İBRAHİM AKIN (İzmir) - Tekrar herkese merhaba.

Şimdi, bu maddede de aslında bir sözleşmeli öğretmenlik istihdam meselesi konuşuluyor. Bütününe dair söylediklerimizin çok dikkate alınmayarak devam eden bu tartışma ve müzakere ortamı maalesef sonuçsuz kaldığından dolayı aklımıza bir iki şey geliyor. Umarız, Anayasa Mahkemesi bu Türkiye'deki eğitim sisteminin ortasına bomba gibi düşecek yasayı iptal eder ya da umarız ve inşallah diyelim, sizin siyasi ömrünüz yetmez, bu yasayı da uygulama koşulları kalmaz diye düşünüyorum. Çünkü tekrar eden her konu, aslına bakarsanız, pratik olarak ne kadar vahim duruma geldiğini gösteriyor. Bir taraftan sözleşmeli öğretmenlik meselesinin şu aşamada ne kadar insanlık dışı ücretlerle yapıldığını, yaşandığını görüyoruz, biliyoruz, asgari ücret bile alınmıyor ama hâlâ sözleşmeli öğretmenlik meselesini burada koyuyorsunuz ve onun standartlarını koymaya çalışıyorsunuz. Hem hukuki bakımdan hem fiilî bakımdan hem eğitim sisteminin eşit koşullarda çalışma ve eşit ücret alma koşullarını da ortadan kaldıran anlayış bakımından, bu madde de gerçekten hem çalışma ahlakı, ortamı, koşulları bakımından uygun değil hem de fiiliyatta bir öğretmenin sözleşmeli ve sınırlı ücretlerle yaşamasının da mümkün olmaması bakımından; verimlilik, eğitim koşullarının adaletli bir şekilde gerçekleşmesi ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve başarılı bir şekilde gerçekleşmesi bakımından da uygun olmadığını düşünüyoruz ve tekrar edelim, umarım bu yasa geçmez, bu yasa topyekûn geri döner ve daha sağlıklı bir tartışma ortamında yapılır. Çünkü iki gün içerisinde 39 tane madde üzerinde karşılıklı görüşme yapılamadan sadece geçirmek üzerine kurgulanmış bir anlayış biçimiyle bu süreç devam ediyor. Meclisin Genel Kurulunda da benzer yaklaşımların devam edeceği gözüküyor.

Biz, özellikle eğitim alanındaki bu tartışmanın ve ortaya çıkan durumun umarız tekrar bir aklıselim değerlendirmesi söz konusu olabilir diye düşünüyoruz.

Teşekkür ediyorum.