Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
Konu | : | Sağlık Bakanlığı temsilcilerinin yaptığı sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 26 .06.2024 |
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkanın nezdinde Komisyonun tüm değerli üyelerini, diğer milletvekillerini, Sayın Bakan Yardımcımızı ve bürokratları ve dışarıdan gelen misafirlerimizi saygılarımla selamlıyorum.
Adem Bey meslektaşımız, insan hakları, mesleği gereği zaten ilk planda tutmamız gereken bir şey ama söylediği şeyler "Müsaade etmeyiz." "Mahkûm etmeyin." "Konfor şikâyeti." "İnsan hakları konusunda, ihlallerde tavizsiz bir şekilde ilerliyoruz." Siyasi söylem bunlar, Mecliste yapıyoruz. Ben bu Komisyonunuzu gerçekten çok önemsiyorum ve Divanda bugün görevli olmama rağmen bir başka arkadaşımdan rica ettim çünkü burada o mektuplar hepimize geliyor, size binlercesi geliyor, milletvekili olarak gerçekten bizlere geliyor ve doğrudur, yanlıştır ama okuduğumuzda hepsi ciğerimizi yaralıyor. Dolayısıyla Mecliste bol bol atışıyoruz, ona zamanımız bol ama burada görev yaparken bizlerin burada ettiğimiz yemine bağlı kalarak yani insan haklarını temel alan bir şekilde... Elbette ki hakkını vereceğiz ama burada eksiklikleri dile getirmek amacıyla bu Komisyon kuruldu yoksa hani başarılı şeyleri yapalım da gelip burada bunları konuşalım için değil. Dolayısıyla burada eksiklikleri dile getirmemiz ve onun üzerinden konuşma yapmamız o kadar kolay ki aksi doğru değil Adem Vekilim. Yani onu elbette yine Mecliste yapalım ama biz burada insan haklarını temel alan bir şekilde, elbette ki yapılanları da görerek, bilerek, yeri geldiğinde de söyleyerek ama burada hazır bürokratlarımızı bulmuşken karşılıklı, bize gelenleri ve mesleki olarak da -aslında birçok arkadaşım meslekten geliyor- alandaki eksiklikleri dile getirmek durumundayız. O yüzden, kimse lütfen burada birbirini ötekileştirmesin. Burada toplanan her milletvekilinin amacının temelde insan hak ve özgürlüklerini sağlamak olduğunu düşünüyorum, onun dışındakileri Mecliste hep birlikte zaten tartışırız.
Şimdi, Sayın Bakan Yardımcım, ben de Komisyon üyesi değilim ama -az önce de söylediğiniz için çekim yapmayı bıraktım- sunumdan bir örnek alabilirsem çok memnun olurum. Verileriniz çok önemli ama bunun yanında -hani hepimiz de dedik, bende de o his var, eminim bu verileriniz tabii ki doğru veriler ama- biz alanda baktığımız zaman, gittiğimizde, ziyaret ettiğimizde bize gelenlerle örtüşmüyor diye görüyoruz.
Birçok şeyi az önce de konuştuk, size yöneltilen birçok sorunun muhatabı da aslında siz değilsiniz, farkındayız, kanunlardan, yönetmeliklerden gelen zorunluluk nedeniyle bazı yerlerde bir şeyleri açamıyorsunuz, bunun nedeninin o olduğunu biliyoruz ama burada amaç zaten bu eksiklikleri görmek ve belki de ileride yapılacak olan kanun tekliflerinde de bunları dile getirmek. Dolayısıyla ben de aynı hisse kapıldım yani "Her şey mükemmel, güçlü bir sağlık ordumuz var." dediniz ama Türkiye'de maalesef bugün sağlıkta... Hani dışarıdaki vatandaşlarımız bile sağlığa, kaliteli sağlığa erişimde problem yaşarken cezaevlerindeki erişimi de alandan biri olarak öyle gösterildiği gibi ya da veriler doğru ama... İnsanla muhatapsınız, çok zor bir görev yaptığınızı da biz biliyoruz; ayrıca, sadece size de bağlı değil, Adalet Bakanlığıyla da birlikte bir çalışma içerisindesiniz, İçişleri Bakanlığıyla da çalışma içerisindesiniz. Dolayısıyla zor bir görevinizin olduğunun da bilincindeyim ama buna rağmen, verileri açıklarken en azından, o illerde verdiğiniz, hani "Şu ilde şu var, şu ilde şu var." diye oradaki hükümlü ve tutuklu sayılarıyla birlikte bunları verdiğiniz zaman bize daha güzel bir fikir verir. Yani yeterli mi, yeterli değil mi? Yoksa bu sefer toptan bir konuşma yapmak zorunda kalıyoruz, yapılanları değil de yapılmayanları ön plana çıkararak konuşma yapıyoruz. Bu verileri o yönüyle de bizim önümüze serebilirseniz çok önemli olur diye düşünüyorum.
"Önleyici sağlık." dediniz, çok önemli; bu hepimiz için de önemli. İşte, bunda koordinasyonu nasıl sağlıyorsunuz, çok merak ediyorum. Yani sizin -az önce Mahmut Vekilime dedi- şimdi girip de "İşte yatağı, işte oradaki banyo alma şeyi, sular kaç saat veriliyor, banyo yapma imkânı veriliyor mu verilmiyor mu? Herkes buna erişebiliyor mu? Sağlıklı suya erişim." gibi konularda tek başınıza bir karar verme ve yapma imkânınızın olmadığını düşünüyorum. Dolayısıyla bu koordinasyon konusu Türkiye'de temel sorunumuz. Siz bu koordinasyonu sağlayabiliyor musunuz? Elbette ki protokolleriniz var, onun dışında bir şey söylüyorum: Türkiye'de her şey kâğıt üzerinde çok güzel ama uygulamada güzel değil, yeterli değil, eksik. Bunun da önemli bir nedeninin kurum kuruluşlar arasındaki koordinasyon eksikliği olduğunu söylemek istiyorum. Bunu nasıl sağlıyorsunuz? Sağlarken ki verileri birbirinizle nasıl paylaşıyorsunuz ve ilerleme kaydediyor musunuz? Önemli olan bu. Bu konudaki eksikliği dile getirmek istiyorum.
Bir de hapishanedeyken hayatını kaybedenlerle ilgili herhangi bir çalışmanız var mı? Yani bunun nedeni nedir? Önlenebilir miydi, önlenemez miydi? Sağlık hizmetlerine erişemediği için mi ya da tahliye edilmediği için mi bu ölümler gerçekleşmiş? Bu konuda yeterince bir çalışmanız var mı? Yani bizim aslında tatmin olacağımız şekilde buradaki sorulardan anladığınız üzere bir çalışmanın olup olmadığını da çok merak ediyorum. Karşılıklı konuşmayı çok önemsiyorum ama lütfen bunları veriler üzerinden değil de bize ve size iletilen eksiklikler üzerinden yürütebilirsek "Ne kadar güzel bir hâldeyiz." demeyip de bir kişinin bir saatlik hayatının bile veya özgürlüğünün ne kadar önemli olduğunu kabul ederek bu bakış açısıyla hareket eder ve daha çok bir araya gelebilirsek eminim bu sorunların çok büyük bir bölümünü de birlikte aşacağız.
Ben tekrar çok teşekkür ediyorum ve başarılı çalışmalar diliyorum.
BAŞKAN DERYA YANIK - Çok teşekkür ediyoruz Sibel Hanım, sağ olun.