KOMİSYON KONUŞMASI

GEORGE ASLAN (Mardin) - Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri ve kurum temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, önceki gün Hakkâri Belediyemizin gasbedilerek Belediye Eş Başkanımızın yerine kayyum atanmasını kabul etmediğimizi ve buna karşı duracağımızı ifade etmek istiyorum. Bugün, Belediye Eş Başkanımıza uyduruk gerekçelerle on dokuz yıl altı ay hapis cezası verildi. Yapılan şey halkın iradesine saldırıdır, halkın iradesini tanımamaktır. Bu hukuksuzluğa herkesin karşı çıkması gerekmektedir.

Görüşmekte olduğumuz kanun teklifi Sivil Havacılık Kanunu'yla ilgili havalimanlarına yönelik kimi düzenlemelerin yanı sıra Limanlar Kanunu'nda, Orman Kanunu'nda ve Posta Hizmetleri Kanunu'nda bazı değişiklikler içermektedir. Türkiye'de özellikle 2003 yılında yapılan yasal düzenlemelerle birlikte havacılık sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin sayısı artmıştır. Havacılığın ileri teknoloji kullanımı nedeniyle yüksek maliyetler içermesi ve güvenlik kaygıları dolayısıyla titiz çalışma gerektiren stresli bir sektör olması, çalışanlarının bu ağırlığın altında ezilmesine neden olmaktadır. Sektördeki rekabetçi pazar, aşırı kâr hırsı emekçilerin sömürülmesine, haklarının gasbedilmesine neden olmaktadır. Kanun teklifiyle getirilen düzenlemelerin içerisinde havalimanları, kara yolları, limanlar, PTT; kısacası hava, kara ve deniz ulaşımında çalışan emekçilerin iş güvenliği, özlük hakları, çalışma koşulları, işten çıkarmalarla ilgili herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Oysaki diğer pek çok sektörde olduğu gibi bu alanda da işçilerin, emekçilerin, çalışanların çözülmeyi bekleyen sorunları var. Örneğin, yakın zamanda Türk Hava Yollarında yaklaşık 100 civarında personelin gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldığı haberleri kamuoyuna yansımıştı. Türk Hava Yollarının kadın çalışanlarının yaşadıkları sorunlar var; esnek çalışma modeli ve süt izinlerinin kullanılması, servis imkânlarının daha güvenli sunulması gibi talepleri var. Diğer yandan, kabin memurlarından vardiyalı çalışan teknisyenlere kadar bütün çalışanların çözüm bekleyen fazla mesai sorunu var.

Devlet Hava Meydanları İşletmesi zaman zaman hukuksuzluk ve usulsüzlüklerle gündeme gelmektedir. Geçtiğimiz aylarda Devlet Hava Meydanları İşletmesi yine, atamalar ve kurumdaki kayırmacılık iddialarıyla gündeme gelmişti. KESK'e bağlı Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından alınan kararların ve yapılan uygulamaların sendika üyelerini ve yönetime yakınlığı olmayan çalışanları mağdur ettiğini, aynı zamanda kuruma da zarar verdiğini ifade etmiştir. Pek çok çalışanın görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavına girmeden sınav gerektiren ünvanlara atandığı belirtildi. Bu usulsüzlüklerle ilgili sendika tarafından açılan davalar sonucunda 60'tan fazla atama hukuka aykırı olması nedeniyle iptal edilmiştir.

Değerli Başkan, Sayın Komisyon üyeleri; Karayollarında taşeron olarak çalışan emekçiler yıllardır kadro mücadelesi vermektedir. Yıllardır eşit işe eşit maaş için mücadele eden Karayolları taşeron işçileri için yetkililerin verdiği kadro sözü yerine getirilmemiştir. Karayollarında müşavirlik ve danışmanlık hizmeti adıyla işe başlayanlar karla mücadele, trafik, yama ve tüm bakım işlerinde görevlendirilmektedir. Vardiya saatlerinin uzunluğu ve personel sayısının yetersizliği en güncel sorunlarıdır.

PTT'de personel eksikliği en büyük sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. 2018 yılından beri sistemli bir şekilde personel sayısında düşüş yaşanmaktadır. Almanya'da 500 bin, İtalya'da 140 bin posta çalışanı varken Türkiye'de çalışan sayısı sadece 41 bindir. Bunların bir kısmı da güvencesiz koşullarda çalıştırılmaktadır. PTT emekçileri özellikle son yıllarda resmî ve dinî bayramlarda da çalıştırılmaya zorlanmaktadır. Ulaşım ve Altyapı Bakanlığına bağlı taşeron şirketlerde çalışan PTT dağıtım işçileri başta olmak üzere bu alanda çalışan işçiler de büyük hak gasplarına ve keyfî muamelelere maruz kalmaktadırlar. PTT ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarına bağlı kamu emekçileri ve taşeron işçiler sistematik olarak sürgün, mobbing ve işten çıkarma politikalarıyla yüz yüzedirler. Ayrıca, taşeron işçilerin sendika seçme ve buna bağlı toplu sözleşme yapma hakları keyfî şekilde engellere uğramaktadır.

Türkiye'de büyük oranda gemi yapım, bakım ve onarım işçilerinin çalıştığı Tuzla ve Yalova tersaneleri işçiler için âdeta cehennemi andırıyor. Patronların kâr hırsı nedeniyle almadığı işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri, yetersiz beslenme, işi vaktinden önce bitirmeye zorlama iş cinayetlerine davetiye çıkarıyor. Geçen yıl sadece iki ayda 9 işçi iş cinayetlerinde katledildi. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin verilerine göre 2013 yılından 2019 yılına kadar toplam 179 tersane işçisi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Yaşanan iş cinayetlerinin çoğu önlenebilir kazalardan kaynaklı olmasına rağmen tersane patronları ve taşeron firmalar gerekli önlemleri almadığı için iş kazaları ve ölümler kaçınılmaz olmaktadır.

Uçak ve otobüs biletleri son zamanlarda fahiş oranda artmış durumda. Öyle ki artık bir ilden başka bir ile uçakla seyahat etmek özellikle orta ve alt gelirli insanlar için lüks hâline gelmiş durumda. Başta Van, Mardin, Diyarbakır, Ağrı ve diğer pek çok ilde uçak sefer sayılarının azaltılmış olması ve astronomik bilet fiyatları kronik bir sorun hâline gelmiştir. Sefer sayıları yetersiz olduğu ve bazı illere direkt uçak seferleri olmadığı için insanlar aktarmalı veya yirmi-yirmi beş saatlik otobüs yolculukları yapmak zorunda kalmaktadır. Bu da hem zaman hem de maddi kayba neden olmaktadır. Ayrıca, söz konusu sorunlardan kaynaklı olarak Mardin ve Van gibi illerde turizm sektörü de olumsuz etkilenmektedir.

Bir de havalimanlarında yemek ve içeceklerin fiyat sorunu var malumunuz. Sosyal medyada paylaşılmış bir ödeme fişinde bir çayın, bir şişe suyun fiyatı 125 TL olmuş. Bu fahiş fiyatlara karşı tedbir alınması gerekmektedir.

Son olarak 26 maddeyle ilgili bazı itirazlar var. Getirilen düzenlemeyle Devlet Hava Meydanları İşletmesinde görev yapan binlerce çalışandan sadece çok yüksek maaş alan ünvanlardaki çalışanlara özel ek ödeme getirilmesi ayrımcılığa ve mağduriyete neden olacaktır. Devlet Hava Meydanları İşletmesinde faaliyet gösteren ilgili sendika ve dernekler bu mağduriyetin giderilmesini talep etmektedir, karşılanmaması hâlinde iş yavaşlatma eylemini başlatacaklarını duyurdular. Bu nedenle Devlet Hava Meydanları İşletmesi çalışanlarının talebi karşılanmalıdır diyor ve saygılar sunuyorum.