Komisyon Adı | : | (10/983,984,985,986,987,988) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu'nun, kazanın yaşandığı İliç maden sahasının şev stabilitesi, jeoteknik açısından durumu, benzer kazaların önlenmesi için yapılması gerekenler ve sürdürülebilir madencilik hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 28 .05.2024 |
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli hocam; hepiniz hoş geldiniz.
Önce, Candan Hocama çok teşekkür ediyorum; biz daha önceki yıllarda da bu konularla ilgili epey çalıştık, geleceğini duyunca da sevindim; hakikaten demir yollarında hem dolgularda hem yarmalarda tecrübelerinden her zaman yararlandığımız... Hem onun hem diğer hocalarımız da var tabii, onların verdiği bilgiler ışığında hem de hakikaten "Dünyada nasıl uygulanırsa daha iyi olur?" şeklinde çalışmalarla demir yollarında bir liç yüksekliği, daha doğrusu dolgu yüksekliği tespit ettik; 15 metreyi geçmemeli.
Benim sorum şu: Acaba bu maden yığınlarında da bir yükseklik bulunabilir mi? Şu ana kadar da hakikaten hem demir yolu gelişmiş ülkelerde hem de bizde yığınla ilgili çok sıkıntılar olmadı, bu yükseklik çok önemli.
İkincisi: Hocam, nem içeriğinin artması, işte, tanelerin daha fazla inceltilmesi, acaba bu liçin akmasına sebep olmuş mudur diye bir şey... Ben bu raporu okudum yani neden ince tane koysunlar, neden çok sıvıyı artırsınlar, onu çözemedim çünkü onun altın üretimine bir faydası da gözükmüyor. Bununla ilgili, neden olabilir bu? Bir sorum o. İkincisi de biraz korktuk Hocam bu şeyden yani Munzur fayı var ve aktifse hakikaten bu atık barajının bir sıkıntıya girmesi hâlinde biz yarından itibaren sıkıntılıyız demektir ya da bugünden itibaren ama biz bunu sorduk yani halkımızca da epeyce bu sorular soruldu İliç'te. "Herhangi bir deprem anında bu fay aktifse ne olabilir?" Dediler ki: "Biz bunu 9 şiddetinde depreme göre planladık." Dolayısıyla bize verilen cevap oydu. "Zaten böyle, buranın yıkılabileceği büyüklükte bir deprem ancak kıyamet olur, onun için burada herhangi bir sıkıntı yok." dediler yani bunu...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bunu yazılı olarak verdiler mi?
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Yani yazılı olarak "9 şiddetinde depreme dayanıklıdır."ı verdiler.
Dolayısıyla...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - O yazıyı bizimle de paylaşır mısınız? Kim verdi o yazıyı?
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Atık barajını yapan firma.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Onu Komisyonla da paylaşır mısınız?
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Tamam, bakalım, olur. Bulabilirsem onu getiririm.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bulamazsanız bir hükmü olmuyor o zaman.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Tamam, bir şey demiyorum canım.
Dolayısıyla ben de zaten onu baştan söyledim yani korkuttunuz. Ne olabilir yani atık barajında böyle bir deprem... Gerçi Mustafa Bey de o soruyu sordu ama sizden herhâlde atladık onu. Dolayısıyla neler olabilir, ne yapılabilir?
Çok teşekkür ederim, sağ olunuz.
PROF. DR. CANDAN GÖKÇEOĞLU - Ben teşekkür ederim Sayın Genel Müdürüm. Özür dilerim... Sayın Vekilim... Yıllarca sizin Genel Müdürlüğünüzle çalıştığımız için dilim öyle alışmış, kusura bakmayın.
Şimdi, barajlar normalde depremlerde yüksek performans gösteren yapılardır. Depremlerde barajlar çok kolay yıkılabilen yapılar değildir çünkü mesela son 6 Şubat depremlerinde de aslında bir barajımız pert oldu, diğerlerinde ufak tefek hasarlarımız olduysa da majör bir sorun olmadı. O, pert olan barajımız da Erkenek Barajı, tam göbekten kesti fay yani gövdeyi tam ortadan kesti ve 3 metrelik bir atıma sebep oldu; çok şükür ki baraj boştu, dolu olsaydı -Allah korusun- çok fena sonuçları olurdu onun ama boştu baraj. Dolayısıyla tabii şeye bakmak lazım yani şiddet ya da büyüklük değil de Sayın Vekilim, orada tasarım deprem ivmesi nedir, ne kabul edilmiş o barajın analizleri yapılırken, işte, maksimum deprem ivmesi ne kabul edilmiş, yatay ivme ne alınmış, düşey ivme ne alınmış? Artı, velev ki aktif fay, o fay kırıldığında o noktada -gövde noktasında tam- üreteceği ivmeler eğer dikkate alınmışsa hiçbir şey olmaz yani orada tasarıma bakmak lazım. O yüzden şu anda bir şey demem mümkün değil ama gördüğüm kadarıyla yine sahada, o fay gövdeyi kesmiyor yani o pozitif bir şey, gövdeyi kesmiyor; eğer gerçekten orada bir aktif fay varsa bile gövdeyi kesmediğini söyleyebilirim. Dediğim gibi, performansı hakkında da tasarımına bakmak lazım, o konuda fikrim yok benim.
Şimdi, dolgu yükseklikleri... Sayın Genel Müdürüm, şimdi, biz, demir yollarında maksimum 15 metre dolgu yüksekliği aldık çünkü o zaman hatırlarsanız Orta Doğu Teknik Üniversitesinden de hocalarımız vardı, beraber... Şimdi, demir yolu dolgularında biz çok düşük oturmaya izin veriyoruz; o yüzden çok kritik onlar yani böyle daha fazla oturmasına müsaade etmiyoruz yani onun için de 15 metreden daha yüksek dolgu yaparsak bu sefer onun oturma süresi uzuyor, üst yapıda yaratacağı problemler ve trenin hızında yaratacağı problemler oluyor. Bunda çok fazla yüksekliğe karışmamak lazım eğer düz bir sahaysa, sahamız böyle sırt değil de veya eğimli bir yamaç vesaire değil de düz bir alanda liç yapıyorsak malzemenin karakteristikleri neye müsaade ediyorsa o kadar yükselir, ne olacak, bunda bir şey yok ki o kadar yükseltebilirsiniz. Ancak demin de arz ettiğim üzere eğer morfolojik olarak bir takım sahada arızalı bölgelerdeyseniz işte o zaman orada bir duracaksınız, orada çok ciddi kavramsal bir değerlendirme yapmanız lazım hesap aşamasına geçmeden önce. Sınırlarınızı orada çizmeniz gerekiyor ki bu da proje bazında, saha bazında değişir. Yani mesela yükseklik diyorsunuz; gitmişsiniz, aktif fayın yanında yapıyorsunuz bir şeyi, hemen orada suyu kirletme tehlikeniz var veya gitmişsiniz herhangi bir yer altı suyunu, yüzey suyunu kirletme tehlikeniz yok, doğal tehlikelerden uzaksınız, şimdi ikisi aynı şey değil. Birinde belki diyeceksiniz ki "Kardeş, burada 30 metreyi geçemezsin, öbüründe de gidebildiğin kadar git." Dolayısıyla buna sınırlama getirmek doğru değil, doğru tasarımla bunu çözmemiz gerekiyor Sayın Genel Müdürüm.
Dolayısıyla benim cevaplarım bu şekildedir.
Teşekkür ediyorum.