KOMİSYON KONUŞMASI

YILMAZ HUN (Iğdır) - Evet, madde 7 üzerine konuşuyoruz.

Eğitim modellerinde cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türkiye'deki farklı halklar, inançlar ve kimlikler yok sayılmış; eğitim modellerinin hiçbirinde Türkiye'de yaşayan farklı inanç grupları, diğer halklar ve kimliklere de yer verilmemiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türkiye'deki farklı halklar, inançlar ve kimliklerin yok sayılması var olan farklı halkları ve inançları, kimlikleri yok edememiştir; bu durum tekçi zihniyetin antidemokratik uygulamalarından başka bir şey değildir. Bu ülkenin ihtiyacı olan, tekçi, retçi uygulamaların devamı değildir, toplumsal barışın sağlandığı eşit yurttaşlık temelinde yasal düzenlemelerdir.

Teklifte insan haklarına dayalı, bilimsel, demokratik, laik değerlere yer verilmemesi de ciddi bir eksikliktir. Teklifte belirtilen eğitim kurumunun amaçlarının gerçekleştirilmesine katkı sağlayacak paydaşlarla iş birliği yapma ifadesinin son derece muğlak olması, bunun ideolojik saiklerle, gerçekçi bir tehdit olarak tarikat, cemaatlerle yeni ortaklıklara zemin hazırlayacağı açıktır.

"Öğretmenlerin Nitelikleri, Seçimi, Hazırlık Eğitimi, Öğretmenliğe Atama ve Yer Değiştirme" başlığını taşıyan üçüncü bölüm altında yer alan 7'nci maddede öğretmenlerin nitelikleri ve seçimi düzenlenmiştir. (1)'inci fıkradaki öğretmenlik tanımına "meslek bilgisi bakımından hazırlığı gerektiren" ibaresi dâhil edilmiştir; bu durum öğretmenliğin uzmanlık mesleği oluşu ve mesleğin niteliğiyle bağdaşmamaktadır. Böylece herhangi bir yükseköğretim programını bitiren bireyler ile eğitim fakültesi mezunları arasında fark ortadan kaldırılmıştır.

Maddenin (2)'nci fıkrası "Öğretmen olarak istihdam edilecekler, öğretmenlik mesleğine kaynak teşkil eden en az lisans düzeyinde yükseköğretim programlarından veya bunlara denkliği kabul edilen yurt dışı yükseköğretim programlarından mezun olan ve hazırlık eğitiminde başarılı olanlar arasından seçilir." şeklindedir. Bu hâliyle fıkra eksik düzenleme içermekte, her yıl binlerce öğretmen adayı yetiştiren eğitim fakülteleri ile herhangi bir yükseköğretim programını eş değer hâle getirmektedir. Bu maddeyle üniversitelerin eğitim fakülteleri boşa düşürülmekte, pedagojik eğitim alan, öğretmenlik vasfını kazanmış kişilerin en az lisans düzeyinde yükseköğretim programlarından mezun olan kişiler arasından seçilmesi üniversitelerin eğitim fakültelerini baypas etmektedir. Bu maddeyle eğitim fakültelerinin işlevselliği ortadan kaldırılmış olunur. Her defasında eğitimin kalitesini artırmayı düşünen, bunun için çalıştıklarını ifade eden iktidarın, eğitim fakültelerini boşa düşürerek eğitim fakültesi mezunu ile lisans mezunu kişilerin öğretmenlik mesleğini aynı kalitede verebileceğini düşünmesi çelişkilidir. Ayrıca, bu durum eğitim fakültelerini boşa düşürdüğü için önümüzdeki yıllarda üniversitelerin eğitim fakültelerini tercih edecek öğrenci bulamamak anlamına gelmektedir. Bu madde öğrencileri eğitim fakültelerini tercih etmekten vazgeçirebilir, başka lisans bölümlerini tercih edebilirler. Nasıl olsa başka lisans bölümü okuduğu zaman hem kendi bölümünü, mesleğini icra edeceği gibi hem de öğretmenlik mesleğini de icra edebilecektir. Bu biçimdeki düzenleme eğitim fakültelerini işlevsiz hâle getirdiği gibi bir uzmanlık mesleği olan öğretmenlik mesleğinin niteliksizleşmesine yol açacaktır.

İktidar bu düzenlemelerle eğitimin kalitesini yükseltme gibi bir amacının olmadığını göstermektedir. Maddeyle, eğitim fakültelerinden mezun olan, öğretmenlik vasfını edinmiş kişilere istihdam edilmeden önce hazırlık eğitiminin şart koşulmasının, eğitim fakültelerinin işlevsiz kılınmasının, paralel öğretmen yetiştirme yollarının icat edilmesinin, istihdam edilecek kişilerde aranacak genel kültür ve özel alan eğitimi ile öğretmenlik meslek bilgisi niteliklerinin herhangi objektif bir parametre belirlenmeksizin Bakanlıkça belirlenecek olmasının liyakatsiz veya ideolojik taşıyıcı niteliklere sahip kişilerin atanmasına zemin hazırlayacağı bellidir. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda açıkça görülüyor ki yeni bir kadrolaşma zemini olarak Millî Eğitim Akademisinin kuruluşu, işe yeni başlayan öğretmenin hazırlık eğitimi adı altında seçimi ve yerli, millî olmayanların elenmesi, kendilerinin benzeri olmayanların dışarıda bırakılmasıdır. Uzmanlık sadece hazırlık eğitimiyle sağlanacak bir nitelik değildir, eğitim fakültelerindeki akademik eğitim ve bilgiyle tamamlanması şarttır.

Tüm bu sebeplerden dolayı teklifin 7'nci maddesi teklif metninden çıkarılmalıdır diyoruz.

Teşekkür ediyoruz.