DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Dün Enerji Bakanlığının sunumunu dinledikten sonra açıkçası ben daha kötü bir sunum yapılabileceğini pek beklemiyordum. Bu anlamda, gerçekten daha kötü bir sunumla bugün karşılaştık. Karşımızda bu kazanın herhangi bir yerinde sorumluluğunun olduğuna dair bir mahcubiyet, görev alanına giren konuyla yeterli çabayı göstermemiş olmanın verdiği bir durumda kendinizi hiç görmüyorsunuz ve diyorsunuz ki: "Yığın liç sahasının kapasitesini bilmiyoruz." "Ne kadar yükleme yapıldığını bilmiyoruz." Yığın liç projesinin zaten sizinle ilgisi yok, öyle söylüyorsunuz, incelememişsiniz de. Yığın liç sahasının yüksekliğini de bilmiyorsunuz, hangi yükseklikte olması gerektiğini de takip etmemişsiniz, bilmiyorsunuz ama bu yığın liç sahasının bu hâle gelmesini sağlayan "ÇED Olumlu" kararının altına da Bakanlık olarak siz imza atmışsınız. Çevre Bakanlığı "Benim görev alanım değil." diyor, Enerji Bakanlığı "Benim görev alanım değil." diyor. 13 Şubat tarihinde 9 işçimiz bu kayan kütlenin altında, enkazın altında kaldı; şimdi sorumluluk kimde, Millî Eğitim Bakanlığında mı? Kimde? Ya Çevre Bakanlığının ya Enerji Bakanlığının ya Çalışma Bakanlığının veya bunların hepsinin belirli bir ölçüde sorumluluğu var. Dolayısıyla da burada büyük bir sorun var.

Sayın Başkan, bir konuşma aldım ben. Konuşmamı yaptıktan sonra bana Sayın Oğuz Üçüncü Vekilimin, daha önce benim söylediğim, "Bir hayalet şirket daha var aslında." dediğim şirketi söylediğini ifade ettiniz benim Komisyonda bulunmadığım, Genel Kurulda bulunduğum bir esnada. Durum böyle değil. Benim söylediğim şirket ile Sayın Vekilimin ifade ettiği şirket birbirinden farklı. Kendisinin ifade ettiği şirket bağımsız denetim kuruluşu; benim ifade ettiğim şirket ise projelendirme yapan, yurt dışı kaynaklı, merkezi Amerika Birleşik Devletleri Colorado'da olan bir şirket.

Şimdi, burada bir nokta var ki çok kritik, onu da Ahmet Çolakoğlu Vekilim ifade ettiler. Şimdi, buradaki Anagold'un işlettiği bu altın maden sahasının dışında, yığın liç yöntemi kullanılan 9 adet saha daha var, altın maden sahası var. Biz burada bu toplantıyı yaptığımız dakikada bile orada bir vardiyalı çalışma yapılıyor olabilir; yarın sabah bir vardiya orada başlayacak. Dolayısıyla, şu anda tespit edemediğimiz ve sorumluluk alanını bir türlü bakanlıkların kabul etmek istemediği yani bu sorunun ortada kaldığı bir noktada binlerce çalışan belki de yarın büyük bir tehlike altında. Oysaki devlet boşluk kabul etmez, boş bir alan bırakmaz, yapılanma buna müsait değildir. Dolayısıyla burada bize vermediğiniz yanıtlarla, maalesef, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bizlerin ne denli önemli ve kritik bir görev yaptığını bir kez daha görmezden geldiğinizi ifade ediyorum.

Diğer tarafta, işte "Her yapılan sunumda bakanlıklar buraya geldiğinde önce kanunlarla ilgili kısımları ifade ediliyor." denildi. Sanki şuna doğru bir ima var yani sanki Türkiye Büyük Millet Meclisi kanuni bir boşluk yaratmış, o boşluk nedeniyle de böyle bir durum oluşmuş gibi... Yani kusura bakmayın, böyle bir kolaycılığa kaçamazsınız. Bakanlıkların çıkardığı yönetmelikler var, yayınladığı genelgeler var ve siz de buna uygun olarak hareket ediyorsunuz. Dolayısıyla, bu yönetmelikler ve genelgeler çerçevesinde de iş ve işlemlerinizi yapıyorsunuz. O nedenle, burada her anlamda Bakanlığın büyük bir sorumluluğunun olduğunu bir kez daha ifade ediyorum. "Ben duymadım, görmedim, bilmiyorum." diyecek Bakanlık yetkilisinin Meclis araştırması komisyonuna gelmesine de gerek yok arkadaşlar. Burası çok ciddi bir yer, dolayısıyla da burada bizim sorduğumuz sorulara yanıt verilmesini bekliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN ATAY USLU - Bir dakika, buyurun.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Son cümle olarak söylüyorum: Aksi takdirde, yarından itibaren diğer yığın liç yöntemi uygulanan sahalarda, maalesef, devletin bir denetiminden bahsetmek mümkün olmayacak. Ben yine, ümit ediyorum ki bu toplantı bitene kadar burada ilgili Enerji Bakanlığı bürokratı, Bakanından başlayarak... Yani herkes her şeyi takip ediyor artık, bir telefon mutlaka gitmiştir zaten. Enerji Bakanı, Çevre Bakanı, önceki Çevre Bakanı, önceki Enerji Bakanı, bu konuyla ilgili sorumluluk alanını tamamlayabilecek, görevinin ne olduğunu bilen birisinin Komisyon Başkanını araması veya ara verip Komisyon Başkanının onları arayarak bu boşluğu bırakmaması gerekiyor; durum bu kadar kritik. Buna benzer bir toplantıyı da yani dediğim gibi, KİT Komisyonunda devlete ait 300'ü aşkın şirketin, kurum kuruluşun denetimini gerçekleştirdik, gerçekten ben böyle bir komisyon toplantısı yaşamadım, verilen sorulara yanıt yok. Bir önceki gün de bir ilkti, bugün o başka bir noktaya taşınmış durumda. Bir milletvekili olarak gerçekten çok üzgünüm. Yarın sabahtan itibaren veya şu anda çalışan, çalışacak olan altın maden sahalarındaki personellerin can güvenliğinin sağlanıp sağlanamadığıyla ilgili şu anda büyüyen bir endişeye de sahibim.

Teşekkür ediyorum.