KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN ATAY USLU - Şimdi, arkadaşlar, tabii, bu bilgilerin hepsini elde etmek hakkımız. Şöyle yapalım: Biraz önce, en başta söyledim; önümüzdeki hafta Enerji Bakanlığını çağıralım, Enerji Bakanlığının alt birimleriyle beraber ne kadar bu konuyla ilgili birim varsa, Maden Tetkik Aramadan tutalım, MAPEG'e kadar veya iş sağlığıyla ilgili bir birim varsa onların hepsi gelsin. Bize hem kazayla ilgili hem altın madenciliğiyle ilgili, ruhsatlandırılması, aranması, denetlenmesi, tarihçesi, Türkiye'de kaç tane maden var, nasıl olur; bunlarla ilgili bilgi versin. Ola ki sorularımıza cevap alamazsak bir sonraki toplantı için deriz ki: "Ya, her soruya gelen arkadaşlar cevap veremeyebilir ama bizim şöyle bir sorunumuz var." Onunla ilgili kurum hangisiyse o kurumu da çağırırız, bunların hepsine açığız. Hatta önceki komisyonlarda çoğu zaman yazılı cevaplar isteniyordu, yazılı istemeyelim, mümkün olduğunca ilgili kurumları çağıralım, gelip burada sorularımıza cevap versinler.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yazılıya da ihtiyacımız var çünkü resmî belge. Yazılı soralım, yazılı cevap versinler.

BAŞKAN ATAY USLU - Tamam bunların hepsini sağlayalım. Sayın Vekilimi anladım, ben de aynı kanaatteyim, altın konusunu... Yani altın bir kültür, beş bin yıllık geçmişi olan bir kültür; yalnızca bir madencilik faaliyeti değil, başka bir süreç. Tarihte altın bir yatırım aracı değil, paranın kendisi yani para altınla basılıyormuş ve bu yüzyıla kadar altın karşılığında para basılıyordu tüm dünyada filan yani altının başka bir kültürel yönü var, zenginlik yönü var, vesaire yönü var; tabii ki bunların hepsini de öğrenelim çünkü biz ne dersek diyelim, altın madeniyle ilgili bir ihtiyaç, ekonomik bir değer var ortada. Mesele -biraz önce arkadaşlar dedi- "Ya madencilik ya çevre." meselesi değil. Türkiye'de biz çocukken de çok yaparlardı -vaktinizi alıyorum- "Annen mi, baban mı?" diye sorarlardı, böyle sorular yanlış. Hem çevre hem de madencilik... Bunu nasıl yapabiliriz, bu optimizasyonu nasıl sağlarız? Arkadaşlar, siyaset bunun için var zaten, biz bunun için varız; bilimsel olarak dinleyeceğiz. Ben şunu söyleyeyim: Her çalışmanın, her faaliyetin siyasi bir yönü vardır, olmama ihtimali yok; siyaset hepsinin üzerindedir, kabul ediyorum ama literatürü anlamadan, süreci anlamadan, mekanik, teknik, bilimsel yönünü anlamadan olaya dâhil olursak bazen hakikaten gülünç durumlara düşebiliyoruz, akademik çevreler siyasetçilere "Hiç bilmiyorlar ama konuşuyorlar." diyebiliyor. Bizim elimizde bir fırsat var, bu fırsatı mümkün olduğunca kullanalım. Ben mesela -kendim için demiyorum- bu süreç içerisinde altın madeniyle ilgili 50'ye yakın makale, 5'e yakın kitap, 10'a yakın YouTube sitesini baştan sona, 3 tane film... 4-5 bilim adamıyla yan yana geldim, hepsini dinledim; mesela Sayın Fidan var, altın madenciliği ve çevre konusunda hakikaten muazzam; mesela Sayın Okyay'ın, Sayın Aydın'ın -ben size isim olarak da vereyim- "Maden ocaklarında rehabilitasyon nasıl olur, reklamasyon nasıl olur?" konusunda hakikaten çok büyük uzmanlıkları var; "Bülent Kan" diye bir jeoloji mühendisi var, bağımsız çalışıyor, çok ciddi makaleler yazmış ve baktım ki çok değerli, çağrılabilir mesela; ODTÜ'den Gülhan Özbayoğlu "altında liç yöntemi" konusunu doktora tezi hâline getirmiş, çalışmış, onun doktora tezlerine baktım; yine, mesela Hacettepeden İsmail Girgin "yığın liçi" kavramına çalışmış; yine, Sayın Baştürk "altın ve siyanür" konusuna çalışmış; bunların hepsini tek tek dinleyeceğiz, bu konuda çalışacağız. Literatürü de taradım, onu da söyleyeyim; Anayasa'nın 43'üncü, 44'üncü, 45'inci, 56'ncı, 63'üncü, 169'uncu maddeleri bunu kapsıyor. Çevre Kanunu, Orman Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kıyı Kanunu, Toprak Koruma Kanunu, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, Belediye Kanunu, İl Özel İdaresi Kanunu, Su Ürünleri Kanunu, Milli Parklar Kanunu, Yeraltı Suları Hakkında Kanun, bataklıkların korunmasıyla ilgili yasamız bu sürecin içerisinde, dünya bu konunun içinde. Bakın, 1982 Dünya Doğa Şartı var; çevre politikalarıyla ilgili AGİT Bildirgesi var, Bern Sözleşmesi var, Paris Şartı var, Rio Sözleşmesi var, Barcelona Sözleşmesi var, mesela Frankfurt'ta 1989'da çevre ve sağlık şartıyla ilgili bir bildirge var; Türkiye de dâhil olmuş bunların bir kısmına, bunların hepsine bakacağız yani biz bunlardan ders mi alamadık, mevzuatta eksiklikler mi var... Biz yalnızca süreci anlamak için değil, değiştirmek için de bu Komisyonu kuruyoruz arkadaşlar; bakın, iddiamız bu. Biz bu süreci değiştirelim, gerçekten doğru bir madencilik mimarisi konusunda yürütme organına, Parlamentoya güzel ve doğru bir rapor sunalım istiyorum ben; bunu sunabilirsek sonuca gideriz diye düşünüyorum. Belki de altın madenciliği konusunu, madenciliğin dışında -çünkü açık bir madencilik konusu bu yani kömür gibi değil- özel düzenlenmesi gereken bir alan olarak göreceğiz "Bu konuda şu çalışmalar yapılmalıdır." diyeceğiz raporumuzda; bunları yaparsak başarabiliriz ama ama biz birbirimize yüksek sesle konuşursak "Ya, biz ne kadar güzel şeyler söyledik, karşı tarafı susturduk." dersek hiçbir şey olmaz, bunların hepsi tutanaklarda kalır, bir övünme meselesi olarak kalır ama sonra derler ki: "Bu Komisyon hiçbir şey yapmamış." Biz bir şeyler yapalım. Ben, Allah'ın izniyle bu Komisyona güveniyorum, inanıyorum.

İzin verirseniz önümüzdeki hafta pazartesi tatil, salı günü -Genel Kurul da çalışıyor, biliyorum, grup yönetimleri de var, grup toplantıları da var- uygun gördüğünüz bir saatte Enerji Bakanlığını -tüm yönleriyle- davet edelim. Ardından ayın 1'i, Çarşamba günü 1 Mayıs İşçi Bayramı, çalışamayız. Perşembe günü Çevre Bakanlığını...

MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Perşembe yapalım Başkanım uygun görürseniz.

AYTEN KORDU (Tunceli) - Direkt perşembe başlayalım.

BAŞKAN ATAY USLU - Bakın, arkadaşlar, çalışalım.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Hayır, perşembe, cuma çalışalım canım.

BAŞKAN ATAY USLU - Ben çalışmaya hazır bir... Yani biz bürokrat siyasetçiyiz "Yarın başlayalım." derseniz başlayalım ama salı konusunu ne diyorsunuz? Yani gelemeyen arkadaşlar olacaktır kabul ediyorum ama... Arkadaşlar, bakın, bizim vaktimiz sınırlı, dinleyeceğimiz çok kurum var, biraz önce herkes söyledi. Bakın, Enerji Bakanlığı konusu -geldiğinde göreceksiniz- en az beş altı saatlik bir sunum.

MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Başkanım, salı günü grup toplantımız var, ya saat onda yapmak lazım ya öğleden sonra dörtte yapmak lazım.

BAŞKAN ATAY USLU - Sizin grup toplanınız kaçta?

MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - On ikide.

BAŞKAN ATAY USLU - İkiden sonra var mı?

MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Bizimki üçte bitiyor.

BAŞKAN ATAY USLU - İki, iki buçuk diyelim, siz arada çıkarsınız. Şöyle: Genel Kuruldan önce başlayalım.

MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Salı günü iki buçuk.

CUMHUR UZUN (Muğla) - İki buçuk diyelim o zaman.

BAŞKAN ATAY USLU - Tamam, iki buçuk diyelim. Salı günü iki buçukta şeyi çağırıyoruz. Devam ediyoruz, perşembe günü arkadaşlar, uygun görürseniz çünkü bugünden söyleyelim ki Bakanlık da hazırlansın.

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Sayın Başkan, bir şey sormak istiyorum: Salı günü Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı da dâhil olacak mı?

BAŞKAN ATAY USLU - Yok. Teknik olarak önce bir genel müdürlükleri dinleyelim.

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Bakanlık mensuplarını mı dinleyeceğiz?

BAŞKAN ATAY USLU - Bakanlık yani ilgili genel müdürlükler, Bakan Yardımcısı Başkanlığında, bir konuşuruz onlarla.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Önce hepimiz bir altıncılığı ve madencilikle ilgili... Çünkü biraz önce saydığınız hocalardan bir bilgi alsak arkadaşlar. Yani nedir?

BAŞKAN ATAY USLU - Görebildiğim kadarıyla ben konuşmadım ama MTA bu konuda uzman. Arkadaşlar, MTA bize, çağırdığımızda...

ŞAHİN TİN (Denizli) - Altın madeninin nasıl çıkarılacağı...

BAŞKAN ATAY USLU - Şahin Bey, Şahin Bey...

MTA bu konuda uzman gözüküyor, MTA'yı çağırdığımızda bilgi verir, eksik kaldığında hocaları çağıralım.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Başkanım, o, taraflı -olur- görülür burada.

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Genel anlamda kaç altın madeni var...

ŞAHİN TİN (Denizli) - Yani üniversiteden bir hoca bizi bu konuda aydınlatsın diyorum ben.

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Bence ilk önce Bakanlık...

ŞAHİN TİN (Denizli) - Madenciliği öğrenmek istemiyorsunuz.

BAŞKAN ATAY USLU - Şimdi, arkadaşlar, şöyle: Biz raportörleri ve uzmanları da davet ediyoruz ya, bu konuda uzman arkadaşları bize teklif edin, Şahin Bey, siz de teklif edin, onları biz Komisyonumuza uzman olarak görevlendirelim, istediğimiz zaman onlardan -arada da olsa- teknik olarak... "Hocam, ya, bu kurum böyle söylüyor ama literatürde karşılığı nedir, bilimsel karşılığı nedir?" diye hocalara da sorma konusunda uzman alma yetkimiz var, görevlendirme yetkimiz var. Onlardan birisine zaten biz ulaşmışız, Mustafa Hoca, çok uzmanmış, kendisine de arkadaşlar ulaşmışlar, görev almayı kabul etmiş. Mustafa Hoca gibi hocalarımızı da uzmanlarımızı da davet edeceğiz. Şunu da söyleyeyim: Zaten arkadaşlar, bakın, buraya raportör arkadaşları da davet edeceğiz, bu işi bilen çünkü yani bizim oturup rapor yazmamız çok zor bu süreçte, ister istemez o raportör arkadaşlar da bilgi sahibi olacak.

Bir şey daha söyleyeyim: Önümüzdeki günlerde eyvallah AFAD'ı çağırdık ama "Aynı anda Çevre Bakanlığını çağırmayacağız." diye bir şey yok. Biz Çevre Bakanlığına bilgi vereceğiz, diyeceğiz ki: "AFAD geliyor, burada bize sunum yapacak ancak Çevre Bakanlığından da burada bir yetkili olsun, ola ki o anda bir soru sormak gerekebilir." diye bunları yapacağız.

Çarşamba yapalım arkadaşlar uygun görürseniz, uzatmayalım, perşembe yapalım -cumayı, pardon- salı yapalım.

MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Salı, perşembe.

BAŞKAN ATAY USLU - Perşembe. Uygun görürseniz de bilmiyorum, yine takdire bırakıyorum, cuma da toplanabiliriz, devam edebiliriz. Çünkü arkasından Çalışma Bakanlığı, arkasından, Sayın Vekilim dedi ki: "AFAD'ı çağıralım ki AFAD niye bunları bulamıyor, onunla ilgili bilgi versin." Bir an önce onu çağıralım, bir an önce su kirliliğiyle ilgili Tarım Bakanlığını çağıralım, halk sağlığını çağıralım buraya, sonra da yerine gideriz ilgili firmalarla görüşmeyi yaparız diye düşünüyorum. Şimdilik haftaya salı...

MUSA KÜÇÜK (Gümüşhane) - Başkanım, ben bir şey söyleyeyim mi?

BAŞKAN ATAY USLU - Buyurun.

MUSA KÜÇÜK (Gümüşhane) - Biz o alana gittiğimizde ülkemizin çeşitli üniversitelerinden çok değerli hocalar vardı, mesela onlar da mutlaka burada olursa çünkü alanda da çalıştılar...

BAŞKAN ATAY USLU - Arkadaşlar, onlara açığız, tabii, her zaman, dedim ya Komisyonda uzman olarak görevlendirelim, burada bulunsun arkadaşlar, sorun yok.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Sayın Başkan, katılımcıları iki gün önceden bildirirseniz biz de en azından sorularımızı ona göre hazırlarız.

BAŞKAN ATAY USLU - Enerji Bakanlığını olabildiğince geniş bir kitleyle davet ediyoruz.

CUMHUR UZUN (Muğla) - Saat 15.00'te olsun Başkanım çünkü gruba gideceğiz, Genel Kurul...

BAŞKAN ATAY USLU - Şimdi, arkadaşlar, bakın, size bir şey söyleyeyim; siz öyle diyorsunuz, bu sefer de Genel Kurulda arkadaşlarınız yoklama istiyor yani bizim gruplarımız da ısrarla diyor ki: "Toplantıları, sabah sekizde başlayın, yapın." Hani, haklılık var. Şimdi, ilk toplantılar böyle... Hani, oradaki durumu da biliyorsunuz orada da değişiklik...

MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Hayır, salı günü 10.00'da yapabiliriz.

BAŞKAN ATAY USLU - Ama bir başka grubun şeyi var.

Ha "Çarşamba yapacağız." dediğimizde çarşamba bizim var, anladığım kadarıyla bu hafta yok ama İYİ Partinin oluyor çarşamba günleri değil mi?

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Evet.

BAŞKAN ATAY USLU - İster istemez önümüze bunlar çıkıyor ama mümkün olduğunca ben hızlı bir şekilde çalışalım istiyorum.

CUMHUR UZUN (Muğla) - Başkanım, 14.30'da başladığımızda yarım saatte bitiremeyeceğimize göre...

BAŞKAN ATAY USLU - Tamam "15.00" yaptık.

Süleyman Bey, Sayın Vekilim, buyurun.