KOMİSYON KONUŞMASI

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Hocam, ben aslında usulü bozmak istemiyorum ama tutanağa geçtiği için bunu da sormak istiyorum. Şimdi, usul aslında size dinledikten sonra soru sormak şeklinde ama arkadaşlar da araya girdi, ben de dayanamayarak girdim çünkü çarpıcı bir noktadayız.

Şimdi, sizin raporunuz kazadan evvel kapasite artırımına ilişkin yapılan bir hukuki başvuru üzerine. Sizin bu sunumunuz da o raporunuzdan yola çıkarak yapılmış bir şey ama sunumunuzun içerisine kazadan sonra olduğunu söylediğiniz bir resim koyuyorsunuz; o zaman bu resme göre mi raporu hazırladınız, bu tespite göre mi? Kazadan önceki bir tespitse bu, raporun bugünlerde veriliyor olması da aslında biraz düşündürüyor. Eğer böyle vahim bir tablo kazadan evvel görülmüş, fotoğraflanmış, tespit edilmişse bu kime iletildi, ne şekliyle iletildi?

PROF. DR. SELÇUK ALEMDAĞ - Cevaplayayım. Ben, bu fotoğrafı kaza sonrasında hazırlanan raporlardan birinden aldım, bu benim fotoğrafım değil. Bizim gittiğimiz süreçte yığının içinde herhangi bir inceleme yapmadığımızı ifade etmiştim zaten sözlerimin başında.

Diğer bir sorunuza da cevap vereyim. Bizim raporun neden bu kadar uzadığının sebebi, 15 kişilik bir bilim heyetiyle oradaydık, bizden birçok şeyi istedikleri için herkesin raporunu hazırlayıp sunması ve bizim bunu birleştirmemiz ancak gerçekleşebildi yoksa kazadan önce tamamlansaydı o zaman verilecekti. Yani, burada herhangi bir yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemem.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Başka bir rapordan alınmış bir resim, sizin tespitiniz değilse...

PROF. DR. SELÇUK ALEMDAĞ - Evet, ben sadece olayın mekanizmasını anlatma bağlamında bunu koymak istedim çünkü bu tür durumlar eğer sahada varsa ve dikkat edilmediyse buna bu bir problem çünkü açılmanın milimetre, santimetre veya metraj boyutunda olması bize aslında bir öncü bilgi olarak sahanın sunmuş olduğu bir problemin artık geliyor olduğunu ifade eden bir problem. Bir fotoğraf minvalinde paylaştım, olayı daha iyi anlayabilesiniz diye.

OTURUM BAŞKANI ABDURRAHMAN BAŞKAN - Hocam, hidrolikçi olarak şunu soruyorum: Eğer o tespitiniz esnasında burada sulama kesilseydi en azından bu akma riski en aza iner miydi? Yani su verme işlemi yapılmasaydı...

PROF. DR. SELÇUK ALEMDAĞ - Tabii ki. Şimdi, buradaki temel problem yani buradaki kitle hareketinin birinci derecede etken parametresi mevcut yığının aşırı derecede doygun hâle gelmesi. Bence, en önemli ve problemin sonuçlanmasına birinci derecede katkı sağlayan en ağırlıklı parametre. Bu parametre neye sebebiyet veriyor? Normalde mesela hiç su verilmese bu kütle hareketini veya bu açılmaları hiç gözlemlemeyeceksiniz.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Sizce neden bu kadar yoğun su kullanımı oldu ya da siyanürlü...

PROF. DR. SELÇUK ALEMDAĞ - Burada şöyle olmuş olabilir, değerlendirme yapıyorum sadece: Şimdi, belki prosesi hazırlayan firma yetkilileri ve projeyi çözen öğretim üyesi veya özel firma yetkilileri belli bir doygunluk derecesinde problemi optimize etmişlerdir ancak mevsimsel yağışları -belki- dikkate alamadılar mı... Veya aşırı yağışlarla mevcut dolgunluk derecesi bir üst basamağa çıktığı için biz çamur atması şeklinde bir kütle hareketiyle karşı karşıya kalıyoruz yani normalde bu denli bir doygunluk anlık verilemez, zaten malzeme killi olduğu için kil bünyesine suyu zamana bağlı olarak alır, hemen infiltre olmaz yani verdiğiniz su kumdaki gibi tabandan çıkmaz. Bu yığının da belli bir geçirimlilik prosesi var, bu proses içerisinde süzülüm yaparken aynı zamanda da cevheri çözüp tabana indiriyor. Bu birinci ve ikinci kademede bir problem gözlemleyemedik ama burada ikinci, üçüncü parametreler de bu kütle hareketinin sebebiyeti. Zannedersem 2021 yılına kadar çalıştırılmış olan açık ocak işletmesi, hemen yanı başında -ki biz depremlerde de bu tür açıklamaları yaptık, zaman zaman bilim kurullarında bulundum ben- düşük magnitüdlü, bizim hissedemediğimiz Kuzey Anadolu Fay Zonu'nda sürekli salınım olur, hareket olur.