EVRİM KARAKOZ (Aydın) - Öncelikle herkesi saygıyla selamlıyorum.

Yasa teklifinin geneliyle alakalı zaten yeterince milletvekillerimiz konuştular, tekrara düşmemek adına ben de tekrar etmeyeceğim.

12'nci madde disiplin cezalarını ve disiplin cezası gerektiren fiil ve davranışları düzenliyor. Anayasa'mızın 2'nci maddesinde ifade edilen hukuk devleti ilkesi ve hukuk devletinin unsurları açık. Bu yasa teklifi özellikle belirlilik ilkesinden çok uzaktır yani kişiler ve idare yönünden açık, anlaşılır, sınırları belli bir anlayışla yapılmamış bir metinle karşı karşıyayız. Özellikle, idareye inanılmaz derecede verilen bir takdir yetkisi var disiplin konusunda. Kaldı ki burada şöyle de ilginç bir şey var: Devlet Memurları Kanunu'nun 125'inci maddesinde uyarı cezası gerektiren fiiller burada kınama cezası gerektiren fiiller hâline dönüştürülmüş. Dolayısıyla bu yasa teklifi bu hâliyle Devlet Memurları Kanunu'yla da bağdaşmamaktadır. Kaldı ki maddenin ölçülülük ilkesiyle de bağdaşmadığını açık bir şekilde ifade etmemiz lazım. Örneğin, kınama gerektiren fiillerden bir tanesi "Akademinin düzen ve işleyişini olumsuz etkileyen davranışlarda bulunmak." Bu nedir? Burada belirlilik var mıdır, ölçülülük var mıdır? Özellikle bu, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmakta mıdır? Bunu açık bir şekilde sormak istiyorum.

Ben bir ilkokul öğretmeninin çocuğuyum, kendim de öğretmen lisesi mezunuyum. Öğretmen liseleri iktidarınızda kaldırıldı. Öğretmen liselerinin neden kaldırıldığı da kamuoyuna anlatılmadı, aktarılmadı, en azından biz bunu duymadık. Yirmi iki yıldır her konuda olduğu gibi bu konuda da "Biz yaptık, oldu." diye davranıyorsunuz, ne insanların ne kişilerin görüşlerini alıyorsunuz. Kendi kafanızda bir yol haritanız var, bu yol haritanız doğrultusunda hareket ediyorsunuz. Öğretmen lisesi mezunu olduğum için de pek çok arkadaşım hâlihazırda öğretmenlikle iştigal ediyorlar. Öğretmenlerimiz mutsuz, sadece atama bekleyen ya da üniversitede şu an okuyan arkadaşlar değil, atanmayı başarabilmiş öğretmenlerimiz de mutsuz. Mutsuz öğretmenlerin mutlu bir nesil yetiştiremeyeceği de ortada. Yasa teklifinin bu hâliyle öğretmenlerin ya da öğretmen adaylarının ya da öğretmen olmak isteyenlerin sorunlarını çözmekten fersah fersah uzakta olduğu da açıktır.

Şimdi, 27 Aralık 2023 tarihinde Sayın Bakanımıza bir soru sormuşum, demişim ki: "ÇEDES Projesi kapsamında okullarda siz danışman görevlendirdiniz mi?" Sayın Bakanımız da sağ olsun, bize cevap vermiş, demiş ki: "ÇEDES Projesi kapsamında okullarda manevi danışman görevlendirmedik." Ama burada benim elimde bir belge var, soru önergeme de bu belgeyi koymuştum; şimdi, Efeler İlçe Müftümüz ile Efeler Kaymakamımız ÇEDES Projesi kapsamında Aydın ilinin Efeler ilçesindeki bütün okullara manevi danışman atamıştır. Resmî yazılar burada, hangi okulda kimin görevlendirildiği de ortada. Şimdi, bu yasanın 5'inci maddesinde diyor ki: "Öğretmenler: Öğrencilerini; Anayasada ifadesini bulan temel ilkelere bağlı, Türk Milletinin millî, manevi, ahlaki ve kültürel değerlerini benimsemiş, ülkesine, içinde yaşadığı topluma ve insanlığa karşı sorumluluk hisseden erdemli insanlar olarak yetiştirir." Şimdi şunu sormak istiyorum ben: Belgeleri de eklemiş olduğum hâlde, "Manevi danışman görevlendirdiniz mi?" demiş olduğum hâlde gerçeğe aykırı beyanda bulunan bir Bakanın önderliğinde biz bu hedefe ulaşabilir miyiz? Bence öncelikle, bu hedeften daha önce, şu anda Millî Eğitim Bakanlığının başındaki zat gerçeğe aykırı beyanda bulunmaktadır, dolayısıyla kendisinin bu yasa teklifinde hedeflenen eğitime tekrar tabi tutulması gerekmektedir.

Ezcümle, özetle şunu söylemek istiyorum: Bu yasa teklifi, baştan aşağıya, bu problemi çözmekten, öğretmenlerimizin dertlerine deva olmaktan, öğretmenlerimizin sorunlarını çözmekten uzaktır; geri çekilmesi gerekmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Evet, teşekkür ediyoruz, geçmiş olsun dileklerimizi de iletiyoruz.