Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
Konu | : | Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un, hapis cezasının infazının hastalık nedeniyle ertelenmesi taleplerine ilişkin konu hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 12 .06.2024 |
İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Adalet Bakanlığımızın değerli bürokratları; hoş geldiniz diyorum öncelikle.
Ben de Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu Başkanı olarak, 27'nci Dönemde yaklaşık 28 tane Sayın Başkanım, bu dönemde de 3 adet cezaevi ziyaretini gerçekleştirdik. Burada öncelikle ben Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne ve bu tüm infaz koruma memuru arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Bakanlarımıza, Sayın Bakanımıza, Bakan Yardımcılarımıza ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğümüze ve tüm personelimize çok teşekkür ediyorum çünkü biraz önce Harun Bey söyledi, CPT raporunda geçen, bizim geçen dönem bizzat yaşadığımız olayı sizlerle paylaşmak istiyorum: İsveç'te gene kurulumuzun, alt komisyonumuzun katıldığı cezaevi ziyareti gerçekleştirdik. Burada, içerisinde o dönem HDP olan partinin milletvekili de vardı. Orada gördüğümüz ve bütün Komisyonun ortak fikri, İsveç'teki cezaevlerinin bir tabutluk olduğu idi. Resmen tabutluktu ve içerisinde tuvalet, üzerinde kapağı dahi olmayan tuvaletle yani yaklaşık 2-2,5 metrekare diyeceğimiz bir alanda kalıyorlardı ve hepimizin ortak görüşü "Burası bir tabutluk." demiştik.
Ben süreç olarak nereden nereye geldiğimizi değerlendirmek anlamında... Rıfat Bey de keşke burada olsaydı, tüm diğer arkadaşlara, milletvekili arkadaşlara da rica edeceğim; Ulucanlar Cezaevi ziyaretine gitsinler. Ulucanlar Cezaevi Müzesi yapıldı şu anda, orada 1990 öncesi yani 2002'den öncesi cezaevlerinin nasıl olduğunu, nasıl şartlarda kalındığını, ne şekilde yemek ve diğer hususlarını giderdiklerini görmeleri için Ulucanlar Cezaevi Müzesini ziyaret etmelerini özellikle istirham ediyorum.
Söylediğim gibi, gittiğimiz tüm cezaevi ziyaretlerinde bir prosedür -buradaki arkadaşlar da biliyor- tamamen tarafsız, tamamen ön yargısız ve rastgele koğuşlara girerek yaptığımız tespitleri bire bir, hiçbir eksikliği olmadan -çünkü bütün arkadaşlar da bütün partili arkadaşlar da aynı şeyi söyleyecektir- orada ne söylendiyse, ne yapılmışsa, ne şekilde söylenmişse tamamen rapor aldığımız bir çalışma gerçekleştiriyoruz fakat şunu gördük ki aynı cezaevinde yemekle ilgili aynı karavanadan yemek yiyen bir adi suçlu mahkûm ile bir siyasi mahkûmun yüzde 100 zıtla, birisinin "Çok güzel, harika." dediği yemeğe diğerinin "Çok rezalet, çok kötü bir yemek." dediğini de gördük. Burada, tabii, siyasi tercihler de ortaya çıkıyor. Bunu özellikle belirtmek istiyorum.
Ben de şunu özellikle belirtmek istiyorum ki bundan sonraki hayatları boyunca hiç görüşemeyecekleri, yaklaşık 40 bin şehidin bulunduğu, çocukları, annesi babası, akrabalarını sayarsak yüz binlerce kişinin bir daha hayatları boyunca görüşemeyeceği... Bebek katili, teröristbaşına da "sayın" denilmesini ben de kabul edemiyorum, onun da tutanaklara geçmesini rica ediyorum.
Teşekkür ediyorum.