KOMİSYON KONUŞMASI

OĞUZ ÜÇÜNCÜ (İstanbul) - Değerli Başkanım, değerli hocalarım, değerli milletvekili arkadaşlarım; benim özellikle hocalarımdan öğrenmek istediğim husus şu, doğru anladıysam siz de danışmanlık veren yani projelerde yer alan hocalarımızdansınız.

PROF. DR. SELÇUK ALEMDAĞ - Evet, çok projede yer aldım maden firmalarında.

OĞUZ ÜÇÜNCÜ (İstanbul) - Siz daha önce yığın liç ya da maden atık sahası tasarladınız mı Hocam?

PROF. DR. SELÇUK ALEMDAĞ - Evet, yığın liç değil, yığın liçte hiç danışmanlık yapmadım ama fark etmiyor. Şöyle ki: "Pasa" dediğimiz malzemenin yığından farkı yok, aynı şeydir, ikisi de serbest döküm aslında; sürekli çözeltiye maruz bırakarak cevheri içerisinden süzüp birinden alıyorsunuz, öbürüyse cevhersiz atık malzemedir. Bunlar arasındaki fark şudur aslında: "Yığın liç" dediğimiz malzeme konkasörde mikron boyutuna kadar inceltilmiş kil, silt boyutundaki bir malzemedir. "Pasa" dediğimiz malzeme de kil boyutundan blok boyutuna kadar malzeme içerir. "Pasa" dediğimiz malzemede cevher yoktur, yığındaki gibi bir proses söz konusu değildir ama bizim değerlendirme mekanizmalarımız benzerdir, aynıdır yani bir yığının da bir pasanın da bir yamacın veya bir şevin yenilme mekanizmasını değerlendirme proseslerimiz bizim aynıdır, hiç değişmez.

OĞUZ ÜÇÜNCÜ (İstanbul) - Onun için sordum Hocam, özellikle danışmanlık yaptığınız, tasarımını da bildiğiniz, mekanizmayı da bildiğiniz dolayısıyla tasarlama aşamalarında dikkat edilmesi gereken hususları da bilen bir bilirkişi olarak uygulama projesini inceleme imkânınız oldu mu İliç'le ilgili? Yani uygulama projesini -sahayı daha sonra gördünüz zaten de- bu "ÇED Olumlu" rapor sürecinde size verdiler mi?

PROF. DR. SELÇUK ALEMDAĞ - Uygulama projesini bize verdiler mi tam hatırlayamıyorum. Ben haricen baktım, ÇED dosyasında... Şimdi, bizde beni hidrojeolog olarak oraya davet ettiler -ben uygulamalı jeoloji kürsüsünde öğretim üyesiyim, mühendislik jeolojisi ve hidrojeoloji bizim kürsünün dersleri- başka bir arkadaşımızı daha davet etmişlerdi. Şöyle ifade edeyim ben: Bizden istedikleri çalışma kapsamımız "ÇED Olumlu" ve "ÇED Gerekli Değildir" minvalinde; liç minvalinde özel bir çalışma bizden talep etmediler.

OĞUZ ÜÇÜNCÜ (İstanbul) - Şuna getirmek istiyorum Hocam: Burada özellikle daha önce gelen hocalarımız...

PROF. DR. SELÇUK ALEMDAĞ - Ben sorduğunuz soruya şunu cevaben vereyim, belki farklı yere çekersiniz: Mevcut yapılan tasarımlara, ÇED dosyasındaki tasarımlarına baktığımda dikkatimi şu çekmişti -hatta Nafiz Hocayla da paylaşmıştım- yığında yaptıkları dinamik çözümlerde etkin gerilmesini farklılaştırmışlar; bir 0,18 g kullanmışlar, bir 0,22 ya da 0,21 g kullanmışlar. Bunlar stabiliteyi etkileyecek parametreler yani etkin yer ivmesini siz farklılaştırdığınız zaman "unstable" veya stabil kalabilir yığın liçi o minvalde. Ama elde ettikleri parametreleri hangi koşullar altında değerlendirdiler ve çözümlerini uygulama projesi bağlamında bir değerlendirme imkânımız olmadı.

OĞUZ ÜÇÜNCÜ (İstanbul) - Şimdi, şuna getirmek istiyorum Hocam: Özellikle daha önce dinlemiş olduğumuz hocalarımız, bilirkişilerimiz bağımsız danışmanlık hizmetleri de veriyorlar. Sizin gibi değerli insanlar tasarım da yapmışlar, başka yerlerde işte danışmanlık yapıyorlar, önemli; ülkemiz içerisindeki projelerde siz de aynı şeyi yapmışsınız. Yani netice itibarıyla bu, işte, bir rekabetten ziyade bir bilirkişilik ve bu bilirkişiliğin kuralları var, mühendisliği var. Özellikle savcılığa verilen bilirkişi raporunda tasarım eksikliğinden ve hatta hatalarından, özellikle sizin bahsettiğiniz stabilite hesaplarından hatta membran seçimindeki işte, iyimserlikten yani hesaplardaki iyimserlikten bahsediliyor. Biz burada asıl iki şeyi çok merak ediyoruz: Bu tasarım hatasını önceden görebilmiş olması gereken biri var mıydı ya da olmalı mıydı? Olmalı idiyse ya da işte yoksa kim olmalı? Yani Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız mı olmalıydı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız mı olmalıydı yoksa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız mı? Bu uygulama projesinde zorlamalar yapılmış belli yani özellikle bazı sınırları aşmama noktasında vardiya amirleriyle çalışılmış hatta hocalar bile membran seçimlerine daha sonra bilirkişi raporunda şaşırmışlar yani seçimin bu şekilde bir argümanla götürülmesine bile şaşkınlıklarını ifade ediyorlar. Dolayısıyla cevabını aradığımız şey aslında şu: Bir, bu tasarımı kim kontrol ediyor, daha doğrusu kimin kontrol etmesi gerekiyor? İki, eğer orada bir boşluk varsa öyle bir boşluğu siz görüyor musunuz?