Komisyon Adı | : | (10/983,984,985,986,987,988) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | AFAD Başkanı Okay Memiş ve Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar'ın, AFAD'ın görev ve yetkileri ve Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeninde meydana gelen kaza sonrasında AFAD tarafından yapılan çalışmalar hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 06 .05.2024 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar; Komisyona hoş geldiniz.
İlk sorum: AFAD'ın tabii açılımı da Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı; o nedenle, sizi doğrudan ilgilendiren ilk konu, bu altın maden sahasının acil durum eylem planı. Bu altın maden sahasının bir acil durum eylem planı var mı? Varsa size acil durum eylem planı hangi tarihte iletildi? Siz bunu incelediniz mi, eksikliğini değerlendirdiniz mi, onayladınız mı, onay mekanizması gibi böyle bir mekanizma var mı? Bunu size soruyorum. Aynı zamanda, sizde bulunan bu altın maden sahasıyla ilgili olan acil durum eylem planını resmî olarak talep ediyorum, onu istiyorum.
Diğer bir konu, biz, tabii burada bakanlıkların birbiriyle olan uyumsuzluğuna, birbirinden kopukluğuna o kadar çok şahit olduk ki o nedenle, şimdi sizin verdiğiniz veriler ile Enerji Bakanlığının verdiği veriler arasında da bir farklılık var, ona açıklık getirmenizi istiyorum. Siz yaptığınız sunumda diyorsunuz ki: "Bu kayan toplam kütlenin 8 milyon 326 bin 618 metreküplük kısmı Sabırlı Deresi'ne akmıştır." Enerji Bakanlığı yaptığı sunumda diyor ki: "Sabırlı Deresi'ne 4 milyon 529 bin 10 metreküp yığın akmıştır." Hangisi doğru? Sizin dediğiniz mi doğru, Enerji Bakanlığının dediği mi doğru? Bunu soruyorum.
Üçüncü bir konu, şimdi, hiyerarşik bir yapılanma var tabii devlet yönetiminin içinde. Siz, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığısınız, bir de il afet ve acil durum müdürlükleri var. Siz İçişleri Bakanlığına bağlı, İçişleri Bakan Yardımcısına bağlı olarak faaliyet yürütüyorsunuz. İl afet ve acil durum müdürlükleri ise valiliğe yani o ilin valiliğine bağlı olarak çalışıyor. Şimdi, bu çalışma modeli verimli bir model mi, sağlıklı işleyen bir model mi? Bunu bir soru olarak size soruyorum. Bunun sıkıntılarını yaşıyor musunuz? Yoksa bu işleyişte bir sorun görmüyor musunuz? Zira, il afet ve acil durum müdürlüğünün, 2021 yılında, bu altın maden sahasının 2'nci kapasite artışını onaylayan ÇED raporunda "olumlu" görüşü var. Şimdi, bu "olumlu" görüş neye rağmen verilmiş, bugün yaşadığımız felakete giden yolda aslında nasıl o taşlardan birçoğunu döşemiş? Onu size soracağım. Bakın, bu elimde gördüğünüz Anagold Madencilikin 2'nci kapasite artışının nihai ÇED raporu, tarih Mart 2021 yani olumlu görüş verilen rapor bu nihai ÇED raporu. Bu rapor yığın liç sahasında "Kayma" başlığı altında diyor ki: "Yığın liç sahasında şev duraylılığı analizleri yapılmıştır -analizler yapılmış- bu analizlerde 4 farklı durumda statik ve dinamik yüklerin etkisi incelenmiştir -4 farklı senaryoya göre inceleme yapılmış- dinamik yük altında sahada yerel kaymalar olması muhtemel olsa da yapının bütünlüğünü bozacak bir duraysızlık söz konusu olmayacaktır." diyor, "olmayacaktır..." Dolayısıyla sizden bu 4 farklı analizi talep ediyorum. Bu 4 farklı analiz neydi, burada gözden kaçan kısım neydi de bu yaşadığımız felaket gerçekleşti, bunun sizden bilgisini istiyorum.
Diğer taraftan, jeoradar konusu... Jeoradar konusu şöyle çok önemli bir konu: Bunu elektrikteki kaçak akım koruma rölesine benzetebiliriz. Kaçak akım koruma rölesinin özelliği şu: Eğer elektrik sisteminde bir kaçak varsa kaçağı tespit eder, elektrik devresini kapatır ve kaçak giderildikten sonra ancak kaçak akım koruma rölesi tekrar aktif duruma getirilebilir. Genel itibarıyla şöyle farklı yol izleyenler olur: Kaçak akım koruma rölesi kaçak akımı sürekli tespit edip sistemin elektriğini kesince bundan rahatsız olurlar ve kaçak akım koruma rölesini iptal ederler. Dolayısıyla burada jeoradarın aslında önemi şu, burada belki şirketlere belirli bir ölçüde zorunluluk getirilebilir, AFAD kendi bünyesinde nihai ÇED raporuna olur vermeden önce bu tip konularda da çalışma yaparak farklı senaryolarda bu olumlu görüşü vermeden önce daha dikkatli bir çalışma yapabilir diye söylüyorum: Jeoradarlar doğrudan AFAD'a bağlı veya Enerji Bakanlığına bağlı yani bir devlet kurumunun denetimine bağlı olacak şekilde anlık verilerini bu merkeze gönderirler ve bu merkez üzerinden ve jeoradara kodlanacak bir yazılımla birlikte, örnek olarak nihai ÇED raporunda ifade edilen 4 farklı analiz veya çeşitli senaryoların dışına çıkıldığı anda jeoradar uyarı verir, bu uyarıyla birlikte yığın liç sahasına aktarılan solüsyon otomatik olarak, otomasyon üzerinden kesilir, daha fazla sıvılaşmanın önüne geçilir, oradaki insan faktörü bir yardımcı faktör durumuna getirilir ve aynı anda, bilgi, henüz daha sabah saatlerinde o kayma olağanüstülük seviyesine ulaştığı anda bilgi gitmiş olur, sistem kapanır, doğrudan şirkete alarm verilir ve o alarmla birlikte saha boşaltılır ve acil durum eylem planı başlatılır. Böylece, bu sıkıntı, kayma fark edildiği anda hem gizlenmesinin önüne geçilir, hem şirket içi hem kurumlar tarafından yani hem kurumlara yönelik gizleme hem kurumların bunu gizlemesi ortadan kaldırılmış olur hem de Amerika'ya mail yazıp da saat on birde Amerika'da o sırada saat gece iki... Ki gece iki olması da bir mazeret değil bu arada yani yirmi dört saat esasına göre sistemin kontrol edilir olması gerekir iletişim üzerinden gelen veri akışının ve belirli kelimeleri maillerde seçerek kendi şirket işleyişlerinde bile alarma verebilir konumda olmaları gerekir. Bunu şöyle, kısa, özet olarak söylüyorum: Telefon konuşmalarında birkaç kez üst üste "bomba" "bombalama" gibi kavramlar kullanılırsa otomatik dinlemeye girer, sebebi de budur yani bu tip belirli kelimeler kodlanmıştır belirli güvenlik gerekçeleriyle. Dolayısıyla, jeoradar üzerinden verilerin alınması, anlık olarak iletilmesi, bir merkezde toplanması, otomasyon sistemiyle de riski ortadan kaldırmak için bir alarmı otomatik vermesi gerekiyor. Burada şirketin yeterli sayıda jeoradarının olmadığı anladığım kadarıyla da ayrıca görülüyor. Yani belki analiz yapacak kadar bir ölçüde var ama sahanın bütününü görecek kadar jeoradarı yok, öyle de görünüyor. Dolayısıyla bu konuyla ilgili mutlaka bir tedbir alınmalı. Dünyanın teknolojide ulaştığı noktanın ötesine geçebilecek bazı yeteneklere sahip olmamız da gerekiyor.
Son bir konu olarak söylüyorum: Türkiye'deki birçok afette yan yana geldik. Bunlardan açıkçası birçoğunda AFAD'da ben ciddi eksiklikler gördüm, bunu söylemek durumundayım ancak yaptığınız görevin çok önemli olduğunu, kutsal olduğunu, aynı zamanda çok ciddi riskler barındırdığını biliyorum. Bu doğrultuda, ben, emek harcayan tüm AFAD personeline teşekkür ediyorum. Ancak çok dinamik bir eğitim süreci gerekiyor; sahada yaşanan bu felaketler, aynı zamanda saha pratiğini de artıran, arama kurtarmacıların yeteneklerini geliştiren özelliklere de sahip. Ben bir başka zaman AFAD'ın daha etkin olması için eksik kısımlarını konuşabileceğimizi, değerlendirebileceğimizi düşünüyorum; bunları bir an önce ortadan kaldırmanın, özellikle, diğer altın maden sahalarında, maden sahalarında, heyelanlarda veya olası depremlerde, özellikle olası İstanbul depreminin konuşulduğu son yıllarda çok kıymetli olacağını düşünüyorum. Yani övgü, motive edici ama artık bizim açıkçası övgüye değil, daha çok birbirimizin nerede neyi daha iyi yaparsa, hangi eksiği daha güzel kapatırsa yeteneklerini daha da artırabilir kısmına odaklanmamızda oldukça fayda görüyorum.
Teşekkür ediyorum.