ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Şimdi, yargıda bu kadar çürümüşlük, bu kadar rüşvet dönerken bu kanunların pek de işe yaramayacağı kanısındayız. Mesela, yargıda çürümüşlük ve yaşanan rüşvet skandalları, endişe ve utancın simgesi hâline gelen Bakanlık adına hepimizi utandıracak boyuta ulaşmış durumda. Ankara Emniyet Müdürlüğünün yürüttüğü operasyon sonrası ortaya çıkanlar, yargıda yaşanan utanç verici durumu net bir şekilde ortaya koyuyor. Yargı mensuplarının rüşvet alarak, suç örgütleriyle iş birliği yaparak, adaleti satın alarak nasıl kirlettiğini hep birlikte görüyor ve izliyoruz. Ama izleme konusunda en iyi performansı da Adalet Bakanlığı gösteriyor. Örneğin, İskenderun İcra Mahkemesi Hâkimi, Hüseyin Eryılmaz gibi suç örgütü liderlerinin isteklerini yerine getirerek nasıl adaletsiz kararlar verdiği ortaya çıkmasına rağmen Bakanlık ne yaptı? Sessiz kalıp izlemekten başka yaptığı hiçbir şey yok. Mesela, gazeteci Timur Soykan'ın ortaya attığı iddialar da yargıdaki çürümüşlüğün bir başka boyutunu gözler önüne seriyor. Suç örgütleriyle iş birliği yaparak suçluları tutuklatıp serbest bırakan yargı mensuplarının varlığı, adaletin çöküşünü açıkça göstermektedir. Denizli'de Savcı Hakan Aşık'ın yaptığı skandalı duyunca gerçekten insanın kanı donuyor. Adana'da uyuşturucu kaçakçılığı yapan polis memurunun Cumhuriyet Savcısı Osman Yarbaş tarafından yönlendirilmesi, yargıdaki çürümüşlüğün ne kadar derin olduğunu gösteren bir başka örnek olarak karşımıza çıkıyor. Aynı şekilde, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar'ın yazdığı yazıda ortaya koyduğu rüşvet, uyuşturucu kaçakçılığı ve diğer suçların yargı mensupları tarafından nasıl kolayca işlendiğini görmek, yargının nasıl âciz bir hâlde olduğunun başka bir boyutunu bizlere gösteriyor. Bu ülkede yargı, yalnızca iktidarı ve suç örgütlerini korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bir şebekeye dönüşmüştür.

Teşekkür ediyorum.