KOMİSYON KONUŞMASI

ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkâri) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Ben de Sayın Bülbül'ün bıraktığı yerden devam etmek istiyorum. Biz de zaten bu konuda bir önerge verdik teklif metninden çıkarılmasına yönelik. 220'nci maddeye bir AYM'nin kararı sonrasında aslında bu maddeyle işlerlik kazandırılıp atfı 314'e atmaktan ziyade bir kanuni düzenleme değil bu düzenleme. Dolayısıyla bizim biraz da uygulamadaki duruma bakmamız gerekiyor. Uygulamalarda binlerce kişinin bu konularda örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işleme ve Terörle Mücadele Kanunu'na yapılan atıflarla yine 314'üncü maddedeki suç işleme amacıyla örgüt kurma ya da bu örgüte üye olma gerekçeleriyle binlerce kişi hakkında açılmış olan davalar şu an Yargıtayda devam ediyor. Biz bu maddeye diyoruz ki Anayasa Mahkemesi yanlış bir karar verdi, biz bunu TCK'deki diğer düzenlemelere göre işlevselleştirelim ve bu insanlar var olan cezalarını Yargıtay eliyle çeksinler.

Sayın Başkan, uygulamada şöyle durumlar var: İnsanlar bir gizli tanık ya da açık tanık beyanıyla çok kolay -bu belirlenebilirlik ilkesine aykırılığı aslında burada aramak lazım- bir şekilde örgüt üyesi olmamakla beraber -adını da koyalım- yardım ve yataklıktan ceza alıyor. Ortada hiçbir şey yok yani ne hukuki bir delil ne hukuki bir nitelendirme ne herhangi bir durum. Beyanlarından vazgeçen itirafçı sanıkların beyanlarını da mahkemeler ne yazık ki kabul etmiyor. Ona da şöyle bir gerekçe kullanıyorlar: "Bunlar örgüt adına tehdit edildi, örgüt bunlara bir şekilde ulaştı, tehditle beyanlarından vazgeçtiler." şeklinde bir işlevlik kazandırılmış. Mesela ben Hakkâri'den şunu söyleyebilirim: Bu madde dolayısıyla cezalandırılan en az 10 bin genç vardır. Herhangi bir şekilde hiçbir cezai eylemi olmadan, hiçbir koşulda böyle bir duruma tevessül etmeyen insanlar bu maddeyle "Sen böyle konuştun" "Sen şu kişiyi tanıdın." "Sen şu kişinin evinde konakladın." gibi gibi gerekçelerle cezalandırılıyor.

Bizim burada yapmamız gereken bu maddenin tümden -TMK'nin tümden- lağvedilmesi. Biz, ancak adaleti böyle sağlarız. Biz, adaleti maddenin atfını başka bir maddeye bırakarak mahkemeler yürüsün şeklinde sağlayamayız ki bizim mahkemelere de talimat verme durumumuz söz konusu değil ama az önceki durumda da belirttiğim üzere Türkiye'de maalesef ki mahkemeler bağımsız yürümüyor, bağımsız yargıdan söz edemiyoruz. Bağımsız yargıdan söz edemediğimiz için bu maddelere bağımlı ama aynı zamanda maddenin ruhuna, Anayasa'nın ruhuna aykırı kararlarla biz insanları ceza tehdidiyle karşı karşıya bırakıyoruz. Bu yönüyle biz bu maddenin tamamıyla madde metninden çıkarılmasını talep ediyoruz.

Teşekkür ediyorum.