| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 16 .02.2016 |
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli Komisyonumuzun değerli üyeleri, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın değerli bürokratları, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 2016 yılı bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini diliyorum.
Sayın Bakanım, sizlere de yeni Bakanlığınızda başarılar diliyorum. Diğer bakanlıklarda olduğu gibi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını da çok başarıyla yürüteceğinize yürekten inanıyorum.
Ben Giresun Milletvekiliyim, Giresun denilince akla fındık geliyor. Biraz önceki sunumunuz da gayet güzel bir sunumdu. Bir yerde fındık kelimesi geçti sadece. O da "Bitkisel Üretimde Küçük Aile İşletmelerinin Desteklenmesi" başlıklı, küçük aile işletme desteği verilecek alanları söylerken "Fındık ve çay hariç." dediniz, hâlbuki fındık, tarımsal üretimimizde çok önemli bir paya sahip. Bugün, son TÜİK verilerine göre, 701 bin hektar alanda üretimi yapılan, Karadeniz Bölgemiz'in Gürcistan sınırından başlayıp İstanbul Boğazı'na kadar hinterlanttaki bütün illerimizde, hatta iç illerimizde bile, 16 ilde, doğrudan üretilen ama yine TÜİK kayıtlarına göre 41 ilde yetiştirilen bir üründür. Dünyada fındıkta Türkiye tartışmasız 1'inci sırada. Son verilere göre, FAO'nun verilerine göre, yüzde 70 oranında Türkiye'de üretiliyor böyle bir ürün.
Ben yıllar önce FİSKOBİRLİK'te genel müdürlük yaptım, yönetim kurulu üyeliği yaptım. Her ne kadar son on yıl İzmir'de yaşıyor idiysem de hâlen bir fındık müstahsiliyim, FİSKOBİRLİK'in ortağıyım. Bu arada, tabii ÇAYKUR'da da yöneticilik yaptım, yönetim kurulu üyeliği yaptım. Dolayısıyla gerek üniversite öğretim üyeliğim esnasında gerekse tarımla ilgili olduğum zamanlarda hem fındıkla hem de çayla yakından ilgilendim.
Sayın Bakanım, biraz önce Bakanlığınızın bütçesini sunarken mesela neden bahsettiniz? Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumundan bahsettiniz. Bir konuya dikkat çekmek üzere bunu söylüyorum. Fındık, Türkiye'nin en önemli tarımsal ürünü ya da ürünlerinden biri olmasına rağmen, üzülerek belirtmek istiyorum ki bir fındık kanunu yok. Her yıl ülkemizde maalesef bir başka yönüyle fındık tartışmaya konu oluyor. Öncelikle tabii, fiyat tartışılıyor ama ben bildim bileli fındık ülkemizin gündeminden bir türlü düşmüyor.
Her yıl 1 Eylülde başlayan ihracat sezonu 31 Ağustosta sona erer. Son ihracat döneminde, yani 2014-2015 döneminde Türkiye, 2 milyar 827 milyon dolarlık ihracat geliri elde etmiştir fındıktan. Bu rakam bile gösteriyor ki fındık bizim tarım sektörümüzün en önemli kalemi, bana göre en önemli ya da kalemlerinden diyelim, diğerlerine haksızlık etmeyelim. Onun için gerek sağladığı katma değer gerek ilgilendirdiği aile ve kişi sayısı açısından -ki yaklaşık 400 bin fındık üreticisi aile fındık üretiyor Türkiye'de- gerekse bizim bir bölgemizi doğrudan, Türkiye'yi de yine doğrudan ilgilendiren bir ürün olması bakımından hülasa, her bakımdan mutlaka dikkate almamız gereken bir ürün.
Şimdi, Türkiye'de Enerji Piyasası Düzenleme Denetleme Kurumu var petrolle ilgili, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu var, birçok kurum var, her ürünün de neredeyse kanunu var ama fındık hâlâ bir zemine oturtulmamış. Ben sizin pragmatik ve iş bitirici Bakanlığınızı gündeme getirerek, Bakanlığınız döneminde fındığın mutlaka özel bir gündem yapılıp, bir zemine oturtulmasını talep ediyorum Sayın Bakanım. Çünkü Türkiye madem dünyada 1 numara, madem milyonlarca insanı ilgilendiriyor bu ürün, onun da ötesinde, geçen hafta sizin beyanınızda siz fındıkla ilgili çok güzel bir ifadede bulundunuz, fındık piyasasındaki düzensizlikle ilgili ancak buna ilave olarak ben bir şeyi daha katmak istiyorum, fındık her şeyden önce bir sanayi ürünü. Dünyada çikolata endüstrisinde yaklaşık 17 milyar dolar civarında bir piyasası var fındığın, fındıklı ürünlerin, fındık ve mamullerinin. Dolayısıyla, bizim mukayeseli üstünlüklerde de bu kadar önde olduğumuz, yüzde 70-75 gibi dünya piyasasına, üretimine hükmettiğimiz bir ürünün kanununun olmayışı kararnamelerle ya da böyle mevsimsel kararlarla bu sektörün düzenlenmesi son derece manidardır.
Türkiye 1965 yılında tarımsal ürünleri destekleme kapsamına aldı ve bu işleri kooperatiflere verdi. 1994 yılına kadar da Türkiye'deki tarım satış kooperatifleri ve birlikleri bu işi üstlendi. İşte, üzümde TARİŞ, pamukta ÇUKOBİRLİK, PANKOBİRLİK ya da yine TARİŞ gibi, fındıkta da bu işi FİSKOBİRLİK yürüttü. Ancak 1994'ten sonra Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu kurularak bir başka şekilde kredilendirme yoluyla tarımsal ürünler yönetilmek veya teşvik edilmek kapsamına alındı. 2000 yılında ise, o yıllarda Sayın Bakanım da bilmiyorum görevde miydi ama 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Yasası çıkartıldı. Onun da ötesinde Dünya Bankasından Tarım Reformu Uygulama Projesi kapsamında yüklü bir kredi alınarak, hatırladığım kadarıyla 630 milyon dolar civarında bir krediydi, Türkiye'de bir tarım reformu uygulanmaya başlandı. Bunun bir ayağı da, bu bileşenlerin bir tanesi de tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin yeniden yapılandırılmasıydı, işte doğrudan gelir desteği, alternatif ürün projesi gibi bileşenlerin diğer ayakları vardı ama maalesef 4572 sayılı Yasa Türkiye'deki tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin yeniden yapılandırılmasını sağlayamadı. Çünkü kanunu çıkarmak yetmiyor, bir şeyi yasal düzenlemeye koysanız bile kimin uygulayacağı, nasıl uygulayacağı çok önemliydi. Bu bakımdan FİSKOBİRLİK, bu 4572 sayılı Yasa'nın verdiği imkânları gerektiği gibi kullanamadı ve 2006 yılına gelindiğinde ki bu yasa beş yıllık bir süreyi öngörüyordu, bunun için yeniden yapılandırma kurulu kuruldu. Daha sonra yeniden yapılandırma kurulunun süresi de uzatıldı. Ama Türkiye'de o günlerde hatırladığım kadarıyla 17 tane birlik vardı ki TARİŞ'i buna ilave edersek ki TARİŞ'in 4 tane birliği var, 20 birliğe çıkıyor bu. Maalesef bu birliklerden hiçbirisi bu kanunun öngördüğü yeniden yapılandırmayı gerçek anlamda sağlayamadı ki FİSKOBİRLİK de bunlardan biridir ve Bakanlığınız 2006 yılında Toprak Mahsulleri Ofisini devreye koyarak 2006, 2007 ve 2008 yıllarında fındıkta rol üstlenmesini sağladı. Ama bu da yine yaraya merhem olmadı, çok büyük fedakârlıklar yaptı ülkemiz, Toprak Mahsulleri Ofisi, canhıraş, gayretkâr çalışmalarına rağmen, 2009 yılında yeni bir sürece girildi, alan bazlı destek sistemine geçti Türkiye fındıkta ve hâlen bu yürürlükte. Bu, güzel bir uygulamaydı. Ancak, bunun da yasal bir zemininin olması lazım, sürekli kararnamelerle bunu yürütüyoruz. 2009'dan sonra Türkiye şanslıydı çok büyük bir rekolte, fındıkta büyük bir rekolte olmadı. 2013 yılını çıkarsak ortalama Türkiye'nin ihtiyacı olan 600-650 bin ton civarlarındaki 2014 yılında bu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Öztürk, ek süre veriyorum.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Toparlayacağım Başkanım.
Dolayısıyla, bu rekoltenin düşük olması fındıktaki problemleri öteledi. Ama içinde bulunduğumuz günlerde yeni bir tartışma başladı. Çünkü bu sezona girerken piyasa 12 lira gibi bir fiyatla açıldı ve bazı kurumlar, kuruluşlar, yetkili, yetkisiz, üreticimizi maniple ederek "Fındık fiyatlarının 20 liranın üzerine çıkacağını, dolayısıyla, ürünlerini satmamaları." gibi ifadelerle piyasada rol kapmaya çalıştılar. Ama neticede bu geldiğimiz günlerde fiyatlarda büyük bir istikrarsızlık var, bir memnuniyetsizlik oluştu. Hem üretici kesimimiz hem tacir kesimi, özellikle de sanayici şu anda bu karmaşayı yaşıyoruz.
Sayın Bakanım, tabii, bu kadar kısa sürede ben bazı şeyleri size özetlemek istedim. Ancak, kısa vadede yapılması gereken birkaç tane önerimi de dile getirerek konuşmama son vermek istiyorum.
Bir defa, son günlerde piyasada oluşan bu istikrarsızlığın önüne geçebilmek için piyasaya Bakanlığımızın güçlü bir mesaj vermesi gerekir yani bu konuda bir açıklık gelmesi gerekiyor. Kısa vadede bu bekleniyor piyasadan, çünkü siyasetçiler olarak bize de çok sayıda baskı geliyor. Ama aslolan, benim söylemek istediğim, mutlaka orta vadede fındığın yasal bir çerçeveye oturtulması ve bu amaçla bir fındık kanununun çıkartılması ve bu yasal düzenleme yapılana kadar da 2009 yılından beri uygulanan ve başarılı olan alan bazlı destekleme uygulamasının sürdürülmesi. Çünkü bu her sene kararnamelerle, bugün bu sene bütçede...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Öztürk, tekrar ek süre veriyorum.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Biraz daha verirseniz.
...bu alan bazlı desteklemeye devam edilmesi. Fındık üretiminin, ticaretinin ve ihracatının düzenlenmesi için mutlaka bir fındık düzenleme ve denetleme kurumunun oluşturulması bu yasa çerçevesinde. Yine, bir başka isimle belki ÇAYKUR gibi, Toprak Mahsulleri Ofisi gibi bir fındık kurumunun ya da fındık ofisinin kurulması ve bu ofise bağlı da daha önce başlanan şu anda da Giresun Ticaret Borsasının yapmış olduğu bir tane lisanslı depoculuk var ki bu maalesef ölü doğmak üzereydi, Giresun Ticaret Borsası fevkalade örnek bir lisanslı depoculuk kurdu ve bugünlerde açılacak. Mutlaka bu lisanslı depoculuk uygulamasına devam edilme, ayrıca bir fındık istikrar fonunun oluşturulması ve bütün bunları yapabilecek sizin Bakanlığınızda gerçekten yetişmiş, bu işi bilen bürokrat arkadaşlarımız var, geçmişte beraber çalıştık, ama Hükûmetimiz olarak fındığa ayrı bir yer ayırıp özel bir konuma oturtulup sahip çıkılmasını talep ediyorum.
Bütçenizin ülkemize hayırlı, uğurlu olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.