| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) a) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı b) Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu c) Kültür ve Turizm Bakanlığı ç) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü d) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü e) Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 16 .02.2016 |
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlar, öncelikle son derece samimi ve kültür ve turizm konusunda yapıcı açıklamalarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Çünkü hem kültür hem de turizm herhangi bir gerilim alanı oluşturulmaması gereken, ideolojik angajmanlardan, siyasi angajmanlardan uzak tutulması gereken... Turizm doğası itibarıyla onarıcı ve iyileştirici, uluslararası ilişkilerde de onarıcı ve iyileştirici bir özelliğe sahip. Kültür, zaten bütün bu süreçlerin içerisinde yine bir arada tutan temel harcımız âdeta.
Ben şuradan başlamak istiyorum, sorulara geçmeden önce, çok kısa bugüne kadarki kültür politikamız ve bundan sonraki kültür politikamız ve turizmde bu 24 Kasımdan sonra yaşanan sorunlara ilişkin birkaç hususa açıklık getirmek istiyorum. Öncelikle "Bundan sonraki süreçte biz kültür politikalarımızı şehir üzerinden somutlaştıracağız." diye bir ifade kullanmıştım konuşmamda çünkü kültürü şehir üretiyor. Eğer şehrin... Zaten şehir deyince çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı bir yapıdan bahsediyoruz. O yüzden, kültürün, herhangi bir şekilde bir yaşam biçiminin endokrine edilmesi, dikte edilmesi diye bir şey zaten söz konusu olmaz ya da devletin bir kültürü, bir içeriği dikta etmesi diye bir şey de bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil.
Dolayısıyla, şehir üzerinden kültür politikalarını somutlaştırmaya başladığımız anda bizim paydaşlarımız kim? Çevre Şehircilik Bakanlığı, Tarihî Kentler Birliği, Belediyeler Birliği, TOKİ, Millî Eğitim Bakanlığı, vakıflar, bunların hepsi doğrudan bizim paydaşlarımız ve biz ilk iş olarak Çevre Şehircilik Bakanlığı, Belediyeler Birliği, Tarihî Kentler Birliği, TOKİ, bunlarla birlikte bugüne kadar 3 tane toplantı yaptık. Çünkü bizim öncelikle iki şeyi ayağa kaldırmamız gerekiyor: Bir, kentlerin yani şehirlerin tarihî dokusunu ve sosyal dokusunu yani kimliğini yani hafızasını. Çünkü şehrin hafızası ve kimliği kaybolduğu zaman şehir kültür üretemiyor. Yani, bugün yaşadığımız temel sorunlardan bir tanesi bu. Ya da kültür üreten şehirler diğer şehirleri taşralaştırmaya başlıyor. Yani, bugün İstanbul'un, sadece İstanbul'un ülkenin bütün kültür ve sanat hayatını taşımaya başlaması bir süre sonra bir sorun alanı olarak ortaya çıkmaya başlıyor. O yüzden, bizim her şehri ayrı ayrı alıp o şehir üzerinden o şehrin hafızasını ve kimliğini inşa etmemiz gerekiyor.
"Şehrin hafızası"ndan neyi kastediyorum? Öncelikle, şehrin somut kültürel mirasını kastediyorum. Yani, eğer siz şehrin kurulduğu "eski şehir" dediğimiz alanı koruma altına almıyorsanız, orayı ihya etmiyorsanız, oranın tarihî dokusunu koruyarak yenilemiyorsanız bu aslında şu anlama geliyor: Şehrin bir süre sonra kimliğinin, karakterinin yok olması anlamına geliyor. Dolayısıyla, biz Çevre Şehircilik Bakanlığıyla şu anda yürüttüğümüz çalışmalar çerçevesinde bunun altyapısını hazırlıyoruz ve bu çerçevede şu anda hazırladığımız bir kültür paketimiz var.
Şimdi, Sayın Kuşoğlu dedi ki "2016 Eylem Planı'nda kültür ve turizmle ilgili fazla bir şey görmedim." Sayın Başbakanımız 2016 Eylem Planı'nı açıklarken özellikle bir cümle kullandı, dedi ki: "Biz ayrıca bir kültür paketi açıklayacağız." Şimdi, önümüzdeki haftalarda Sayın Başbakanımız bir kültür paketi ve bir kültür eylem planı açıklayacak, çalışmalarını tamamladık.
Ve burada bizim üzerinde durduğumuz iki temel şey var. Dediğim gibi, bir, şehir-insan, kültür, medeniyet; bir de şehir-kültür sanat yönetimi. Kültür sanat yönetiminden şunu kastediyoruz: Sanatın desteklenmesi, sanatçının desteklenmesi, sanat eğitimi, sanatçının özlük haklarına varıncaya kadar yeni bir kültür sanat yönetimi oluşturmamız gerekiyor, model oluşturmamız gerekiyor. Bunun önemi ne? Bunun önemi şu: Şimdi, birazdan turizme geçtiğimde aslında bunu açıklayacağım. Biz şu anda 39 milyon turistle maksimum seviyeye ulaşmış durumdayız. Çünkü biz orta alt gelir grubundan turist alıyoruz. Rusya'dan alacağımız maksimum turisti almışız, Almanya'dan alabileceğimiz maksimum turisti almışız ve bu turistlerin temel özelliği de, gelen turistin temel özelliği de tur operatörleri tarafından getiriliyor -belli bir otelde güneş, kum, deniz, her şey dâhil sistemi içerisinde- daha sonra aynı turist, aynı tur operatörü tarafından alınıyor ve tekrar geldiği ülkeye götürülüyor. O hâlde bizim...
Bir de bizim şu özelliğimiz var: Dünyanın en iyi turizm altyapısına sahibiz. Bu bizi biraz da otelcilik ülkesi yapıyor. Yani, turizm ülkesinden ziyade otelcilik ülkesi yapıyor bu bizi biraz da. O hâlde, bizim bir kültür ekonomisi oluşturmamız gerekiyor ve bu kültür ekonomisini turizmle buluşturmamız gerekiyor. Yani, bizim planlamalarımızı yaparken buna göre planlama yapmamız gerekiyor. Yani, bir turist iki gün Viyana'da kalacaksa, eğer o iki gün içerisinde "Ben Viyana Filarmoni Orkestrası'nı dinlemeliyim" diye düşünüyor ve önceden bunu planlıyor, 250 euro verip o bileti satın alıp, o bir saatlik konsere gidip orada 250 euro bırakıyorsa, işte, bu kültür ekonomisidir. Ama eğer İstanbul'a ya da Antalya'ya gelirken bu anlamda bir planlama yapma gereği duymuyorsa ve geldiğinde de bıraktığı para maksimum 500 dolar ile 800 dolar arasında değişiyorsa şimdi bizim burada yeni bir planlamaya gitmemiz gerekiyor.
Dolayısıyla, bizim yeni planlamamızda yeni hedef kitle olarak orta-üst gelir grubunu kendimize hedef almamız, dolayısıyla bunun için turizmde ürün çeşitliliğini oluşturmamız ve bu ürün çeşitliliğine paralel olarak da pazar çeşitliliğini oluşturmamız gerekiyor. Buna uygun da bir destinasyon yönetimi ve bir tanıtma stratejisi oluşturmamız gerekiyor. Yani, biz artık Türkiye'yi tanıtırken sadece Türkiye'nin bütününü değil; bizim Antalya'yı ayrı tanıtmak, İzmir'i ayrı tanıtmak, İstanbul'u ayrı tanıtmak, Kapadokya'yı ayrı tanıtmak ve bunların her birini bu tanıtım üzerinde markalaştırmak ve tanıtımını yaparken de Hindistan'da ayrı bir tanıtım, Çin'de ayrı bir tanıtım, Güney Amerika'da ayrı bir tanıtım, Avrupa'da ayrı bir tanıtım ve bu tanıtımın da -dediğim gibi- taktiğini ve stratejisini buna göre yapmamız gerekiyor.
Şimdi, bununla ilgili yapılmış zaten çalışmalar var ama bunu da, bizim sektörü çözüm ortağı olarak görmemiz ama sektörün talepleri doğrultusunda da bu çalışmayı yapmaktan ziyade... Çünkü bizim "turizm sektörleri" dediğimiz sektörler, nihayetinde demin tanımladığım çerçeve içerisinde kalan sektörler.
O hâlde, biz şimdi Dünya Turizm Örgütüyle iş birliği içerisinde, devletin bu konuda destekleyen, yöneten, kolaylaştıran, ön açan bir konuma gelmesinin gerekliliğinin altını çiziyoruz. Dolayısıyla, bizim burada hem kültür alanında hem de turizm alanında devleti, dikte eden değil, devleti destekleyen, ön açan, yönlendiren, kolaylaştıran bir konuma taşımamız gerekiyor.
Şimdi, 100 milyar dolar hacmi olan bir sektörden bahsediyoruz yani tedarikçileriyle birlikte 100 milyar dolarlık bir hacimden bahsediyoruz. Dolayısıyla, bizim devlet olarak 100 milyar dolarlık hacmi riske etme lüksümüz yok.
Şimdi pazartesi günü Sayın Başbakanımız Turizm Destek Paketi'mizi açıklayacak. Yani şimdi, biz şu anda rezervasyonlar yapıldığı için acil olarak 6 bin doları açıkladık. Aynı şekilde bu söz konusu büyük tur operatörlerini, Rusya da buna dâhil olmak üzere bunları Kredi Garanti Fonu kapsamına aldık, dolayısıyla oradaki riski büyük oranda azaltmış bulunuyoruz ve pazartesi günü Sayın Başbakanın açıklayacağı destek paketinde de sektörün talep ettiği desteklerin yüzde 80'i, yüzde 85'i gerçekleşmiş olacak.
Şimdi, isterseniz hızlıca ben sorulara geçeyim.
Sayın Bihlun Tamaylıgil'in EXPO 2016'yla ilgili sorduğu soru: Antalya'da Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yürütülen EXPO 2016 bizim destek olduğumuz bir çerçeve. Yani biz orada dedik ki... Çünkü Antalya'yla ilgili önümüzdeki süreçte... Çünkü 4,5 milyon turist geliyor Türkiye'ye, yüzde 75'i Rus turist Antalya'ya gidiyor. O hâlde bu Rusya'yla yaşanan sorundan kaynaklanacak muhtemel bir krizi biz hangi kaldıraçla kontrol edebiliriz? EXPO 2016'yı bunun için bir kaldıraç olarak kullanabiliriz dedik ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına dedik ki biz kültür sanat etkinliklerinizde size destek olalım, tanıtmada size destek olalım. Bu konuda da beraber bir çalışma sürdürüyoruz. Aynı zamanda buraya aile ve çocukların giriş ücretlerinin düşürülmesi ve Müze Kart ile bir entegrasyon sağlıyoruz. Gıda, Tarım Bakanlığıyla birlikte bu çalışmamız devam ediyor.
İstanbul AKM'nin bakım ve onarım çalışmalarına 2009 yılında biliyorsunuz başlandı. Çalışmalar sırasında bina temeli ve taşıyıcılarında çok ciddi korozyon tespit edildi. İTÜ ve Sakarya Teknik Üniversitesine iki ayrı etüt yaptırdık. Depreme dayanaklılık ve güçlendirmeye ilişkin tespitler doğrultusunda şu anda orada çalışmalar devam ediyor.
Yine, Lale Hanım sanıyorum ayrıldı; Lale Hanım'ın sorduğu bir soru vardı. Bakanlığımız tarafından Termal Master Planı 2008 yılında hazırlandı, 41 ilde 1.300 kaynak planlı hâle getirildi, ortak su dağıtım projeleri il bazında hazırlanıyor. Afyon, İzmir, Nevşehir illeri başta olmak üzere pilot bölge uygulamaları şu anda başarıyla yürütülüyor.
Yine, Lale Hanım "2000'li yıllardan bu yana 4.268 kültür varlığı getirilmişken 2015'te neden 39 eser iade edilmiştir?" diye sormuştu.
2004 yılında 396; 2007 yılında 349; 2008 yılında 1.183 ve 2011 yılında 1.885 eser toplu hâlde, genellikle gümrükte yakalanmış, bunların büyük bir çoğunluğu da sikke grubu.
Kültür varlıklarının iadesi uzun zaman alan ve olgunlaşma süresi olan bir husus. Kültür varlıklarının iadesi çalışmalarını kesintisiz olarak aynı ciddiyetle şu anda sürdürüyoruz.
Yine Bihlun Hanım'ın bir sorusu: "Ertuğrul 1890 filmi afişinin sergilenmesine ilişkin Atatürk Kültür Merkezinin tercih edilmesinin sebebi nedir?" diye sormuşsunuz.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Ben böyle bir soru sormadım.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - "AKM'yi bir afiş olarak neden kullandınız?"
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Evet, AKM'nin afiş olarak kullanılması...
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Şimdi, filmin yapımcılığını Bakanlığımız üstlendiği için Ertuğrul 1890 filminin ortaya koyduğu o uluslararası ilişkiler ve orada insani duygular, işte dostluk, vefa, özveri gibi, bunun farkındalığının artırılmasıydı aslında biraz niyetimiz. Orada tamamen ticari amaç gütmeksizin bir çalışma yürütüldü.
Garo Bey'in sorduğu sorular vardı. Garo Bey burada yok, onları biz kendisine -burada yazılı olarak var- yazılı olarak verelim.
Nursel Hanım'ın sorduğu sorular vardı, onları da biz Nursel Hanım'a yine yazılı olarak verelim.
Kadim Bey'in sorduğu sorular vardı: "Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali ile Uluslararası İstanbul Opera Festivali'ne uluslararası hiçbir katılım olmamış ve sponsorluklar geri çekilmiş midir?"
Söz konusu iddiayla ilgili şunu söyleyebiliriz: Geçen festivallere birçok bireysel ve grup olarak uluslararası düzeyde katılım gerçekleşmiş, ayrıca Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen söz konusu uluslararası festivaller nedeniyle de üyesi olduğumuz Uluslararası Festivaller Birliği tarafından 2015 yılında Genel Müdürlüğümüze ödül verilmiş, önceki yıllarda İstanbul ve Bodrum festivallerinde sponsor olan özel banka herhangi bir gerekçe göstermeksizin 2015 yılı için sponsorluktan çekilmiş olup söz konusu çekilmenin festivallerde uluslararası katılım olmamasıyla bir ilgisinin bulunmadığı...
Yine "Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Selman Ada'nın Genel Müdür Vekili olduktan sonra sahnelenen eserlerin temsil ve seyirci sayıları nelerdir?" diye sormuşsunuz.
Şimdi, 2014-2015 sezonunda Ali Baba sergilenmiş, toplam temsil sayısı 8; 2.396 kişi izlemiş.
2015-2016 sezonunda da yine Ali Baba'nın temsil sayısı 16; 6.909 kişi izlemiş.
Mavi Nokta: 3 temsil sayısı, 642 kişi izlemiş.
Aşkı Memnu: 3 temsil sayısı, 1.434 kişi izlemiş.
Başka Dünya: 5 temsil sayısı, 2.238 kişi izlemiş.
Toplam temsil sayısı 27; 11.223 seyirci izlemiş ve Sayın Selman Ada da eserlerini geri çekmiş durumda.
Bu arada Kadim Bey'in diğer sorularını yazılı olarak ben cevaplandıracağım.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Sevinirim.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Size bizzat onları yazılı olarak bildireceğim.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Çünkü ben de size görüntüler göndereceğim o sizin söylediğiniz gibi doluluğun falan olmadığını yani o uluslararası festivallerde. 5 bin kişilik yerde 300-350 kişiyle bu festivallerin gerçekleştirildiğini...
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Paylaşırsanız sevinirim.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Tabii ki.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Yine, Sayın Bülent Kuşoğlu'nun sorusu: "Türkiye'de okur belirlenmesine ve okuma alışkanlığının geliştirilmesine yönelik ne tür çalışmalar yapılmaktadır ve bütçedeki otobüsler nedir?"
Şimdi, biz ülke çapında 31 gezici kütüphane aracılığıyla hizmet veriyoruz. 2015 yılında 15 araç alımı tamamlanmış, 2016 yılı bütçesinde de 5 yeni araç gezici kütüphaneye alınacak. Oradaki otobüsler gezici kütüphaneye alınacak olan otobüsler.
"Bu okuma alışkanlığının geliştirilmesine yönelik ne tür çalışmalar yapıyoruz?"
Öncelikle, Bakanlığımıza bağlı halk ve çocuk kütüphanelerinde verilen hizmetlerimiz var. Bunların çeşitlendirilmesi ve geleceğe ilişkin yol haritasının belirlenmesi amacıyla yürüttüğümüz çalışmalar var. Bir de şimdi her ilimizde ve ilçemizde çocuk kütüphaneleri açmaya başlıyoruz. Yani sadece halk kütüphaneleri değil, dediğim gibi yaşayan kütüphane konseptine aynı zamanda çocuk kütüphaneleriyle de devam edeceğiz. Kütüphanelerimizin tanıtımını ve kültürel etkinliklerini artırıyoruz. Böylece kütüphanelerimizin istatistikleri de artıyor. Ayrıca ülkemizde son yıllarda kişi başına düşen kitap sayısı, uluslararası standart kitap numarası sayısı da giderek artıyor. Bakanlık olarak kütüphane yatırımlarına sponsorluk desteği sağlanmasına yönelik politikalar oluşturmayı düşünüyoruz. Hatırlarsanız, 2006 yılında "Yüzde Yüz Okul Kampanyası" yapmıştık, şimdi benzer bir kampanyayı "Yüzde Yüz Kütüphane Kampanyası" olarak, hayırseverler kütüphane yaptırdıkları takdirde bunların vergiden düşülmesiyle ilgili bir çalışmayı şu anda sürdürüyoruz.
Yine, Sayın Bülent Kuşoğlu'nun, benim burada aldığım fakat henüz daha cevabı gelmeyen... "Seyahat acenteciliğinden neden tur operatörlüğüne geçiyoruz?" diye sordunuz. Şimdi, seyahat acenteciliği daha küçük ve daha bireysel girişimler, tur operatörlüğü ise daha büyük ölçekte ve toplu girişim yapılmak suretiyle turizm destinasyonlarının hem planlanmasını hem de pazarlanmasını oluşturan bir sistem. O yüzden seyahat acenteciliğinden tur operatörlüğüne geçmeyi planlıyoruz.
Şimdi, Devlet Opera ve Balesi ve Devlet Tiyatrolarının bağımsız olması... Aynı kanaatteyiz. Çünkü devlet memuru statüsünde olması sanatçının performans kaygısını ortadan kaldırıyor. Dolayısıyla sanatçının performansına dayalı ve sanatçının performansının desteklendiği bir sistemi şu anda oluşturmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda da özellikle tiyatroyu her ilde yerelleştirmek ve tiyatroyu o ilin yerel kaynaklarından daha çok hayatta tutmak istiyoruz çünkü bize artık şehirlerden sanatçı gelmiyor. O yüzden biz, bütün şehirlerde, sadece tiyatro değil, bütün sanat ve kültür faaliyetlerini hareketlendirecek yeni bir model üzerinde çalışıyoruz. Az önce Aykut Bey de önemli bir şey söyledi, aslında sorun sadece bizim düşünce dünyamızla ilgili değil, sorun bizim artık kültür üretmede, şehirlerin kültür üretmesinden kaynaklanan bir sorun. Konuşmamın başında söylediğim, hafıza ve kimliğin, şehirlerin hafızasının ve kimliğinin bir kültür üretimini engellemeye başlaması ve dolayısıyla da o şehirde doğan ve büyüyen gençlerin hem şehirle kurduğu ilişki hem de onların gelişimleri ve kültür dünyalarına şehrin katkı sunmamaya başlamaması başka bir tehlikeyi de yanı sıra getiriyor. Şu anda bizim kuşak, bizler fiziki bir coğrafyaya doğduk ama şimdi gençler sanal bir coğrafyaya doğuyorlar yani onlar İnternet coğrafyasında yaşıyorlar ve İnternet coğrafyasının onlara sunduğu zihin içeriği fazla anlam üretmeyi gerektirmiyor. O yüzden bizim mümkün olduğu kadar çocuklarımıza sosyalleşebilecekleri, kültür ve sanat etkinlerine katılabilecekleri mekânlar oluşturmamız gerekiyor onlar için. Bunun üzerinden ancak bir kültür ve sanat üretebiliriz.
Dediğim gibi, "Eylem planı neden yok?" diye sormuştu Sayın Bülent Kuşoğlu, eylem planıyla ilgili açıklamaları önümüzdeki günlerde yapacağız.
Bu sözünü ettiğiniz bütçedeki iz, bu GENÇ-DES, operaya ve tiyatroya destek, bir de tarihî şahsiyetlerle ilgili yapılacak olan çalışma için ayrılmış bulunuyor.
Yine, Yusuf Beyazıt Bey'in sorusu: "Tokat Zile'de tarihî yerlerin korunmasına yönelik bir çalışma var mı?" Evet, Tokat Zile Sokak Sağlıklaştırma Projesi yapımı işi var. Tokat Zile Sokak Sağlıklaştırma Projesi yapımı işi 2016 Yatırım Teklif Programı'nda yer alıyor. Ödenekler nispetinde de değerlendirmeye çalışacağız.
Yine, taşınmaz kültür varlıklarına yardım sağlanmasına yönelik çalışmalarımız var. 2005-2015 yılları arasında 57 adet proje yardımı ve 32 adet uygulama yardımı olmak üzere toplam 1 milyon 788 bin lira yardım yapılmış.
"Ahlat kazı çalışmaları babadan oğula mı geçmektedir?" diye sormuşsunuz. Bitlis Ahlat Selçuklu mezarlığı kazı çalışmaları Bakanlar Kurulu kararıyla 2011 yılından beri Bakanlığımız ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi adına Profesör Doktor Recai Karahan Başkanlığında sürdürülmekte, ayrıca 2015 yılından itibaren Ahlat Müze Müdürlüğü Başkanlığında Erciyes Üniversitesinden Doçent Doktor Celil Arslan'ın danışmanlığında kazı çalışmaları sürüyor.
Erhan Usta Bey'in aslında soruları vardı. Erhan Bey burada yok, onları da biz kendisine yazılı olarak, Sayın Başkan, uygun görürseniz, iletelim.
Bülent Bektaşoğlu'nun soruları vardı. Bülent Bektaşoğlu'na da biz bunları yazılı olarak iletelim.
Fethi Gürer'in, Sayın Mehmet Bekaroğlu'nun soruları vardı. Onları da biz yine yazılı olarak -zaten elimizde var- iletelim.
MUSA ÇAM (İzmir) - Varsa elinizde onları alabiliriz, biz verebiliriz onlara.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Yazılı olarak verebilirsiniz.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Yazılı olarak verebiliriz size.
Yusuf Selahattin Beyribey'in "Halk âşıkları alanında yapılan çalışmalar nelerdir?" diye sorusu vardı. Şimdi, halk ozanları ve âşıklık geleneğiyle ilgili olarak 1966 yılından bu yana planlı halk kültürü alan araştırmaları kapsamında derlemeler yapıyoruz. Demin sözünü ettiğim bizim Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğümüzü Bakanlığın hafızası hâline getirme hedefimizin içerisinde sadece âşıklar değil bütün geleneğin kayıt altına alınması da yatıyor. Şimdi, bu çerçevede, bizim Halk Kültürü Bilgi ve Belge Merkezinde kayıtlı 3.168 sanatçıdan 561'i halk âşığı. Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcılarına İlişkin Yönerge kapsamında biz bunları değerlendiriyoruz. Halk Kültürü Bilgi ve Belge Merkezine kaydedilmekte ve adlarına sanatçı tanıtma kartı düzenliyoruz. Sanatçı tanıtma kartı onlar için çok önemli çünkü onları biz özellikle bulundukları, yaşadıkları ilde bir itibar yönetimi çerçevesinde itibarlı hâle getirecek bir çalışmayı da bu sanatçı tanıtım kartı üzerinden sağlamaya çalışıyoruz. Aynı zamanda yurt dışına çıkışlarda onlara vize kolaylığı sağlıyoruz. Yurt içi ve yurt dışı etkinliklerde görevlendirilmelerini sağlıyoruz. Bu kart sahibi olan âşıkların Bakanlığımız birimleriyle iş birliğiyle Müze Kart'tan ücretsiz faydalanmalarını sağlıyoruz, sinema ve tiyatro biletlerinden ücretsiz veya indirimli yararlanmalarını sağlıyoruz. Bakanlık dışındaki kurumlarla iş birliği içerisinde toplu taşıma araçlarından -hızlı tren, metro ve benzeri- ücretsiz veya indirimli yararlanmalarını sağlıyoruz.
Yine, Mehmet Günal Bey'in bu sağlık turizmi ve termal turizm... Şimdi, sağlık turizmi daha çok şu anda Sağlık Bakanlığının yürüttüğü bir faaliyet. Dışişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı birlikte bağımsız bir birim oluşturuyoruz sadece sağlık turizmiyle ilgili. Bir de spor turizmiyle ilgili Bakanlığımızın bünyesinde bir daire başkanlığı kuruyoruz.
Sayın Başkan, genel hatlarıyla bunlar ama şu kadarını söyleyeyim eğer müsaade ederseniz Sayın Başkan, biz şöyle bir şey yapalım: Biz de aynı zamanda kayıtlarımızı aldık, sorulan bütün soruları biz deşifre ettikten sonra, aynı zamanda burada sorulan bütün sorulara yazılı olarak da biz Bakanlık olarak cevap vermek isteriz. Yani, kayıtlara geçen bütün sorulara aynı zamanda yazılı cevap da vermek isteriz ama şu ana kadar kayıtlarımıza aldığımız, sorulan sorularla ilgili yapacağımız değerlendirme bu kadardır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, Bakanlığın işini kolaylaştırmak açısından biz de yarın tutanakları alır, deşifre eder, Bakanlığa göndeririz.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Çok teşekkür ediyorum.