarını, imalatlarını 80'li yıllardan sonra nasıl son derece markalaşmış, kalite, fiyat bakımından uygun hâle getirmiş olduklarını incelediğimizde bir model geliştirmişler, "Çember Yönetim" modeline dayalı üretim yönetimi. Sonra bunu kendi kültürleriyle, davranış modelleriyle geliştirip "kaizen"i, tam zamanında yönetim, üretim zincirini oluşturmuşlar. Şimdi, biz bunu 90'lı yıllarda özel sektörün bazı dinamizmiyle ülkemize getirdik. Büyük firmalarımızda yer yer kullanılıyor, bazı orta boy firmalarımızda da kullanılıyor. Fakat, ne yazık ki Japonya gibi, Kore gibi bir devlet modeli hâline getiremedik. Endüstrinin, işveren sendikalarının, işçi sendikalarının, endüstri yönetiminin ve kamu yönetiminin iş birliğiyle bir Türk üretim yönetimi modeli hâline getiremedik. Böyle bir çalışma yapsak bunun kime zararı var? Bir yatırım gerektirmiyor. Bir modeli geliştirmek suretiyle KOBİ'lerin üretim yönetiminde imalat verimliliğini artırabileceğimiz kanaatindeyim. Bu konuda Japonya'yla iş birliği yapmak için her türlü şartın uygun olduğunu düşünüyorum. Eğer, Toyota on yıldır dünyanın en değerli markasıysa arkasında bu model olduğunu bütün yazarlar, bütün ekonomi yöneticileri ifade ediyor.

Yine, bu modeli destekleyen bir başka husus, danışmanlık müessesesini henüz biz tam manasıyla sektörlerimizde yaygınlaştıramadık, gerek şirket yönetimi danışmanlığı gerek üretim yönetimi danışmanlığı gerek pazarlama danışmanlığı.

2015 yılında desteklenecek hususlardan biri, son derece başarılı bir şekilde, şirketlerin, KOBİ'lerin kurumsallaşması ve markalaşması konusunda destekler verileceği ifade ediliyor. Fakat, bunun daha genişletilerek danışmanlığın kendi alt başlıklarıyla pek çok iş kollunda ayrı bir sertifikalı meslek hâline gelmesi konusunda bir çalışma yapılabilir mi? Danışmanların, iş danışmanlarının, üretim, yönetim danışmanlarının, tıpkı avukatlık gibi, mimarlık gibi, mühendislik gibi, bu konuda yatırım yapacakların hemen çarşıda sektörlerin, firmaların erişebileceği bir sektör iş kolu hâline getirilmesinden bahsediyorum. Şu anda dünyayı yavaş yavaş işgal etme hevesinde olan ülkelerin danışmanlık müesseselerini son derece kurumlaştırdıklarını görüyoruz. İşte bu denetim müessesesi dediğimiz şirketlerin finansman bilançolarının ve yapılarının denetlenmesi dünyada iki elin parmağı kadar firmanın tekelinde, bunlar danışmanlık yapıyorlar. Gittikleri ülkelerde o ülkenin insanını, o ülkenin yerel fiyatları mertebesinde kullanmak suretiyle asıl büyük kaynağı kendi ülkelerine götürüyorlar. Bizim ülkemizde de bu kategoride danışmanlık deneyimine erişmiş çok sayıda 40-60, 40-70 yaş aralığında çok tecrübeli insan kaynağımız olduğu kanaatindeyim. Fakat, metotlu bir kanalizasyonla sektörlerimizin verimliliğini artırabiliriz kanaatindeyim.

Yerli üretime yüzde 15 fiyat farkıyla destekleme verilmesi, alım zorunluluğu getirilmesi kamu tarafından, son derece olumlu bir çalışma. Bunun önümüzdeki dönemde yerli üretimi, yerli markaları destekleyeceği kanaatindeyim.

Yine çalışmalarınız içerisinde 15 milyon elektrik motorunun değiştirilmesi söz konusu. Burada değiştirecek firmaları nasıl, ne şekilde teşvik edeceğiniz açıklanmamış. Ümit ederim o konu da bir an önce açıklığa kavuşur.

Ben bu konularda Bakanlığımızın gösterdiği gayretlere teşekkür ediyorum, 2015 yılı bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum.

Saygılar sunuyorum.