KOMİSYON KONUŞMASI

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Sayın Başkan, değerli Divan üyeleri, çok değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli uzmanlar, değerli danışman arkadaşlar; hepinize saygılar sunuyorum. Umuyorum bu Komisyonumuz madenlerle ilgili yaşanan facialara bir son getirsin, bir çözüm getirsin. Hayırlı olsun diyorum yeniden.

Bu toplantıda tabii, biz arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde mutlaka öncelikle şirket yetkililerinin dinlenmesi, ilgili bakanlıkların, işte, Çevre Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Enerji Bakanlığı gibi bakanlıkların bu konudaki görüşlerinin alınması, meslek odalarının yani jeoloji, maden, çevre gibi meslek odalarının görüşlerinin alınması -bunlarla ilgili biz sizlere isim aktaracağız, grup olarak antant kaldığımız isimler var- bunların görüşlerinin alınması ve tabii, yerinde incelemelerin, madenin iyi ve kötü örneklerinin yerinde incelenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Uzman arkadaşlar, özellikle hidrojeoloji konusunda yani yer altı suyuna ne kadar karıştığı, oradaki zehirli arsenik ve siyanür ya da işte, oradaki sülfürik asit gibi minerallerin ne kadar karıştığı konusunda bir uzman... Oradaki şev stabilitesinin ölçülmesiyle ilgili şev stabilitesi, kaya stabilitesi konusunda hocalarımız var, o isimleri vereceğiz size.

Yine, tıbbi jeoloji açısından bu yer altı suyuna ve toprağa karışan bu zehirli minerallerin ne tür zararlar yaratacağı, tıbbi açıdan ne tür zararlar yaratacağına ilişkin doktor arkadaşlarımızdan, barodan, özellikle Erzincan Baromuzdan belki destek almak gerekebilecek. Bu konuyla ilgili çalışma yapan çevre kuruluşları var, bunlardan destek almak ya da onların görüşlerini almak... Bu konuda kitap yazan arkadaşlarımız var, araştırma yapan uzmanlar var, onlardan destek alınabilir diye düşünüyoruz. İyi ve kötü örnekleri mutlaka gözlemlemek gerekir diye düşünüyorum. Tabii, önce uzmanları... Şirketi yani her iki tarafı da dinlemek gerekiyor, şirket yetkilileri de çok önem taşıyor.

Bizler, tabii, Cumhuriyet Halk Partisi olarak ilk etapta oluşturulan 5 kişilik heyetle -buradaki arkadaşlarımız hep heyette vardı- Sayın Erzincan Milletvekilimiz de dâhil olmak üzere yerinde incelemelerde bulunduk ve bununla ilgili de rapor oluşturduk. Her birimiz kişisel raporumuzun sonunda Değerli Deniz Başkanımın da toparladığı, Cumhuriyet Halk Partisinin resmî görüşünü de içeren bir rapor hazırladık İliç'le ilgili. İlk tespitlerimiz tabii bunlar, İliç raporumuz. Bununla ilgili ciddi bir çalışma yapıldı arkadaşlarımızla beraber, çevreden sorumlu arkadaşımız, çalışma bakanımız, gölge bakanımız, enerji bakanımız, jeoloji mühendisi olarak ben ve Erzincan Milletvekilimiz heyette vardık ve her yönüyle inceleyip böyle bir rapor ortaya koyduk. Bunu da size sunarız daha sonra, raporları Komisyona daha sonra iletiriz.

BAŞKAN ATAY USLU - Komisyonumuza da bence sunun siz belge olarak, iyi olur.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Evet.

Tabii, söylenecek çok şey var gerçekten. 13 Şubat 2024 Salı günü meydana gelen Çöpler maden faciası aslında bağıra bağıra gelen bir faciaydı. İki yıl önce aslında bu siyanür atığı doğaya salınmıştı, bir emare vermişti bununla ilgili ve dünyada yılda neredeyse bir defa bu tür atıkların yani o siyanür atık havuzlarının kaza yaptığı araştırmalarda ortaya konulmuş durumda. Siyanürle altın aramak yani altını daha doğrusu zenginleştirmek, "altın aramak" demeyelim, altının liç edilmesi dünyada en tehlikeli işlemlerden biri. Buna ihtiyaç var mı, endüstriyel olarak ne kadar ihtiyaç var, tabii ekonomik değeri olan bir şey ama ülkemize olan katkıları nedir, gerçekten altın madenine bu kadar ihtiyaç var mı, bunun işletilmesi ülkemize ne gibi bir katkı sağlıyor, katma değer olarak ülkemize kattığı değer nedir; bunların hepsinin masaya yatırılması gerekiyor. Şu anda ülkemizde 19 altın madeni bilfiil siyanürlü zenginleştirme yöntemiyle işletiliyor ve 1 ton altın çıkarmak için 5 milyon ton hafriyat yapmak gerekiyor. Yani hiçbir madende bu kadar çok hafriyat yapmayı gerektiren bir işlem yok ne yazık ki. Dolayısıyla toprağı bu kadar zehirlemeye, tarımsal topraktan bu kadar vazgeçmeye, yer altı sularını bu kadar kirletmeye, sulak alanları bu kadar kirletmeye gerek var mı ve ülkemize katkıları nedir; bunların da bence masaya yatırılması gerekiyor, son derece önemli. Bu kazada, şunu iddia ediyorum ben, 9 insanımız hayatını kaybetmemiş olsaydı bu kadar gündem olmayacaktı ne yazık ki. Daha kaç insanımızın ölmesi gerekiyor ki bu önlemler alınsın ve gerçekten ciddi anlamda bu altın madenciliğine son verilsin. Bugün Giresun, Ordu fındık merkezi ve dünyanın en önemli fındık üretim merkezi ama burada ısrarla biz altın madeni yerleştirmeye çalışıyoruz ve acaba fındıktan elde ettiğimiz ya da tarımdan, işte ne bileyim -bütün altın arama alanları için söylüyorum, bütün altın çıkarılan alanlar için söylüyorum- tarımdan elde ettiğimiz gelir ve o sulak alanların ülkemize ve doğamıza kattığı zenginlikler bu altının çıkarılmasıyla maddi olarak karşılaştırıldığında bile gerekli midir; bütün bunlar hep masaya yatırılmalı bence. Bu ülke öyle kolayına kazanılmadı ve bu ülkenin jeolojik servetleri bu kadar haraç mezat yabancılara satılmamalı, kendi ülkemiz yararına kullanılmalı ve doğru bir şekilde çıkarılmalı.

Şimdilik söyleyeceğim bu kadar. Tabii ki süreç içerisinde fikirlerimizi ileteceğiz bununla ilgili.