KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN ATAY USLU - Teşekkür ederiz.

Şimdi bir şey yapayım. Tabii, biliyorsunuz, şirketi biz -iki hafta önceydi herhâlde- dinleyecektik. Bu şirketi buraya davet ettik hep beraber ama burada Deniz Bey'in de diğer siyasal parti gruplarının da ortak kararıyla şirketin dinlenmesi kararını erteledik yani bunu hep beraber yaptık. Şirketin dinlenmesini ötelediğimiz, öteleyeceğimizle ilgili bir şey yok. Bu, şu andaki yaptığımız çalışma da herkesin fikrini alma çalışmasıdır. Netice itibarıyla beraber karar verelim diye zaten biz bunu resmî süreçte müzakereye açtık. Tabii ki şirketin dinlenmesi bence en önemli konulardan bir tanesi. Ayrıntısıyla şirketi dinlememiz lazım. Özel bir gün ayırıp belki arkası açık yoğun bir çalışma temposu içinde, çalışma günü içinde bunu gerçekleştirelim.

Baştan beri söylüyoruz, istişareyle bu süreci götürüyoruz, şeffaf bir şekilde götürüyoruz, geniş katılımla götürüyoruz. Onun için fikirlerinizi alıyoruz. Hiç kimsenin de hani "Şirketi geç mi dinleyeceğiz, sonra mı dinleyeceğiz, erken mi dinleyeceğiz?" diye soru işareti kafasında kalmasın. Komisyon ne derse, ortak karar neyse onu yapacağız arkadaşlar. Bu, bir.

İkincisi, hani şunu söyleyeyim: Hocalarımız da geldi, bekletiyoruz, belki bunu arada müzakere de edebiliriz. Ben genel anlamda konuşalım diye açtım ama biraz uzadı. Şuradaki arkadaşlarla konuştuğumuzda genel olarak şöyle bir kanaat var; "Ya, önce bir altın madenine gidelim, ondan sonra da şirketi dinleyelim." Sizin de ifadeniz öyleydi, sanki böyle bir şey oluştu. Biz şimdi onu planlayalım, hani bu süreci hızlandırmak açısından. Evet, önümüzdeki hafta önce bir maden ocağına gidelim. Bakalım, vakit planlaması içinde önümüzdeki hafta için planlayabiliyorsak hemen önümüzdeki hafta şirketi planlayalım, planlayamıyorsak bile pazartesi -hani ola ki şey oldu- ilk pazartesi veya salı, Komisyon ne gün uygun görürse bayramdan önce, bayram ara vermesinden önce mutlaka dinleyecek şekilde bir planlama yapalım, uygun görürseniz fazla da uzatmayalım.

Üçüncüsü de bakanlıklarla ilgili tabii, sorular geliyor. Kendi bizim Komisyon Başkanlığı olarak da, Başkanlık Divanı olarak da hazırladığımız sorular var. Bakanlıklara sorduk ama tabii, şu ana kadar, tahmin ediyorum Mesut Bey'le de konuştum, çok fazla sorumuz var, 300'ün üzerinde bir soru oluştu, gönderdik onlara. İlk gönderdiğimiz şey için "10 Haziran'a kadar bize cevaplarınızı ayrıntısıyla gönderin." diye bir süre verdik. Çünkü bir hafta vermek... Bazı sorular -gerçekten baktım- yani ciddi cevapları gerektiriyor. O yüzden belki süreyi Başkanlık Divanı ve Başkan olarak uzun vermiş olabiliriz. Ancak bakanlıklardan bu konuda bilgi istedik. Bazı bilgiler de geldi, onları da paylaşacağım. İşte çevre kirliliği, su ölçümleri vesaire konusundaki bilgiler de yavaş yavaş gelmeye başladı. Ancak şunu gördüm, onu da burada ifade edeyim: Bazı raporları akademisyenlerle oturup müzakere etmemiz gerekecek. Hani teknik bilgiler veriliyor, belki mühendis arkadaşlar var içlerinde, çok bilir bu konuları ama biz mühendis değiliz. O yüzden belki akademisyen arkadaşlarla bunları paylaşarak o raporları da -sizlere gelen raporları- paylaşacağız ama değerlendirme süreci açısından diyorum, akademisyenlerle değerlendirilmesinin teknik olarak daha doğru olacağını düşünüyorum çünkü birçoğu teknik bilgi içeriyor. Onu da ifade edeyim.