KOMİSYON KONUŞMASI

MUSA ÇAM (İzmir) - Teşekkür ediyorum.

Öncelikle şunu söylemek gerekir: Günlerdir burada konuşuyoruz, usul bakımından, torba kanunların getiriliş biçimi, şekli, buraya katılan bakan arkadaşlarımızın konuya hâkimiyetiyle ilgili konularda tartışıyoruz bunu. Bizim Sayın Bakanın kimliğine ve kişiliğine söyleyecek bir sözümüz yok, öyle bir haddimiz de yok, Sayın Aytuğ Atıcı da zaten böyle bir şeyi kastetmedi. Sayın Bakan çok alınganlık gösterdi. Konuşuyoruz burada yani şimdi, bu torba kanunların sonucu bu, bu sonuç. Nedenleri var. Nedenleri nedir? Bu torba kanunların bu şekilde getirilmesi ister istemez hepimizi geriyor. Yani, bunlar 3'e bölünmüş olsaydı, Çalışma, Sağlık ve Aile Komisyonunda bu konuların 10 maddesi görüşülmüş olsaydı, hem Plan Bütçenin işi hafiflemiş olacaktı hem de Çalışma, Sağlık ve Aile Komisyonu çalışmış olacaktı.

Sayın Bakan, Meclis açıldığından beri Plan Bütçenin dışında hiçbir komisyon çalışmıyor. Şikâyetlerimiz ve sıkıntılarımız bunlardır. Biz istiyoruz ki bütün komisyonlar, tali komisyonlar dâhil olmak üzere çalışsın, Plan Bütçenin yükü de hafiflesin. Bakın, sabah 11.00'de geldik, saat on bir. Birer saat öğlen ve birer saat akşam yemeğini çıkardığınız zaman on saattir burada ben oturuyorum, arkadaşlarımız oturuyor burada, muhalefet partileri özellikle oturuyorlar. İktidar partisi milletvekilleri haklı olarak iniyorlar, çıkıyorlar, Genel Kurula gidip geliyorlar, biz sürekli konuşmacı olduğumuz için, sürekli burada takip etmek zorunda olduğumuz için on saattir burada oturuyoruz arkadaşlar. Çok kısa, mesela, lavaboya gidip gelmenin ötesinde yerimizden kalktığımız yok. Bu, insani değil, doğru değil yani, doğru değil. Dolayısıyla, siz biraz fazla alınganlık gösterdiniz, onu göstermeyin lütfen, size özel olarak söylenmiş bir şey değil. Buraya hangi bakan gelse, konuyla ilgili olmayan bakanlar gelse, aşağı yukarı aynı şeyleri bizler söylüyoruz yani. Geçen Gümrük Bakanı geldi buraya, kimliğine, kişiliğine söyleyecek hiçbir sözümüz yok. Tık demeden çekti gitti yani. Biz istiyoruz ki buraya gelen bakan arkadaşlarımız da biraz konulara hâkim olsunlar. Onların suçu yok, sizin bir suçunuz yok, günahınız yok. Koşullar, nöbetçi bakansınız, geliyorsunuz buraya, gidiyorsunuz ama biz de mademki bu kadar emek veriliyor, sorduğumuz sorulara daha doyurucu bilgiler almak istiyoruz. Sorun bundan. Siz fazla alınganlık göstermeyin.

Şimdi, verilen önergeyle ilgili söyledik Sayın Başkan. Polis arkadaşlarımıza eleştirilerimiz saklı kalmak kaydıyla, tutum ve davranışları itibarıyla, yöntemleri itibarıyla, vatandaşa davranış biçimleri de dâhil olmak üzere... Ben sendikacıyım, yıllardır mücadele veriyorum. Mitinge gidiyorum, yolda gidiyorum, 22 yaşındaki polisin benim taşıdığım pankartı görüp de bana küfrettiğini biliyorum, biliyorum. Dönüp ona "Bak, sen çok genç bir polissin, bunları yapma, bunları yapma. Sen tahrik eden, bu kitleyi, bu genç insanları tahrik eden bir kamu görevlisi olma. Burada giden insanların ödediği vergilerle maaş alıyorsun. Vatandaşa her zaman daha iyi davranmak zorundasın. Vatandaşa çemkirmek zorunda değilsin, vatandaşa küfretmek, hakaret etmek zorunda değilsin, 'Cop gösteririm, şunu yaparım, bunu yaparım...' kötü davranmak zorunda değilsin."...

Geçen hafta İzmir'deyim. Basın açıklaması var sendikaların, meslek örgütlerinin. Polis arkadaşlarımız verilen emir gereği oradaki kitleyi derdest ediyor. Giden 2 genç arkadaş da bizim partinin yöneticileri, gençlik kollarının çalışanları "Ya bunu götürürken tekmeleyerek, hakaret ederek götürme, insan gibi götür." diyor, onları da gözaltına alıyorlar. Dolayısıyla, toplumsal olaylarda polis teşkilatımızın mutlaka eğitimden geçirilmesi gerekiyor. Özellikle gençleşen bir polis teşkilatı var, sorun yok ama mutlaka pedagojik olarak, toplumsal olaylarda nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili mutlaka ve mutlaka eğitimden geçmesi gerekiyor arkadaşlar. Onların çalışma koşullarını, şartlarını biliyoruz, hangi zor koşullar altında görev yaptıklarını da biliyoruz ama bu hiçbir zaman vatandaşa kötü davranmayı da gerektirmiyor.

Dolayısıyla, esas mesele EMNİYET-SEN'in, sendikaların harekete geçmesi ve sendikalaşmanın polis teşkilatı içinde de örgütlenmesi ve toplu sözleşme yapacak noktaya gelmesidir.

Bizim bu verdiğimiz önergeyle... Biraz önce Emniyetten arkadaşlardan o bilgeleri aldık, bu mevcut göstergenin 3000 olması hâlinde gelecek zam 58 lira. Bizim önergemiz de 3600'ü kapsıyor. Dolayısıyla bu 3600'ün kabul edilmesi hâlinde Emniyet teşkilatında görev yapan polis memurlarında, emeklilerinde bir ferahlama, bir rahatlama olacağını çünkü zor koşullar altında kaldıklarını biliyoruz. O nedenle önergemizin kabulü lehinde bir oy da bekliyoruz buradan arkadaşlarımızdan.

Teşekkür ediyorum.