NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, sevgili vekiller ve bürokratlar; "Yöneticilerin ödev ve sorumluluk sorumlulukları" başlığını içeren 6'ncı maddeyi konuşuyoruz. 6'ncı maddenin başlığı sadece "Yöneticiler" biçiminde yer alıyor, bunun daha somut olup "okul yöneticileri" olması gerekiyor diye düşünüyorum, somut ibare kullanalım.

(1)'inci fıkrada özne "yöneticiler" çoğul ama aşağı indiğimizde paragraflarda, cümlelerde bütün her şey tekil "yönetici" olarak alınmış. Bu paragrafların da ya başında "okul yöneticisi" olup paragraflar "yönetici" olarak geçmeli ya da başında isim "okul yöneticileri" ise aşağıdaki cümlelerde "okul yöneticileri" olarak çoğul olabilmeli.

(1)'inci fıkranın (ç) bendinde de bir belirsizlik görünmekte. "Eğitim kurumunun sürekli gelişim göstermesi ve eğitim öğretimin kalitesinin yükselmesi için çaba gösterir ve bu amaçlar doğrultusunda tüm kaynakların etkin, etkili ve verimli kullanılmasını sağlar." denmekte. Burada da okul yöneticilerinden, belirlenen amaçlar doğrultusunda tüm kaynakların etkin ve verimli kullanılması istenmekte. Bu da somut değil, buradaki "tüm kaynaklar" ifadesi belirsizlik içermekte. Burada da değişiklik yapıp "okula ait tüm kaynakların" olması gerektiğini savunuyoruz.

Yöneticiler yönetim ve denetim görevini Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda Türk millî eğitiminin genel amaç ve ilkelerine uygun olarak yapmakla sorumlu tutulmaktadır. Yöneticilere, eğitim öğretim faaliyetlerinin sağlıklı, güvenli ve huzurlu bir ortamda yürütülmesi için gerekli önlemleri alma ödevi verilmektedir. Buradaki bütün "yöneticiler" ya "okul yöneticisi" ya da "okul yöneticileri" olmalı.

Burada yöneticilerin görevleri yer almakta ama bu paragrafta yöneticilerin sorunları yer almamakta, burada yöneticilerin sorunlarını da dikkate almalıyız.

Artı, bu kanun teklifi maalesef ki böyle iki güne sıkıştırılmış "Hemen kabul edelim, geçirelim." taktiğiyle yine diğer torba yasalar gibi önümüze getirildi. On üç aydır Millî Eğitim Komisyonu toplanmıyor, madem bu kadar önemli bir yasaydı keşke bu kanun yapılmaya başlandığında, en azından beşer onar maddede bu Komisyon üyeleri toplanıp maddeler üzerinde ortak bir karar alabilseydi; beraber karar verseydik en azından oy birliğiyle çıkardı ama maalesef ki yine sıkıştırarak önümüze getirdiniz, gece yarılarına kadar çalışmanın da bir çözüm getirmeyeceğini düşünüyorum çünkü fikirlerimiz çatışıyor.

Bu kanunda bütün paydaşlara da yer verilmemiştir, sadece iktidar vekilleri; saraydan gelen istek üzerine imzalanmış bir kanun teklifi. Hâlbuki bizim emekliden, asgari ücretliden, esnaftan yani tüm halkımızdan tasarruf beklerken bu kanun teklifiyle kurulmak istenen akademinin ne kadar gereksiz olduğunu düşünmemiz gerekiyor. Bütçeye bence ek bir gider; malum, zaten para yok, insanlara zam yapmıyoruz; 3,5 milyon emekli 10 bin liraya mahkûm çünkü kök maaşları 8 bin liranın altında. Siz kendinizi o emeklilerin yerine koyun, nasıl yaşayabileceğinizi bir düşünün. Eğer ilköğretim çağındaki öğrencilerimize bu parayla, bütçede bu akademiye ayrılan parayla 1 öğün yemek versek, emin olun hepimiz hayır duası alırız.

Taşımalı eğitimden vazgeçmeliyiz. Küçücük, ilköğretim çağındaki çocukları 50-60 kilometre uzaklıktaki okullara göndermeyelim; çocuklar okuldan soğuyor, gitmek istemiyor. Bilmiyorum, hanginizin torunu, çocuğu var? Sabah saat beş buçukta kaldırıp kim gönderiyor 60 kilometre uzaklıktaki bir okula? Hepsi istifra ederek ertesi gün gitmek istemiyor, karın ağrıları oluyor o çocukların.

Artı, ÇEDES konusuna gelelim. Evet, ÇEDES'te de STK'lerle protokol yapılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI FİLİZ KILIÇ - Sayın Vekilim, süreniz doldu, lütfen toparlayalım.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Tamam, herkese süre verdiniz, ben de tamamlamak istiyorum süremi Sayın Başkan.

OTURUM BAŞKANI FİLİZ KILIÇ - Süreniz tamamlandı zaten.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Biraz uzatmak istiyorum, bir dakika müsaade edin.

OTURUM BAŞKANI FİLİZ KILIÇ - Tamam, bir dakika...

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - ÇEDES'te STK'lerle protokol yapılıyor ama -emin olun- bu STK'ler sadece dinî kuruluşlara ait STK'ler. Neden bir ADD'yle, neden Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğiyle, neden Kadınlar Birliğiyle bir protokol imzalayamıyor Millî Eğitim; ben bunu da sormak isterim. Bu dinî kuruluşlar sınıfa gelip din dersi veriyor, zaten din hocaları var, din eğitimi veren öğretmenlerimiz var yani ne gerek var daha başka bir kuruluştan birini oraya eğitmen olarak göndermeye?

Çocuklarımızın beynini bunlarla doldurmayalım; çağdaş eğitim, bilimsel eğitim verelim çocuklarımıza; Millî Eğitimden bütün talebimiz bu yöndedir.

Teşekkür ediyorum.