| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/517) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 13 .01.2016 |
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Çok değerli Plan Bütçe Komisyonumuzun üyeleri, sivil toplum örgütlerinin, sendikaların ve burada bulunan, konuyla ilgili çok kıymetli örgütlerin temsilcileri, kamu bürokrasisinin çok kıymetli mensupları ve basınımızın değerli temsilcileri; öncelikle dün ülkemizde meydana gelen ve hakikaten misafir olarak addettiğimiz, kendi geleneğimizin, göreneğimizin, ananemizin bize yüklediği tüm değerler üzerinden nitelendirdiğimiz insanlara yapılan menfur saldırıyı Plan ve Bütçe Komisyonu huzurunda da bir kez daha lanetliyor, büyük bir acı içerisinde olduğumuzu ifade ediyor, terörün sadece bir ülkeyi değil aslında dünyayı kökünden etkilediğini ve hepimizin üzerine, hangi ülkede olursa olsun, çok büyük bir maliyet yüklediğini, dünyada hem küreselleşmenin hem iletişimin hem haber yaygınlığının dünyadaki her türlü olumsuz olayda aile, insan, birey, toplum, bütünü üzerinde çok yıkıcı etkisi olduğunu ve bir daha insanlığın böyle bir olayla karşılaşmaması gerekliliği temennisini ileterek sözlerime başlamak istiyorum.
Özellikle bu aşamaya gelmeden önce usul açısından yapılmış tartışmalara birkaç cümleyle ben de katılmak isterim.
Muhalefet sıralarından makul katkılar geldiğini elbette ki görüyoruz ama bunun yanı sıra kesif ve yoğun eleştiriler geldiğini de biliyoruz. Bu ikisi de demokrasinin gereğidir. Elbette ki gerek kanunlar gelirken yapılan hazırlıkların muhtevası, içeriği, etki analizi ve bu konulardaki yansımalarını bilmek Plan Bütçe Komisyonumuzdaki iktidar üyelerinin de, muhalefet üyelerinin de ana temel arzularından ve isteklerinden bir tanesidir. Biz buraya tam anlamıyla gelmeliyiz, bu doğrudur, bu yanlış değildir; varlığınızın sebebi de odur, bizim varlığımızın da sebebi odur. Siz ne kadar ihtiyaç duyuyorsanız, muhalefet sıraları ne kadar ihtiyaç duyuyorsa iktidar sıraları da bu kadar ihtiyaç duyuyor çünkü sorumluluk sadece bu salonun sol tarafına değil, sağ tarafına ait de bir sorumluluktur ve millet bizden bunu beklemektedir. Ama anlayışla karşılamanızı istediğimiz ve demokrasinin de kendi mecrası içerisinde böyle anlayışlar oluşturduğu, dönem dönem buralarda da, arka taraflarda da karşılıklı konuşarak çözülen meseleler var.
Biz 2014 yılı ile 2015 yılını bir seçim yılı olarak geçirdik, kolay değil. Biz bundan korkan bir ülkeydik, hepimiz korkuyorduk, siyasetçiler olarak da korkuyorduk. Hatta dönem dönem Yunanistan örneği gösterilerek, üst üste yapılan seçimlerin ülkeyi ne maliyetlerle karşı karşıya bıraktığı bizim belki de en temel korkularımızdan bir tanesiydi ama Allah'a şükür... Bakın, biz 2002 yılında dünya ülkeleri sıralamasında ekonomik büyüklükte 21'inci sıradaydık, 21'inci sırada. Evet, 1987'de 15'tik, doğru ama...
ERHAN USTA (Samsun) - 14.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - 15.
ERHAN USTA (Samsun) - Satın alma gücü paritesine göre 14.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Yok, işte, GSMH'ye göre 15.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakan...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bir saniye...
ERHAN USTA (Samsun) - Neyse, cevabını veririz. Eğer bu tartışmaya gireceksek...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Yok, tartışmak için söylemiyorum, ben rahat bir şekilde dinledim. Yani bu değerlendirmeleri karşılıklı yapma hakkımızın olduğunu düşünüyorum.
ERHAN USTA (Samsun) - Tabii, tabii, mutlaka.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Yani teknik değerlendirme yapıyoruz.
ERHAN USTA (Samsun) - Yanlış yapmadıktan sonra problem yok. Yani rakam hataları...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Yaklaşık 15'inciydik ve siz de, biz de çok iyi biliyoruz ki Endonezya ve Güney Kore'nin -bunun çok analizi yapılabilir- yer değiştirmesiyle birlikte biz 21'inci sıra... Başka ülkeler de o arada girdiler ama biz 2002'den bugüne kadar ortaya koyduğumuz süreçle birlikte... Bunda sizin de katkınız var; sadece iktidarın değil ki muhalefetin de katkısı var, yapıcı eleştirilerin katkısı var, ortaya konulanların katkısı var, elbette ki olacak. Yani demokrasi dediğiniz sistem sadece iktidar üzerinden yürüyen bir sistem değil ki ana muhalefet, muhalefet, bütün bunların üzerinden yürüyen bir sistemdir ve biz bugün 17'nci büyük ekonomiyiz. Gönlümüz şunu istiyor, hedeflerimiz şunu istiyor: Biz 10'uncu büyük ekonomi olalım. Bütün bu tartışmaların da ana ekseni budur ama şöyle bir problemimiz var: Çok doğaldır ki seçim dönemleri siyasi partilerin ve siyasi hayatın konsantrasyonunun seçim sonucuna daha çok yöneldiği bir dönemdir. Bu 2014'te, 2015'te 4 büyük seçim yaptık, yurt sathını ilgilendiren seçimler yaptık. Yine çok doğaldır ki bu tartışmalar yerine hepimizce, her birimizce seçim sathımailinde bir çalışma ortaya koyuldu, gayret ortaya koyuldu, millete gidildi, milletin soruları cevaplandırıldı; siz önerilerinizi, biz önerilerimizi ortaya koyduk ve 4 seçimden de Türkiye demokrasiyi güçlendirerek çıktı.
Şunu ifade etmek istiyorum: Hepimiz bu ülkenin evladıyız. Bakın, biz on yıl önce, on beş yıl önce, yirmi yıl önce bu sıralarda ve her sırada rejim tartışması yapıyorduk. Allah'a şükürler olsun ki bugün sistem tartışması yapıyoruz. Bu, Türkiye'nin ekonomisi büyük 17'nci ülke olması kadar önemli bir şeydir ve bunu hep birlikte gerçekleştirdik, Türk siyaseti gerçekleştirdi. Bugün İç Tüzük nasıl olsun, Anayasa nasıl olsun, bizim içimizdeki işlevsellik nasıl olsun; tamamen bu tartışmaları ortaya koyuyoruz ve bu, Türkiye'nin doğru bir istikamette gittiğinin en önemli delilidir ve ifadesidir.
Yine, bir tartışmaya girmeyeceğim ama bir cümleyle söyleyeyim. Bakınız, toplulukların bir olayı desteklemesi o olayın meşruiyetini sağlamaz. Meşruiyet hukuk dairesindedir, kurallar dairesindedir ve millî irade dairesindedir. Bu ülkede...
MUSA ÇAM (İzmir) - Hükûmet için de geçerli bu.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Her birimiz için geçerli.
Millî irade dairesindedir. 1960 darbesinde bu ülkede darbe yapıldığı gece de, rahmetli Menderes'in idam edildiği gece de davullar çaldırıldı.
MUSA ÇAM (İzmir) - Yanlış.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Ama o gün de topluluklar desteklediler bakınız, ama sessiz çoğunluk evine kapandı ve belki de demokrasinin en temel unsurlarından birisi olan sabra sığındı ve önüne sandık gelmesini bekledi. Milletin rey gücünden başka hiçbir gücü yoktur, hiçbirimizin yoktur. Hiçbirimizin silahla, tehditle, şantajla demokrasiyi farklılaştırma gücümüz yok. Sizin, bizim, hepimizin gücü hukuka sığınmaktır, hukukun dışında başka bir gücümüz yok, Allah'a şükür ki yok. Onun için, özellikle yani meşruiyet tartışmaları içerisinde bulunurken...
Siyaset hepimizin millete karşı sorumluluğudur. Özellikle siyaset anlayışını hep beraber yukarı doğru götürmek bizim iktidar, muhalefet değil, tüm siyasetin temel görevlerinden bir tanesidir. Onun için, usul tartışması içerisinde ortaya koyduğunuz olumlu katkıları bizim göz ardı etmemiz mümkün değildir. Ebubekir arkadaşımız da söyledi, biz de söylüyoruz ama yine şunu anlayışla karşılayın: İki yılda 4 seçim geçirdik ve bu Meclis çok doğal olarak çalışmaktan demokrasinin en önemli seçeneğinin zorunlu olarak kullanılması sebebiyle sarfınazar oldu. Şimdi, elbette ki bu usulün böyle gitmemesi hususunda başta Başbakanımız ve tüm sayın genel başkanlar olmak üzere, bir görüşme sürdürüyorlar hem İç Tüzük konusunda hem de diğer tüm meseleler konusunda. Bu da bu konuşmanın başından itibaren özellikle hem uzlaşı hem demokrasi kültürünün gelişmesi hem de bu meselelerin toplum nezdinde daha iyi bir noktaya gelebilmesi hususunda belki de en önemli adımdır.
Kendinize de haksızlık yapmayın yani şöyle bir haksızlık yapmayın: Burada televizyonlar var, siz varsınız. Biz milletin temsilcileriyiz. Evet, temsili demokrasi var ama müzakereci ve katılımcı demokrasinin de en önemli unsurlarını... Sadece burası yok ki, yazarlar var, sivil toplum örgütleri var; burada katılıyorlar, dışarılarda katılıyorlar ve bu konuda Allah'a şükürler olsun, bir şey daha var ki bu önemlidir, biz 1950'den beri bu ülkede bir tek -belki de burada katılmadığım, "İyi veya kötü, bir anayasamız var." diye bir cümledir, şahsen katılmıyorum- 1982 Anayasası hariç, biz her seçimi başarıyla gerçekleştirdik. Belki de bütün dünya ülkeleri nezdinde bizim en temel başarılarımızdan bir tanesi başarılı bir seçim ortaya koyabilmektir, Allah'a şükür ki bunu yapıyoruz ve bizim seçimlerimizin üzerinde hiçbir tartışma, teknik birtakım meselelerin dışında hiçbir tartışma olmamıştır. Millet de her seçimi...
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sizce yok, bizce var.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Millet her seçimi çok anlamlı ve kendi değerlendirmesi ve kendi feraseti üzerinden çok net bir şekilde değerlendirmiş ve sonuçlandırmıştır.
Şimdi, şunu ifade etmek istiyorum: Bugün özellikle 32 maddeden oluşan, 2 maddesi yürürlük ihtiva eden, birçok maddesinin içeriği de çalışma hayatını, ticaret hayatını, özellikle gençlerimizle ilgili birtakım gelişmeleri ve süreçleri, bir taraftan annelik hakkını, bir taraftan kadın istihdamını, diğer taraftan da ebeveynlik hakkını ama diğer taraftan, bence bunlar kadar önemli olan evlatlık hakkını içeren birtakım değişiklikleri getiriyoruz.
Ve yine, özellikle fedakârane, büyük bir mücadele içerisinde olan ve hem ülkemizin birliği hem ülkemizin beraberliği hem asayişin temini konusunda gözünü kırpmadan mücadelesini ortaya koyan, bunu hem hukuk kuralları çerçevesinde hem de demokrasi çerçevesinde gerçekleştiren hem Emniyet mensuplarımızın bir taraftan derece yükseltilmesi, diğer taraftan ek göstergeleri, hizmet tazminatları hem de özellikle uzman erbaşlarımızla ilgili de bunların kademe ilerlemeleri, derece yükseltilmeleri...
Yine, belki de demokrasimizin en önemli birimlerinden birisi olan ve demokrasimizin teminatı olarak da nitelendirdiğimiz, aslında siyasi hayatın da çok önemli parametrelerinden birisi olan, bize de çok yardımcı olan muhtarlarımızın maaşlarının yükseltilmesi, 1.005 liradan 1.300 liraya yükseltilmesi...
Yine, bunun yanı sıra, tarım hayatı, ülkemizin özellikle hem sanayi hayatı içerisinde hem de bilgi toplumu hayatı içerisinde çok vazgeçilmez bir alanıdır. Burada hem hayvancılığın hem de bitkisel tarımın korunması, muhafaza edilmesi, çiftçilerimize destek verilmesi için ortaya konulan yem ve gübredeki KDV'nin -birisi yüzde 18, birisi 8- kaldırılması...
Ve yine, özellikle çalışma hayatı içerisinde bulunan, doğum sonrası neredeyse iki, dört, altı aylık -1'inci çocukta iki, 2'nci çocukta dört, 3'üncü çocukta altı aylık- bir yarı zamanlı çalışmalı izin; bu izinlerin maliyetlerinin nereden karşılanacağına ait düzenlemeler ve bunların özellikle özlük haklarıyla ilgili yansımaları...
Ve yine, sadece doğumla ilgili değil, evlat edinmeyle ilgili de birtakım yasal düzenlemelerin aynı şekilde ortaya konulması, yani aynı düzenlemeler içerisinde gözetilmesi ve yine, bununla ilgili ifade etmek istiyorum ki özellikle anneye, babaya, ebeveynlere bu, doğumdan sonra oluşacak sürelerde iş kaybının engellenmesi için ortaya konulan güvenceler ve 7 Haziran seçimlerine giderken topluma vadettiğimiz, esnafımızın sosyal güvenlik destek priminin kesildiği yüzde 15'in yüzde 10'a düştüğü, yine o yüzde 10 primin de şimdi ortadan kalktığı bir düzenlemeyi burada sizin huzurunuza getirmiş bulunuyoruz.
Bir ufak katkı yapmak isterim. Bu düzenlemelerin özellikle Plan Bütçe Komisyonuna gelmediği, bunların büyük bölümünün, aileyi ilgilendiren, çalışma hayatının bir bölümünü ilgilendiren düzenlemelerin, özellikle kadınla, aileyle ve ebeveynle ilgili düzenlemelerin çok hararetli ama çok verimli tartışmalarla birlikte Aile Komisyonuna geldiği ve burada değerlendirildiği de Komisyonumuzun huzurunda bizim vermemiz gereken bir bilgidir.
Şunu ifade etmek isterim: Özelikle bunların etki analizlerini de sizlerle mümkün olduğu ölçüler içerisinde paylaşmaya çalışacağım. Ama yine, buradaki kamu bürokrasisindeki arkadaşlarımıza da, özellikle Plan Bütçe Komisyonundaki arkadaşlarımıza da, dahi kendimize de demek isteriz ki: Bunların etki analizlerinin daha önceden, mümkün olduğu ölçüler içerisinde paylaşılması, getirilmesi, burada huzura sunulması bizim kanaatimizce doğru olandır. Biz fiktif bir bütçe yapmıyoruz yani Türkiye hiçbir zaman fiktif bir bütçe yapmadı. Nereden gelindiği, gelirlerin nereden geldiği, giderlerin nereden gittiği, biz hangi iyileştirmeyi... Bu bütün siyasi partiler için geçerlidir. Yani nasıl oluştuğu, nasıl oluşması zorunlu olduğu kamuya açık, milletimize açıktır ama bilgi vermede biraz daha burada, özellikle Plan Bütçe Komisyonunda... Biz bu Komisyonu önemseriz. Ben 7 Hazirandan beri milletvekiliyim ama öğretmenliğin de, öğrenciliğin de bu Komisyonda Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında yaşandığını bilirim. Yıllardan beri...
MUSA ÇAM (İzmir) - Ama gereğini yapmayız!
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Hayır, yapılıyor canım, niye yapılmaz? Bakın, arkadaşlarımızın, sizlerin, her birimizin... Zaten şu anda gereğini yapmaya çalışıyoruz. Sizin söyledikleriniz, bizim söylediklerimiz, hepsi gereğidir. Bu böyle bir şey ve bunu yerine getirmektir temel olan. Haklı olduğunuz taraf var.
Türkiye siyasetin düşüşünü çok yaşadı arkadaşlar. Yani siyaset, anlaşıldığı ve bilindiği kadar korunmalı bir alan değildir; siyaset, bütün alanların içerisinde en korunmasız alandır. Bunun iktidarı da yoktur, muhalefeti de yoktur. Onun için, bizim yapmamız gereken toplam siyasetin yükselmesidir çünkü milletin söz söylediği, kendini ifade ettiği tek yer burasıdır, başka bir yer değil, siyaset alanıdır. Hukuk karşısında bazen savunmasız kalınabilir, ifade eksikliği olabilir. Bazen bir...
Bir hikâye anlatmak isterim, Sayın Temizel de belki çok iyi hatırlayacaktır. 1991'de Doğru Yol-SHP Hükûmeti var. 100'üncü günle ilgili bir değerlendirme yapılacak, işte, "İlk yüz günde ne yaptık?" Rahmetli Demirel bununla ilgili çıkıp kendi yüz gün içerisinde Başbakan olarak ortaya koymuş olduğu değerlendirmeleri, yaptığı icraatların hepsini anlattı. Tabii Başbakan Yardımcısı da rahmetli Erdal İnönü, çıkıp o da bir konuşma yapacak kendi alanıyla ilgili yani hangisinden sorumluysa. Çok enteresan bir tespitte bulunarak sözlerini tamamladı aslında. İşte, belki TÜBİTAK'tan sorumlu ve ona ait kurumlardan sorumlu ama nezaketen Başbakan Yardımcısı ve Hükûmetin diğer ortağı sıfatıyla bir değerlendirme yaptı. "Arkadaşlar, benim bu yüz gün içinde gördüğüm tek bir şey var. Bir arkadaşım hakkında, siyasi partideki herhangi bir arkadaşım hakkında gazetelerde yazan, televizyonlarda ortaya konulan değerlendirmeleri gördüğümde diyorum ki: 'Allah Allah, bu adamdan da hiç beklemezdim, bunu nasıl yapmış?' Kendimle ilgili bir değerlendirme gördüğümde de 'Ben böyle bir şey yapmadım ki ve ben böyle bir şeyin içerisinde hiç yokum.' diyorum." Şimdi, aslında orada vermek istediği ders şu idi: Empatiyi birbirimizin üzerinden değerlendirelim, empatiyi böyle oluşturalım.
Şimdi, bu kurul yani bu Plan Bütçe Komisyonu, özellikle karşılıklı empatinin belki de bu kutsal Meclis çatısı altında en önemli olduğu kurullarından bir tanesi, ihtiyaç duyulan kurullarından bir tanesidir ve belki de tekraren söylüyorum: Meclis içerisindeki tartışmaların birçok bölümünün burada daha iyi bir noktaya taşınabileceği ve daha verimli sonuçların elde edilebileceği bir kurumdur. Bunu da böylece ifade etmek isterim.
Hükûmet Programı'mızda zikredilen bazı hususları hayata geçirmek üzere toplam 32 maddeden ibaret bir kanun tasarısını huzurlarınıza getirmiş bulunuyoruz. Tasarının 5 maddesinde vergi mevzuatında, 9 maddesinde kamu personel mevzuatında, 4 maddesinde iş mevzuatında, 9 maddesinde sosyal güvenlik mevzuatında, 1 maddesinde muhtar ödeneklerinde ve 2 maddesinde de muhtelif konulara dair mevzuatta değişiklik öngören düzenlemelere yer verilmiş bulunmaktadır. Özellikle tasarının kanunlaşmasında vergi alanında yapılacak düzenlemelerle ilgili ticari, zirai ve mesleki faaliyetleri nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilen 29 yaşını doldurmamış gençlere, genç girişimcilere elde ettikleri kazançların belli bir tutara kadar olan kısmı için üç yıl boyunca kazanç istisnası getirilmektedir, 12 bin liralık kısmı için.
BAŞKAN - 12.600.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - 12.600, evet.
Basit usulde vergilendirilen esnafın belirli bir tutara kadar olan kazançlarından vergi alınmaması sağlanmaktadır; bu da 8 bin lira. İleriki yıllarda...
Başkanımız sadece sizi düzeltmiyor yani, bizi de düzeltiyor.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Alışkanlık yapıyor demek ki...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Sizden alışkanlık yaptı.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Öyle de sizi de arada götürüyor.
ERHAN USTA (Samsun) - Doğrularına bir şey dediğimiz yok da...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bu 8 bin lira aynı zamanda yıllara sari bir şekilde artırılabilecek bir oranla ortaya konulmaktadır.
Öğrenime devam eden 25 yaşını doldurmamış gençlerin sosyal, kültürel ve ekonomik yönden gelişmelerine katkı sağlamak amacıyla, bunların yurt dışına çıkmalarında pasaportlarından harç alınmıyor. Yani yurt dışına çıkmalarını temin edip hem bu konuda gençlerimize katkı sağlanması için ortaya çıkan bir süreç.
Aynı zamanda, biraz önce bahsettim, tarım ve hayvancılık sektörünün önemli girdilerinden olan yem ve gübrede katma değer vergisi kaldırılıyor, üreticiler üzerindeki vergi yükünün ve üretim maliyetlerin düşürülmesiyle üretim ve ihracatın artırılarak ithalatın azaltılması amaçlanmaktadır. Bu konuda da kısmi bir bilgi bundan sonra vereceğim.
Memurların doğum sonrası aylıksız izinde geçirdikleri sürelerin -ki bu önemli bir şey- kademe ve derece intibakında değerlendirilmesi sağlanmaktadır.
Kadın memurlara doğum yapmaları hâlinde analık izni sonrasında birinci doğumda iki ay, ikinci doğumda dört ay, sonraki doğumlarda ise altı ay süreyle günlük çalışma süresinin yarısı kadar mali ve sosyal haklarda herhangi bir kesinti yapılmaksızın çalışma imkânı tanınmaktadır. Doğum sonrasında kadın memurların analık izni bitiminde başlayan yirmi dört aylık aylıksız izninin istekleri hâlinde iki, dört ve altı aylık yarı zamanlı çalışma süresinin bitiminde de başlatılmasına imkân tanınmaktadır. Bu imkan ayrıca, biraz önce bahsettim, evlat edinenlere de verilmektedir.
Çocuğu olan memur anne veya babaya çocuğunun mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden ay başına kadar normal çalışma süresinin yarısı kadar çalışma imkânı getirilmektedir. Yani aslında konuşmamın başında evlatlık hakkı derken, bir evladın anneyle, babayla olan ilişkisinin daha sağlıklı nesiller yetişmesinin belki de en önemli katkılarından birisi olarak değerlendirilmektedir.
Bu söyleyeceğimiz madde emniyet hizmetleriyle ve bu emniyet hizmetleri sınıfına dâhil kadrolarda bulunanların yararlanmakta oldukları emniyet hizmetleri tazminat oranının yüzde 25 oranında artırılmasıdır. Düzenleme yaklaşık 261 bin personeli kapsamaktadır. Yine, emniyet hizmetleri sınıfına dâhil personelden yükseköğrenimli olanların ek göstergeleri yükseltilmektedir. Düzenleme hem aktif olarak görev yapan yükseköğrenimli emniyet mensuplarını hem de yükseköğrenimli emekli emniyet mensuplarını kapsamaktadır. Bu kapsamda aktif olarak çalışmakta olan 243 bin personel, emekli olarak da bulunan 118 bin personel bulunmaktadır. Uzman erbaşlarımızın ve uzman jandarmaların ek göstergeleri yükseltilmektedir. Toplam 96 bin personel bu kapsamda bulunmaktadır.
Biraz önce bahsettim, muhtarların maaşları, asgari ücret seviyesine yani 1300 liralık seviyeye getirilmektedir.
Yine, özellikle kadın işçilerimize doğum sonrası yarım çalışma ödeneği verilmesine ilişkin düzenleme yapılmaktadır. Haftalık çalışma süresinin yarısı kadar süreyle çalışan kadın işçilerin ücretlerinin ve çalıştıkları süreye tekabül eden kısmının prim ve ücretlerinin işveren, çalışmadıkları süreye tekabül eden prim ve ücretlerinin İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanması sağlanmaktadır.
Ayrıca bizim "işbaşı eğitimi" diye nitelendirdiğimiz -biraz sonra bunların rakamlarını da sizlerle paylaşacağım- hizmetleri kapsamında düzenlenen işbaşı eğitim programlarına İşsizlik Sigortası Fonu'ndan destek sağlanması amaçlanmaktadır.
Analık izni ve yarı zamanlı çalışma sonrasında çocuğun mecburi ilköğretim çağına gelmesine kadar ebeveynlere İş Kanunu'nda düzenlenmiş olan kısmi süreli çalışma hakkı verilmesi ve bu durumun iş sözleşmesinin feshinde geçerli sebep oluşturmayacağı da düzenlenmektedir. Bu da özellikle bu haktan istifade edenlerin kapsayıcı bir şekilde iş güvencesini oluşturan bir maddedir. İş Kanunu'na göre, çalışan kadınlara doğum sonrası analık izninin bitiminden itibaren, evlat edinme hâlinde ise eşlerden biri veya evlat edinene altı aya kadar ücretsiz izin yahut her doğumda altı aya kadar haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin kullanabilme hakkı verilmektedir.
Emekli olduktan sonra BAĞ-KUR kapsamında çalışmaya devam edenlerin emekli aylıklarından kesilen sosyal güvenlik destek primi kesintisinin kaldırılması sağlanmaktadır. Bu kapsamda 661 bin kişi bulunmaktadır. Bunun ne kadar bir maliyet oluşturduğunu da biraz sonra tekrar paylaşacağım.
Lise veya üniversite mezunu gençlerin genel sağlık sigortası giderlerinin -yani lise bittikten sonra iki yıl, üniversite bittikten sonra iki yıl- devlet tarafından karşılanmasının temin edilmesi ve bu süreç içerisinde de gelir testi yapılmamasına yönelik bir düzenleme. Bu, yaklaşık 517.419 kişiyi kapsamaktadır. Yani burada hem onların iş bulabilme kabiliyetleri, eğer askere gidecek varsa da ona yönelik bir sürenin rahat bir şekilde geçmesi ve bu arada sosyal güvenlikten yoksun kalmamasını temin eden bir düzenleme ve 517.419 kişiyi, biraz önce söyledim, kapsıyor.
Bazı illerde uygulanmakta olan yüzde 6 oranındaki işveren sigorta primi indiriminde -51 ilimizdir bu- bir 10 işçi çalıştırma zorunluluğumuz vardı ve bu kapsamda yaklaşık önemli bir rakam olduğunu söylüyorum- 197.649 iş yeri, 478.607 sigortalıyı ihtiva edecek yeni bir gelişmeyi, 10'un altında işçi çalıştırılan iş yerlerinde de aynı teşvik oranını ortaya koyuyoruz.
Yine, Karayolları Genel Müdürlüğünün işletimindeki otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı kara yolları için belirlenen geçiş ücretleri, buradaki mesele şudur: Daha önce böyle bir düzenleme yapılmıştı ve özellikle otomatik geçiş sistemlerinden geçerken oradaki bazen kaçak geçişler, bazen diğer tali unsurlardan kaynaklanan cezalar en uzun mesafenin 10 katı kadardı. Bu, daha önce bir düzenlemeyle, geçtiği mesafenin 10 katı yapıldı ve orada birtakım idari cezalar, birtakım hukuktan, mahkemeden kaynaklanan cezalar oluştu. Şimdi, belki de bu eksikliği ortadan kaldırmak için ortaya konulan bir düzenleme.
Bir de 2013'ten beri buraya getirilmeye çalışılan ama belki de -en başta belirttiğim- özellikle seçim dönemi münasebetiyle buralarda tartışılmasına maalesef imkân kalmayan ama bugün bir zaruret olarak... Çünkü uzun zamandır bekliyor ve burada idari birtakım hizmetler de aksıyor. Ilısu Barajı ve HES Projesi'nin inşaatı sebebiyle su altında kalacak olan Hasankeyf ilçe merkezinin tasarıya ekli krokide yeri ve koordinatları belirlenen alana nakline ilişkin bir düzenleme yapılmaktadır. Bunun tam altıyla ilgisi olmamakla birlikte, etrafındaki yerlerin yani su altında kalmayacak yerlerin belediyenin taşınmasından sonra onlara da hizmet edebilecek bir alanı kapsayacak bir düzenleme; geneli geldiği zaman bu da muhakkak tartışılacaktır.
Burada, özellikle biraz önce bahsettiğim düzenlemelerle ilgili birtakım değerlendirmeleri aktarmak isterim. 51 ilde uygulanan 6 puanlık ilave teşvikten 10 ve üzeri işçi çalıştıran işverenler yararlanmakta iken 25'inci maddeyle 10 sınırı kaldırılıyor. Biraz önce ne kadar kişinin yararlanacağını belirttim. Bunun yıllık maliyeti 780 milyon liradır.
BAŞKAN - Sayın Bakan, toparlayabilir miyiz lütfen.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Muhtarların ücretleri 1.005 liradan, daha doğrusu bin lira 54 kuruş galiba, 1.300 liraya artırılıyor, yıllık 185 liralık bir mali yükü var. 2014 Ocak ayında muhtar maaşlarımız 457 liraydı -bunu sizler de takip ettiniz- bunu 871 liraya çıkardık ve gösterge artışları nedeniyle de 871 liradan da 1005 liraya gelmiş idi.
MUSA ÇAM (İzmir) - Bu Komisyon çıkardı.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Ben de o hakkı verdim.
Sosyal güvenlik destek primi... Tasarının 20, 21, 22, 26 ve 28'inci maddeleri destek priminin kaldırılmasıyla ilgili olup bu kapsamda ayda 661.460 emekliden yüzde 10 kesinti yapılmaktadır. Biliyorsunuz, bu daha önce yüzde 15'ti, yüzde 10'a düşmüştü. Toplam bunun yıllık maliyeti yaklaşık 1 milyar liradır.
Yine, gençlerin sağlıktan iki yıl yararlanması... Liseden mezun olanların 20, üniversiteden mezun olanların ise 25 yaşını geçmemek üzere -biraz önce bahsettim- bu genel sağlık sigortasından ücretsiz yararlanması. Bu an itibarıyla 517.419 gencimiz bulunmaktadır, bunun da iki yıllık maliyeti 942 milyon liradır.
Özellikle ifade etmek istiyorum, bu "işbaşı eğitimi" dediğimiz eğitimden gençlerimizin ve işbaşı eğitim programına katılacakların yararlanma süresi yaklaşık altı aydı. Bundan 2015 yılı itibarıyla 159 bin kişi yararlandı ve bunun bugün -bizim tahminimiz- ölçeklendirdiğimizde, analiz yaptığımızda toplam 200 bin kişiye çıkması planlanmaktadır. Ama burada bir farklılık var; altı ay yararlanılıyordu, şimdi toplam bir yıl yararlanılacak. Bu konudaki 2015 yılı altı aylık toplam maliyet 1 milyar 328 milyon civarındaydı, şimdi 2 milyar 11 milyon civarında bir farkla birlikte toplam 3 milyar 339 milyon civarında maliyetle karşılaşacağız. Şunu bütün Komisyon üyelerimize söylemek istiyorum: Bu işbaşı eğitimi, bizim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında özellikle etki analizleri açısından en çok istifade ettiğimiz eğitimdir. Bizim ortalama verilerimize göre işbaşı eğitimine katılanlar, yüzde 50, yüzde 60 oranındaki işbaşı eğitimine katılanlar dört ay, dört buçuk ay zarfında o iş yerinde daimî olarak işe başlayabilmektedir. Yani, bizim belki de en önemli istihdam politikalarımızdan bir tanesi budur ve bu açıdan, bunun, hem gençlerimizin istihdamla buluşması hem de biraz önce söylediğim gibi, etki analizinin istihdama yönelik olarak iyi bir şekilde artmış olması sebebiyle önemli bir politika değişikliği olduğunu, daha doğrusu önemli bir politika olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Onun dışında, özellikle SGK 2014 kayıtlarını esas aldık. 130.864 kişi analık nedeniyle istirahat kullanmış ve bu söylediğim bütün maliyetler yani bu annelikle ilgili ve onlarla ilgili maliyetin toplamı 654 milyon 684 bin. Böyle bir maliyetin de bu dönem içerisinde oluşturulabilmesi bizim kayıtlarımızda öngörülmektedir.
Yine, bunun yanı sıra şunu ifade etmek istiyorum: Gerek yemde gerekse gübrede KDV'nin kaldırılmasının etkisi -ikisinin toplam olarak söyleyeyim- 1 milyar 850 milyon civarında, yem artı gübrenin bir etkisi olacak. Bunun önemi şudur: Özellikle, 1 kilo ette yemin etkisi, yemin maliyeti yüzde 70 olarak görülmektedir ve burada hem bunu çok daha iyi... Mevcut tartışmaları zaten biliyorsunuz. Özellikle çiftçilik ve hayvancılıkta bizim çok net bir şekilde bir katkı ortaya koymamız gerekir ve bu konuda tedbirler ortaya koymamız gerekir, çiftçilerimizin refahını yükseltecek adımları bir şekilde atmamız gerekir. Şunu söyleyeyim: KDV'nin kaldırılması, yemde maliyeti yüzde 5,6 oranında azaltmakta ve bu konuda önemli bir avantaj ortaya koymaktadır. Yine, gübrede de yaklaşık üretici maliyetine yüzde 2,7'lik bir azaltıcı etki ortaya koymaktadır. Yani, bu iki alan da bizim açımızdan çok önemlidir.
Özellikle uzman erbaş ve uzman jandarma, 96 bin kişi. 8, 9, 14 ve 15'inci maddeleri ilgilendiren bölümü ifade etmek istiyorum. Bize yıllık maliyeti 38 milyon liradır yani bütçeye maliyeti olarak söylüyorum.
Emniyet görevlilerimizin ek göstergelerinin, 243 bin çalışanın, 118 bin emeklinin -biraz önce bahsettiğim 361 bin kişi- yaklaşık maliyeti 220 milyon liraya gelmektedir. Yüzde 25 hizmet tazminatı artışı da 361 bin kişide yıllık toplam 853 milyon liralık bir maliyet oluşturmaktadır.
Takdir edersiniz ki bunların bir kısmı demokrasinin, siyasetin gereği bizim 1 Kasım seçimlerine giderken milletimize olan taahhütlerimizdir. Yine, Meclisimize teşekkür ediyoruz; bugüne kadar bir taraftan emeklilerle ilgili yaptığımız taahhütler, Plan ve Bütçede asgari ücretle ortaya koyduğunuz değerlendirme ve taahhütler, bütün bunlar yüce Meclisten geçerek kanunlaşmakta ve biraz önce söylediğim siyasetin hep birlikte yükseltilmesini sağlayan ve millet siyaset ilişkisinde güven endeksini en üst noktaya çıkarabilecek bir anlayışı ortaya koyan çalışmalardır. İnşallah, hem milletimize hem buradan istifade edecek kesimlere hem demokrasimize hem de siyasi hayatımıza hayırlı olmasını temenni ediyor, her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Sağ olun.