KOMİSYON KONUŞMASI

VEHBİ KOÇ (Trabzon) - Bu Avrupa Birliği mevzuatının "draft"ını eğer biz bu aralar elde edersek biz de çalışırız. Yani sonuçta iş, son rapor sonuçlanana kadar. Hem bir fikir sahibi oluruz yani vaktimiz olduğu sürece bakarız, iyi olur.

BAŞKAN İSMAİL EMRAH KARAYEL - Evet, tabii, yine sağ olsun Vehbi Bey hatırlattı.

Aslında bir önceki toplantımızda da konuştuk. Komisyon olarak sadece bizim mevzuatımızla ilgili değil, aslında karşılaştırmalı mevzuat çalışması yapıyoruz. Avrupa Birliği genel mevzuatı, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin, işte, Yunanistan, Bulgaristan gibi bize komşu olan ülkelerin, İspanya ve İtalya gibi Akdeniz'de olan ülkelerin kendi iç balıkçılık mevzuatı ve Avrupa Birliği balıkçılık mevzuatı ile gene Avrupa Birliği üyesi olmayan komşularımız, Gürcistan gibi ve diğer bazı ülkeler gibi havzalar bazında da bir karşılaştırmalı hukuk çalışması yapıyoruz. Bizim balıkçılık mevzuatımız konunun neresinde, bizim hangi konularda hangi düzenlemeleri yapmamız lazım veya yapacağımız düzenlemelerin ne kadarı Avrupa Birliği mevzuatıyla uyumlu; bunları da değerlendiriyoruz. Sadece biz bize yaptığımız bir şey değil; kendi şartlarımızı mutlaka değerlendireceğiz, dikkate alacağız ama Avrupa Birliği mevzuatı da bizi Avrupa Birliği aday ülkesi olarak ilgilendiriyor çünkü günün sonunda bir yerde mutlaka bu konudaki fasıllarda da bir çalışma yapmamız gerekecek. O yüzden teşekkür ediyoruz hatırlattığınız için.

VEHBİ KOÇ (Trabzon) - Bir de işin sosyal bir yönü var, o da şu: Yurt dışında bunun çok örnekleri var; balıkların satıldığı mekânlarda balıkların lokanta şeklinde servis edilmesi. Aslında bu, Türkiye'de bazı yerlerde şu anda -yani belki resmî bir statüsü yoktur ama- yapılıyor çünkü işin bir gerçeği var; evlerde artık balık pişirmek bugünün aile yapısında çok zor, balık artık restoranda yenildiği zaman çok lüks bir şey oluyor, pahalı oluyor. Balıkların satıldığı yerler, daha doğrusu bu balık barınaklarında -yani bizim bunu iyi çalışmamız lazım- benim gördüğüm, eğer buralarda lokanta tarzı yerler olursa, işte, hem satış hem pişirme-satma, insanlar oraya gelir, barınakta gezer, hava alır, çocuklarıyla dolaşır, çocuklar tekneleri görür, ağları görür, oradaki balıkçıyı görür yani onun hayatı için bir değişiklik olur ama oraya gelmesi için bir sebep lazım; ya satış reyonu olması lazım ya da işte, balığını yiyebileceği ortam. Muhtemelen de işte çarşı merkezlerindeki, ana caddelerdeki balıkçı restoranlarına göre fiyatlar orada çok daha da uygun olur, hem de vakit geçirilmiş olur. Yani bizim de bunu bir şekilde insanımızın hayatına sokmamız lazım. Bunun dünyada çok örnekleri var, hoşlarına gidiyor, ailece geziyorlar, teknelere bakıyorlar. Hatta Avrupa'da şöyle bir şey vardır Sayın Başkanım: Özellikle İskandav ülkelerinde -ki buna şey ülkeleri de dâhildir, Belçika, Hollanda- eskiden gemilere aileler ziyarete gelirdi. Bayağı gemi limana gelirdi, aileler özellikle hafta sonları ailece limana gelip gezerlerdi, gemiye çıkarlardı, ailece gemiyi gezerlerdi, liman sahasında dolaşırlardı. Tabii o günün şartlarında limanlar bu kadar aktif değildi, şimdi "konteyner taşımacılığı" diye taşımacılıklar biraz işi zorlaştırdı. Ki ben çok misafir ağırlamışım gemide; geliyorlar, arabalarıyla limanda geziyorlar, gemilere bakıyorlar, hoşlarına giden bir gemide izin istiyorlar "Gemiyi gezebilir miyiz?" diyorlar; gemiye geliyorlar çocuklarıyla beraber, aile, komple, olduğu gibi.

BAŞKAN İSMAİL EMRAH KARAYEL - Türk misafirperverliğini orada da gösterdik diyorsunuz.

VEHBİ KOÇ (Trabzon) - Ama limanlar nostaljik yerlerdir, güzel yerlerdir. Biz bunu, mesela, balıkçı barınakları düzeyine indirebiliriz, insanların ayağı oraya alışsın. Mesela, bunu yapmıyoruz, bunu yapmamız lazım yani bunu yapabilirsek... Hani benim başından beri dediğim, tip proje diyorum ya işte, o tip proje içerisinde ekonomik tarafı da var, sosyal tarafı da var, kültürel tarafı da var, işte, gemi balıkçılığı ile vatandaşı birbirine tanıtmak da var çünkü "familiarization" dediğimiz bir olay oluyor yani onunla beraber bütünleşiyorsun. Kültür yani sonuçta, bir şey oluyor, böylece bir yabancılık hissetmiyorsun, mutlu oluyorlar, hele çocuklar için çok çok keyifli, aileler için çok keyifli oluyor. İnşallah, bunları da yani işin içerisine... İşe sadece ekonomik olarak veya sürdürülebilir balıkçılık olarak veya çevre açısından bakmamak lazım, sosyokültürel bir tarafı da vardır. Eğer onu da bu Komisyon bir şekilde tavsiyeleriyle hayata geçirebilirse hakikaten çok ciddi, güzel bir iş yapmış oluruz diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.