BAŞKAN ATAY USLU - Tabii, ben bu tür tartışmalar olsun istemiyorum. Konunun özüne odaklanalım, sonuca odaklanalım, bu problemle ilgili gerçekten bir katkı koyabilir miyiz, buna bakalım ancak Başkan olarak bize tevdi ettiğiniz bir görev de burada düzeni sağlamak, intizamı sağlamak ve adaleti sağlamaktır. Bu konuda ben Komisyon üyelerimize tekrar... Şunu istişare edelim önümüzdeki günler: "Bas konuş" sistemine geçebiliriz; bunda hiçbir sorunumuz yok, isteyen arkadaşımız konuşabilir. Bu sistemi de isterseniz oylayalım, konuşalım, bas konuş istiyorsak konuşalım ancak arkadaşlar, bir soru sorulmasına izin verebiliyoruz, küçük bir şeye izin veriyoruz ancak bu, yoruma dönüştüğü andan itibaren buradaki hem arkadaşlarımızın hem de sunan arkadaşlarımızın dikkati dağılıyor ve gerçekten belki bu konuları daha geniş tartışacakken tartışamaz hâle geliyoruz. Toplantının bu bölümünde hâlâ usul tartışıyor olmamız, hâlâ arkadaşlarımızın gizli gizli kamera kaydı alması şık şeyler değil. Türkiye Büyük Millet Meclisi ciddi bir yer, bu Komisyon ciddi bir komisyon; danışman arkadaşların buna uymaması çok yanlış şeyler, bizim de uymamamız yanlış.

Ben tekrar soruyorum arkadaşlar: Bas konuş mu yapalım yani arkadaşlarımız devam etsin, soru sorsun mu yoksa siz tekrar "Başkan olarak burada bekleyin vekillerimize sıra verin." mi diyorsunuz? Bunu konuşalım isterseniz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya Başkanım, manipüle ediyorsunuz. Önerdiğiniz şeyi kendiniz manipüle ederek olmamasına sebep olmaya çalışıyorsunuz. Bizim şöyle bakmamız lazım: Sağlıklı bir araştırma komisyonu çalışmasında...

BAŞKAN ATAY USLU - Deniz Bey, bir dakika, mikrofonunuza basın.

Deniz Bey'e bir şey soracağım, sizden bir cevap istiyorum, ona göre arkadaşları değerlendireceğiz.

Arkadaşlar, sunum yaparken kafamıza takılan, aklımıza takılan, yorum yapmak istediğimiz veya herhangi bir tenkit etmek istediğimiz bir husus varsa anlık olarak burada, Komisyona çağırdığımız arkadaşlara ve bize bu sunulsun mu, sunulmasın mı; söylensin mi söylenmesin mi? Sizin teklifiniz nedir? Tek bir cümle.

MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Deniz Bey, bir dakika... Ben söz istiyorum sizden Başkanım.

BAŞKAN ATAY USLU - Başkanım, vermiyorum; Deniz Bey'e söz vereceğim.

Buyurun Deniz Bey, siz ne diyorsunuz? Tek bir cümleyle.