KOMİSYON KONUŞMASI

GAYE USLUER (Eskişehir) - Sayın Bakan, sayın bürokratlar, değerli milletvekilleri, Komisyon üyeleri, değerli basın mensubu arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

2016 yılı bütçenizin de hayırlı olmasını diliyorum.

Ben enfeksiyon hastalıkları uzmanıyım, bu nedenle, hayvan sağlığı çalışmalarını çok önemsiyorum. Hayvan sağlığıyla ilgili olarak, şap hastalığı, kuduz hastalığı kontrol çalışmaları ve bruselloz hastalığıyla mücadele çalışmalarına yer vermişsiniz. Gerçekten, bir taraftan, insandaki enfeksiyon, öteki taraftan hayvanlardaki enfeksiyonların birlikte ele alınması çok önem taşıyor. Türkiye, hâlâ, brusella için endemik ülkelerden birisi; aslında brusellanın endemik olması Türkiye'de, hayvan sağlığı üzerinde yapılan, brusellaya yönelik yapılan kontrol önlemlerinin çok da tamam olmadığını göstermesi açısından önem taşıyor. Ben burada isterdim ki hayvan ürünlerinde, taze peynirde, sütte, kremada, tereyağında brusellayı saptama üzerine Bakanlığınız neler yapıyor, ne gibi kontrol ve denetim önlemleri alıyor? Çünkü insanlarda hâlâ brusella enfeksiyonu endemik.

Bir başka konu, kuduz hastalığı. Avrupa ülkeleri içerisinde köpeklere ve kedilere bağlı kuduzun sık olduğu tek ülke Türkiye, yüzde 90'ın üzerinde köpekler aracılığıyla bulaşan kuduzdan bahsediyoruz. Hâlbuki kitapçıkta diyor ki: "1,9 milyon adet aşılı yem uygulaması." 1,9 milyon adet aşılı yem uygulaması yabani hayvan kuduzu için yapılacaktır. Türkiye'de yabani hayvan kuduzu sıklığı yüzde 10'un altındadır. Esas olan başıboş hayvan kuduzunu, evcil hayvan kuduzunu engellemektir. Bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz? Kırsalda doğuran köpekleri kırsaldan şehirlere bırakıyorlar, şehirde doğuran köpeklerin yavrularını kırsala götürüyorlar; sonuçta, bir kısırdöngü içerisinde her yıl 180 bin adet insan kuduz aşısı -Sayın Bakan, bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum, bürokratlarınız herhâlde bilgi veriyorlar ama- kullanılmakta, bu da başıboş hayvan kuduzunun ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından bence çok değerli.

Şarbonu hiç almamışsınız. Türkiye şarbon açısından da endemik ülkelerden birisi. Şarbon enfeksiyonuna karşı...

Sayın Başkan, ben dinlemedikleri için devam edemiyorum.

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Olur mu efendim, olur mu öyle şey? Milletvekili arkadaşımızla konuşuyoruz.

GAYE USLUER (Eskişehir) - Öyle ama dinlerseniz ben de daha düzgün konuşabileceğim.

BAŞKAN - Sayın Usluer, biz dinliyoruz sizi ama.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Dinliyor da bir şey yapmıyor, dinlemede problem yok.

BAŞKAN - Ben sürenizi iki dakika yeniden...

GAYE USLUER (Eskişehir) - Ben Sayın Bakanımızın dinlemesini istiyorum çünkü kitapçıkta şarbona ait bir bölüm ayrılmamış. Şarbon zoonotik bir enfeksiyondur, Türkiye'de hâlâ şarbon endemiktir; hayvanlarda ölü doğum, erken doğum, hayvan mortalitesinde artış, ciddi ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Şarbona dair Bakanlığınız ne yapmaktadır önlem olarak, açıkçası bunu merak ediyorum.

Yine, bu yıl şap salgın yaptı, şapın etkeni olan virüsün mutasyon gösteren bir virüs olduğunu biliyoruz; dolayısıyla, aşılamada eksik vardır ya da yoktur dememiz mümkün değil. Ancak, hayvan pazarlarını iki aylık kapatma, karantina süreçlerinin uygulanması, Türkiye'nin dört bir yanında şap salgınının olması arkasından, geçtiğimiz hafta içinde Kastamonu'dan yeni bir salgın haberi geldi; bu da hastalığı önleme ve kontrol önlemlerinin bu süreçte çok da yeterli olmadığını göstermesi açısından önem taşıyor. Bence zoonotik enfeksiyonlar çok önemli, hem ekonomik kayıplar açısından önemli hem insandaki enfeksiyonlar ve meslek hastalığı olması açısından çok önemli.

Teşekkür ediyorum.