Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya ve Samsun Milletvekili Ersan Aksu ile 120 Milletvekilinin Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1812) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 28 .11.2023 |
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Evet, kaya gibi durmamız gerekiyor memleketin yanında.
Öncelikle Anayasa'ya aykırılık iddiasından başlayalım. Değerli milletvekillerim, mevcut, onlarca kanunumuzda benzer hükümler var. Mesela, Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 67'nci maddesinde "...31/12/2025'e kadar devam eder. Cumhurbaşkanı beş yıl uzatır." hükmü var, geçici 82'nci maddede bireysel katılımcılarla ilgili var, geçici 90'ıncı maddede var; varlık barışı kanununda var, Kurumlar Vergisi Kanunu'nda var, KDV Kanunu geçici 37, 39, 44... Hasılı, birden çok kanunumuzda bu var ve uzun süredir de uygulanıyor.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Daha çok geçicilerde var galiba.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Geçicilerde var, zaten getirilenlerin de büyük kısmı geçiciye benzer kısımlar.
Anayasa Mahkemesi, en son, 4/7/2021 tarih ve 2019/32 sayılı Kararı'nda "...Cumhurbaşkanına bu oranın yüzde 100'e kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye yetkidir." kısmının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir. Bunların tamamı süreli kanunlar. Dolayısıyla takdir edersiniz ki Anayasa'nın 104'üncü maddesi yürütme yetkisini mutlak suretle Cumhurbaşkanına vermiştir ve yetki genişliği esası vardır. Eğer anayasal haklar sınırlandırılacaksa 13'üncü ve 15'inci madde kapsamında sınırlandırılır bu kanunla. Bunun dışındaki bu tür kanunun verdiği yetkiyle uzatma, artırma yetkinin içindedir ve Anayasa Mahkemesi de buna uygun kararlar vermiştir. Elbette ki muhalefet partisinden arkadaşlarımızın anayasal haklarını kullanma arzu ve isteklerine de saygı gösterilir.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Oranla ilgili itirazımız yok Sayın Milletvekili. Oran konusu tamam, var, öbürleri...
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Hiç şüphesiz. Biz, bu konuda da onun da kapsadığını, 104'üncü maddenin içinde olduğunu düşünüyoruz.
"YouTuber"larla ilgili yüzde 15 de... Buradaki konu, hiçbir hasılat... Hasılattan olduğu için gider indirimleri yazılmıyor dolayısıyla giderler de dâhil edildiğinden oran bugün itibarıyla uygun. Sayın Cumhurbaşkanının 1 kat artırma yetkisi var, ihtiyaç olursa bu artırma kullanılabilir. Dolayısıyla burada da makul ve alanın genişletilmesi sunulan etki analizinde bugün itibarıyla 9.500 kişiyi geçmiş.
"Kabotaj, yerli ve millîler nerede?" denildi. Değerli arkadaşlar, Ulaştırma Bakanlığının bütçesinde bütün milletvekillerimiz eleştirdiler, Doğu ve Güneydoğu'ya daha fazla uçak seferi konulsun... Malum, uçaklar bilhassa yazın, turizm dönemlerinde inanılmaz derecede dünyada da Türkiye'de de sıkıntı yaşıyor. Hem pahalı bir vasıta olması ve bazen teslimlerden kaynaklanan zorluklar hem de dönemsel sıkıntılar nedeniyle Türk Hava Yolları büyük yatırımlar yapmış olmasına rağmen, bu sıkıntılar oluyor. Bugün Ulaştırma Bakanlığımız, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüzün koyduğu kurallarla, dünya standartlarına uygun bir şekilde kiralama ihtiyacı olduğu dönemde kiralama yapılacak ancak Türk şirketleri kiralayabilecek, yabancı bir şirketten ancak Türk şirketleri kiralayabilecek ve 2 nokta arasında yolcu, yük ve posta taşımacılığını Türk şirketleri yapacak. Dolayısıyla burada paranın yurt dışına gitmesi vesaire söz konusu değil, yerli ve millî bir düzenleme yapıyoruz.
Gemilere ceza... Bu konu yeni değil, yirmi yılı aşkın bir süredir zaten mevcut. Bizim hem akaryakıt kaçakçılık kanununda hem tütünle ilgili kanunda Anayasa Mahkemesinin tam kapatmaya iptal verip "Bir orantılılık düzenlemesi yapın." dediği ve bizim de altı ayda bir... Diyelim ki -hukukçu arkadaşlarım bilir- bir ceza davası açıldı ve ilk derece, istinaf, Yargıtay sekiz sene sürdü, beraat etti kişi, temyiz etti; bu dönemde kapalı kalmasın, gerekiyorsa altı ayda bir yeniden EPDK veya Tarım Bakanlığı incelesin, lisansını devam ettirsin. Benzer durum burada da var. Bizim amacımız gemiden gelir elde etmek. Eğer bu gemi, cezasını kestik, bize -yirmi yıldır uygulandığı şekilde- banka teminat mektubunu getiriyorsa kayıtsız ve şartsız, bizim onunla ticaret yapıp yeniden para kazanmaya devam etmemiz gerekir. Bu uygulama mevcut ve doğru bir uygulamadır. Burada da bir sıkıntı görünmüyor.
Sayın Cavit Arı Bey "Efendim, bu SGK sadece iktidar partisinin belediyelerinden alıyor, bizden almıyor." dedi. SGK... Bu kanunu da biz getirmedik, 90'lı yıllardan beri, CHP Eski Genel Başkanının Genel Müdür olduğu dönemde de var idi, bugün de var ve uzatıyoruz. Geçici madde 41 kapsamında alınan taşınmaz: 142 taşınmaz alınmış; AK PARTİ 94, CHP 24, MHP 13, HDP 6, 1, 1, 1... Yani partilerin oranlarına baktığınızda bu da bununla örtüşen bir durum. Miktarları da getirttirdik: Hem vergi dairesinde hem de SGK'de 2018'den bugüne kadar 8,7 milyar liralık taşınmaz alınmış; 6,5 milyon metrekare, 1.775 tane. SGK de 1.606 taşınmaz almış; 2,9 milyar liralık. Hatta SGK'ye 8.440 müracaat yapılmış, 6.563'ü reddedilmiş; 1.606 taşınmaz satın alınmış, 271 taşınmazla ilgili işlemler devam ediyor. 425 taşınmaz tekrar satılmış çünkü bunlarda hiçbir tahdidat olmayacak özellikle SGK'nin aldığında ve satılabilir olacak. 130 milyon liraya almış, 180 milyon liraya bugüne kadarkini satmış. Buradan da SGK'nin zararı olmamış, kârı olmuş.
Kur korumalıda... En son Hazine ve Maliye Bakanlığımız, Merkez Bankamız bu kur korumayı bitirmeye doğru gidiyor, azalıyor. Tabii, devlet bunun bir anda çıkmasını değil, bir kademe içinde çıkmasını arzu ediyor. İnşallah, haziran ayına kadar bunun sonlanması bizim de arzumuz. Buradaki oranların indirilmesi veya artırılmasıyla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımıza verilen yetki, belki buradan daha hızlı bir çıkışı temin etme açısından da faydalı olacaktır.
Sayın Şevkin yurt dışında OECD eleştiriyor, rüşvet vesaireyle ilgili şey söyledi. Tam yaptığımız da bu Sayın Şevkin -kendisi buradan ayrıldı- o eleştirileri karşılamak ve ülkemizle ilgili negatif bir algıyı ortadan kaldırmak için yapılmış bir düzenleme.
Aslında, benim çok önem verdiğim bir husus da -belki çok konuşulmadı- bağlama kütüğü harcı. Bağlama kütüğü harcının, uzun süredir gemilerdeki vergi ve harcın daha ciddi manada alınmasıyla buradan kamusal kaynağa bir gelir elde edilecek...
Bu bütçede, bu kanun teklifinde ben mevcuttan -mevcuttan yalnız- sermayenin lehine tek bir madde görmedim artırmaya yönelik. Bana deyiniz ki: "Mevcut şu idi, yeni bir hüküm getirdiniz, artırdınız." Hayır, tam tersi, sadece bankalarla ilgili getirdiğimiz düzenlemeden 70 milyarlık bir beklenti var, diğerlerini üst üste koyduğumuzda bunlar ciddi rakamlar. Bizim SGK'nin 1,8 milyon vatandaşımızdan vazgeçtiği miktar 1,8 milyar. Efendim, niye vazgeçiyoruz? Kanunun çıktığı, herkesi genel sağlık sigortasına aldığımız 2013-2014 yıllarında vatandaşımızın yeni sisteme ayak uyduramaması ve bunun yalnızca bir sağlık yani kısa vadeli sigortalar kollarını kapsaması nedeniyle o dönemde sağlık hizmetinden yararlanamadılar; daha sonra Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle BAĞKUR borcu, sigorta borcu veyahut da bu tür borçları olanlar yararlandı; işte, bu geçmişe dönük. Bugün 1,8 milyon vatandaşımızı icraya vereceğiz ama bunlar o tarihte sigortadan faydalanmadılar veya kısmen faydalandılar. Biz devlet olarak diyoruz ki sizin bu alacağınızdan vazgeçiyoruz ve bununla ilgili kısmını da Meclisimiz -defteri- kapatıyor.
Devlet Demiryollarının bu yatırımlarının zararını niçin hazine karşılıyor? Dünyanın her yerinde demir yolları yatırımları pahalı yatırımlar ve bunların kendini finanse etmesi çok zor. 2 tane yol var: Devlet Demiryollarına yatırımı başlattık, yurt dışı kaynak aldı, yurt dışı kaynağını ödeyemediğinde zararı sürekli artıyor. Ama zaten bunu biliyoruz ki bu bir maliyeti yüksek... Şimdi, Ankara -benim şehrim- Afyonkarahisar-İzmir hızlı treni için 2,2 milyar avronun üzerinde bir yeni sözleşme yapıldı, devasa bir rakam, bu rakamlar için elbette ki Devlet Demiryollarının bütçesine Hazineden koymamız ve orada "sanki kamu görevlisinin bir kusuru varmış" algısını da hep beraber ortadan kaldırmamız gerektiği kanaatindeyim.
Belki, eksik bıraktığım olabilir, sizlerin söylemek ve sormak istediği varsa...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yerlikaya, maddelerde zaten konuşacağız.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Özkaya...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Özkaya, buyurun.
Yerlikaya kafama çok yer etmiş demek ki.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Evet, ikimiz bu konuyu özelde konuşalım Sayın Başkanım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayın, bir dakikanın da on saniyesi gitti.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Başkanım, bu kadar hızlı söylediniz...
Huzur hakları, benim bireysel olarak da en çok önem verdiğim, bununla ilgili birçok çalışma yaptığım bir konu. Arkadaşlar, 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'miz var, bunun 12'nci maddesinde der ki: Kamu görevlileri ancak bir tek yerden huzur hakkı alabilir. Huzur; denetim, tasfiye vesaire benzer, yönetim kurulu yani aklınıza gelen orada sayılanların bir tanesi. Eğer bizim bilmediğimiz, sizin bildiğiniz herhangi bir kamu görevlisi 2 yerden huzur hakkı alıyorsa lütfen bunu ilgili bakanlığa bildirin. Bu suçtur, kim yapıyorsa sonucuna katlansın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkanım, bu konu önemli.
Hiçbir yerinde bir miktar artış yok, "3000'den 9000'e çıkıyor mevcut ek gösterge." diyorlar, zaten Sayın Cumhurbaşkanının 3 katına artırma yetkisi var, bir kısım kurumlarda da 9000 ek gösterge var. Bu huzur hakkının verilebilmesi için mutlaka kuruluş CBK'sinde bir yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, komisyon olması gerekiyor. O olur, o kişi de -ilgili kişi de- atanırsa o kişiye bir ayda 4 toplantıyı geçmemek yani 4.508x4 lirayı geçmemek üzere huzur hakkı verilebilir. Bunun dışında, bir huzur hakkı veya bir başka ücret verilmez. Bizim bilmediğimiz, sayın muhalefet partisi milletvekili arkadaşlarımızın bildiği varsa lütfen bunu da bize bildirin, biz de ilgili makamlara iletelim. Konu budur, bunun istismar edilmesini doğru bulmuyorum ama Sayın Başkanım çok arzu eder ve takdir ederseniz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)