KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Bakanlığa bağlı kurumların değerli başkan ve yöneticileri, değerli Komisyon üyeleri, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Baştan Bakanlık bütçenizin hayırlı uğurlu olması dileğimi iletiyorum. Önemli bir Bakanlığı görüşüyoruz. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını. Az öncede de bir arkadaşımız çok somut bir örnekten yola çıkarak Türkiye'deki sanayinin içinde bulunduğu durumu anlatmaya çalıştı. Aslında on iki yıldır iktidardasınız ve on iki yıldır bu iktidara şunun altını çizerek söylüyoruz. Sanayi giderek ithalatçı bir noktaya geçiyor, ithalat ağırlıklı bir büyüme politikası var, sanayici bu konuda üretmekten vazgeçmiş, üretim yerine ithal etmenin çok cazip olduğu gözüküyor diyoruz, buna inandıramadık ama son noktada artık siz bu konuda... Önceki dönem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bir Meclis konuşmasında altını çizdiği sözle başladı. "İmalat sanayinin ithalata bağımlılığı yüzde 82 civarındadır. 1 dolarlık ihracat yapabilmemiz için 82 sentlik ithalat yapmak durumundayız. Bu hepimizi rahatsız etmesi gereken ciddi bir yapısal sorundur. Cumhurbaşkanının bu tespitinin arkasından Ali Babacan'ın ve son dönemde yeni kurulan Hükûmetin Türkiye'nin sanayileşme politikasını yeniden gözden geçirmeye yönelik temennileri taşıyan için yeni kararlar almaya yönelik çeşitli değerlendirmeleri var. Ben bu bütçe görüşmesinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bütçesi üzerinde yeni öneriler sunmak isterim, eleştiri yapma temelinden daha çok ama önce bazı tespitleri yapmamız lazım. Bizim yaptığımız eleştirileri ve öngörüleri, önerileri dinleme konusunda bu iktidar maalesef kulaklarını tıkadı ve hâlâ da yazdığımız metinleri ve konuşmalarınızdaki temel şeyi bilimsellikten uzak, propaganda amacı şeklinde, konuşmalar şeklinde yapıyorsunuz.

Bakınız arkadaşlar, sunduğunuz bilgi kitapçığında girişim bilgi sistemiyle ilgili değerlendirmede girişimci bilgi sisteminde 2007 ile 2012 döneminde öyle bir çıkarım yapmışsınız ki Türk sanayici, imalat sanayi daha çok kârlılık -15'inci sayfa, dördüncü paragraf- imalat sanayisinde faaliyet gösteren işletmelerimizin kârlılık oranında birçok AB üyesi ülkeden daha iyi durumda olduğunu tespit ettik diyorsunuz .

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Doğru ama, bu bilimsel bir gerçek. Ben size sunayım şeyini, hemen arkadaşlarımdan alayım sunayım şimdi.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Bir dakika, ben de nereden yaptığınızı söyleyeceğim. Ben de size İstanbul Sanayi Odasındaki şirketler eğer kârlıysa, imalat sanayi para kazanıyorsa, sektör kârlı bir çalışma gösteriyorsa ithalatçı olmaz, yüzde 82'si ithalata dayalı bir ihracat yapan ülkenin üretim sanayi, imalat sanayi kârlılıkta Avrupa'yı geçti demeniz doğru bir tespit değildir. Bakınız İstanbul Sanayi Odasındaki 500 şirketten 129 tanesi zarar etmiş, zarar açıkladı. Ortalama kârlılıkta 4,9 diyor ama bu kârlılık başka alandan geliyor. Yani sizin de ifade ettiğiniz gibi inşaat, avm ve bankacılık sektörünün öne çıktığı bir yapı içerisindeki kârlılıklarla ilgili bir durumunuz var. Eğer kârlılık yüksek olsa bu ülkede başka değerler çıkar.

Yine sizin verilerinizden yola çıkarak bir şeyi söyleyeyim. Bakınız, KOSGEB bütçenize Küçük, Orta Boy İşletmeleri önemli oranda destekleyen bütçenize 2014'de 365 milyon kaynak koymuşsunuz. Ağustos sonu itibarıyla kaç parasını kullanmış? 164 milyonunu. Yani küçük, Orta Boy İşletmeler KOSGEB gibi kendilerini koruyan, kollayan bir kurumdan para almaktan bile imtina eder noktaya gelmişler veya KOSGEB bu işlevini yerine getirmede kendi içinden kaynaklanan nedenlerle veya ülkenin küçük, orta boy KOBİ düzeyindeki işletmelerin sıkıntılarından dolayı kullanamıyor. Neden? Hem bu para yetersiz ama tümüyle kullanılmamış bir para. Ağustos ayı sonu itibarıyla 200 milyon koyduğunuz 365 milyonun 200 milyonu kenarda duruyor. Yani KOBİ'ler ciddi bir şekilde borç içerisinde, borçtan dolayı da bir çok kaynağını kullanamıyor.

Bakınız, bu noktada yine bir veriyi söyleyeyim. İstanbul Sanayi Odasının verilerine göre 100 işletme ve öz kaynağı yüzde 133'ü borçla. Yani bir firmanın sermayesinin üstüne çıkmış, 100 liralık sermayesi varsa 133 lira borcu var. Ege Bölgesi Sanayi Odasındaki firmaların 100 liralık sermayesi varken 193 lira borçluluk durumundalar. Sanayi para kazanmıyor, para kazanmadığı için ithalatçı oluyor zaten. Çok ciddi bir şekilde bu noktada tedbir almak zorundasınız. Bu tedbirin alınabilmesinin yolu sanayinin üretimini teşvik edecek olaylardır. Bu enerjiden başlar, bu sanayinin işçilik başta olmak üzere çeşitli girdilerinin ucuzlatılmasından başlar, finansmana erişiminde sağlanan kolaylıklardan devam eder ve en önemlisi bilgiden, teknolojiden ve AR-GE yatırımlarından gider.

Sayın Bakanım, size bir şey söyleyeyim. Kaç yıldır siz de bu Parlamentodasınız. AR-GE yatırımlarına bütçeden ayrılan payı sayın -sizden önceki, iki dönem önceki- bakan 1,5'a çıkaracağını kendi döneminde söz vermişti, şimdi binde 9 daha o noktaya gelemedi ama bunun da binde 9 olması yetmiyor. Binde 9 ayrılan AR-GE payı sonucunda hangi bilgiyi ticarileştirdik, hangi bilgiden yüksek katma değer toparladık?

BAŞKAN - Sayın Susam toparlayabilirseniz lütfen.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Ne kadar AR-GE elemanı ülkede yetişti? AR-GE'ye ayırdığımız kaynak KOBİ'lere, ülke içindeki sanayiciye mi gidiyor, yoksa ucuz AR-GE elemanı çalıştırmak isteyen şirketler ülkemize gelip burada bu kaynakları istediği gibi mi kullanıyor? Siz bu konudaki verilere baktığınız zaman gerçekten hiç ülkenin millî sermayesi diyebileceğimiz, KOBİ diyebileceğimiz sanayicisinin bu kaynaklardan yararlanıp ticarileştirme konusunda çok mesafe almadığı çok açık bir noktadadır. Bu nedenle bu konuda Bilgi Ve Teknoloji Bakanlığı olarak bilgi konusunda üniversitelerle iş birliği yaptığınızı söylüyorsunuz. Protokol imzaladığınızı söylüyorsunuz ama maalesef hem eğitim sistemimizde hem üniversitelerimizde verilen eğitimin yeterli olmadığı çok açıktır. Buna çok somut örnek de vereyim...

BAŞKAN - Sayın Susam iki defa süre verdim, lütfen.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Meslekle ilgili eğitim yapan bütün liseler şu an...

BAŞKAN - Toparlayabilirseniz.

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Tamam toparlıyorum Sayın Başkan.

Millî eğitimde verilen eğitimin hiçbir sanayiyle bağı olmadığını, üniversitelerin sanayiyle bağı olmadığını... Ve organize sanayi bölgeleri dâhil kendilerinin müfredatını tayin edecekleri eğitim programını tayin edecekleri öğretmenlerini tayin edecekleri okullar açtılar. Bu şunu gösteriyor: Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak ülkedeki eğitimde ve okullaşmada, üniversitede sanayi iş birliğinin kurulması konusunda gelinen nokta tatmin edici olmadığı gibi tam tersine çağa hitap etmemektedir. Çağımız bu noktadaki geri kalışları affetmeyecek kadar hızlı bir rekabet içerisindedir. Bu rekabet noktasında bütçenizdeki kaynaklar ve bütçenizdeki değerlendirmelerin yeterli olmadığının altını çizmek istiyorum. İnşallah fırsat olur bu bütçeleri, bu kaynakları, bu bütçe içerisinde daha arttırmanın yollarını aramalıyız. Biz bu konuda muhalefet partisi olarak bu tür desteklerin verilmesi konusunda her türlü katkıyı vermeye hazırız ve açığız. Ama bir sanayi strateji politikasıyla bilime, sanayiye, teknolojiye katma değeri yüksek ürün üretmeye, inovasyona yönelik bir politikanın uçlarını, izlerini, emarelerini görmek istiyoruz.

Bu duygularla bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Herkesi saygıyla selamlıyorum.