KOMİSYON KONUŞMASI

MUSA ÇAM (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, kamu kurum ve kuruluşlarının çok değerli temsilcileri, basınımızın değerli temsilcileri, meslek örgütlerinin, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin çok değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii ki bu kadar hazırun içerisinde her hafta aynı tartışmayı yapmak bize büyük bir hüzün veriyor ve gerçekten sıkılıyoruz, Parlamentonun ve Komisyonun bu tip çalışmasından dolayı da büyük bir üzüntü duyuyoruz. Oysa Türkiye'nin sorunları ve problemleri o kadar çok büyük, o kadar çok yığılmış ki onları çözmek ve rantabl bir çalışma, daha fizibil bir çalışma yapmamız gerekirken ne yazık ki Plan ve Bütçe Komisyonu her hafta bu torba kanunlarla meşgul ediliyor ve bu tip konuşmalara da konuklarımız, değerli katılımcılar tanık oluyorlar.

Getirilen bir tasarı var, Hükûmetin göndermiş olduğu bir tasarı var ve bir de Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve arkadaşlarının 9 maddelik bir teklifi var. Şimdi, bunların içerisinde tabii ki toplum için, vatandaşlarımız için, yurttaşlarımız için son derece olumlu maddeler var, bunlara karşı çıkmak söz konusu değil ama bizim buradaki itirazımız yöntem ve usule yöneliktir. Farklı komisyonların görüşmesi gereken maddeleri, kanun tasarı ve tekliflerini sürekli Plan ve Bütçe Komisyonu görüşüyor.

Bakın, arkadaşlar, şu anda Parlamentoda kurulmuş olan resmî olarak 16 komisyon var: Anayasa Komisyonu; Adalet Komisyonu; Millî Savunma Komisyonu; İçişleri Komisyonu; Dışişleri Komisyonu; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu; Çevre Komisyonu; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu; Tarım, Orman, Köy İşleri Komisyonu; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu; Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme Komisyonu; Dilekçe Komisyonu; Plan ve Bütçe Komisyonu; Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu; İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu gibi birçok komisyon var. Bugün buraya getirilen tasarıda 32 maddeyi ilgilendiren farklı komisyonlar ve 9 maddeyi ilgilendiren farklı komisyonlar olmasına rağmen, bütün bu toplam tasarı ve teklifleri biz Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüyoruz.

Tabii ki burası bir ihtisas komisyonu, bir uzmanlık komisyonu ama bizi yakından ve uzaktan ilişkilendirmeyen birçok maddeyi ister istemez bizler burada görüşmek zorunda kalıyoruz. Örneğin, Çalışma ve Sağlık, Aile Komisyonunu ilgilendiren konu Plan ve Bütçe Komisyonunda; Millî Savunmayı ilgilendiren madde yine burada; efendim, Çevreyi ilgilendiren konu yine burada; farklı komisyonları ilgilendiren, Adaleti, İçişlerini ilgilendiren bütün maddeler yine Plan ve Bütçe Komisyonuna getirilmiş ve bizler burada görüşeceğiz ve bir karar vereceğiz çok fazla bilgi sahibi olmadan.

Şimdi, arkadaşlar, Meclis açıldığından beri bu demin saydığım komisyonların hiçbiri toplanmadı. Bütün milletvekili arkadaşlarımızın büyük bir sevinçle, mutlulukla o komisyonlara talip olmasına ve o komisyonlarda ülkemiz açısından önemli kararları alacaklarını, kanun tasarı ve tekliflerinin görüşüleceğini sabırsızlıkla beklemelerine rağmen bu komisyonların hiçbirisi ama hiçbirisi henüz daha toplanmış değil. Toplanan tek komisyon Plan ve Bütçe Komisyonu.

Benden önce konuşan arkadaşlarım da söyledi, o zaman biz bu komisyon üye sayımızı 40'tan 50'ye, 60'a çıkaralım, altta da bir alt komisyon oluşturalım, diğer komisyonlar da lağvedilsin ve sürekli bu komisyon çalışsın ve buradan çıkan kanunlarda aşağıya insin arkadaşlar. Bu kabul edilebilir bir iş ve yöntem değil, bunu dört yıl önce de söyledik, dört yıl süresi boyunca da konuştuk, söyledik ama değişen bir şey yok. İktidarın parmak sayısıyla ele geçirmiş olduğu bu çoğunluk sistemi maalesef bizim komisyonlardaki ve Meclisteki demokrasi anlayışını her geçen gün ortadan kaldırmakta ve yok etmektedir. Bu doğru bir şey değildir arkadaşlar. "Demokrasi" sadece bir çoğunluk rejiminin adı değil, azınlıkta bulunan insanların hak ve hukukunun korunduğu ve kollandığı bir rejimin adıdır ama görüyoruz ki burada sürekli parmak sayısına dayanan bir çoğunluk sistemiyle yürütülmek istenerek çoğulculuk ortadan kaldırılmaktadır. İşte, dün akşam geneli üzerinde görüşmelere başladığımız, geçen hafta burada çıkan torba kanun. Şimdi, o kanunla ilgili maddelerin her biri üzerinde, bizlerin Komisyon üyeleri olarak -bugün görüşülecek, devam edilecek birinci bölümün maddelerine geçilecek- burada, Komisyonda bulunan arkadaşlarımız olarak konuşmaları var, söz hakkımız var. Peki, biz ne yapacağız, mekik mi dokuyacağız? Aşağı in, yukarı çık, aşağı in, yukarı çık arkadaşlar ve burada görüşülecek olan maddelerin belki birçoğundan haberimiz bile olmayacak. Bu doğru bir çalışma biçimi ve usulü değil. Bizim maddelere bir itirazımız yok, onları müzakere ederiz ama böyle bir çalışma yöntemi doğru değil.

İktidar partisi milletvekili arkadaşlarımız mutlaka konuşmak isteyebilirler ama ihtiyaç da duymayabilirler. Bütün gün orada karşıda oturup konuşmaları izleyebilirler ama bizler ister istemez sürekli konuşmak zorundayız muhalefet partileri olarak ve bunun için de bir hazırlık yapmamız gerekiyor, dersimize çalışmamız gerekiyor. İktidar partisinin buna ihtiyacı yok, bakanlar ve bürokratlar gerekli her türlü cevabı veriyorlar ama bizler ister istemez muhalefet partisi milletvekilleri olarak sürekli konuşmak durumunda olduğumuz için bütün maddeleri enine boyuna, ne getiriyor, ne götürüyor bütün detaylarıyla bilmek zorundayız ve bunlarla ilgili de konuşmak durumundayız. Ama, böyle bir sıkışıklık içerisinde, bu trafik içerisinde bunları dile getirmek ve bunlar üzerinde yorum yapmak çok mümkün gözükmüyor.

Sayın Başkan, getirilmiş olan bir kanun tasarısı ve bir teklif var. İç Tüzük'ümüzün 26'ncı maddesinin ikinci bendinde, komisyonların toplantıya çağırılmasıyla ilgili bölümünde "Bu çağrı ve gündem komisyon üyelerine, Başbakanlığa, ilgili bakanlıklara ve parti gruplarına ve diğer ilgili komisyonların başkanlıklarına ve teklifleri gündemde yer alan kanun teklifi sahibi Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden ilk imza sahibine gönderilir; ayrıca ilan tahtasına asılır." deniliyor.

Şimdi, arkadaşlar, getirilen tasarı ve teklifle ilgili olarak bugün 550 milletvekilinin, iktidar ve muhalefet partisi milletvekillerinin bu getirilen kanun teklifleriyle ilgili, tasarı maddeleriyle ilgili vermiş olduğu teklifler var. Ama, bu verilen tekliflerin buraya getirilmediğini görüyoruz. Yasa, İç Tüzük gereği, 26'ncı maddeye göre bu tekliflerin buraya getirilip tasarı ve tekliflerle birleştirilmesi gerekiyor. Bunun birleştirilmeden görüşülmesi mümkün gözükmüyor arkadaşlar bu İç Tüzük gereği.

Yine, 35'inci maddede "Komisyonların yetkisi, toplantı yeri ve zamanı" bölümünde "Komisyonlar, kendilerine havale edilen kanun tasarı veya tekliflerini aynen veya değiştirerek kabul veya reddedebilirler; birbirleriyle ilgili gördüklerini birleştirerek görüşebilirler ve Türkiye Büyük Millet Meclisi binasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca kendilerine ayrılan salonlarda toplanırlar." Yani, birbiriyle ilintili olan kanun tekliflerinin ve tasarıların, Hükûmetten gelen tasarılarla mutlaka birleştirilmesi gerekiyor. Şimdi, bu tekliflerin buraya getirilmediğini görüyoruz. Örneğin, bununla ilgili şahsen benim vermiş olduğum hem muhtarlarla ilgili hem de gübrede ve ilaçta KDV'nin düşürülmesiyle ilgili kanun teklifim var. Bu kanun tekliflerinin bunlarla birleştirilmesi gerekirken birleştirilmediğini görüyoruz arkadaşlar. Bu, Anayasa'ya aykırı bir tutum ve davranıştır. Bu verilen kanun tekliflerinin mutlaka bu tasarıyla birleştirilmesi gerekiyor. Nasıl Çanakkale Milletvekili Bülent Turan'ın vermiş olduğu kanun teklifi tasarıyla birleştirilip buraya getiriliyor ise diğer milletvekili arkadaşlarımızın vermiş olduğu tekliflerin de kanun tasarısıyla birleştirilip buraya getirilmesi gerekiyor. Getirilmediği takdirde verilen o kanun teklifleri aşağıda kalacaktır ve kadük hâle getirilecektir. Bu doğru değildir, bu Anayasa'ya aykırıdır.

Yine, İç Tüzük'ümüzün 38'inci maddesine göre Anayasa'ya uygunluğunun incelenmesi gerekiyor. 38'inci madde diyor ki: "Komisyonlar, kendilerine havale edilen tasarı veya tekliflerin ilk önce Anayasanın metin ve ruhuna aykırı olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler."

Değerli milletvekilleri, iktidar partisi milletvekili arkadaşlar, Anayasa'nın 38'inci maddesi diyor ki: "Size gelen kanun, tasarı ve tekliflerin öncelikle Anayasa'nın ruhuna, adabına uygun olup olmadığını tetkik etmeniz gerekiyor." Biz de burada söylüyoruz, diyoruz ki bu tasarı ve tekliflerin Anayasa'ya aykırılıkla ilgili bölümleri ve şekilleri var, bunları mutlaka bizim incelememiz, irdelememiz ve Anayasa'ya aykırı bulduğumuz bu tasarı ve teklifleri mutlaka iade etmemiz gerekiyor ve Anayasa'ya uygun bir şekle dönüştürmemiz gerekiyor. Bunlar yapılmadığı taktirde, yine biraz burada "Kabul edenler... Etmeyenler..." noktasına gelerek sadece parmakla belirlenecek bir yöntem, doğru bir yöntem değildir, Anayasa burada bir kez daha çiğnenmiş olacaktır.

O nedenle, biz değerli Komisyondan ve iktidar partisi milletvekillerinden şunu istiyoruz ve talep ediyoruz: Bir, öncelikle bu konularla ilgili verilmiş olan kanun tekliflerinin tamamının yukarıya, Komisyona getirilmesi ve bu tasarıların birleştirilerek birleşik görüşülmesinin sağlanması gerekir.

İkincisi, Anayasa'ya aykırılıkla ilgili maddeler var burada, bunların mutlaka çıkarılması gerekir diyor, teşekkür ediyorum.