KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT BAKAN (İzmir) - Vatan için canını veren şehitlerimiz başta olmak üzere hayatta olmayan gazilerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, hayatta olan gazilerimize uzun ömür diliyoruz; onlar sayesinde bu çalışmayı burada yapıyoruz.

Sevgili arkadaşlar, biz burada bu çalışmayı yaparken birileri var, bizim semalarımızı koruyan, bizlerin burada bu rahat çalışmayı yapabilmesi için, bizim çocuklarımız için, bizler için azgın denizlerde vatanı koruyan birileri var. Askerlerimiz sınır ötesinde, sınır içinde, yalçın dağlarda, azgın denizlerde çok zor koşullarda mücadele ediyorlar. Dolayısıyla bizim de onların özlük haklarıyla ilgili vermiş olduğumuz kanun teklifleri var. Bu iki kanun teklifinin biri astsubaylarla ilgili. Ben de yirmi beş yıl bilfiil sırmalı ay yıldızı kolunda taşıyan bir astsubay babanın evladıyım. Parlamentoya girdiğim günden bugüne kadar da astsubayların, subayların ve uzman çavuşların özlük haklarıyla ilgili mücadele eden bir milletvekili arkadaşınızım. Astsubayların tazminat talepleri var, Sayın Başkanım, Bakanım da bu konuyu iyi bilir, kendi personeli, birlikte çalıştığı arkadaşları var. Bu kanun teklifi buraya geldiğinde tüm personelin, uzman çavuşların, astsubayların öncelikli beklentisi astsubayların tazminat sorunları. Onun dışında da sorunları var astsubayların, sadece tazminat değil ama öncelikli sorunu tazminat. Yani ölüm emrini veren, birlikte mücadele ettiği, cephede silah arkadaşlığı yaptığı subay 6-7 tane tazminat alırken astsubay 1 tazminat bile alamıyor.

Bir astsubay emekli olduğunda görevdeyken aldığı maaşın yarısını alabilirken bir subay yüzde 70'ini alıyor. Bu statü gereği maaş farklılıkları olabilir ama bu, onları çok ciddi ekonomik sıkıntılara sokuyor. Şu an ben yaşadığımı söyleyeyim, bir plazaya gidiyorsunuz, plazanın kapısında beni gören bir astsubay onların özlük haklarıyla ilgili çalıştığım için beni tanıyor "Ne yapıyorsun burada?" diyorum, "Ben güvenlik görevlisiyim." diyor. Senelerce onurla, şerefle Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapmış, o üniformayı şerefle giymiş bir astsubayın emekli olduktan sonra Plazanın kapısında güvenlik görevlisi olması benim içime sinmiyor. Asansörde karşılaşıyorum, yine bir emekli astsubay, yine bizi tanıyor. "Ne yapıyorsun?" diyorum "Ben burada bir iş insanının korumasıyım." diyor. Bir astsubay emekli olduğunda çocuklarının mürüvvetini görmeli, rahat içinde yaşayabilecek ekonomik koşulları bu devlet ona sağlayabilmeli; biz de bunun için varız. Dolayısıyla astsubayların tazminat problemi başta olmak üzere astsubay meslek yüksekokullarının lisans seviyesine çıkması, özlük haklarıyla ilgili diğer tüm sıkıntıların öncelikli olarak bu kanun teklifinin içinde olması gerekirdi ve şu an muvazzaf ve emekli tüm astsubay personel bu kanun teklifinin buraya gelmesini bekliyordu. Bu kanun teklifinin içinde her şey var ama vatanı bekleyen, vatanı için bir emirle ölüme giden, bir üniforması da kefeni olan astsubay yok yani astsubaylarımızın özlük haklarıyla ilgili bir şey yok.

Sayın Başkanım geldiğinde "Muhalefet burada." dedi, Millî Savunmada iktidar-muhalefet yok, hepimiz birlikteyiz, bu ortak konumuz bizim. Dolayısıyla millî meselelerde birlikte hareket edebiliyor olmamız lazım. Bu noktada astsubaylarımızın özlük haklarıyla ilgili, tazminatlarına ilişkin verdiğim kanun teklifi son derece uygun, yeterli bir kanun teklifi, bu kanun teklifiyle birleştirilmesi...

İkinci bir kanun teklifi var yine önergede, o da uzman çavuşlarımızla ilgili. Uzman çavuşların da büyük sıkıntıları var. Geçmişte biliyorsunuz 1 milyon taşeron çalışan sözleşmeli personel kadroya geçti. Bunun içinde parkta çiçek diken de var, çöp arabasının arkasında sokaklarımızı temizleyen de var -olsunlar, emekleriyle, alın teriyle kazanıyorlar- hepsi kadrolarını aldılar ama uzman çavuşlar... Yani parkta kır çiçeği diken alsın ama o kır çiçeklerini kanlarıyla sulayan uzman çavuşların da kadro hakkını alması lazım. Daha önce bununla ilgili Milliyetçi Hareket Partisi "Uzman çavuşlar kırmızı çizgimiz." demişti, onlar da kadro hakkını savunmuştu. Bizim gündeme alınmasına ilişkin getirdiğimiz kanun teklifi Meclis gündemine... Ben geldim, konuşma yaptım geçen dönem; bu dönem de bir arkadaşımız verdi, olmadı. Burada Millî Savunma Komisyonunun en önemli amaçlarından biri uzman çavuşların kadro talebini dile getirmek. Artı, bu kanun teklifinde uzman çavuşların kadro talebi sorununu ortadan kaldırmaya yönelik bir şey olmadığı gibi, onların özlük haklarını daha da kötüye götürecek şeyler var yani keyfî olarak bir uzman çavuşun sözleşmesini feshedebilmek... Zaten kadrosu olmayan, zor koşullarda çalışan... Bir uzman çavuş Suriye'de görev yapıyor, tozun toprağın içinde, astım olmuş ya da bir uzman çavuş çocuğuna böbreğini vermiş ya da 50 yaşına gelmiş kişiden 20 yaşındaki adamla aynı performansı göstermesini bekleyemeyiz. Yani onlara insanca yaşayacak koşulları sağlayabilmemiz lazım. Uzman çavuş bir emirle ölüme gidiyor, astsubay bir emirle ölüme gidiyor ama şunu bilmeli: "Ben bu devlete hizmet ettim, devletim için, vatanım için şehit olmayı göze aldım ve benim arkada bekleyenim, çoluğum çocuğum... Ben işsiz, ekmeksiz kalmayacağım, devlet bana sahip çıkacak; ben vatan için canımı versem de geride kalanlara insanca yaşayacak koşulları sağlayacak devletim." Dolayısıyla, hepimizin öncelikli görevi, astsubayın, uzman çavuşun problemlerini, sorunlarını çözebiliyor olmamızdır.

BAŞKAN HULUSİ AKAR - Sayın Bakan, toparlayalım.

MURAT BAKAN (İzmir) - Bu kanun teklifinde de uzman çavuşlarla ilgili de aynı şekilde sıkıntı var.

Son bir şey daha söyleyeyim Sayın Başkan, toparlayayım onunla. Uzman jandarmalar var, uzman jandarmalar İçişleri Bakanlığı personeli ama muvazzaf personel, asker personel; onlar da Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na tabi. Uzman jandarmaların da statü problemi var. Bunlar astsubay yerine alındılar, uzman jandarma okulu kuruldu Jandarma Genel Komutanlığında. Okulları hizmetten sayılmıyor ve statüleri ne uzman çavuş ne astsubay, arada bir yerde; bunların da bir defalığına astsubay çavuş yapılması lazım. Bunun da bu Komisyonun gündeminde olması gerekir diyorum.

Bunun dışındakileri zaten Komisyon üyesi arkadaşlar söyleyecekler.

Sayın Başkanım, bir de burada TEMAD Başkanı, TEMUD Başkanı mutlaka olmalıydı. TEMUD yeni kuruldu biliyorsunuz, kanunla kurulan bir dernek, TEMAD da kanunla kurulan bir dernek. Ben kanunla kurulan iki derneğin, TEMAD'ın ve TESUD'un üyesiyim; birinin fahri üyesiyim, birinin astsubay çocuğu olarak üyesiyim. İnşallah TEMUD'a da üye olacağım...

BAŞKAN HULUSİ AKAR - Onların haberleri var.

MURAT BAKAN (İzmir) - Onlar da gelip burada düşüncelerini söylerse... Ali Tilkici'yi kapıda gördüm, davet edilir, içeriye girerse memnun oluruz.

BAŞKAN HULUSİ AKAR - Geliyor onlar.

MURAT BAKAN (İzmir) - Teşekkür ederim.