KOMİSYON KONUŞMASI

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tüm milletvekillerimize kolay gelsin diyorum.

Şimdi, öncelikle ekonominin gidişatını düzeltmeye, gelirleri artırmaya yönelik bir torba olduğu anlaşılıyor. Komisyon sözcümüzün Anayasa'ya aykırılık tezlerini tekrar etmeyeceğim ama ciddidir ve mutlak surette dikkate alınmalıdır. Benim söyleyeceğim şu: Yani bu tür, işte 80 maddelik, işte şu kadar maddelik torbalarla ekonomi düzelmez. Ekonominin düzelmesi için önce hukuk devleti, önce demokrasi gerekli.

Birçok maddede, izahatta gördük; Anayasa Mahkemesi kararları gereği işte şunu şöyle yapacağız, bunu böyle yapacağız şeklinde düzenlemeler var ama Anayasa Mahkemesinin verdiği çok ciddi kararların uygulanmadığı bir ortamda yani seçilmiş bir milletvekilinin Meclise gelmesi sağlanamazken vergiye ilişkin ya da ekonomiye ilişkin düzenlemelerde Anayasa Mahkemesinin sözünü dinlermiş gibi gözükmek aslında bir çifte standardı, ikiyüzlülüğü ortaya koymaktadır. Anayasa Mahkemesinin eğer uyulacaksa tüm kararlarına uymak gerekir. Hatırlatmak gerekir ki basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü alanında, erişim engelleri alanında Anayasa Mahkemesinin verdiği çok ciddi kararlar, her birimizin ifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü etkileyen kararları var ama bu torba yasalarda bugüne kadar, maalesef, özgürlük alanımızı genişletecek Anayasa Mahkemesi kararlarının gereklerinin yapıldığını görmedik.

Şimdi, burada, il ve ilçe seçim kurullarının seçim yönteminin seçimin sıhhati nedeniyle ocak ayına bırakılması ilginç bir çelişkidir iktidar açısından. Bir önceki seçimde hatırlarsanız ! "Aman, kıdemli hâkimler olmasın, kurayla bizim yerleştirdiğimiz partizan hâkimler bir an önce il ve ilçe seçim kurullarına gelsin." diyen iktidar, şimdi bir anda seçimin ehliyetini, sağlığını düşünür hâle gelmiş. Bunların sürelerinin bir bölümünün eğer rahatsızlık varsa giderilmesi için bir yöntem getirmiş gözüküyor. Bu çelişkiyi vurgulamak isterim.

Yine, vurgulamak istediğim bir başka husus: Burada değişik dönemlerde, değişik torbalarda söz alıp gündeme getiriyorum; maalesef, bu Komisyonda ve Genel Kurulda yurt dışında yaşayan 6 milyon, 7 milyon yurttaşımızın, kardeşimizin hakkını hukukunu korumuyoruz; hep onlardan varsa nasıl para alabiliriz onun derdine düşüyoruz. Burada da öyle "Cezasını ödemeyen yurt dışına çıkamasın..." Ne yapsın? "Sınırda kalsın." Hemen bunu gündeme getiriyoruz oysa bu yurt dışında çalışan, yaşayan kardeşlerimiz, komşularımız, akrabalarımızın -bunlar bizim ailelerimizin ferdi- onların dertleri var. Mesela, siz o arabadan ceza almayı buraya koyuyorsunuz ama "O arabasını burada beş yıl nasıl tutar ya, bunun için de bir düzenleme yapalım." demiyorsunuz, ısrarla seçim vaatleriniz arasına koyuyorsunuz ama "Bunu hayata geçirelim, şu torba geldi." demiyorsunuz, tam tersine onlara biz nasıl daha zorluk çıkarırız, onun derdindeyiz. Cep telefonlarıyla ilgili yeniden düzenleme koyuyoruz mesela, yurt dışından getirilen telefonların vergisini artırıyoruz yeniden değerlemeyle -yüzde 50-60 neyse- ama bu yurt dışından gelen anamız, bacımız, komşumuzun cep telefonunu kullanabileceği süreyi bir uzatalım, Türkiye'de hemen kesilmesin diye bir düzenleme aklınıza gelmiyor.

RTÜK'le ilgili düzenleme var mesela. RTÜK'le ilgili, yine, şeyler kapsam içine alınıyor, lisans alma zorunluluğu getiriliyor ama RTÜK'ün -kanallara olsun, internet sitelerine olsun- yaptığı antidemokratik yasakların, sansürlerin, baskıcı uygulamaların hiçbirine maalesef giremiyoruz. Yani RTÜK Başkanı ve iktidara bağlı üyelerin canı neye sıkılıyorsa oraya ceza kesiliyor. Geçen gün Genel Kurulda söyledim on bir ayda 49 ceza kesilmiş sadece televizyonlara. Şimdi RTÜK kapsamına alınınca, RTÜK kontrolüne alınınca yeni platform işletmecileri, yeni cezalar, yeni sansürler olacak.

Son olarak şunu söylemek istiyorum; biliyorsunuz, kamuoyunun gündeminde bu konu, herkes çok tepki gösteriyor: Kamudaki üst düzey yöneticilere kıyak olarak nitelenen çoklu maaş meselesinde "huzur hakkı" adı altında çoklu maaş alan AKP'li bürokratlara çoklu maaş uygulaması yetmezmiş gibi şimdi bir de vergi kolaylığı getirilmesini doğru bulmuyoruz. Bu konuda yani bu çoklu maaş meselesinde mutlak surette artık iktidarın buna son vermesi lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Son, bitiriyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yerlikaya'ya söz vereceğim Sayın Çakırözer.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Bir dakika daha veriyordunuz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bütçedeki kurallarımız ayrıydı, o bütçeydi, öyle bir şeyimiz yok arkadaşlar.

Buyurun, toparlayın lütfen.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Tabii, çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bakın, sadece bürokratlar değil emekli eski milletvekilleri, özellikle iktidar partisi milletvekilleri birçok yerden yönetim kurulu üyelikleri, huzur hakkı alıyor buna vatandaşlar çok tepki gösteriyorlar. Bu konuda, şimdi bir de onlara vergi kolaylığı getirilmesi açıkçası, bence vicdanlara da aykırıdır, adalet duygusuyla da bağdaşmamaktadır, ahlakla da bağdaşmamaktadır.

Ben bu torba kanunda getirilen düzenlemelerin, böyle yamalı bohça gibi gelen düzenlemelerin ekonomimize büyük bir katkısı olacağını düşünmüyorum. Ekonomimizi düzeltmek istiyorsak, yatırım gelsin diyorsak ülkemizde biz, öncelikle demokrasiyi, öncelikle hukuk güvencesini hayatın her alanına yaymamız gerekiyor.

Saygılarımı sunuyorum.