KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri, kıymetli hocam ve yine uzmanlar; hepiniz Komisyona hoş geldiniz.

Öncelikle, ben Komisyon Başkanlığına bir hatırlatma yapmak istiyorum. Biliyorsunuz yarın bir yolculuk yapacak Meclis Araştırması Komisyonu, Balıkesir İvrindi'de bulunan TÜMAD Madenciliğe ait altın maden sahasını inceleyecek. Ancak bir önceki toplantıda ifade ettiğim gibi, bu incelemenin, yapılacak bu gezinin turistik bir gezi olmaması için bu altın maden sahasıyla ilgili ÇED raporlarının ve uygulama projelerinin İliç Araştırma Komisyon üyelerine verilmesi gerekiyor. Zaman gittikçe daralıyor dolayısıyla bu konudaki evrakların acilen bize iletilmesi gerekiyor.

OTURUM BAŞKANI YÜKSEL COŞKUNYÜREK - Sayın Vekilim, gönderilmiş, uzmanımız öyle söylüyor ama.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bunun altını çiziyorum, bu kısım önemli. Bir sorun olup olmadığını, ne kadar iyi bir örnek veya ne kadar sıkıntılı bir altın maden sahası olduğunu tespit etmenin yolu bu projelerin ve ÇED süreçlerinin incelenmesiyle doğrudan ilgili. Aksi takdirde, bakarak bir sorunu tespit etmeye çalışmak hiç bilimsel olmayacaktır.

İkinci bir konu: Sayın Hocam, yaptığınız sunumda 60 milyon tondan fazla bir kütlenin yığın liç sahasında serili olduğuna yönelik bir ifadeniz var. Tabii, rakamları sizin de temin ettiğiniz bazı yerler var, oradan aldığınız bilgileri ifade ediyorsunuz ancak daha önce Enerji Bakanlığı yaptığı sunumda "Yığın liçte heyelan öncesi son durumda 68 milyon ton depolama yapılmıştır." diye ifade etti. Bu rakam oldukça kritik. Burada ne kadar aşırı yükleme yapıldığıyla ilgili resmî olarak Bakanlık tarafından verilmiş, aktarılmış bir veri. Dolayısıyla bu veriden hareketle de burada yaşanan felaketin aslında ne kadar uzun süredir gelmekte olduğunu da anlatması bakımından çarpıcı.

Diğer bir konu: Sayın Süleyman Karaman, burada, altın maden sahasının üzerinde bulunduğu veya içinde bulunduğu depremsel bölge açısından 9 büyüklüğünde depreme dayanıklı olduğunu ifade etti, bunun bir rapora dayandığını kendisi söyledi. Varsa böyle bir rapor kendisinden talep ediyoruz.

Bir diğer konu: Birkaç gün önce İliç Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan bir bilirkişi heyeti raporu var. Bu raporun son cümlesini size okuyorum, son cümlesinde diyor ki: "Kazada kaçınılmazlık unsuru bulunmamaktadır." Yani önlemler alınsaydı denetimler yapılsaydı bu felaket olmazdı. Kim söylüyor? Bilirkişi raporu söylüyor bunu, bu sabit, dolayısıyla da biz şu anda İliç Araştırma Komisyonu olarak neden bu tedbirler alınmadı, kim bu tedbirleri almadı, neden bu denetimler yapılmadı, kimler bu denetimleri yapmadı? Bunun peşindeyiz ve bunu tespit ettiğimiz andan itibaren de bir kez daha böyle bir facianın yaşanmasına da engel olma konusunda önemli bir adım atmış olacağız.

Bir diğer konu, şu konuşuluyor: Eğer şu şiddette bir deprem olursa yığın liç sahası veya tesisin bütünü -bir bütünsellik de içeriyor - acaba yıkılır mı yıkılmaz mı, bir sorun olur mu olmaz mı, havuzlar taşar mı taşmaz mı? Ancak zaten fiilen hiçbir deprem olmadan, şu anda zaten bir yığın liç sahası yıkılmış durumda. Yani burada "9 şiddetinde bir deprem olsa acaba yıkılır mı?" sorusu lüks bir soru. "Acaba 7,4 büyüklüğünde bir deprem olursa havuzlar taşar mı, vesaire olur mu?" Bunlar artık lüks sorular. Yani biz anlıyoruz ki aslında 13 Şubatta veya o dönemde yığın liç sahası henüz yıkılmadan önce, 5 şiddetinde bir deprem de olsa bu yığın liç sahası -zemin hareketleri incelendiğinde- zaten yıkılmak üzereymiş ve yıkılacakmış. O yüzden burada içinde bulunan bölgenin 9 büyüklüğünde bir depremle karşılaşması durumunda riskli olacağını düşünmek veya bunu konuşmak maalesef, bugün yaşadığımız sıkıntıyla doğrudan bir bağlantı içermiyor.

Diğer taraftan, MTA'nın Erzincan İliç'teki altın madeni sahasıyla ilgili yayınladığı diri fay haritası var. MTA'ya göre söylüyorum, kendi ifadeleriyle, son yayınladıkları diri fay haritasının tarihi 2013 ve bakın, burada 2013 MTA diri fay haritası var. Bu haritaya baktığımız zaman Anagold altın madenine 16 kilometre mesafede hemen güneybatısında Malatya fay hattının olduğunu görüyoruz. Diğer taraftan, 10 kilometre mesafede, güneydoğusunda da Ovacık fay hattı var ve kuzeybatısında da 10 kilometre mesafede Divriği fay hattı var. Aynı zamanda da Ovacık fay hattına bağlı Munzur segmenti doğrudan tesisin -bakın şöyle göstereyim buradan- atık havuzu ile kayan yığın liç sahasının arasındaki kuru "Sabırlı Deresi" diye tabir edilen derenin güzergâhını izleyerek Bağıştaş Barajı'na doğru gidiyor, onu da geçip gidiyor. Yani sorsanız, deseniz ki: Türkiye'de daha depremsel bir kesişim noktası var mı? Neredeyse yok denebilir, yani bu kadar tam üzerinde, tam o hattın içinde ama bir deprem sebebiyle bile yığın liç sahası yıkılmamış, daha bambaşka kaçınılmazlık unsuru bulunmadığı hâlde. Yani bu insan hatası demek aslında, insan kusuruyla yıkılmış durumda. Şimdi, burada bir deprem olsa acaba kaç büyüklüğünde bir deprem olur? Soru bu. Bakın, bunun yanıtını da Munzur Üniversitesi vermiş. Munzur Üniversitesi 2024 yılının hemen başında yaptığı bir seminerde bölgenin depremselliğiyle ilgili güncel verileri aktarmış.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Siz soru sormayacaksınız, bilgi aktaracaksınız.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, aynen aktarıyorum, diyor ki: "Ülkemizin önemli fay hatlarından biri olan Malatya ve Ovacık fay zonu üzerindeki depremsellik değerlendirmemizi aktarıyoruz. Malatya bölümünde yapılan çalışmalarda fay üzerinde son on bin yıl içerisinde 4 büyük depremin meydana geldiğini ve en son depremin günümüzden yaklaşık olarak iki bin dört yüz otuz sene önce oluştuğunu belirtiyoruz. Malatya-Ovacık fay zonu üzerinde yakın zamanda deprem olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu bu durum göstermektedir. Malatya fayı üzerinde beklenen depremin büyüklüğü yani Anagoldun işlettiği altın sahasının sadece 16 kilometre mesafesindeki Malatya fay hattında beklenen depremin büyüklüğü yaklaşık olarak 7,5 ve hemen 10 kilometre mesafesindeki Ovacık fay hattı üzerinde beklenen depremin büyüklüğünün de yaklaşık olarak 7,4 olduğu tahmin edilmektedir." Zaten bu büyüklüklerdeki depremi üretebilecek fay uzunluklarının da 100 kilometrenin üzerinde olması gerektiği bilgisinden hareket edersek görüyoruz ki Malatya fay hattı 130 kilometre uzunluğunda, Ovacık fay hattı da 110 kilometre uzunluğunda. Yani, dolayısıyla bilimsel olarak devlet kurumları, MTA da dâhil olmak üzere bu altın maden sahasının diri fay hatlarının üzerinde ve yakınında olduğunu belirtmiş oluyor. Bu bakımdan da ben bu konuyu da bir kez daha Komisyonun takdirlerine sunuyorum ancak bir kez daha ifade ediyorum ki burada insan eli, insan kusuruyla... Bu yabancı ülke mensuplarının da dâhil olduğu zincirleme bir kusurdur, aynı zamanda Türkiye'deki yasal şirketlerin de yine içinde olduğu kusurlar bütünüdür.

Son konu olarak şunu söylemek istiyorum, bahsedildiği için diğer Komisyon üyeleri tarafından ben de bu konuların üzerinden geçiyorum: Dün itibariyle İliç'te Anagoldun işlettiği altın maden sahasında bir yığın liç kayması yaşandı. Yeniden bir kaymaydı bu, kayan bir toprak parçası değildi. Bu yeniden kayma nedeniyle havaya, suya, toprağa yine, tehlikeli ve siyanür içerikli yığın liç saçılmış oldu. Yani 13 Şubattan sonra tekrar bir çevre felaketi dün itibarıyla İliç'te, bölgede yaşanmış oldu. Bunun da maalesef çevre felaketi boyutu itibarıyla çok olumsuz sonuçları olacaktır.

Diğer taraftan da "Kontrollü indirdik." denilen bu yığın liç kütlesinin tepesinde bu kayma esnasında, hemen orada bir iş makinesi de görülüyor, bu iş makinesinin bu "Kontrolü indirdik." denilen bu yığın liç kayması esnasında burada bulunması ne kadar kontrollü olduğu konusuna da büyük bir soru işareti getirmiştir.

Teşekkür ediyorum.