| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 16 .02.2016 |
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) -Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bütçesi üzerinde yapmış olduğunuz değerlendirmelerden dolayı, lehte ve aleyhte sorularınız ve değerlendirmelerinizden dolayı bütün siyasi parti gruplarına, milletvekillerine, Komisyon üyesi olan, olmayan milletvekili arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Bunların hepsini yüce Meclis kayda aldığı gibi, arkadaşlarımız da kayda aldılar ve süreç içerisinde istifade edilmesi gereken konulardan yararlanacağımızı belirtmek istiyorum.
Bu çerçevede, Zekeriya Temizel Bey'den başlamak istiyorum. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Gerçekten yol gösterici bir değerlendirme yaptılar kısa süre olduğu için ama kendileriyle görüşüp bu konudaki deneyimlerini, uygulamalarını bizzat kendilerinden alacağımızı ifade etmek istiyorum. Bu çerçevede, belirttikleri "bir konunun birden fazla patronu varsa" değerlendirmesi son derece önemli. Bakan olur olmaz ilk yaptığımız iş de Orman ve Su Bakanıyla bir araya gelerek birlikte "Acaba geçişkenlikler nelerdir ve bu konuda birlikte, bakanlıklar arasında devir konusu olabilecek hususlar var mı veya su-toprak ilişkisini nasıl yapalım?" diye sağlıklı bir değerlendirmeyle işe başlamış idik.
İkincisi, atıklarda "sıfır atık" diye ifade ettiğiniz tablo son derece önemli. Mesela, ben Adana'daydım hafta sonu. Orada portakal kabuklarının yemde kullanılıyor olması güzel bir örnek teşkil ediyor. Ama bu çerçevede Bakanlık bünyesinde sıfır atıkla ilgili, Enerji Bakanlığımızla bir protokol anlaşması yapılmış. Orada da siz KDV'yle ilgili bir değerlendirme yaptınız. İki bakanlık arasında görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Umuyorum ki yararlı bir neticeye varacağız.
2014 yılında aspir, kanola, soya, yağlık ayçiçeğinde sözleşmeli üretime ilave destek vermeye başladığımızı da zaten takdirlerinize sunuyoruz.
Bir diğer konu, bu boya bitkileri, kuşburnu, tıbbi aromatik bitkilere destekle ilgili TKDK bünyesinde AB üyelik kapsamında aktarılan fonlardan destekler sağlıyoruz ve yüzde 65'lik hibe içermektedir bu destekler. Bu kapsamda, 1,6 milyonluk yatırım yapılmaktadır. Açık alanlarda ve seralarda da yapılacak yatırımlar ve işletme ve paketlemeye yönelik yatırımların da destekleneceğini belirtmek istiyorum.
2016 yılından itibaren 5 dekar ve daha küçük arazilerin desteklenmesi kapsamında da tıbbi ve aromatik ve ıtri bitkiler destek kapsamına alındı biliyorsunuz. 100 TL'lik, dekar başına bir destek veriyoruz. Kayısı da mesela bahsettiğiniz sıfır atıkla ilgili olarak pulpu dâhil tıbbi ve aromatik bitkilerin tüm içerik analizi için -çekirdekten bahsetmiştiniz- bunların analizi için Antalya'da Batı Karadeniz Araştırma Enstitüsünü kurduk. Şu anda o konuda çalışmalar harekete, faaliyete geçmiş bulunuyor.
Mehmet Günal Bey, Antalya'da Tarım Konseyi gerçekten son derece güzel bir organizasyon, belki diğer illere de örnek olacak bir organizasyon. Ben katıldığımdan çok büyük bir memnuniyet duydum. Antalya'nın Rusya... Malumunuz, narenciye ve sebze meyve kriziyle ilgili Rusya kaynaklı yaşadığımız sorunları Adana'da da hafta sonunda değerlendirdik. Krizler, evet, ben de katılıyorum hem fırsatları da gün yüzüne çıkarabilir. Bu çerçevede yaptığımız çalışmalar var, kısaca onlara da değineceğim ama diğer bir önemli sorunuz vardı, desteklerle ilgili değerlendirme yaptınız. Desteklerde 1/01/2017'den itibaren havza bazlı desteğe geçeceğimizi ifade ettim. Etle ilgili Lale Karabıyık Hanımefendi de, sizler de sordunuz, et konusunu birçok arkadaşımız dile getirdi, çok farklı
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Havza bir de geniş Sayın Bakanım, çok geniş.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Tabii, tabii...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Siz mesela Batı Akdeniz...
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Hayır, hayır öyle değil. O anlamda değil, çok daha minimize olmuş, çok ayrıntılı, ilçe düzeyinde diyebileceğimiz, ayrıntılı bir şekilde değerlendirmeler... Yani alt havza var, ana 30 havza var, onun alt havzalarıyla birlikte bütün Türkiye 780 bin kilometrekare elimine edilmiş durumda ve bu çerçevede de önümüzde de beş altı aylık, yedi sekiz aylık bir süre var, arkadaşlarımız yoğun bir şekilde çalışıyorlar ve 01/01/2017'de bu sistemi uygulamaya başlayacağız.
Şimdi, et konusu, tabii, çok karıştırılıyor, bizim burada et ithal edelim, etmeyelim anlamında değil. Şimdi etin maliyeti meydanda, ekmeğin maliyeti ortada, sütün maliyeti ortada. Biz kimseye Bakanlık olarak "Sütün fiyatı bu olsun." demiyoruz. Süt Konseyi toplanıyor, içinde bütün unsurları var Süt Konseyinde, kendileri bir fiyat belirliyorlar. Şimdi, etle ilgili fiyatlar 40, 50, 60 liraları filan bulunca... Yani bu gidişatın gidişat olmadığını kendileri de kabul ediyorlar ve bir araya geldik, yaptığımız değerlendirme içerisinde bir taban değil, bakınız tavan fiyatı konması gerektiğini, bu tavan fiyatının üreticinin üretimini engellememesi gerektiği noktasında bir uzlaşıya vardık ve dedik ki: "Acaba, hangi noktada üreticimizi rahatsız etmeyecek, onun maliyet durumunu dikkate alacak bir fiyat uygulamasına geçebiliriz?" diye değerlendirdik. 23,3 ve 21,8 noktasında uzlaştık ve halkın tükettiği kıyma ve kuşbaşıyla ilgili de 32 ve 34 tavan fiyatlarını belirledik. Burada da "Kararlar deliniyor." dediğiniz zaman, Bakanlık böyle bir açıklama yapmıyor ki sektör temsilcileriyle ithalatın çözüm olmadığını, aslolanın hayvan varlığımızın artırılması gerektiğini... Dolayısıyla, iç piyasada sabit gelirli, dar gelirli vatandaşlarımızın tükettiği gerek ekmek gerekse kıyma ve kuşbaşıyla ilgili fiyatların olması gerektiği noktada bir uzlaşıdır bu tebliğ, yaptığımız ortadaki açıklamalar, yoksa serbest piyasaya bir müdahale şeklinde değil. Kaldı ki fiyatlar belli, maliyetler belli, her defasında söylüyorum 61 kuruş ekmeğin maliyeti var. Yani 61 kuruş ekmek belli illerde halk ekmek olarak 50 kuruşa, 65 kuruşa, 75 kuruşa... 40 ilde 85 kuruşun altında satılıyor. Neden diğer 40 ilde 1 lira ve 125 kuruşa satılıyor, bir izahı olmalı bunun. Bunun için, bizim yaptığımız çalışmada gördüğümüz çok net bir tablo var, o tablo şu: İşletme hataları ne yazık ki ekmek fiyatlarına yansıtılıyor. Ekmeğin de çok çeşitleri var, diğer çeşitleriyle biz ilgilenmiyoruz, onlar ayrı. O çeşitlilik piyasada kendi değerini buluyor ama halkın tükettiği ekmekle ilgili maliyetler bu derece ortadayken bunu astronomik bir noktaya taşımaya kimsenin hakkı olmadığı çerçevesinde bu çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
İthal et demek ucuz et gelecek değil. Piyasa regülasyonu son derece önemli. Ülkedeki maliyetleri eğer dikkate almaz isek o zaman bu ülkede hayvan varlığını sürdürme imkânımız olmaz. Onun için, biz piyasanın regülasyonundan yanayız, Et ve Süt Kurumu bunu yapacak önümüzdeki günlerde. Böylece maliyetler meydandadır, maliyetleri aşağıya çekme sürecini kazanacağız. İthal et gelse bile biz üreticimizin maliyetinin altında bir fiyat düşünmüyoruz çünkü üreticimiz üretmeli. Yani ağıllar ve ahırlar dolu olmalı, dolmaya devam etmeli ve her defasında biz de söylüyoruz: Doldurun, hayvan varlığımız artsın diyoruz. TİGEM'ler bunun için, damızlık üretimi için çok yoğun bir çalışma içerisinde olacak. Ne zamanki üretim girdilerinde, hayvan girdisinde fiyatları düşürürüz, yemde düşürürüz, diğer unsurları da aşağıya çekersiniz o zaman da etin fiyatını aşağıya doğru çekeceksiniz. Ama serbest piyasa diye halkın zaruri ihtiyacı olan bir tüketim maddesinde layüsel bir davranışa da karşı duracağımızı burada belirtmek istiyorum. Onun için, bunun bir bölümü alınıyor, sanki biz ithal ete karşıymışız... İhtiyacınız varsa ithal edeceksiniz ama üretimi baltalamamanız gerekiyor. Hassas bir noktada olduğumuzu ve o çerçevede bu politikaları sürdürdüğümüzü yüce heyete aktarma adına kısaca bu değerlendirmeyi yapma imkânı verdiği için teşekkür ediyorum.
Kanatlı sektör, Mehmet Bey de değindiler, evet sıkıntı var çünkü pazar çeşitliliğimiz yok bu konuda. Irak'ta ve bölge ülkelerinde meydana gelen sorundan dolayı yoğun da bir yatırım olmuş, çok ciddi artış var, açılış konuşmamda bunları ifade ettim, şimdi, böyle bir sıkıntı yaşanıyor.
Sendikalarla ilgili, TMO lojmanlarıyla ilgili bir şeyden bahsedildi. Bu konu eğer mahkeme kararı değilse bir ayrımcılık söz konusuysa ben uzun yıllardır Parlamentodayım arkadaşlar, on altı yıldır buradayım, sekiz dokuz yıldır ben bakanlık yapıyorum, bütün sendikalarla, bütün sosyal kesimlerle irtibatım var, diyaloğum var, hiç kimse diyemez ki "Burada bir ayrımcı tutum takınmıştır." diye. Bütün ilişkilerimizde şeffaf, açık ve net bir tavır sergilemişiz. Size söylüyorum eğer böyle bir ayrımcılık söz konusuysa buna sebep olanlar kimse de onlarla çalışmayacağımızı bilmenizi istiyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Fazla bir şey söylemedim.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) -Hayır, ben cevaben söylüyorum, böyle bir şey söz konusu olamaz anlamında söylüyorum.
Şimdi, yine Kadim Bey ve Mehmet Bey birlikte değindiniz "Dünyanın en pahalı etini yiyoruz." bu doğru değil. Çok örnekleri olduğu için ona vaktimiz olmadığı için giremiyorum ama Avrupa Birliğinde üretilen kırmızı etin yüzde 73'ü domuz etidir. Sığır, manda, koyun, keçi etinin üretimi Avrupa'da toplam 8,3 milyon ton, domuz eti üretimi 22,4 milyon ton. Toplam 30,7 milyon ton. Dünyada üretilen kırmızı etin yüzde 58'i domuz etidir; sığır, manda, koyun, keçi eti üretimi 81,6 milyon ton, domuz eti üretimi ise dünyada 113 milyon ton. Dolayısıyla, domuz eti hariç kişi başına düşen kırmızı et miktarı dünyada 11 kilogram, AB'de 16, Türkiye'de 13 kilogramdır.
KADİM DURMAZ (Tokat) - O da onların kırmızı eti Sayın Bakanım.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Efendim, ben ülkemizi ilgilendirdiği için söylüyorum, arkadaşlar...
KADİM DURMAZ (Tokat) - Kırmızı et bazıyla baktığımız için.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Zaten onu veriyorum ben, rakamı veriyorum da şimdi, ülkemiz açısından bunu değerlendiriyorum. Yani o nasıl karşılıyor, onların durumu ülkemizden biraz daha farklılık arz ettiği için onu ifade etmek için söylüyorum.
Yine Mehmet Bey küçükbaşla ilgili... Keçi yetiştiriciliğini her yerde biz aynı düzeyde destekliyoruz, Mersin'de başka, Antalya'da başka, böyle bir şey söz konusu değil. İşte anaç keçi desteği 22 TL, süt primi 20 kuruş gibi destek kalemleri var, ayrıntıya girmiyorum. Bir ayrım yok, onu söyleyelim.
Yine "Antalya teşviklerden niye yararlanamıyor?" bu TKDK'yla ilgili. Şimdi, tek bir merkezde topluyoruz, kırsal kalkınmayla TKDK, IPARD'ı tek bir merkezde alıyoruz ve bu çerçevede 42 il IPARD'dan bugüne kadar yararlanırken geri kalan illerin de aynı koşullarda kırsal kalkınmadan yararlanacaklarını burada belirtmiş olalım.
Rusya konusunda, Rusya'ya tarım ürünleri ihracatımız 2015 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 10 azaldı. Yani 2014 yılında 1 milyar 137 milyon dolar, 2015'te 1 milyar 18 milyon dolar. Büyük ihtimalle 2015'in son üç ayındaki gelişmeler etkili oldu. Bu konuyla ilgili ihracata verilen destekleri ilgililer zaten biliyor, bu konuda bakanlıklar düzeyinde çok ciddi çalışmalar yaptık ve desteklerini sağladık. Ayrıca, esas bizim meselemiz pazar çeşitlemesi meselesidir. Bu konuda başta Çin, Güney Kore, Japonya, Tayvan hatta Brunei Sultanlığı olmak üzere, şu anda çalışmalarımız devam ediyor ve ciddi bir noktaya da, olumlu bir noktaya da geldiğimizi belirtmek istiyorum, hatta Japonya'ya greyfurt ve limon sevkiyatına başladık. İnşallah pazar çeşitlenmesi gerçekleşince -hele Çin pazarı- süt ürünleri ile ıslak ürünlerle ilgili öyle olumlu bir gelişme olur ise inanıyoruz ki ciddi bir rahatlama meydana gelecektir. Tabii ne üretirseniz üretin, üretim fazla olur pazar sorununu eğer halledemiyorsanız üretimin bir anlamı yok. Az üretim de yapsanız pazar sorununuz varsa yine sorun yaşarsınız onun için bunların hepsi birbiriyle bağlantılı, pazar çeşitliliği bu yönüyle son derece önemli.
Üretici fiyatlarıyla ilgili yine az önce ben ifade ettim. Sütün maliyeti 0,98 kuruş, 1 lira 15 kuruşa sanayiciler ile süt üreticileri anlaştılar. Şimdi, burada sütle ilgili meydana gelen durumu izale etmek için ne yaptık biz? Süt tozu desteğini verdik, süt tozu desteği 4.500 liradan şu anda ton başına, bu çok önemli bir destek. Şu anda, hızlı bir şekilde, bütün sanayiciler süt tozu için süt teminine başlamış bulunuyorlar ve inanıyorum ki bu dönemde laktasyon dönemi olduğu için iki üç ay, üç dört ay süt fazlası olacak ve bu dönemde bu süt tozu desteğiyle piyasadan yeteri kadar süt çekilecek ve bu sıkıntıyı atlatmış olacağız. Yine bunun da biraz, tekrar ediyorum, etrafımızda cereyan eden sıcak gelişmelerden kaynaklı bir durum olduğunu ifade edeyim. Ayrıca ıslak ürünlere yani süt ürünlerine yoğurdundan peynirine kadar ihracata da bu anlamda süt tozu desteğini verdiğimizi de belirtmiş olalım.
Hikmet Ayar Bey ve bazı milletvekili arkadaşlar, özellikle bu kadrolu sözleşmeli personelle ilgili ifade ettiler. Bununla ilgili -gönül arzu ediyor ve talep ediyoruz- haziran ayına kadar yani 2014'te sınava girenlerin beklentilerine bir cevap verelim diye biz Devlet Personel ve Maliye Bakanlığı nezdinde gerekli taleplerimizi bildirdik. Hangi sayıda gıda mühendisi, hangi sayıda ziraat mühendisi, hangi sayıda veterinere ihtiyacımız var, teknikere ihtiyacımız var, bu sayıları dercettik ve az önce de milletvekili arkadaşlarımızın soruları çerçevesinde "Denetimlerin çok daha verimli, daha üst düzeye çıkarılması anlamında bu elemanlara ihtiyacımız var." diye bunları bildirdik. Kısa süre içerisinde inşallah bu neticeleri ilgili kurumlardan ve bakanlıklardan alıp yeni arkadaşlarımızın bu kervana katılmalarına gayret ettiğimizi ifade ediyorum.
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bakan, yarın Maliye Bakanımız gelecek, AKP Grubundaki sevgili arkadaşlarımız söylediklerinizi duydular, yarın el birliğiyle bu şeyi buradan şey yapalım Sayın Bakanım, el birliğiyle.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Tabii, tabii.
Şimdi, diğer bir konu efendim, idari yapılanmayla ilgili olarak önemli bazı kararlar aldık. Biliyorsunuz, bizim 10 bin civarında bir Tar-Gel personelimiz vardı, 6 bin civarında da yine taşrada bulanan personelimiz var, bunlar toplam 16 bin personel. Aslında, biz İŞKUR'da güzel bir uygulama yapmıştık, yine yüce Mecliste bu düzenlemeyi birlikte çıkarmıştık, her işletmeye bir iş ve meslek danışmanı uygulaması koyduk. Şimdi, 16 bin personelimiz var -ki orada 4 binle Türkiye'yi gerçekten kontrol etmiştik, şimdi 16 bin- 16 bin personelle her işletmenin her bitkisel üretim ve her hayvansal üretimde mutlaka teknik bir elemanın sorumlu olduğu bir noktaya gelmiş bulunuyoruz. Şu anda bu taksimatlar yapılıyor.
Ayrıca, Bakanlığımız bünyesinde bulunan müşavir kadrolarına da her ilden sorumlu bir veteriner bir de ziraat mühendisi olarak bütün rakamlar, bütün istatistiki veriler aylık olarak güncellenecek ve bunlar elektronik ortamda kamuoyuyla paylaşılacak. Dolayısıyla, hayvan doğdu mu, kesildi mi, zayi oldu mu, bitkisel üretim nedir, ne değildir, bundan sorumlu bir elemanın olduğu bir yapıya kavuşmuş olacağız.
Yine Hikmet Bey'in sorduğu soru çerçevesinde 23 bin 520 personelin bugüne kadar Bakanlığımıza alındığını belirtmek istiyorum. Bu uygulamayla tarım, evet sahada, tarlada -masada değil- bütün personelimiz, bakanı da dâhil, üst düzey yöneticileri de dâhil ve taşradaki ilçe ve il müdürleri de dâhil, teknik kadrolar dâhil herkes sahada olacak, herkes arazide olacak, orada olup bitenlere vaziyet edecek. Bu, açıkça ilk günden itibaren zaten çalışan ama daha da aktif olmaları konusunda arkadaşlarımızla paylaştığımız önemli konulardan bir tanesidir.
Efendim, yaş çay destekleriyle ilgili rakamları daha önce söyledim, zaman dar olduğu için ifade etmek istemiyorum o desteklerin ne şekilde olduğunu, zaten gerçekleştiği için hepiniz biliyorsunuz.
Fındıkla ilgili alan bazlı destek veriyoruz ve bu konuda bana izafe edilen, şunlar söylendi, bunlar söylendi değil. Şimdi, üretimle bağlantılı rekolteyle bağlantılı bir şey. Fazla olunca fiyatlarda sıkıntı oluyor ama burada bizi rahatsız eden -açıkça da bunu ifade ediyorum, ifade de ettim- bazı manipülatif hareketlerle sektör temsilcilerinin veya sanayicilerin, iş adamlarının, ilgililerin fındık fiyatlarının düşmesine neden olacak bir duruşları söz konusu ise kendilerine de söyledim, kendileri geldiler, biz bunun peşini bırakmayız dedik. Yani, üreticiyi mağdur edecek bir oyunun içindeyseler Bakanlık olarak bizim, üzerimize düşeni yapacağımızı söyledik. Ama, şu anda alan bazlı desteği veriyoruz, 9'ların üzerindeydi, geçtiğimiz hafta, geçen hafta ben baktığımda 25'di fiyat, şu anda arkadaşlar farklı şeyler söylüyorlar ama...
SEYİT TORUN (Ordu) - 9,25 şu anda Sayın Bakan.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) -9,25-10,25 arasında gelip gidiyor. Yani bu olayı takip ettiğimizi...
Önümüzdeki hafta da Trabzon'dayız hem çay konusunu hem de fındık konusunu, ikisinin de yasası var.
SEYİT TORUN (Ordu) - Müdahale alımı olacak mı?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) -İkisinin yasasında da gizli kapaklı bir şey yok. ÇAYKUR'da çay yasasını görüşeceğiz, Trabzon'da veya Giresun'da, neyse, orada da fındıkla ilgili neler yapılabilir konusunu arkadaşlarımızla değerlendireceğiz.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Bakanım, müdahale alımı olacak mı efendim?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Efendim, şu anda alan bazlı destek uygulaması var. Şimdi, bakınız, burada çeltikle ilgili arkadaşlarımız ifade ettiler. Çeltikle ilgili de biz piyasayı takip ettik, 1.600 lira, 1.580, 1.550 civarında devam ederken 1,500'lere doğru inince biz müdahalemizi yaptık. Yani bu başka bir şey ama burada alan bazlı şu anda desteğimiz kararlaştırılmış, devam ediyor. Burada oyuncuların ne yaptığını biz izliyoruz.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Efendim, fındık...
(Oturum Başkanlığına Başkan Vekili İbrahim Mustafa Turhan geçti)
BAŞKAN - Sayın Bektaşoğlu, lütfen müdahale etmeyin.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Gerçekten, ifade edildiği gibi bir tekel söz konusu ise ve burada üreticiyle oynanıyor ise birçok konu gündeme gelebilir, ben bunu söylüyorum. Ama böyle bir bütçe görüşmesinde fındıkla ilgili daha ileri bir şeyi söylemeyi doğru bulmuyorum çünkü ben geçmişini de biliyorum, uzun yıllardır Parlamentodayım neler yaşandığını biliyorum. Bu lisanslı depoculuk konusu fındık için de çok önemli. Bunu da ifade edeyim. Biz, TMO olarak artık depo işinden çıkıyoruz. Şu anda çalışmalar yapıyoruz, ürün borsası kurulacak artık devlet kâğıdını alacak, lisanslı depoda ürünü olacak ve kâğıtları alıp satacak piyasanın regülasyonuna bu kâğıtlarla müdahale edecek.
SEYİT TORUN (Ordu) - Reysaş'ın depoları boş Sayın Bakanım.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Biz artık depo işiyle meşgul olmayacağız, bu fındık için de geçerli, diğer ürünler için de geçerli. Ürün borsası noktasına gelmemiz gerekiyor, bu konuyla ilgili ciddi çalışmalarımız var.
Yine Kadim Bey'in soruları var; "Verimli tarım arazilerinin betonlaşması..." Arkadaşlar, bu yani gizli kapaklı bir şey değil, dünyada her yıl 12 milyon hektar arazi tarımdan çıkıyor. Şu anda 1,3 milyar hektar arazi kullanılıyor ve 1 milyar aç insan var. Gidişatın gidişat olmadığını herkes görüyor, arkadaşlarımız da ifade ettiler. Önümüzdeki savaşlar gıda savaşları olacak, açlık tokluk savaşları olacak, gidişat öyle çünkü 12 milyon hektar arazi eğer gidiyorsa bunu düşünmemiz lazım. Çıkardığımız tarım yasalarıyla yıllık 100 bin hektar -yanılmıyorsam- arazi tarım dışı kalırken şimdi 40 binlere, 35 binlere geriledi ve biz bunun takipçisiyiz. Bakanlık olarak, yapılan bu çalışmalar, atılan bu adımlar gerçekten son derece devrim niteliğinde adımlar ve bunların takipçisiyiz, bunların daha minimize olması konusunda sesimizi yükselteceğimizi söylüyorum. Yoksa "Ovalarda bir şey olmuyor, Akçakale'de, Harran'da bir şey olmuyor, Bursa Ovası'nda bir şey olmuyor, Adana'da bir şey olmuyor." gibi bir yaklaşım içerisinde olmak gerçekçi bir yaklaşım değil. Var olan tabloyu biz nasıl tarım açısından kısıtlarız, tarımın lehine kısıtlarız, bu çalışma içerisindeyiz. Belki önümüzdeki günlerde ovalarla ilgili -konuşmamda ifade ettim- ovaların Bakanlar Kurulu kararıyla güvence altına alınmasıyla ilgili çalışmalarımız, yasanın verdiği yetkiler çerçevesinde atmamız gereken adımlar, ayrıca Tapu Kadastrodan tarım arazileriyle ilgili yapı ruhsatının verilemeyeceği, inşaat ruhsatının verilemeyeceğiyle ilgili düzenlemeler önümüzdeki dönem için gelecek.
Bu şap hastalığı sorusunu soran milletvekili arkadaşım burada yok.
NURETTİN DEMİR (Muğla) - Buradayım Sayın Bakan.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bununla ilgili cevabı yazılı olarak vereceğim çünkü ayrıntılı rakamları var. Ama şap hastalığıyla ilgili yeni bir virüs çıkar çıkmaz onun aşısının üretilmesiyle ilgili yoğun bir çalışma yapıldı ve kısa süre içerisinde üretildi, yalnız ülke içinde değil, ülke dışındaki bu hastalığa, bu virüse karşı da biz aşımızı dışarı verme noktasına geldik. Yani, bu hayvan geçişkenliği ve bizim kendi içimizdeki, yurt içindeki hayvan nakliyle ilgili yaşanan sorunlarla ilgili de ayrı bir politika geliştirdiğimizi belirtmek istiyorum kısaca.
Efendim, "İki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor." Şöyle diyelim: 2002 yılında 26 milyon 500 bin hektar arazi var, tarıma elverişli. 2015'te 24 milyon arazi var. Şimdi fark 2 milyon 600 bin fakat esas sorunun incelediğiniz, irdelediğiniz zaman parçalanma sorunu olduğunu, arazinin bölünme sorunundan kaynaklandığını... 100 dönüm 10 kardeş, 10 dönüm; 10 kardeş 1 dönüm. Yani tarım alanları... İşte bu kanun gecikmeli de olsa tam can simidi gibi Türk tarımına yetişti diye ben ifade ediyorum, Toprak ve Arazi Kullanımı Kanunu gerçekten önemli. Onun için, orada rakam "Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor." değil, bu bahsettiğimiz büyük ölçüde -yüzde 80'lerde- bu noktadan kaynaklanıyor. Tarım dışına çıkan alanlar, tarım arazilerinin tarım dışına çıkarılması işte bu kanunla engellendi.
Şimdi, yem bitkileriyle ilgili yine bir soru var. Yem bitkileri üretici sayısında artış var, çok ciddi artış var hem de. Genel ekim alanında artış var, mesela yem bitkileri 1 milyon 153 bin hektar üzerinde ekilirken bu 2 milyon 600'e çıkmış. Dolayısıyla, her alanda artış olduğunu görüyoruz, rakamlar ayrıntılı bir şekilde var.
"Türk tarımı çökmüştür." Hayır, bu çok insafsızca bir değerlendirme olur, doğru bir değerlendirme değil, bütün rakamlar böyle bir şeyi doğrulama değil... Aksine Türk tarımında çok ciddi bir atılım olduğunu ifade edelim. Yani, 36 milyardan 125 milyar TL'ye çıkmışsa tarımsal hasıla, bunu neyle izah edeceksiniz? Diğer rakamları, konuşmamda bir bölümünü izah etmiştim. Dünyanın 7'nci, Avrupa'nın en büyük tarım ekonomisi noktasında olduğumuz da tescili bir gerçektir.
Yine, hayvan sayısı büyükbaş 9,8'den 14 milyona, yüzde 42 artış var, küçükbaşta da aynı şekilde artışlar var. Kırmızı ette 420 bin tondan 1 milyon tona çıkmışız. Süt üretiminde 8,4 milyondan 18,5 milyona çıkmışız. Dolayısıyla rakamlar o şekilde bir bakışı doğrulamıyor.
Mevlüt Karakaya Bey et, süt ve ekmekle ilgili değerlendirmeler yaptılar. Ben de çok 2002, 2000 mukayesesini yapmıyorum, aradan on beş yıl geçmiş, tekrar ben oraya dönme anlamında değil ama birkaç rakamın izah edilmesi açısından bu şekilde yüzlerce rakam verilebilir, birkaç rakamdan ibaret bir değerlendirme yaptım, sırf konunun aydınlığa kavuşması açısından. Onun için, sütle ilgili, etle ilgili o değerlendirmeleri ve desteklerimizi açıklamış oldum. Süte de çok ciddi destek verdik, ekmekle ilgili görüşlerimiz çok net, etle ilgili... Bunların tümü tüketiciyi ve üreticiyi korumaya dönüktür ve inşallah, bunu başaracağımızı heyet görecektir.
Tarım ürünlerinde Mevlüt Bey bazı mukayeseler yapmıştı. Bakınız, o kadar mukayeseler var ki mesela bir rakam olsun diye söyleyeyim. Bir traktör alacak vatandaşımız, çiftçimiz, 2002 yılında 65 bin kilogram buğday satması gerekiyordu, şimdi 44 bin kilogram buğday satması gerekiyor. Yani, çok mukayeseler var ama onlara girmeyi zaman açısından... Mesela, buzdolabı satın alacaksa 2002 yılında 4.500 kilogram buğday satacak ama 2015'te 2.061 kilogram buğday satarsa bir buzdolabını alabiliyor.
Tarımsal desteklerin maliyeti karşılama oranına baktığımız zaman, üreticilere verdiğimiz tarımsal desteklerle buğday maliyetinin yüzde 26'sının, arpanın yüzde 30'unun, dane mısırın maliyetinin yüzde 12'sinin, kırmızı mercimeğin yüzde 30'unun, pamuğun maliyetinin yüzde 53'ünün, soyanın maliyetinin yüzde 54'ünün desteklerle karşılandığını belirtelim.
Orhan Sarıbal Bey "tarıma bütüncül politikayla yaklaşılmalı." Eyvallah, zaten biz o şekilde bakıyoruz. Stratejik ürünler üretilmeli, aynen üretilmesiyle ilgili şu anda destek politikalarımızı gözden geçiriyoruz.
Küçük aileye destek: Şu anda, hayvan desteklerimizi gerçekten bu işi yapan ailelere ve kişilere vermekten yanayız çünkü onlar bu mesleği meslek edinmiş doğar doğmaz, bu mesleğin içinde büyümüşler; hatta bedelsiz bile verme noktasında çalışma yapılması gerektiği noktasındayız. Yani, o işletmelerin yüzde 50 hibelerle ahırlarının yapılması, hayvan destekleriyle birlikte, sağlıklı bir kontrol sistemiyle hayvancılığı daha da iyi bir noktaya bu şekilde taşıma imkânımız olacaktır.
"Yemde KDV faydalı oldu mu?" Bu da tartışılıyor. Evet, yemde KDV'yi yüzde 8 indirdik, bir gün geçmeden yüzde 8 yerine geldi.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Daha fazla zam geldi.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şimdi, diyorsunuz ya "Efendim, ette niye böyle diyorsunuz, ekmekte niye böyle diyorsunuz, fındıkta niye böyle diyorsunuz?" Tablo bu. Biz bunu üretici için indirelim diye bu KDV düzenlemesi geldi. Bunun böyle olacağı noktasında Tarım Bakanlığı olarak biz direkt üreticiye verilmesinin doğru olacağı inancındayız, hâlâ o görüşümü söylüyorum ve burada ısrarımızı sürdüreceğiz.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Tek bir ayrıntı...
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bir dakika...
Bu yanlışlık üreticiye yapıldı, üreticinin burada bir menfaatinin -yemde- olmadığı çok net bir şekilde ortaya çıktı.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Bakanım, bir tek ayrıntı gözden kaçıyor.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Efendim, ben bunları... Bakın, tarım politikamız hepimizi ilgilendiriyor.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Ama bakın...
BAŞKAN - Sayın Durmaz, lütfen, müdahale etmeyin.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Farklı bir nokta.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Burada arkadaşlarımız ifade ettiler -iktidarıyla muhalefetiyle- doğruları yapalım, evet, doğruları yapmak durumundayız.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Katkı sunacağım, bir şeyi gözden kaçırıyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Durmaz, lütfen, bakın, istirham ediyorum... 420 dakika konuşuldu.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Bakın, melas kırması unutuldu o kanun çıkarılırken yani bundaki KDV duruyor Sayın Bakanım.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Var, efendim, var, notlarımızda var efendim, söyledikleriniz var.
Şimdi, bir de şu söylendi: "Avrupa Birliğinde çiftçilere, tarıma bütçelerinin üçte 1'i ayrıldı." AB 28 ülkede, destek miktarı 60 miyar euro. AB gayrisafi yurt içi hasıla değeri 13,5 trilyon avro, oran 0,44. Yani genel bütün destekleri içine alıyorsa onu bilemiyorum ama tarımsal desteklere baktığınız zaman tablonun farklı olduğunu görürsünüz.
Mehmet Ali Cevheri Bey, Urfa'yla ilgili Urfa'nın yerli ve köklü bir ailesinin üyesi olarak son derece önemli değerlendirmeler yaptılar. Ben de 2 dönemdir Urfa Milletvekili olarak Urfa'da olup bitenleri, gelişmeleri yakinen takip ediyorum. Burada toprak koruma kurulu yok çünkü Şanlıurfa'da. Tek ildir 81 il içerisinde, tümüyle toplulaştırma kapsamında Şanlıurfa. Tümüyle toplulaştırma kapsamında olduğu için, bu konuda toprak koruma kurulu yok. 2017 yılında, Mehmet Ali Bey, toplulaştırma işini bitireceğiz. Oraya özel bir ekip görevlendirildi çünkü şu andaki toplulaştırmanın yüzde 50'si Şanlıurfa'da. Dolayısıyla, buraya özel bir şube kuruldu ve yoğun bir şekilde, arkadaşlar, 2017'nin ortalarında Şanlıurfa'daki toplulaştırma işini kökten bitirmiş olacağız.
Sayın Bekaroğlu birçok değerlendirme yaptı. Konuşmalarımıza atıfta bulunarak efendim, şunu da söyleseydiniz, şunları da söyleseydiniz şeklinde değerlendirmeler yaptılar. Doğrudur, zaman olmadığı için ayrıntılı konuşamadık ama mesela şunu söyleyeyim: 2013 yılında saman ihracatımız 1 milyon 358 bin ton, ithalatımız 64 bin ton; 2014'te ihracatımız 20.058 ton, ithalatımız 4.600; 2015'te ihracat 22 bin ton, ithalat 4.600. Yani, saman şeyini verecek olursak olumsuz değil, tam tersine olumlu bir seyir olduğunu görürüz.
Yine, mesela şunu ifade edelim: Et üretimiyle ilgili olarak 2002'de 420 bin ton et üretiyoruz, 2012'de 915 bin ton üretiyoruz ama 2014 yılında 1 milyon ton et üretiyoruz yani rakamlar yıllara göre olduğu için hepsini saymıyorum. Mesela diğer bir konu, Türkiye'de -kırmızı et ve süt üretimi- 2000 yılında kişi başı süt tüketimi 144 kilogram, kişi başı et miktarı yüzde 7,24 yani 7 kilo 24 gram; 2002 yılında 6 kilo 10 gram, 2015'te de 12 kilo 97 grama geliyor yani 2000 yılını baz alırsanız 7'den 12'ye kadar geliyor.
Yıllar itibarıyla büyük ve küçükbaş hayvana baktığınız zaman, 1984'te bizim küçükbaş hayvan varlığımız 53 milyon 400 bin, şimdi 41 milyon 900 bin; ama 2002'de 31; 2003'te 32; 2004'te 31 yani 1984'teki küçükbaş hayvan varlığımız 53 milyon 400 bin. Ama 1990'lı yıllardan itibaren bir gerileme olmuş, şimdi tekrar 2011'den itibaren 41.900, 42 bine doğru bir yükseliş var küçükbaşta.
Aynı şekilde büyükbaşa bakıyoruz: 1984 yılında 13 milyon hayvan varken şimdi 14 milyon 100 bin hayvan var. Arada inişli çıkışlı yıllarımız var.
Yine, yıllar itibarıyla karma yem üretiminde de 2006 yılında 7 milyon 467 bin ton genel itibarıyla yem üretilirken şimdi 20 milyon ton yem üretiliyor. Bu rakamları çoğaltmak mümkün.
Çayla ilgili değerlendirmeniz oldu. Çayla ilgili değerlendirmeyi açık, şeffaf ve ayrıntılı bir şekilde Rize'de yapacağız. Yasal düzenleme nasıl olacaksa kamuoyu da bunu duyacak, görecek; gizli saklı bir şey olmadığını söylemek istiyorum.
Ahmet Yıldırım Bey, sütle ilgili değerlendirmeler yaptığımız için tekrar o konuya girmiyorum. Muş'ta TİGEM arazisiyle ilgili bazı değerlendirmelerde bulundular. Ben arkadaşlardan ayrıntılı bir şekilde bilgi aldım. Özellikle "Alpaslan 2 Barajı'ndan sonra çalışan sayısı artarak..." Bu konularla ilgili, bahse konu durumların doğru olmadığı şeklinde ayrıntılı 2 sayfalık bir bilgi var. Uygun bulursanız TİGEM Muş'la ilgili değerlendirmeyi yazılı olarak arkadaşımıza göndermek zaman açısından daha doğru olur düşüncesindeyim.
Yine, kırsal kalkınmayla ilgili olarak, Muş'la ilgili son dört yılda verilen destekler 6,1 milyar liradır. Yani IPARD-1 3,5 milyar liralık bir desteği içeriyor, yaklaşık 1 milyar euro. 50 bin kişiye istihdam sağlandığı, IPARD-1'le ilgili olarak Avrupa Birliği tarafından da teyit edilen bir durum yani 6,1 milyarlık yatırım.
Yine, Ahmet Yıldırım Bey "Süt ithalatı teşvik ediliyor." diyor. Bu, doğru bir bilgi değil yani süt ithalatı değil, süt ihracatı teşvik ediliyor, çiğ süte ve süt tozuna verdiğimiz desteklerle.
İsmail Ok Bey, et ithalatıyla ilgili sorun... Bakın arkadaşlar, bu meseleye... Ben istirham ediyorum. Bu mesele gerçekten hepimizin, ülkenin meselesi. Burada fikirlerin tümüne açığız ama böyle, yüzeysel... Efendim, "Bakan çıkmış demiş ki 32 olsun." Böyle bir yaklaşım içinde değiliz biz. Biz bir taraftan tüketiciyi düşünüyoruz, bir de bu hayvansal varlığı üretenleri düşünüyoruz yani üreticileri düşünüyoruz. Ne üretenler üretimden çıkmalı ne de tüketici mağdur olmalı. Böyle başlayıp hayvan varlığımızı artırmamız gerekiyor.
Hayvan varlığına göre kaba yem ihtiyacı ve içeriden karşılanma oranı 2000 yılında yüzde 33,4 milyon ton üretim ihtiyacın yüzde 67'sini karşılarken 2014 yılında 59,3 milyon ton üretim yapılmış, ihtiyacın yüzde 94'ünü kaba yemde karşılar noktaya gelmişiz.
Evet, sütle ilgili değerlendirmeyi yaptık.
Faruk Çaturoğlu Bey Karadeniz'de ot ilacı kullanımı ve arıların tarım ilacından etkilenmesi konusunu gündeme getirdiler. Karadeniz'de ot ilacı kullanımı Bakanlığımızca yasaklandı. Daha çok denetim yapılmakta ve ot biçme makinesi desteklenmektedir. Arıcılığın korunması için de ilaç kullanımı daha hassas bir şekilde takip edilmekte ve ilaçlamadan yedi gün önce arıcıların uyarılması zorunluluğunu getirdik.
Lisanslı depoya değindiniz. Lisanslı depo desteklerimiz var yüzde 50 düzeyinde ve lisanslı depo, önümüzdeki dönemde gerçekten yasanın çıkış amacına uygun bir şekilde görev yapmaya başlayacak.
Yine Faruk Bey tarımsal ürün işleme ve depo yapımına desteği söylemişler, soğuk hava depolarıyla ilgili. Ona yüzde 50 hibe desteği veriyoruz. 2006-2013 yılları arasında da 5.640 tesise 1,2 milyar da destek vermiş buluyoruz.
IPARD verileriyle ilgili bir sorusu var: "Her ile yaygınlaşması..." Onu yapacağımızı az önce söyledim.
Yine Faruk Bey "Karabuğday da dâhil olmak üzere tüm tohumlarımızın tohum yem bankasında muhafazası..." Bunların hepsinin yapıldığını ifade edelim ve tohumculukta gerçekten ciddi bir noktaya geldiğimizi bir kez daha ifade etmiş olalım.
Patates üretimimiz 2015'te 4,7 milyon ton; 4,4 milyon ton da tüketim var, arada yaklaşık 400 bin ton bir üretim fazlası söz konusu.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Bakanım, bizim orada 800 ton depoda duruyor, nasıl olacak?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Üretim ve tüketim bu. Bu konuda arkadaşlarla görüşmelerimizi yaptık. Bu arz fazlasıyla ilgili yapılabilecek ne varsa Konya toplantımızda arkadaşlarla değerlendireceğimizi kendilerine ifade ettik.
Okan Gaytancıoğlu yine et fiyatlarına değindiler. Bir de özellikle Bakanlık yapılanmasıyla ilgili, Müsteşar ve Bakan Yardımcısıyla ilgili konuya değindiler. Arkadaşlar, yani bence "Âyinesi iştir kişinin.", bakmak gerekiyor, ne yapıldığına bakmak gerekiyor, ne yapacağız bakalım, herhâlde bir süre vereceksiniz. Var mı, yok mu; işler iyi gidiyor mu, gitmiyor, ona bakmak gerekiyor. Olaya yalnız teknik boyutuyla değil... Çok değerli teknik arkadaşlarımız var hep arkamızda; genel müdür düzeyindeki arkadaşlar hep teknik arkadaşlardır, il müdürlerimiz hep teknik arkadaşlardır. 5 bin, 10 bin, az önce bahsettiğim 16 bin teknik arkadaş arazinin her yerinde, Bakanlığın her kademesinde bulunuyor. Ama hiçbir zaman unutmayın ki bir işin işletme yönü de vardır. TMO diyorum, lisanslı depo yapacaksınız diyorsunuz; et, süt fiyatları diyorsunuz, dünya piyasaları diyorsunuz yani olayın işletme boyutu ile teknik boyutlarını birleştirip birlikte hız almamız gerekiyor, bunu ifade etmiş olayım. Belki başka sorunuz da var; et, çeltik değinmiş olduk, evet.
Yine, Okan Gaytancıoğlu'nun meraların iyileştirilmesi... Bunu konuşmamda ifade ettim. Meraların ıslahıyla ilgili önemli mesafeler almış bulunuyoruz, çalışmalar devam ediyor. 2016 yılında 525 bin dekar alanda mera ıslahı projesi uygulayacağız.
Meraların kiralanması: Sadece hayvancılık yapmak şartıyla ihtiyaçtan fazla meralar kiralanmaktadır. Islah etmek şartıyla da meraları kiraya tutma imkânı var.
Nimetullah Erdoğmuş Bey, bölgede boşaltılan köyler... Şimdi, yalnız bölge meselesi değil, Türkiye'de kırsaldan kente geliş var. Bu geri dönüş zor bir olaydır ama bu imkânları oluşturmamız gerekiyor. Ben inanıyorum ki bu imkânları oluşturduğumuz zaman gelir düzeyinin çok daha iyi olduğunu gören gençliğin geri dönüşü olacak.
Bu 30 bin TL... Ağırlıklı olarak biz gençlere bu 30 bin TL'nin hibe olarak verilmesini, proje karşılığı hibe olarak verilmesini, hayvancılık sektöründe değerlendirilmesini ağırlıklı olarak önemsiyoruz ama bitkisel üretim projeleri, tıbbi aromatik bitkiler gibi birçok alanda da olabilecek. Ama ağırlıklı olarak kırsalımızda, köylerimizde hayvancılığın yaygınlaştırılması noktasında, "Haydi köyümüze geri dönelim." anlamında bir dönemi başlatmak istiyoruz.
Sayın Gülay Yedekci, tarım arazilerinin tarım dışına çıkarılması... Bunu az önce ifade ettik. Bir şey sordular, Sayın Yedekci dediler ki: "Bursa, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'da, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu yürürlüğe girmesinden sonra ne kadar arazi tarımdan çıktı, izin verilen arazi ne kadar?" Bursa'da 8.764 hektar, izin verilen alan 5.900, izin verilmeyen alan 2.798; Edirne'de 4.409 toplam talep edilen, 1.780 verilen, 2.600'ü verilmeyen; Kırklareli'de 3.100, 2.200'e veriliyor, 838'ine verilmiyor; Tekirdağ'da 3.200, 745'ine veriliyor, 2.500'üne izin verilmiyor. Bunların içeriklerine bakmak gerekiyor. Rakamlar istendiği için ben de ifade etmiş oldum.
Yine, Sayın Gülay Yedekci'nin etle ilgili, sütle ilgili soruları var, bunları konuştuk.
Nursel Aydoğan Hanım'ın bir sorusu işte, bu gıda denetimiyle ilgili 5.151 personel ile 734.862 denetim gerçekleştirdik. Bu konuda en ufak bir taviz söz konusu değil. Yeni alacağımız personelle birlikte daha da güçleneceğiz inşallah ve tavizsiz bir şekilde sağlıklı gıdaya erişim noktasında çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Yine Hollanda'yla ilgili bir atıfta bulunuldu. Hollanda ürettiği ürünü ihraç etmiyor, onu ifade edeyim. Hollanda'nın tarımsal hasılası 14,5 milyar dolar ama tarımsal ithalatı 70 milyar dolar, tarımsal ihracatı da 108 milyar dolar. Bu neyi ifade ediyor? Tabii, söylemeye bile gerek yok. Yani toplam tarım hasılası 14,5 milyar ama ihraç ettiğine bakıyorsun, 108 milyar. Demek ki alıyor, mamul madde olarak piyasaya sunuyor.
Şimdi, Şükrü Erdinç Bey, evet, Adana'ya teşekkür ediyor, son derece güzel, üç gün Adana'da bölge toplantısı gerçekleştirdik. IPARD'la ilgili, Adana'nın olmadığını söylediler. Az önce bahsettim, o açığı gideriyoruz, şimdi tek merkezden bunlar yapılacak. Lisanslı depoculuktan bahsettiler, lisanslı depoculuk gerçekten Türk tarımı açısından büyük bir kazanç olacak ve ürün borsasıyla birlikte, ayrıca arkasından sözleşmeli tarım ve ürün planlamasıyla birlikte de yeni bir dönem, yeni bir çığır açılmış olacak.
Alpaslan Kavaklıoğlu Bey'in değerlendirmelerinde il müdürlüğüyle ilgili bir talebi oldu. Bu konudaki kaynaklarımız sınırlı ama aciliyet durumuna göre, hangi ilin, hangi ilçenin tarım il ve ilçe müdürlüğüne ihtiyacı varsa o aciliyet durumuna göre, önemine göre değerlendirme yapıp o imkânları o şekilde değerlendireceğiz.
Ali Akyıldız Bey, evet, Sivas'ta ESK (Et ve Süt Kurumu) ile ilgili, inşallah yakın zamanda, 2016 yılında açacağımızı belirtmek istiyorum. Et ve Süt Kurumunu yaygınlaştırmadan yana olduğumuzu da belirtmek istiyorum. TİGEM Ulaş Devlet Üretme Çiftliğiyle ilgili, TİGEM'le ilgili, damızlık ve tohum üretimini veya yem üretimini, yerine göre, coğrafyasına göre buradaki imkânları yoğun bir şekilde değerlendireceğimizi belirtmek istiyorum.
Yeni dönemde, 1/1/2017'de desteklemeler daha farklı bir şey olacak. Burada havza bazlı alan desteğine geçiyoruz. Yani bu doğrudan gelir desteği değil, alan olacak. Hem Avrupa mevzuatıyla uyum açısından bu doğru bir yaklaşım hem de yıllardır çalıştığımız havza bazlıya geçişle ilgili önemli bir adım olacak.
Mustafa Savaş Bey IPARD-2'yle ilgili bir değerlendirme yaptılar, onları ifade ettim.
Kemal Zeybek Bey etle ilgili ve şap hastalığıyla, şap virüsüyle ilgili, üreticiyi korumakla ilgili değerlendirme yaptılar. Biz şap aşılarını biliyorsunuz yılda 2 kez yapıyoruz, yani altı ayda bir bu şap aşıları oluyor ama yeni bir virüs söz konusu olduğu zaman da onun aşısını bulacaksınız.
Bayburt'a da selamımızı gönderiyoruz, Bayburt'la ilgili Şahap Bey değerlendirme yaptılar.
Kemal Zeybek Bey yine "Samsun'da tarım alanları azalıyor." dedi. ÇATAK Projemizi uyguluyoruz orada. 27 milyon liralık, 206 bin dekar alanla ilgili o proje uygulamasını gerçekleştirdik.
Bülent Kuşoğlu Bey, Bakanlığımız gerçekten tarım alanında önemli merhaleler katetti yani dünüyle bugünüyle, inşallah yarınıyla da yeni başarılara imza atacağız. Dolayısıyla gelişmelerin, Bakanlık açısından, tüm verilere baktığımız zaman son derece olumlu olduğunu, başarılı olduğunu burada Bakan olarak ifade etmem gerekiyor, işin içinde birisi olarak.
Şimdi, birçok konuya değindiniz. Burada dediniz ki: "OVP'de tarım sektörü neden yer almıyor?" Bir sorunuz buydu. OVP makroekonomik göstergeler kapsamında üç yıllık bir mali, ekonomik programı içermektedir. 2014 yılına kadar aslında sektörel göstergelere yer veriliyor idi, 2014'ten sonra verilmeme kararından dolayı bu ayrıntıları orada bulamadınız, yoksa başka bir...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Efendim, bu konu için önemli bir belge, yol gösterici, olması gerekir.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - İşte, ama 2014'te böyle bir karar neticesinde bu şekil aldı belge. Onun için, başka bir şey değil yani tarım niye yok değil, diğerleri de yok, sektör bazında diğerleri de yok.
Yine "2016 Yılı Programı'nda verilen tarımsal destekleme rakamları ile Bakanlığımızın verdiği rakamlar neden uyumlu değil?" dediniz. Burada da 2014 yılı kesin hesap yılı oluyor, veriler öyle; 2015 yılı ise harcama tahmini çerçevesinde, 2016 ise program tahmini çerçevesinde olduğu için farklılıklar oradan geliyor ama 2014'le ilgili bir farklılık söz konusu değildir.
Yine, bu Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi 2014 yılında Resmî Gazete'de yayınlanarak çalışmalarına başlamış; birçok tedbirler almış, yazılı olarak sizlere onları takdim edelim. Son bir toplantıya ben de Bakan olduktan sonra katıldım. Bütün bakanlıkların üzerine düşen sorumluluklar var. Zekeriya Bey'in dediği gibi bir geçişkenlik var, burada da birçok konu var. Gümrük Bakanlığı ticaretten dolayı ilgileniyor, hallerle ilgili, lisanslı depolarla ilgili; kimi Tarım Bakanlığını ilgilendiriyor, kimi Maliye Bakanlığını ilgilendiriyor. Bu özellikle tarladan rafa veya tarladan pazara zincirinde yaşanan sıkıntılar üzerinde komisyonun yoğun bir tespit ve çalışmalarının olduğunu kısaca belirtmiş olayım.
Bu Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne 1,5 milyon TL borç verilmesi var, bir paranın aktarıldığından bahsedildi at yarışlarından, öyle değil mi? Evet, özel hesaptan aktarılmış. Doğrudur, aktarılmış ama bu Van depreminde meydana gelen bu felaket sonrasında, bölgede bulunan hayvan yetiştiricilerinin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yapılmış. Neye dayanarak yapılmış? Bu 6132 sayılı Kanun'un ek 1'inci maddesinde diyor ki: "Bu hesapta -Jokey Kulübünün hesabında- biriken para, at ıslahı ve tesisleri ile hayvancılığın geliştirilmesi amacıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca sarf edilir veya yarış müessesesine sarf ettirilir." Buna dayanarak...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Usulü öyle değil.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - O, tabii, depremde yaşanan felaket büyük bir felaket Van'da, Allah bir daha göstermesin.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Deprem 2014'te olmadı ki.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bu aktarım olmuş, daha sonra da hayvanlar açıkta kalmış yani Van'da ağıllar, ahırlar yıkılınca onlara bir anlamda prefabrik bir ahır yapımı için o kaynak aktarılmış.
ERHAN USTA (Samsun) - Geri de alıyorsun.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Tabii, tabii, daha sonra yine geri alınmış, orada kalmamış yani ödenmiş.
At yarışları ve özel hesabın yönetimine ilişkin değerlendirmeler: Bu 6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanun'da at yarışının bedeli mukabilinde devredileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, yarışlar TJK'ya bedelsiz olarak Bakanlar Kurulu kararıyla devredilmiştir. Bu işlem 1953 yılından beri devam eden bir işlem, yani bugün olan bir hadise değil, 1953 yılında bu düzenleme bu şekilde yapılmış, yani TJK'ya devredilerek bugüne gelmiş.
Yarışlardan elde edilen gelirlerden yasal kesintiler yapıldıktan sonra 2015 yılı için yüzde 3 kamu payı olan 130 milyon TL, 2014 yılında da 40 milyon TL özel hesaba aktarılmış. At yarışlarının düzenlenmesi konusu özelleştirme kapsamında değerlendirilmektedir, bu hesap Bakanlığımız Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından da denetlenmektedir. Burada başka bir sorun söz konusu ise...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Özel hesapta harcamalar nasıl? Sorulan o. Hiçbir belge yok, bilgi yok diyorlar, doğru mu?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bir dakika, değil. Teftişte bir bulgu yok. Teftiş yapılıyor, düzenli teftiş devam ediyor ve özelleştirme kapsamında zaten 2016'nın 12'nci ayının 31'ine kadar da bir süre var, büyük ihtimalle de özelleşebilir.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakan, araya gireceğim ama bu Jokey Kulübü meselesini böyle kolay geçiştirmeyelim.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Kolay geçiştirmiyoruz ya.
ERHAN USTA (Samsun) - Siz 5 kuruşun kıymetini bilirsiniz, yani orada milyar dolarlık kaynak var. Yani ben tahmin ediyorum, 15 milyar dolar, en az 10 milyar dolar oradan özelleştirme geliri elde edilebilir, güçlü bir kaynak var.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - İşte, özelleştirmeye geçmesinde biz bir şey görmüyoruz, özelleştirme kapsamındadır. Özelleştirmeyle görüşüyoruz, alınsın. Ama, değerli arkadaşlarımızın burada kaygıları neyse, bunları çok açık bir şekilde yazılı olarak da...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Harcanmış, kaydı kuydu yok dedim, siz...
BAŞKAN - Sayın Günal...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Turhan, bir şey söylemiyorum.
BAŞKAN - Hayır, müsaade edin.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sorduğumuz bu. Bunun harcamasının kaydı kuydu yok, nereye gittiği belli değil.
BAŞKAN - Sayın Günal, müsaade buyursaydınız mikrofonunuzu açacaktım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakan, varsa...
BAŞKAN - Sayın Bakana yetiyor da ama stenograf arkadaşlara yetmiyor, onlar ne olacak?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Duyar, duyar.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yani burada benim şu anda edindiğim bilgi, aldığım bilgi, denetime açık, denetimleri yapılmış, en ufak bir usulsüzlükle ilgili bulgu söz konusu değil. Bu uygulama 1953'ten beri gelen bir uygulama ve zaten Özelleştirmeye devriyle ilgili noktada olduğu bir tablo.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Özel hesaptan harcamayı soruyoruz, belgesiz harcama, nereye gitmiş diye soruyoruz.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yani bununla ilgili belge isteniyorsa verelim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani milletin harcama kaydı kuydu var, tahakkuku var, nizamı var, bunun...
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Tamam, o çerçevede oluyor zaten.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayıştay raporunun orasını okuyun, bana yazılı olarak...
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Getirin, okuyalım, bunu açıklığa kavuşturalım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - O miktar olarak büyük olduğu için...
BAŞKAN - Sayın Bakanım, ben ilave süre vereceğim size.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Sayın Başkan, bir oylama yapalım.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Oylama mı var? Ben de dedim ne oldu.
Bakın arkadaşlar, geçen yıldan devreden tutarla birlikte 2014 yılında özel hesapta toplam 173 milyon 276 bin 951 TL bulunmakta olup bunun 103 milyon 41 bin 312 TL'si 2014 yılında harcanmıştır. 2014 yılında harcanan bu tutar, kanunda belirtilen amaca uygun olarak hipodrom yapımında kullanılmış olup 70 milyon 235 bin 639 TL'si 2015 yılına devredilmiştir. Daha ayrıntılı bilgiyi...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Rapordakini okuyoruz. Daha öncesi var, yatırımlarla ilgili...
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Tamam efendim yani daha ayrıntılı bilgiyi verelim.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayıştaydan belki bilgi alınabilir.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Tabii, Sayıştay da verebilir.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, siz devam edin lütfen.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayıştay raporundan okumuşum.
ERHAN USTA (Samsun) - Sayıştay kabul etmedi, rapora koyduğuna göre...
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayıştayla ilgili olarak da elimizde... Sayıştay Başkanlığınca Bakanlığımıza gerçekleştirilen denetim sonucunda hazırlanan 2014 yılı raporunda denetim raporu kısmında 28 adet, performans denetiminde ise 3 adet bulgu yer almaktadır. Bu bulguların 12'si 2015 yılı denetimlerinde izlenmeye alınmış, 20 adet bulguya Bakanlık olarak iştirak edilmiştir. Şeffaf, açık yani ilişkilerimiz devam ediyor.
Bülent Bey yine Bakanlığımız araç ve envanterindeki gemilerin ne işe yaradığını sordular. Bakanlığımız bu gemileri deniz ve iç sularda su ürünleriyle ilgili araştırmalarda kullanmaktadır, kaçakçılık, denetim hizmetlerinde kullanıyoruz.
Şimdi, diğer bir konuysa 471 adet aracın satın alınmasıyla ilgili arkadaşların bütçe çalışmalarında yaptıkları hesaplarda... Tabii, bizim Bakanlığımızın konumu biraz farklı, her an en kırsal noktaya ulaşmanız gerekiyor. Bu yönüyle, kendi aracımız olmasıyla ilgili, envanterimize kayıtlı olmasıyla ilgili bir değerlendirme yapmışlar ama bunun daha doğru olacağı şeklinde bir karar neticesinde bu, bu şekilde olmuş. Ama, ilk etapta baktığınız zaman, ben de Bakan olarak bütçe görüşmelerinin başında olmadığım için kiralanması daha da sıcak gelebiliyor ama böyle bir karar verilmiş o dönemde. Bakanlığın, tabii ki diğer bakanlıklarla mukayese edilmeyecek gerçekten farklı, önemli, gecesi gündüzü olmayan görevleri oluyor tıpkı bir doktorun belli saati olmadığı gibi. Bu da bir yerleşim yerinde, bir işletmede ani meydana gelen bir tablo karşısında bizim personelimizin acaba böyle bir kuruma kayıtlı araç vasıtasıyla daha işlevsel hâlde olması mı düşünüldü, onu şu anda bilemiyorum ama yapılan değerlendirmede bunun daha rasyonel olduğu düşüncesiyle araç alımı gerçekleştirilecek.
Yine, bir akredite laboratuvarıyla ilgili bir sorunuz oldu, İstanbul Medeniyet Üniversitesiyle birlikte laboratuvar kurulması konusunda protokol imzalandı. Birlikte kurulacak olan laboratuvar kısa zamanda faaliyete geçecek. Sayıştay raporunda belirtilen husus yerine getirilmiş olacak. Bu husus...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - AB ilerleme raporu... Kiminle birlikte kurulacak dediniz Sayın Bakan?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - İstanbul Medeniyet Üniversitesi.
BAŞKAN - Kamu üniversitesi, İstanbul'da.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Daha dün kuruldu ama ya.
BAŞKAN - Efendim, medeniyet çok köklü bir şeydir biliyorsunuz.
SEYİT TORUN (Ordu) - Üniversite olarak değil.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - 64'üncü Hükûmet eylem planları azlığı dediniz. Arkadaşlarımız değerlendirdiler, 23 eylemle ilgiliyiz bu 64'üncü Hükûmet Eylem Planı'nda. 5 adet eylem direkt Bakanlığımızda, 2 adet eylem birinci sırada ilgili olarak, 16 eylemle ilgili olmak üzere toplam 23 eylemde görevimiz var Bakanlık olarak.
Aykut Bey'in bir sorusu var şeker kotasıyla ilgili olarak. Kendileri burada yoklar herhâlde, yazılı veririz kendilerine.
Yine, Aykut Bey'in hububat, baklagiller, tohumculukla ilgili bir sorusu var. Burada da baklagiller ve bazı yem, yağ ve endüstri bitkilerinde kendi çeşitlerimizi geliştirdik. Bu ürünlerin yüzde 90'dan fazlasında yerli tohum kullanılmaktadır, kısaca bu kadar söyleyelim.
Yine, Aykut Bey'in Ziraat Bankasının Tarım Kredinin kredi kullandırma, finans maliyetlerinin yüksek olduğuyla ilgili bir değerlendirmeleri var. Biz de Ziraat Bankasıyla ve Tarım Krediyle şu anda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gerek Tarım Kredinin komisyon oranı gerek Ziraat Bankasının, aynen Halk Bankasının esnafa kullandırdığı kredi çerçevesinde bir değerlendirmemiz var.
Firmalardan etle ilgili bahsedildi. Varsa bir bilgi, belge yani bizim her türlü soruşturmayı, denetimi yapmaya hazır olduğumuzu herkesin bilmesini istiyorum.
"Zeytin alanları korunmamaktadır." düşüncesi doğru değil, tam tersine 2015 yılında 169 milyon adede zeytinimiz çıkmış bulunuyor, 99 milyonlardan 169 milyonlara gelmiş. Bu çok doğru bir değerlendirme olmaz "Zeytin alanları korunmuyor." diye.
Kooperatiflerle ilgili de değerlendirme doğrulamıyor, bizdeki bilgiler kooperatifçilik desteklemelerimiz 2002'de 7 binden bugün 12 binlere gelmiş bulunuyor sayısal olarak ve birçok alanda da desteklerimiz kooperatifler vasıtasıyla söz konusu.
Bihlun Hanım'ın bir sorusu, destek ödemeleriyle ilgili olarak... Evet, şöyle bir durum var: Onun için biz destekleri gözden geçirelim dedik çünkü gerçekten 11,6 milyara gelmiş bir destekleme söz konusu. Burada bu, havza bazlı sisteme, bitkisel üretime geçmemizden dolayı. Hayvancılıkta da geldiğimiz noktadan daha ileri noktaya nasıl gidebiliriz noktasında biraz böyle çok fazla serpişmiş bir destekleme politikası var. Mesela, alt desteklemelerle birlikte 53'tü yanılmıyorsam hayvancılıktaki desteğimiz. Belki bitkisel üretimimizde 60-70 civarında destek var yani kalem sayısı fazla. Bu, üretici tarafından da çok uygun bulunmuyor, diyor ki "Ne verecekseniz derli toplu verin, birkaç seferde verin." şeklinde bir talep var gittiğimiz toplantılarda. Bizdeki desteklere bir rakam vereyim: ÇKS'li çiftçinin yüzde 54'ünün aldığı yıllık destek bin TL'nin altında. Yani, şimdi, bu ve benzer bazı rakamlar var. Bunları daha derli toplu bir hâle getirme konusunda bir çalışmamız var. Mesela, bir başka rakam: Desteklerin yüzde 40'lık kısmını 10 ile veriyoruz, Diyarbakır, Ordu, Aydın, İzmir, Konya, Urfa gibi illere destekleri...
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Ya, destekte bir adaletsizlik de var.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yani, desteklemeler şöyle: Yaygın bir destekleme var ama bu desteklemenin derlenip toparlanması gerekiyor. Yani, üreticimizin de çiftçimizin de talebi bu, ne aldığını, ne zaman alacağını bilmek istiyor.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Hepimizin talebi bu.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Mesela, diyor ki: "Bir üretim döneminde işe başlarken alıvereyim, bir de hasat mevsiminde, döneminde alayım, bitsin 2 kalemde bu iş." Yani, bunun gibi, bunların da bu çerçevede değerlendirildiğini belirtelim.
NURETTİN DEMİR (Muğla) - Aydın'da var, Muğla'da yok Sayın Bakan mesela, neden?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Aydın'da var, evet, işte.
NURETTİN DEMİR (Muğla) - Muğla'da yok.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Efendim, her yerde destek var da, destek her yerde var ama ben oransal yani oran olarak söyledi Bihlun Hanım, onun için diyorum.
Az kaldı Sayın Başkanım, çok az.
BAŞKAN - Yok efendim, vaktimiz müsait, buyurunuz.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şimdi, Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü yapılan denetimlerde... Taklit, tağşişle ilgili soru sordunuz. Bununla ilgili çok ciddi mücadele veriyoruz, bunu bilmenizi istiyorum.
Bihlun Hanım, rakamları vermiştim, kitapçıkta da var, ne kadar tağşiş, taklitle ilgili ürünleri teşhir ettiğimiz, bunların hepsini ayrıntılı bir şekilde vermiştik. Burada şöyle bir durum var: Taklit yapıyor, tağşiş yapıyor, cezası belli, diyelim 15 bin lira ceza var, devam ediyor. Bununla ilgili bir yasal düzenleme getiriyoruz. Bunu 2 katı, 3 katına kadar ve belli bir şeyden sonra da menetme gibi cezaları artırıcı bir düzenlemeyi getireceğiz. Çünkü bazı taklit ve tağşişçileri 15 bin lira kesmiyor, demek ki daha farklı uygulamalar yapmak gerekiyor.
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - 14 bin lira.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Zirai ilaç kullanımı... 2002 yılında 54 bin ton zirai ilaç kullanırken yüzde 27'lik bir azalma oldu, bu, 40 bin tonlar civarına geriledi. Bu süre zarfında çevre ve insan sağlığı için zararlı 182 ilaç aktif maddesi yasaklandı. 2012 yılından beri de hasat öncesi ve hasat sonrası olmak üzere ortalama 55 bin numune alınarak analizi yapıldı.
Kazım Bey'in bir sorusu var pamukla ilgili, primlerle ilgili. Primleri artırdık, biliyorsunuz 61,5 kuruşa çıkardık ve 2015'te pamuğa 1,2 milyar TL destek sağlandı.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, Sayın Erdoğdu geldi bu arada, onun soruları vardı.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Söyledik, hem de cevapladık.
Veli Ağbaba Bey'in kayısıyla ilgili sorusu vardı, bunlara yazılı olarak cevap verelim.
Çiftçilerin eğitimiyle ilgili de 2015 yılında 62.624 eğitim faaliyetinde 709 bin çiftçimize eğitim verildiğini de belirtelim.
Tokat'a havaalanı istendi yahut da kargo taşımacılığı. Tabii, ilgili bakan arkadaşımızla görüşmenizde fayda var.
Lisanslı depolarla ilgili ve TMO'yla ilgili görüşlerimizi, Bihlun Hanım, söyledik, ifade ettik.
Personel alımını az önce ifade ettim.
Çay Kanunu açık, şeffaf bir şekilde değerlendireceğimizi söyledik.
TİGEM'de alınan hayvanlarda bir hastalık... Mehmet Bey, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını arkadaşlarımız verdiler. Bir duyum herhâlde, öyle tahmin ediyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hastalık var yani hayvan farklı olabilir ama.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Kazım Bey, çiğ süt fiyatlarıyla ilgili değerlendirmemizi yapmıştık.
Bu biyogüvenlikle ilgili bir şey vardı GDO'yla ilgili. Şimdi, Biyogüvenlik Kurulu tarafından hayvan yemi olarak kullanılmak üzere mısır ve soyanın GDO'lu çeşitlerine izin verilmiştir. Bu bizim bir kararımız yani bizim keyfî bir şeyimiz değil, Biyogüvenlik Kurulu tarafından yem olarak kullanılmasına izin verilen soya ve mısır Avrupa Birliğinde de kullanıldığı için, Avrupa Birliğiyle bu anlamda, bizim mevzuatımız daha kısıtlı, uyumlu gittiği içindir. O bilgi arkadaşlarımıza oradan ulaşmıştır.
TARSİM uygulamalarını açış konuşmamda ifade ettim. Narenciyenin ve benzeri ürünlerimizin cezaevlerinde belli yerlerde mahkûmlara verilmesiyle ilgili talepler var.
Yani, Sayın Başkan, geneli itibarıyla, yüzde 90 itibarıyla cevaplandırdım. Mutlaka kalan sorular vardır. Birçok arkadaşımız söz aldılar. Bütün söz alan, soru soran arkadaşlara bir kez daha çok teşekkür ediyorum.
Sağ olun efendim.