BAŞKAN ATAY USLU - Sayın Genel Müdürüm, Genel Müdür Yardımcım, ilgili bürokrat arkadaşımız; çok teşekkür ederiz, kapsamlı olarak bilgilendirme yaptınız. Bölgedeki çevresel etkilerin bertaraf edilmesi konusunda aldığınız, verdiğiniz destek için, yaptığınız çalışmalar için de teşekkür ediyoruz.

Cumhur Bey, kapatmadan söyleyeyim, muhalefetten bir tek siz kaldınız.

CUMHUR UZUN (Muğla) - Mustafa Bey de var.

BAŞKAN ATAY USLU - Pardon, unutmuşum, 2 kişi kaldınız, diğer arkadaşlar döküldü ama ikiniz yetiyorsunuz, sorun yok bu anlamda, kayıtlara geçmesi anlamında söyledim.

MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Sorular da güzel soruldu.

BAŞKAN ATAY USLU - Ama şunu söyleyeyim: Bizim arkadaşlarımız da bu konuda sizi aratmıyorlar, her türlü soruyu soruyorlar. Soracağız, sorgulayacağız, zaten adı üstünde, bir araştırma komisyonuyuz; araştıracağız, Sayın Genel Müdürüm bunları araştıracağız ki biz sonunda bir rapor ortaya çıkaracağız. Bundan sonra hem bir görev boşluğu mu var, bir ihmal süreci mi var onlara bakacağız hem de bundan sonraki süreçte suyu, toprağı, havayı yani çevreyi ve doğayı ve insanı önceleyen madencilik politikası nasıl olabilir, bu konuda da tavsiyelerimizi raporda ifade edeceğiz.

Hep söylüyorum, tabii ki kararı ve yargıyı raporun son kısmına bırakmak lazım çünkü her kurumu dinledikten sonra farklı bir görüşe sahip oluyoruz. Bundan sonra akademik dünyayı dinleyeceğiz, onlardan belki farklı görüşler olacak; sivil toplum kuruluşlarını dinleyeceğiz, onlardan farklı görüşler olacak; en sonunda da yargımızı, kararımızı, raporun sonuç bölümünü oluşturacağız.

Çinli düşünür Lao Tzu "Karar vermenin bilgeliği" diye bir hikâyesi var -bilen arkadaşlarımız mutlaka vardır ama bilmeyen arkadaşlar da hemen bakabilirler- orada diyor ki: "Karar vermek için acele etmeyin." Yani çok güzel bir hikâyedir sonuç açısından. "Karar vermenin bilgeliği." diyor. İnşallah biz o bilgeliğe ulaşıp kararımızı da sonucunda vereceğiz diyorum.

Çok çok teşekkür ediyoruz, sağ olun.

Toplantımızın bu bölümü tamamlanmıştır.

Toplantıyı kapatıyorum.