ALİ BOZAN (Mersin) - Başkanım, ben sadece genel, kısa bir şey söyleyeceğim.

Şimdi, anladığım kadarıyla bu konuda da bir Başkanlık Divanı önergesi var. Kamu kurumlarından arkadaşlarımız geldi, orada da hazır bulunacaklar. Aslında sadece bir ricam olacak: Hani orada yaşayan köylünün, orada yaşayan yurttaşın gerçekten hepimiz oraya gittiğimizde sorularına, sorunlarına cevap verecek bir dil... Şu açıdan: Ya, açık söyleyeyim, hani sizleri dinlediğimizde elbette bir emek var, teknik bilgiler veriyorsunuz -kesinlikle yanlış anlamayın- ama oraya gittiğimizde orada yaşayan 60 yaşındaki, 65 yaşındaki amcaya, teyzeye biz bunu anlattığımızda bize şunu der: "Yahu siz bu kadar kişi Meclisten toplanmışsınız, gelmişsiniz bana ne anlatıyorsunuz?" Yani gerçekten anlatmak ama aynı zamanda sıkıntı ve sorunlarına çözüm bulmak... Sayın Başkan, Komisyon hani giderken ne şekilde olacak bilmiyorum ama aynı zamanda bir öneri: Şimdi, mağduriyet yaşayan yurttaşlar orada olacak, Komisyon orada olacak, kamu kurumlarının temsilcileri orada olacak ama aynı zamanda Dilekçe Komisyonu bir kentimize, ilimize ya da ilçemize gittiğinde orada çevre konularında çalışma yürüten -hani buraya özgü çalışma yürüten herhangi bir kurum, dernek var mı yok mu bilmiyorum, Mustafa Bey belki takip ediyorsa biliyordur ama- hani bu konuda, bu alanda -yani evet, kamu kurumu var, yurttaş var- bağımsız STK'lere de çağrı yapalım, onları da dinleyelim.

AHMET SALİH DAL (Kilis) - Üniversiteler...

ALİ BOZAN (Mersin) - Yani üniversiteler de yarı kamu kurumu, dedim ya buraya özgü çalışan var mı bilmiyorum ama yoksa çağrı yapalım, eğer varsa Mustafa Bey oradaki yurttaşlarla daha çok ilişki hâlinde... Bu şekilde, burada, sonuç her ne olursa olsun oradaki yurttaşlar da gerçekten "Evet, tüm kurumlarla, herkes geldi, bizimle ilgilendi." duygusunu aynı zamanda yaratmamızın gerçekten sonuç almamız açısından da önemli olduğunu düşünüyorum.

BAŞKAN SUNAY KARAMIK - Teşekkür ederim.