OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli üyeler, değerli Bakanlık temsilcileri; biz tabii, tıbbi ürün sahteciliği ve halk sağlığıyla ilgili bir anlaşma imzalıyoruz ya da bir anlaşmayı Komisyonda görüşüyoruz ama öbür taraftan kendi ülkemizin içiyle ilgili yaşamış olduğumuz bazı sıkıntılar var. Örneğin, ben geçen hafta Düzce'deydim. Düzce'ye gitmek durumunda kaldık çünkü İstanbul'u besleyen ana akarsulardan bir tanesi Melen suyu, Büyük Melen ve Melen. Buralarda "katı atık bertaraf tesisi" adı altında bir tesis yapılmış. Düzce'deki bütün ilçelerin, Düzce merkez dâhil olmak üzere, tamamı katı atıklarını o tesise götürüyorlar ama birincisi, ÇED raporu alınmış ve ÇED raporu daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmiş ve tesis çalışmaya devam ediyor. İkincisi, tesis Melen suyuna 200 metre mesafede. Dolayısıyla oradaki bütün kirli su Melen Çayı'na boşalıyor. Üçüncüsü, Melen Çayı'na daha rahat boşalsın diye oraya bir isale sistemi yapmışlar yani doğrudan Melen Çayı'na aktarılıyor. Melen Çayı'na aktarılan o kirli su doğrudan İstanbul'a içme suyu olarak geliyor ya da kullanma suyu olarak geliyor. Şimdi burada ifade etmekte zorluk çektiğim çok kötü görüntülerle karşılaştık. Orada atık suyun birikmesi için bir havuz yapılmış. Belediye Başkanı düzenli olarak o havuzdan suyu alıp doğrudan Melen suyuna boşaltıyorlar. Ben Düzce'nin bütün ilçelerini gezdim. Hiçbirinde kanalizasyonun biyolojik arıtmaya tabi tutulduğu bir yer yok. Düzce merkezde var sadece.

Bu sadece Düzcelilerin hayatını etkilemiyor. Çoğunlukla İstanbul'a gelen içme suyunu etkiliyor. Onunla ilgili, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde Sayın Cumhurbaşkanının sıklıkla gündeme getirdiği sosyal demokrat halkçı belediyeler zamanında İstanbul'un su sorunu olduğu, bu sorunun daha sonra çözüldüğüyle ilgili muhtelif demeçlerini hepimiz dinlemişizdir, Büyükşehir Belediye Başkanıyken de Başbakanken de Cumhurbaşkanıyken de.

Şimdi, ortada böyle bir sıkıntıyla karşı karşıyayız. Bu konuyla ilgili -dün de arkadaşlarımız Mecliste konuyu gündeme getirdiler- bir Meclis araştırma önergesi verdik. Ben bugün halk sağlığıyla ilgili bir anlaşmayı göz önünde bulundurarak bir çalışma yürüttüğümüz için bu konuyu da gündeme getirmek istiyorum.

Bu katı atık tesisinin 500 metre yukarısında da bir baraj var, Hasanlar Barajı var. Yani neresinden tutsanız mesele elde kalıyor.

Böyle bir konunun zabıtlara girmesini istediğim için bu konuyu gündeme getirmiş durumdayım. Bununla ilgili -sonuçta hepimiz Türkiye milletvekiliyiz- bütün arkadaşlarımızın da gerekli hassasiyeti göstermesini rica ediyorum.

Teşekkür ederim.

AZMİ EKİNCİ (İstanbul) - Dolayısıyla "Bunu imzalamayalım." diyorsunuz yani.

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Yurt dışıyla ilgili böyle bir anlaşmayı imzalamakta bir beis görmüyoruz. Problem yurdumuzun içinde, ben onu söylüyorum sadece.