OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Şimdi -ben geçen günlerde Genel Kurulda da gündeme getirdim- Türkiye'nin gelişen bir savunma sanayisi var, bu takdire şayan; yeni teknolojiler ekleniyor, bu da başımızın üstüne fakat bir yandan da dış misyon sayımız artıyor Dışişleri Bakanlığı üzerinden; bunların tamamı birbiriyle koordinasyon içinde ve önümüzdeki dönem de yani özellikle şu son birkaç yıl, artı, bundan sonraki dönem de -umarım öyle olmaz ama- bölgesel savaşların ya da bizim etrafımızdaki çatışmaların çok daha arttığı bir dönem yani mevcutların ötesinde... Umarım mevcutlar da barış yoluyla çözülür.

Şimdi, böyle bir yerde tabii ki kara düzen yapılmıyordur ama bende şöyle bir örnek var, bu örneği nereye koymak lazım, arkadaşlar bu konuyla ilgili bugün olmasa da daha sonra bir bilgilendirme yaparlarsa Türkiye'nin önüne çıkması muhtemel tehditleri bertaraf için buna ihtiyaç var: "Assuva Savunma Sanayi" diye bir özel şirket var. Bu şirket bir tür "drone" üretiyor.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Ne dediniz, bir daha...

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Assuva, Remzi Baştuğ sahibi.

Bir tür "drone" üretiyor, üretmiş olduğu "drone" -yani bende kod adı da var "drone"un- Kore'ye satılıyor. Kore'de distribütörü var, distribütörüne satıyor, distribütörü bunu alıyor...

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Kuzeye mi, güneye mi satıyor?

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Güneye satıyor herhâlde, "Kore" diyor kendisi ama herhâlde kuzeyle bizim bir silah alışverişimizin olduğunu zannetmiyorum yani onun için muhtemelen güneydir.

Sonra bu "drone" modifiye ediliyor ve Hamas'ın İsrail'e saldırılarında kullanılıyor, 7 Ekim. Biz bunu nereden öğreniyoruz? Hamas'ın propaganda videolarından öğreniyoruz. Satıldığı şekliyle değil, modifiye edilmiş; silahlı değil normalde, silah eklenmiş, bomba eklenmiş. Şimdi, buradaki isimleri, tarihleri, hepsini bir kenara koyalım yani bunu kendi dünya görüşümüz, siyasi bakışımız vesaire filan açısından değerlendirmeyelim. Yarın öbür gün benzer bir durumun, buna benzer bir durumun bizim başımıza... Yani o "drone" Türk askerini vurabilirdi. Herhangi bir saldırıda kullanılmış olmasını onayladığım için, doğru bulduğum için söylemiyorum ama bizim kendi çıkarlarımıza aykırı olarak da kullanılabilir, başka nedenlerle de kullanılabilir, doğrudan bizim canımızı yakabilir.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Şu anda, zaten büyük müttefiklerimizin verdiği hibe, yardım, ücret mukabilinde satışını resmen yaptığı silahların bize karşı kullanıldığına tanıklık ediyoruz. Millî Savunma Bakanlığımızın veya istihbaratımızın envanterinde var.

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Ben başka boyutunu soruyorum.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Yani olmayan bir şey değil, onun daha âlâsı oluyor zaten şu an.

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Ben şunu söylemeye çalışıyorum: Bizim kendi ürettiğimiz bir silahtan bahsediyorum. Yani müttefiklerle bir şey olur, birisi, bir yerden bir yere silah verir, bir terör örgütüne verir; o, bizim canımızı yakar vesaire. O zaman Türkiye Cumhuriyeti'nin ilgili kurumları oralarla gereken şeyi yapacaktır; gereken neyse, yaptırım, protesto vesaire.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Ben olaya örnek olsun diye açtım.

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Ben daha ötesini söylüyorum. Hani müttefikimiz falan değil, bizim ürettiğimiz silah. Maazallah, bunun ortaya çıkmamasını sağlayacak şey nedir?

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Ama diyorsun ki: "Modifiye edilmiş, ilave şeyler yapılmış." Acaba bunun bir yaptırımı var mı uluslararası bağlamda?

BAŞKAN FUAT OKTAY - Bunu kayıtlara geçsin diye özellikle ifade ediyorum: Bu söylediğiniz şey bir iddiadan ibaret, dolayısıyla, böyle bir olayın gerçekliğiyle alakalı elimizde bir şey yok bildiğim kadarıyla.

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Sayın Başkanım, ben bu konuyu Genel Kurulda anlattım.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Olabilir, ben Komisyon bazında bunu ifade ediyorum.

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Şirketin sahibi kişiyle yapılmış röportaj var. Ben bu bilgileri o şirketin sahibinden alıyorum. Yani ben derken size basında çıkmış bir haber üzerinden, imzalı bir haber üzerinden bahsediyorum.

Şimdi, hani bazen bir musibet bin nasihatten iyidir gibi bir şey olur. Bunun olmaması... Umarım iddiadır, umarım yanlıştır, ya doğruysa? Yarın öbür gün başka şekillerde bizim önümüze çıkmaması için bizim tedbir almamız lazım. Yani daha ileri aşamalarda silah sistemleri üretiyor Türkiye; işte, daha bugün gördük, süpersonik füze denemeleri başarıyla sonuçlanmış ama bu mekanizmalar belirli bir şeye bağlanırsa -vardır muhtemelen ama- yaptırımı da olan, aleyhimize kullanılamayacak bir noktaya bağlanırsa o zaman daha güven içinde hareket ederiz Türkiye açısından.