RESUL KURT (Adıyaman) - Sayın Başkanım, Değerli Komisyonumuzun kıymetli milletvekilleri, çok kıymetli TÜRK-İŞ sendikamızın temsilcileri; hoş geldiniz. Gazi Meclisimizde sizi misafir etmekten memnuniyet duyuyoruz.

Tabii, sayın danışman arkadaşımız sunumunu yaptı. Genel olarak iş sağlığı ve güvenliğinin gelişim ve tarihçesini dinledik maalesef. Keşke bu altın madeninde yaşanan kazaya yönelik spesifik ve özel bilgiler alabilseydik.

Evet, Türkiye'de iş kazaları, iş güvenliği çok gündemde olan bir konu; dünyada, Avrupa'da en çok iş kazası yaşanan ülkelerden biriyiz. Elbette ki bunun çözümü için 2012 yılında -sizin de bahsetmiş olduğunuz- 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası çıkarıldı, hayata geçirildi, yürürlüğe girdi; eksiğiyle, fazlasıyla uygulanıyor ve iş kazalarının sayısında da ciddi bir azalma olduğunu görüyoruz. Tabii ki bunun en büyük sebebi eğitim, iş kazaları eğitimle düzelir. Yani eğitim doğru ve sağlıklı bir şekilde sağlandığında iş güvenliğine ilişkin gerekli kişisel koruyucu donanımlar veyahut da iş yerinde alınması gereken iş güvenliği önlemleri alındığında iş kazalarının yüzde 98'ini biz önleyebiliyoruz.

Spesifik olarak İliç ilçemizdeki maden sahasında yaşanan olayın acısı bizler kadar belki bizlerden çok daha fazla sendikacı, sendika yöneticisi, sendika üyesi kardeşlerimizi, arkadaşlarımızı üzmüştür.

Bu olayın meydana gelmesinin temel sebepleri nelerdir? Burada şube başkanımız da var, saha gözlemlerini biz yaptık, sahaya gittik, iki gün İliç'teydik. Sahada ne sorunlar yaşanıyor aslında bunları dinlemek istiyoruz. Bir üretim baskısı var mı? Saha içerisinde sizin tespitlerinize göre iş sağlığı ve güvenliğine aykırı hususlar var mı? Çalışanların ve bölgedeki diğer canlıların veya doğanın tehlikeye girmesine sebebiyet verecek uygulamalar tespit edebildiniz mi, buna ilişkin somut açıklamalarınız olacak mı?

Biliyorsunuz, Türk Maden İş Sendikası da ülkemizin en değerli yer altı kaynaklarının üretilmesi için çalışan emekçi kardeşlerimizin kurduğu bir sendika. AK PARTİ olarak, bizim her zaman düşüncemiz doğaya saygılı, çevreye saygılı ve ülkemizin temel kaynaklarının halkımızın hizmetine güvenli bir şekilde sunulmasını sağlamaktır. Burada siz, özellikle şubeyi ziyaret ederken, genel merkez de belki zaman zaman şube ziyaretlerini yaptığında sahada çalışmaları izlemiştir. Bir baskı var mı? Yani benim burada en çok önemsediğim şey bir üretim baskısı mı var orada? Yani, bu lalettayin mı yapılmıştır? Orada liç yöntemiyle yapılan altın üretiminde ne gibi bir teknik aksaklık vardır? Mesela 3 ve 4 no.lu liç sahaları çökerken 1 ve 2 no.lu liç sahaları, liç yığınları neden çökmemiştir veyahut da bu liç yığınları, 1 ve 2 no.lu liç yığınları neden daha dayanıklı olabilmiştir? İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili sahada sizin gördüğünüz bir eksiklik var mı? Yani temel iş güvenliği bilgilerini aldık sizden. Peki, sahaya ilişkin tespitleriniz var mı?

TÜRK-İŞ'in sahada yaptığı, sahada izlediği, eksikliklerini tespit ettiği hususlarla ilgili gerek sendika temsilcileri gerek şube başkanı gerek genel merkez yönetimi üzerinden herhangi bir araştırmanız oldu mu? Bu sahayla ilgili sizin uyarılarınız oldu mu? Aralık ayı, belki ekim ayından bu yana buraya gelen dinlediğimiz, bazı ifade ve bilgilerini bize aktaran kıymetli konuklarımız bilgilerini aktarırken dediler ki: Aslında bu daha önce de var yani çatlaklar var, jeoradarla ilgili birtakım eksiklikler var, burada verilerin eksik okunması var olabilir. Bunların hepsini Komisyonumuz araştırıyor. TÜRK-İŞ bu konuda sahayla ilgili kendisine ulaşan bilgi ve belgeleri araştırabilme imkânına sahip oldu mu, bu noktada herhangi bir eksiklik tespit edebildi mi veyahut da TÜRK-İŞ'in kendi bünyesinde acaba üyelerden gelen, işçi kardeşlerimizden gelen birtakım şikâyetleri analiz edecek profesyonel bir iş sağlığı ve güvenliği ekibi var mı? Yani bu çok özel ve spesifik bir alan; dolayısıyla da bu konuda yetkin olan iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili bir sorun, şikayet geldiğinde genel merkezin görevlendireceği ve sahada tespit yapacağı bir mekanizmanız var mı?

Örneğin, İliç maden sahasındaki bir işçi kardeşimiz bizim sendikamıza "Ya, bizim orada şu, şu sorunlar yaşanıyor." dediğinde bizim genel merkezimizden -veyahut da TÜRK-İŞ'in, konfederasyonun genel merkezinden de olabilir- iş sağlığı güvenliğiyle ilgili bir uzman ekip, iş güvenliği uzmanı arkadaşlarımız gidip sahada gerçekten bu veriler doğru işleniyor mu, burada çalışanların hayatını tehlikeye sokacak bir mekanizma var mı veya böyle bir mekanizmanın kurulması faydalı olabilir mi, bunları dinlemek istiyoruz.

Gittiğiniz zaman mutlaka siz de sahayı gördünüz, o sahada bu malum olaydan sonra farklılık görebildiniz mi; doğada, çevrede, suya karışan herhangi bir zehirli atık gözleminiz oldu mu; bu konuyla ilgili sendikanız üyesi çalışanların herhangi bir şikâyeti oldu mu veya birtakım fiziksel, psikolojik destekleriniz olabildi mi bölgeye; bölgede ne gibi faaliyetler sürdürebilme imkânına sahip oldunuz? Bundan sonraki dönemde ne yapmak lazım yani TÜRK-İŞ'in perspektifi ve vizyonundan bakıldığı zaman önümüzdeki süreçte bu maden sahalarımızı ne şekilde revize edebilmeliyiz? Yasal mevzuatta düzenlenmemiş olan, eğer gerekiyorsa Gazi Meclisimizde bununla ilgili bir yasa çalışması talebiniz var mı veyahut da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından bu konularla ilgili olarak "İş güvenliğinde şu eksiklikler var, bu eksiklikler var, mevzuatın şurası açık, burası açık, bunları düzeltmek gerekir." gibi önerileriniz olabilir mi, var mı? Bir daha böyle bir kaza yaşanmaması için ne gibi önlemler alınmasını öneriyorsunuz?

Teşekkür ediyorum.

Evet, Başkanım, benim söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.