KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın hocam, teşekkür ediyoruz sunum için.

PROF. DR. GÜZİN GÜLSEV UYAR AKSOY - Ben teşekkür ederim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sunumda bir video izlettiniz. Videoda bir patlatma yapılıyor ve neticesinde orada bir kayma olayı da yaşandığını görüyoruz. Bu yaşanan kaymanın bu patlatmadan tamamen bağımsız olduğunu ifade eder tarzda görüş belirtmeniz bana çok enteresan geldi çünkü neticede patlayıcının miktarı doğru olabilir ama patlatma usulü de doğru olabilir ama patlatma zamanlaması, orada bir kayma olma riski o derece yüksek bir seviyeye ulaşmışken orada yapılması yanlış. Yani bardağı dolduran değil ama bardağın taşmasına sebep olacak etkiyi yaratan şey, izlediğimiz videoda patlatma. Şimdi, bu, bizim neden ilgilendiriyor? Şunun için ilgilendiriyor: İliç'e de baktığımız zaman, İliç'te son üç aylık jeoradar verilerine bakıldığında bu kaymanın yaşandığı yığın liç sahasında bir hareketlilik, yüzey hareketliliği, yer hareketliliği olduğu görülüyor ve gittikçe büyüyen bir hareketlilik var, bu jeoradar kayıtlarına göre söylüyorum.

PROF. DR. GÜZİN GÜLSEV UYAR AKSOY - İliç'e girmemek için bunu atladım ama madem dediniz, girelim o zaman bu konuya.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben söyleyeyim, sonra siz tamamlayıcı bir şekilde bilgi verebilirsiniz. Dolayısıyla İliç'teki patlatmaya gelmedim yalnız ben, ben videodaki örneğinizdeki patlamayla ilgili görüşümü söylüyorum. Yani patlatma yapılmamış da orası o anda kaymış değil. Bir iki saat sonra kayabilirdi, kaymayabilirdi de. Bir insan, bir Allah'ın kulu da gidip orada "Bakın, burası kaymak üzere." diyebilirdi ve o olayı yaratan, orada o riskleri yaratan kök nedenler araştırılabilirdi. Şimdi, bizim temelde İliç'le ilgili odaklandığımız ana kısım şu: Bir kot farkı olarak ifade edeceğim, bu konu da tartışılıyor zaman zaman, 257 metrelik bir kot farkı oluşmuş, bir yükseklik ve son üç aylık jeoradar verilerine göre yani facia gerçekleşmeden hemen önceki verilerden bahsediyorum, orada bir hareketlilik de var ve gittikçe büyüyen bir hareketlilik var. Dolayısıyla burada artık bir tercih yapmak gerekiyor yani bura sıkıntılı bir yola girecek, bir acil durum eylem planını çoktan uygulamak gerekiyor, işin İliç'le ilgili boyutunu söylüyorum.

Tabii ki şunu söylemek bilim insanlarının işi: Yani buradaki patlatmanın burada bir etkisi var mı veya ne kadar var? Bu konu başka bir konu olmakla birlikte, burada zaten, hâlihazırda var olan bir hareketlilik ve hâlihazırda o bölgede devam eden patlatmaların yapıldığı bir takvim de görülüyor. Ha, etkisi var, yok, az, çok o ayrı, o bilirkişinin görevi.

Dolayısıyla şöyle bir noktaya geleceğim buradan, İliç'in dışına çıkarak söylüyorum özellikle: Akademisyenler birbirleri arasında sürekli tartışırlar, birbirlerinin yaptığı çalışmalar konusunda çeşitli eleştiriler de getirirler yani onu da ben normal karşılıyorum ama bilirkişi raporunun tümüyle yani hatta dönemin Çevre Bakanı Murat Kurum'a giden kısmının da özellikle itibarsızlaştırılmaya çalışılmasını da kabul etmiyorum. Bunu şunun için söylüyorum: Anlatılan bütün prosesler, her şey, içinde patlatma dâhil, patlatma prosesleri dâhil, onların mevzuatı dâhil, uygulanan malzeme dâhil veya altın üretim sürecindeki bütün süreçlerin hepsi devlette bir boşluk yaratmayacak şekilde devlet kurumları tarafından paylaşılır, çalışılır, gerekli tedbirlerin alınması sağlanır, izleme ve denetim yapılır. Dolayısıyla aslında yirmi yılın üzerinde bir süredir tek başına iktidarda olan AK PARTİ'nin sizin söylediğiniz onca eksiği bugüne kadar gidermemiş olması yani gerçekten çok acı. Ben bugün yaptığınız sunumda şunu da anladım ki o eksik olarak ifade ettiğiniz konular, gereği, yirmi yılın üzerinde bir süredir tek başına iktidarda olan bir partiye bağlı atamalarla birlikte yöneten üst düzey bürokratların olduğu ortamda yapılmadıysa bu da bizi İliç'te dahi bir felakete doğru hızla sürüklemiş, şu anda da öyle görülüyor.

Dolayısıyla demek istediğim şey, burada bilim insanlarının tartışacağı mutlaka kısımlar olabilir, o ayrı bir şey ancak ortada bir bilirkişi raporu var, bilirkişi raporunun işaret ettiği çok yönlü sorumluluk alanları var. Dolayısıyla bunlardan biri de işin patlatma tarafı, bunun etkisi var mı yok mu kısmı olmak üzere bunu da değerlendirmenizi çok keskin bir değerlendirme olarak görüyorum ancak İliç'te de bir felaket yaşandı yani bu bir hayal değil, gerçekten yaşadık yani 9 insanımız da hayatını kaybetti. Dolayısıyla burada bakanlıkların mutlaka sorumlulukları var. Ümit ediyorum, sizin patlatma konusunda eksik olarak ifade ettiğiniz hem mevzuat yönünden hem de standartlar yönünden eksik olarak ifade ettiğiniz hususlar dikkate alınır ve bu doğrultuda da gerekli düzenlemeler hızlı bir şekilde yapılır. Böylelikle hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde de bir sonuca ulaşmış oluruz diyorum. Şöyle ifade edelim yani eğer ortada bir bilirkişi raporu olmasaydı bizim talep ettiğimiz bu bilgilere, maalesef siz de burada sunum yaparken ulaşmış olamayacaktınız çünkü bu bilgileri ulaşmak için talepte bulunacağımız bakanlığının başına bu felaket sürecinin içinde çok etkin olan ve ikinci kapasite artışına olur veren Murat Kurum getirildi. Bundan sonrası bilgi alma yönünden daha da zor olacaktır veya objektif bilgiye ulaşma konusunda daha büyük sıkıntılar oluşacaktır diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.

OTURUM BAŞKANI YÜKSEL COŞKUNYÜREK - Buyurun Hocam.

PROF. DR. GÜZİN GÜLSEV UYAR AKSOY - Şimdi, neresinden başlayayım bilemedim. Şu videodan başlayalım, koyup koymamakta... Aslında tam da sizden bekliyordum açıkçası, böyle bir... Yanlış anlaşılmaya çok müsait.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Niye benden bekliyordunuz, ben yanlış anlamaya müsait miyim, o anlamda mı düşündünüz?

PROF. DR. GÜZİN GÜLSEV UYAR AKSOY - Hayır, ondan dolayı değil, televizyonlarda falan da en çok siz yakalıyorsunuz. Yine yanlış anladınız beni, işte tam bu yüzden demek istedim.

Şimdi, videoda tabii ki patlat, manyetoya basıldığı anda akıyor, literatürde de der, bu benim de deneyimimle öyle, patlatma kaynaklı heyelanlar tam patlatma sonrasında, en fazla birkaç saat içerisinde olur. Burada da aslında onu vurgulamak istedim. Patlatma yapıldığı zaman tabii ki etkiledi, ne yaptı? Tetiği çekti ama o kama tipi kayma patlatmalarla olmadı, şelf stabilitesi, basamağın açısı yanlış olduğu için -Okay Hoca daha fazla konuşacaktı- tamamen şelf stabilitesi analizleri yanlış yapıldığı için ve o şekilde taş ocakçılığına devam ettikleri için o kaydı, patlatma artık tetiği çekti orada.

İliç'te ne oldu? Ne olduğu hakkında, asıl siz bana söylediniz ama benim fikrime göre o bilirkişi raporundaki ifadeler çok keskindi, bu kadar keskin konuşmamak lazım patlayıcıdan bahsediyorsak. Patlatmadan bahsediyorsak kesinlikle sadece rakam değil, rakam benim hiç sevmediğim bir şey. Depremden bahsediyoruz, biz patlatmayla yapay deprem yaratıyoruz, o zaman sismik dalgadan konuşmamız lazım, rakamdan değil. O sismik dalganın gelip de evi ya da şevi titrettiği en yüksek hıza bakarsak o, bizi yanıltır; bir kere çok yüksek çıkmıştır bu ama genelinde düşüktür ya da kısa sürmüştür, zarar vermez. Ya, bu o kadar çok tartışılır ki mesela 2 kilometre uzaklıkta bir patlatma sinyali gider mi? Eminim hepiniz "Yo, 2 kilometreye gitmez, sönümlenir." diye düşünürsünüz genel algı bu. Sönümlenmeyebiliyor da farklı ve hele ki bu, kömürde olur, kömür böyle bir kanal... Şimdi, Sayın Vekilim diyecek "Burası okul değil." ama bu, önemli çünkü bu, yanlış bir algı "2 kilometreye kadar titreşim gitmez, sismik dalga gitmez." Hayır gider, nasıl gider? Kömür gibi bazı formasyonlar -böyle delikli su borusu gibi düşünün- delikli su borusu gibi o kanala girdiği anda -"kanal dalgası etkisi" denir buna literatürde- dalga her yöne doğru yayılırken tesadüfen -ki kömür böyle bir kanaldır- o kanala girer, o kanal boyunca hiç genliğini düşürmeden çok uzak mesafeye kadar gider. Bazı durumlarda -o delikli su borusu gibi düşünüyoruz ya- o deliklerden yukarıya çıkar, orada bir jeofizik "evanescence waves" dalga oluşumu oluşur. O delik nereye denk geliyorsa -köydeki bir ev mi, bir cami mi, bir okul mu- buraları sarsar. Bir bakarsınız 2 kilometre uzaklıktaki ev hasarlanmış, 500 metre uzaklıktaki ev hasarsız; o zaman 2 kilometre uzaktaki o zavallı köylüye dersiniz ki: "Ya, sen yalan söylüyorsun, buraya gitmez." İşte, benim anlatmaya çalıştığım buydu. Patlatma...

ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Ne kadar sürede oluyor, çok özür dilerim, mesela 2 kilometrelik şey dediniz ya.

PROF. DR. GÜZİN GÜLSEV UYAR AKSOY - Hemen, patlatma için birkaç saniye içerisinde.

ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - O süre birkaç saniye?

PROF. DR. GÜZİN GÜLSEV UYAR AKSOY - Tabii, birkaç saniye içerisinde. Çünkü bu, benim bir doktora öğrencimin de tez çalışması aynı zamanda, kanal dalgası etkisi.

ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Az önce şey dediniz, ben karıştırdım mı? "Patlatma sonrası birkaç saat sonra da olur." dediniz.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Heyelan için...

PROF. DR. GÜZİN GÜLSEV UYAR AKSOY - Hayır, o şey, o farklı konu. Heyelan olacaksa o videodaki gibi patlatma etkisiyle bir yer kayacaksa patlatmadan hemen sonra olur ve birkaç saat içinde olur. Bu dediğim olay ise patlatma sismik dalgaları ne kadar uzaklığa gidebilir? Hani mesela köylüler şikâyet eder ya "Benim evim sarsılıyor." diye, genel yargı şudur: Eğer 2 kilometre uzaktaki bir köy ise bu "Ya, buraya kadar sismik dalga ulaşmaz." denir. Genel, rutin patlatmadan bahsediyorum. Hâlbuki ulaşabilir yani patlatmadan bahsediyorsak bu kadar keskin şeyler söylemememiz gerekiyor, ben de söylemiyorum, çok iyi araştırılması gerekiyor. O bilirkişi raporu şu an internette, herkes ulaşabiliyor, ben de ulaştım. Konu uzmanlık alanım ve merak alanım daha doğrusu, uzmanım da diyemem, hâlâ öğreniyorum. Bakar bakmaz ona ya, sismik dalga... Veri yok ki orada yani çok keskin ifade... İtibarsızlaştırma falan değil ama şu da bir gerçek ki her bilirkişi -bunu affınıza sığınarak söylüyorum, lütfen- olarak seçilen kişi de o konunun tamamen uzmanı değildir.

Teşekkür ederim.